20 Ekim 1930 Tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 7

20 Ekim 1930 tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 7
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

SON” POSTA İttilıatçılar Divanı Âlide Hesap Veriyorlar... | Bütün İtirazlara Rağmen Harp Taraftarlarının Arzuları Olmuştu!.. Herşey Enverin Başının Altından Çıkıyordu.. Cavit Beyin anlattığı şeyler ısında hepimiz derin bir hayrete düşmüştük. Ben umu- Mi harbe girmemiz sebeplerinin Tatammalı bir şekilde hazırlan- Miş ddııgunı esasen evvelce etirmiştim. Fakat me- Eıı kadar dolambaçlı, kldıır dalavereli ve esrar- Etgiz bir mahiyet taşı ru. rusu, hiç ümit etmiy maliye nazırı ılıı:lma Yöyle dGevam etti: ö çh — Gene © ler içinde Avasturya ıefiri.'n'înlâı Beye Belerek şöyle bir teklif yap- “Romanyanın Avusturya üze- Yyürümesi ihtimali çok kuv- üdir. Romanyanın gözünü tmak için Türk donam- .— Karadenize çıkıp bir nü- *'I yapmalıdır.,, 'alât B. bize bunu söyle- zaman ben derhal itiraz Ettim ; — Olamaz, dedim. ÂAyni zamanda bu - teklife H")'e nazırı Cemal paşa da ederek: “Ne Romanya, hede Bulgaristan bizim donan- Bamızdan korkarak — meslek- ü — değiştirmezler,, — dedi. "-tıı arkadaşlardan biri (Kön- hı'le ? ye ııkdu ç(îıkamlmmııı ileriye sürdü. mal buna dıymuı etti ve: D — Siz Köstenceye asker rsanız, Bulgarlar da İstan- üzerine yürür, Buna nasıl 1 koyabilirsiniz? Dedi. $ Cavit beyin şu izahatından Yice anlaşılıyordu. ki muba- İf fkirde bulunanların bu iti- Tazlarına rağımen harbe gir- '.evuııı istiyenler, bu arzularını kild için akla gelmiyecek şe- € muhtelif manevralar çe- işlerdi. Sabık Maliye nazırmın bu n ifadesini — şimdiye kadar İZce - dinliyen rcis şu suali l : — Köstenceye asker ihracı- N kim teklif etmişti? Vit bey bu suale : “İsmini şimdi hatırlıyamıyo- H, dedi ve şunları - ilâve tti h'*() içtimada bir çok müna- kıhrdan sonra, Romanya ha- “egc;lıgıhkmrde, İmanya —e Yusturyaya bir hizmet olmak © bitaraf kalamıyacağımızın ip bir İisanla Roman- Yty. tebliği kararlaştırı!dı. k meselenin bu nokta- liıı anlaşılmıştı. Harp taraf- Hyeu şu kararla muvaffa- klıamnı: oluyorlardı. delî ik- Maliye nazırı, elin- lan, Dot defterinin sayıfalarını || sonra anlatmıya Şştırdi B'*'ldı. lıktan — Goben ve Bereslâvın _dde'“t çıkmaması vükelâ —m'."'dl karar altına alın- Hılbuln Eylülüm sekizinci ı,_q_â:dn gelen Bulgar ve H’MTM lıeııı hıyrenen "'dil;: sokan şu — haberi Nıı_d_"“"ı harp ı—ıl:ıd: Veren Ben sapsarı kesildim. Bir nazırın henüz bilmediği bir hadise, nasıl oluyordu da ec- nebilerin dilinde dolaşıyordu? | Bunu nasıl öğrenmişlerdi? Der- hal istifanamemi yazdım, Cemal paşanın ana gittim. P AF ııxıly.:;'dı îlmu amirali Soşon bizim donanmanın da Karadenize çıkmasını emretmiş, Cemal paşa bu emrin dinlen- memesini telefonla lânmgelen- lere bildiriyordu. Biraz sonra Alman gemilerinin Karadeniz- den geri döndükleri haberi geldi. Bunun üzerine istifa etmekten vazgeçtim. İ'sıkıt eylülün on dördüncü Enver ikinci defa gll:ıık şu lılılıi?iş?lerî sürdü: — Rus donanmasının Kara- denizde cevelân yaptığı haber alınmaktadır. Şu halde bizim donanmanın da Karadenize çıkması lâzımdır. Biz bu teklifi de reddettik ve: — Alman amiralinin vaziyeti taayyün etmeden bizim donan- manın Karadenize çıkmasına muvafakat edilemez, dedik. Sabık Maliye nazırı (Goben) ve (Breslâv) meselesini burada kesmişti. Bununla — beraber şimdiye kadar verdiği izahat- tan esrarengiz hakikatler an- laşılmış — oluyordu. Öğrenilen en mühim nokta, Harbiye na- zırı Enverin maksatları idi. Bu adamın, adeta tek başına de- necek surette çılgın bir harp taraftarı olduğu meydana çık- mıştı. Fakat ben Enverin bir kukla oli ve gizli bir kuvvet tarafından oynatıldığına tekrar kuvvetle kanaat getir- miş oluyordum. Londradan Kumaş Getirttik.. Hııbnlıneııyı.en"" makastarını temin ettik.. Fakat ayni zamanda ölçü ile ypılmış derecede güzel — hazır — elbiselerle bu geçmez muşambalar da yaptık.. Tediyatta kolaylık gösteririz Eminönlünde Eanaf — Bankamı — ittisalinde tütüncüye bitişik ( $0 ) mumaralı mâkası güzel Asri teri'haneye müracaat edimiz. V-Şişli-—Osmanbey Yeni Mektep Ana - İlk - Orta kısımlar ve Fransızca kurlar Ana ve ilk kısımlarda kayt kapanmak üzeredir. Bu kere açılma- sına müsaade olunan orta sınıflara talebe kabulüne başlandı. İlk tahsili bitirip te yalmız Fransızca kurlarma girmeh istiyenler de kabul olunacaktır. Her Nevi Mobiyalarınızı Beyoğtun'da Galalasaray'ında 7 Numaralı sabik Parsiyana binasında S. TCHIRICOTIS Ve Fabrikasından mübayas ediniz. Mobilyalarının sağlamlığını temin eden l D. DEMETRIADIS £ öf maruf fabrikadır, Bir siyaret mobilyaların en mükemmel ve en çık oldağuna kanaat kesbedeceksiniz . TUCCAR ve BANKA MEMURU OLMAK İÇİN Pazartesi ve perşembe günleri anat 15 ten 17 ve gece 18 den 20 ye kadar iki — amif açılmıştır. Malâmatı - tüccariye, ilmi hesabı tüccari, usulü defteri, basita, muzaafa, pakradomar Amerikan usul bankacılık ve saire 4 mah zarfında kâmilen tedris olunur, son imtihanda muvaffak olanlara muhasebeci şahadetnamesi verilir ve iş tedarikinde muavenet edilir. Dersler bu ayın 27sinde pazartesi meccanen almak ve kaydolmak için Âmeri rikan liıııı ve ticaret kabul olunur. sefarethanesi yanında 24 numaralı Ame- dersanesine müracaat. İ Merkez acentesi'Galata köp- rü başında Beyoğlu 2362. Şube acentesi:Sirkeci'de Mühür- dar zade ham altında Tel.İst.2740 tında ve cadde üzerinde kâin mağaza 3 sene müddetle açık arttırma ile kiraya verilecek- tir. Kat'i ihalesi 30 teşrini evvel 930 tarihinde yapılaca- ğından istiyenlerin o gün saat on altıda levarım mü- dürlüğüne gelmeleri. İdare merkezi rıhtımındaki büfe ve rıhtım üzeri mekülât ve meşrubat - satıcılığı - bir sene müddetlekiraya çıkarıl- mış ve idarece açık arttır- ması temdit edilmiştir. Kat'i ihalesi 22-10-930 - tarihinde yapılacağından istiyenlerin o (Gülcemal) vapuru 20 teşrini vvel Pazartesi 14,30 da İRıhtımından kalkarak Sıhıı bahı İzmire varır ve Çarşam- ba 14,30 da İzmirden kalka- rak Perşembe sabahı gelir. Vapurda mükemmel bir o kestra ve cazbant mevcuttur. Trabzon Birinci Postası (Mahmutşevketpaşa) vapuru 21 teşrinievvel gah akşamı Galata Rıhtımından kalka- rak Zonguldak İnebolu, Si- nop, Samsun, Gireson, Trab- zon, Rize'ye gidecek ve dö- vüşte Sürmene, Trabzon, reson, Ordu, Ünye, Samsun, Sinop, İnebolu, Zongulda'ğa uğrıyarak gelecektir. Ayvalık Sürat Postası (Mersin) vapuru 21 Teşrinievel sah 17 de Sirkeci rıhtı- mından kalkarak Gelibolu Çanakkale, Küçükkuyu, Ed- remit, Burhaniye, Ayvalığa gidecek ve dönüşte mezkür | akelelerle birlikte Altınoluğa ğriyarak gelecektir, Azimette — Gelibolu için yük alınmaz. Mersin postası (Anafarta) vapuru 22 Teş- rinievvel çarşamba 11 deGa- ta Rıhtımından kalkarak Ça- nakkale İzmir, Küllük, Bod- rum, Rados, Fethiye , Finike Antalya, Alâiye'ye uğrıyarak Mersin'e gidecek ve dönüşte ayni iskelelerle beraber Taş- ucu, Anamora Kuşadasına uğ- rıyacaktır. Andifli ve Kalkan yolcu ve yükü gidiş ve gelişte Fethiye'de aktarma suretile alınıp verilir. Çanakkale için yük alınmaz. Alemdar zade vapurları *0 vapuru Bülent 19 Teşrinievvel Pazar günü akşam saat 18 de Sir- keci rıhtımından ( Zonguldak İnebolu, Ayancık, Samsun, Gireson, Trabzon ve Rize ve Hope) ye azimet ve Vakfıkebir, Görele, ve nyaya — uğrıyarak — avdet edecektir . Müracaat mahalli: İstan- bul meymenet hanı altındaki yazıhane Telefon İstanbal! 154) lar senede iki defa talilerini deniyebi- lirler ve 500 - lira kazanabilirler. Alınız ve taliinizi deneyiniz ÜRTEMEE LN Türkiye İş bankası kumbara alanlar arasında senede iki de- fa kura çeker. Her defasında altı kişiye bin lira mükâfat verir. Bu kuralardan biri bu ayın ba- şında Ankara merkezimizde çe- kildi ve altı kişiye 1000 lira ve- rildi. Bundan sonraki kura 1931 senesi nisanında çekilecektir. Fa- kat o kurada kazanabilmek için £ kânunuevvel — tarihine kadar kumbara almiş bulunmanız İâzım- dır. Bu kuradan istifade etmek ve telünizi 'denemek' istiyofsanız kumbaranızı şimdiden alınız. Kum- baralarımız bedavadır. 1 kânını- evvel gelmeden kumbara alınız. TÜRKİYE İŞ BANKASI HAKİKİ HAYAT HİKÂYELERİ: “Tepemde Kurşunlar Yağıyor!,, Mezarda Mıyız, Nere- deyiz, Ne Oluyorum ? önğ) vi Sokakta kimse kalmadığımı görünce, ben altı metre yük- sekliğindeki damdan sokağa atlıyarak kaçtım. İgaz kasabasına gittim, iki gün sonra gene yakalandım ve şubede üç gün hapsedildim. İki jandarma ve bir askerle berılmv. dört kişi, gitmek için yola çıktık. Akşam oldu, yol üzerindeki bir köyde o gece kaldık, köy- lüler bize çok ikram ettiler, gece jandarmalarla — beraber köy kahvesinde oturduk, bir- birimizle çok ahbap olduk, ba- na emniyetleri arttı. Mevsim yazdı. Misafir oldu- ğumuz evin bahçesinde yattık ve hepimiz derin bir uvkuya daldık. Gözlerimi açtığım vakit bak- tım ki şafak hemen yatağımda doırnh;;: tan ye- rine doğru baktım, sanki Ke- ziban da lıııuıaı dZı-ıı:lııı bakı- OrM! ibi T Sı?ımgı;ıkız,andımıyı bak- tım, horul horul uyuyor, Ke- zibanın sevdasından bir kere haha — cesaret — alark, — jan- darmanın — silâhını kaptı- âım gibi, hahçenin - alçacık uvarından — hızla atladım ve Ilgaz yolunu tuttum. Giderken semersiz bir eşeğe rasgelmiştim, — onun — üstüne atlıyarak — İlgaza uğramadan köyümüze — girdim, — Keziban evde yoktu, gene kederinden hastalanmış, akrabamızdan bi- rinin evine gitmişti. Çare yok, ertesi sabah kal- karak gene dağlara doğru rümdi-—b:ileye Wb ıı.'__ mıştım, çeşme başında su içerken uzaktan üç atlı gördüm, evvelâ ehemmiyet vermedim, yaklaştılar, jandarma süvarileri olduklarını gördüm ve olanca hızımla başladım, arkamdan iki el silâh attılar, ankırıya mımn üstünden geçti. Artık boyuna silâh atıyor« lardı, nihayet teslim oldum, iri yarı adamlardı, beni fena halde —dövdüler, — dayaktan Lüıüyeımyecek bir haldeydim, ir merkep bulup beni bindir- diler amma, dönüyor, midem bulanıyor; gözlerim ka- rarıyordu. Nihayet, hayvanın üsiünden düwp bayılmışım. Gözlerimi açtığım vakit ken- dimi zifiri kırıı&ım ik bir yerde, u hava içinde, sırtüstü ııkmıç buldum. Her — tarafım uz gibi. Sert bir rutubet his- sediyorum. Bu hal ne? Ben neredeyim? Dehşetli bir korku ile ye- rimden fırlyarak kalkmak is- tedim. Ama ne mümkün. Ba- şımı bıçryere vurarak — düş- tüm, tırnağıma kadar — hışırtılı. bir. basma. Yeni olduğu hışırtısından belli. Yattığım yerde iki kolumu zorla kaldırarak başıma sarılı basmayı — çıkardım. — Kalkıp oturmak — istiyordum, — fakat başım bir yere dokunuyordu. Elimle vücuduma dokundum, çırilçıplak ve soğuktu. — Elle- rimle — etrafımda bir tahtı sertliği de hissediyordum, İştı © zaman toprağın altında, bi mezarda gömülmüş olduğum anladım. — Gittikçe — nefesir daralıyordu. “ Acaba, diyordum, ben sa hiden öldüm mü? ,, Elimi —ayağımı oynattım, vücudumu bir daba yokladım, her şeyim yerindeydi, camm çıkmamıştı. Fakat ben niçin buradayım? Beni buraya kim İf Ne zaman? Nasl? bunlar yıldırım gibi ak- hmdan geçerken, birdenbire ani bir kuvvet ve cesaretle yüzüstü döndüm, bütün kuv- vetimi — ellerimle, ayaklarıma verdim, üstüme yığılı toprak- ları tepmiye, itmiye başladım. | kurşunun - biri vızlıyarak başı» &___—____m 3FOSFATLI ŞARK MAL Hülâsası kullanınız. Sütünüzü arttırır. Çocukların kemiklerini kuvvetlendirir.

Bu sayıdan diğer sayfalar: