22 Kasım 1930 Tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 4

22 Kasım 1930 tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 4
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

22 - Teşrinisani - “Kari Gözile Gördüklerimiz Bu Sütun Herkesindir Köylü Dayılarımız Elbet- te İstifade Edebilirler Efendim; Halkın sesi yalaız — mühterem İs- tanbul halkına mahsuş değildir, de- ğil mi efendim. Bir miktar da — köylünün sesini dinlemek, köylü İle temas ve köylü ile dertleşmek İâzımdır. Çünkü köy- Kü gariptir. Köylüler tenvire muhtaçtır ve köylüler alâka — gösterilmiye — de- ğerler. Bunun için evvelâ Edirnekapı- ya gelinir, oradan —Arnavutköyüne gitmek Tüzimdir. ve — etomebil bu- hanur. Doğruca Arnavutköyüne çekti- rirsiniz. Lâkin Araavutköyünden bun- dan sonra bu — mevsimde — Terkosa etomebil işlemez. Bunua için Taya- hatun karyesinin — manda — arabalarımı beldemiye mecbursunuz. — Yolda — hiç araba eksik olmaz. Hemen bir ara- bayı gördünüz mü, bir merhaba bor- Cunuz vardır. Arabaya binersiniz. Bu mevsimde — tamam — beğ — Saatte Tayahatun — köyüne — gelirsiniz. Ahalisi gayet — mizafirperverdirler. — Cüzelce dertlerini dinlersiniz. Lâkin Ük dert- leri — sizin geçmiş > olduğunuz yel- dan şikâyet etmek olacaktır. Herkesin Üç çift manda İle geçe- medikleri Kalkandelen denilen mey- am yerden arabalarının geçemediklerini, arabaların — batıp kaldığını — işitirseniz! hayret etmeyiniz. Etasen Armavutköyünden Tayahatun karyesl O doküz — buçük — kilemetradir. Beferberlik nihayetinde tamamen tesviyel türabiyesi İknal — edildiği — gibi - bir kasım- taşlar dahi yolun — kenarına istif edilmiştir. Ezcümle vali Bey de bundan Üç ay evvel Terkosa gelmiş, meczkür yolun gayet ufak bir. bim- mete muhtaç olduğunu —aynen — gör- müştü. Biz asfalt şose İstemiyoruz.? Adi şöse istiyoruz. —Bilhaasa köylü- lerin arabaları batıp hayvanları zayi olmasın küfil Bu şösze yaptırılacak olursa bu civar İstanbul halkı için bir tenezzlih yerl olur ve bu — su- retle balk havasından lstifade eder, biz de köyümüzü — şenlenmiş — görürüz efendim. Bir kariiniz BON POSTA: Bu karlimizden çok rica ederiz. Aralarında bulunmak bizim için bir zevk ve ayri bir şeref isede oraya hbizzat gelmemiz şu günlerde imkün Bıdır. Diğer dertlerini de bize bi dirsinler. Fatih Halkının Elskirilten Sileiyelü Fatih ve civan halkı, elekieik ten- viratından — şikâysiçidirler. Cereyan ke- #imeleri sık sik vukua geldiği için halk bizar — olduğunu — söylemektedir. Bundan beş, altı gün evvel san defa kesllen cereyan ancak (48) saat son- ta gelmiştir. Şirketin ba işle cld- diyetle meşgul olmamı şayam arzudur. Kiliste Bir Hadiseye Dair Kiliste Ahmet Fikri Beye: Bahsettiğiniz. hadise hakkinda mevsuk — ve delile müstenit malümat gönderirseniz derce- dilir efendim. Tefrika numarası: 31 n BAA Bu Çocukları, Haylazlıktan, Soğuk Ve Havanın Tesirlerinden Kurtarmak Lâzımdır “Soğuklar başladı. Sobacılar, odun ve kömürcüler faaliyette. Sıcak: odalarında, yumuşak kürkler içinde kışı karşılıyanlar için soğukların hiç ehemmiyeti yoktur. Fakat İstanbulun fakir semtlerinde ateşsiz ve elbisesiz vatandaşlarımız — için matem başlıyor. demektir. | Dün muharrirlerimizden - bi- rini İstanbulun fakir- mahallele- Arap Rasih 14 Sene 7 Aya Mahküm Oldu Kadıköy ve Beyoğlunda birçok — evleri soyan ve son defa böyle bir soygunculuk esnasında — kaçarken - telgraf direklerinin- üzerinde - tutulan maruf bir hırsız vardır ki adı İbrahim oğlu Rasihtir. Rengi- nin karalığından — dolayı da kendine AÂrap denir, Epey za- mandanberi muhakemesi cere- yan etmekte olan Rasihin da- |vası dün neticelenmiş ve 14 sene 7 ay hapse mahküm ol- muştu. -Bu adamın hırsızlıkları hesab agelemiyecek derecede çoktur. Adliyeden Kaçan Hırsızların Mahkümiyeti Bundan bir ay evvel hırsızlık zannile yakalanan Şükrü is- minde birisi mahkeme kapı- sında beklerken — mahkeme divanhanesinden firar etmişti. PEYAMİ SAFA SON POSTA'nın Edebi Romanı FATİH -HARBİYE Neriman kelimesini aradı: — Ben, dedi; ben... Nasıl söyleyim ? Daha medeni yaşa- mak istiyorum, Burada çok sıkılıyorum, Siz bana hâk ver- mezsiniz, ben... Faiz B. kızının sözünü kesti: — Ben sana hak veriyorum. Sen bollukta büyüdün, bu semtte, bu evde şıkılıyorsun, istedizrlerin olmuyor, ben bu- nu - biliyorum. — Meselâ... bakınız... dört beş gün soura Perapalasta bir balo var. Bütün arkad.şlarım gidecekler... Ben kalacağım... Halbuki bu, senede bir kere , olan şey... Faiz Bey “balo,, kelimesini duyunca, gizli âmilin bu olup olmadığını düşündü, bu hare- ket noktasımdan - başlıyarak, Nerimanın daha mahrem arzu- larını anlamıya karar verdiği için onun bu sözlerini tasviple karşıladı: — Tabü... dedi, insan ar- kadaşlarında — gördüğü — şeyi yapmak ister, Onlarla beraber # rinde dolaştırdık. Yangın yer- lerinde yer altı kulübelerinde, rüzgâra mukavemetsiz, harap evlerde — oturan - vatandaşların elemlerini yakından gördük ve bunları resimle tesbit ettik, Bunların içinde bizi en zi- yade müteessir eden sökak- larda yırtık elbiselerle, çıplâk ayaklarla — oynıyan çocul dır. Müreftede Kasabanın Kurtuhıgu Hararetle Tes'it Baîîdı İ Mürefte— 1 Tteşrinisani930 Mü- reftenin kurtuluş günüdür.Büğün Mürefteliler muazzam tezahli: ratla bu mes'ut günü| teşijt etmişlerdir. Bütün — Mürefte rqilliklcr ve bayraklarla süs- lenmiş, binlerce halk, Hükü- met önünde toplanmış ve nu- tuklar söylenmiştir. Gece de STAY I O asında Bu çocukları hastalanmadan evel kurtarmak, bu mes- kenleri de bir ân evvel ıslah çarelerine bakmak borcumuz olmalıdır. Bu sene belediye, tahsisat olmadığı için -fakir ailelere odun ve kömür işinde yar- dım edemiyecek bir haldedir. Birtakım: cemiyetlere- yüz bin liradan fazla yardım yapan belediyenin bu ihmaline kârşı hiç olmazsa ©o hayır cemiyet- lerinin faaliyete geçmesini v- zavallı vatandaşların yardımma yelişmeımi istemek hakkımız- dır. Sokaklarda mektepsiz, aç ve elbisesiz. dolaşan bu yavru- ları kurtarmak — en büyük vatani vazifemizdir. Dört Kişi Yakalanmıştır Çankırı — Kalecik civarın- da, Câvur İmam namında bir 'şaki türediği ve birkaç silâhlı arkadaşı ile dolaştığnı haber verilmektedir. Alınan malüma- ta göre bu adamın daha ziya- de Aşağımahmut, Ağakoyun- lar ve Hamzalı civarında bu- lunduğu söyleniyor. Ayni za- manda (Bapsa) namındaki fener alayları yapılmış, saba- * köy ile Tosya yolunda bir ha kadar meşalelerle her ta- raf aydınlatılmış, meydanlarda milli oyunlar oynanmıştır. Bize bu günü yaşatan kahramanlar hürmetle — yadolunmuş, | Gazi Hı. ne de en hararetli, târi- ' mat gönderilmiştir. ! Talât Behçet —a Tekrar yakalanan bu hırsız, bi- rinci ceza mahkemesinde dün muhakeme edilmiş (3 ) sene, on ay, (20) gün hapse mahküm olmuştur. . bu arkadaşların kimlerdir, me- selâ?... — Fahriye,Ülviye, Nezahat.. Neriman ilk aklına gelen bu isimleri düşünmeden göy- leyivermişdi. Faiz bey sordu: — Nezahet mi? Şinasinin hemşiresi mi ? Neriman tasdik etmiye mec- bur oldu: — Öyle ya... — O halde Şinasi de gele- cek, tabil... — Gelmesi lâzım. Faiz B. düşündü. Başını hafifçe kaldırarak : — Öyleyse ne mahzur var ? dedi, Şinasi beraber olduktan sonra gidebilirsin. Mesele bun- dan ibaretse kolay ! Neriman kızardı: — Değil baba... Misal ola- köylü soyulmuş ve- dört kişi yakalanmıştır. — TAKVİM — Gün 30 21-Teşrinisani-930Kasım 13 Arabi Ruml 19- Cem.elahar-131) | Vakit-Ezasl-Vasvtı | Vakıt-Ezani- Vazatl ————ML Güneş 2.7 / 6.54| Akşam| 1.— 1647 Öğle | 703 /(11.59 | Yata | 136 his.23 İkindi | 945 | 1432 |lmsak (12.23 | 410 “baloya nasıl gidebilirim... Onun az çok bir masrafı — var. Ben daha sizi geçenlerde bü- yük bir masrafa soktum. Size yeni bir şey teklif edemem. Faiz Bey, hayati meselelerin büyük hesabı içinde maddi |masrafların ehemmiyetini unu- tarak : — Onu da hallederiz, dedi, iş ki senin istediğin olsun. Gölter tekrar içeri girdi. Faiz Bey, kızına karşı girişti- gikııhhüdüıı neticelerini epi lüşündükten sonra : | — Fakat, dedi, Şinasile beraber gideceksiniz! Neriman, hakiki arzularına hiç te uymıyan ciddi bir görü- nüşle cevap verdi : — Tabü, tabü... Onsuz na- sıl giderim? Dedi ve babasının dizine eğlenmek te bir haktır. Fakat | rak söylüyorum... - Hem' be'nı peçeteyi yaydı. Kızlarımız Okur Mu? Dün bir Darülfünunla genç kızdan aldığım mektubu - neş- Tetmiştim . Nihayet Darülfünunlu kızı- mızın harekete gelmesi doğru* su beni çok sevindirdi. Darül- fünunda okuyan kıza en ziya- de yaraşan şey hareketsizlik- tir. Kendisinden — bahsedil- diği ve ağır bir ithamla mu- ahaze edildiği balde İâkayt kalabilmesi beni muztarip etmişti. Bu genç hânım kızın cevabı mutlak olarak doğrudur. Fakat tatbikatta hatası vardır. Benim de Darü'fünunda oku- yan bir kızım vardır. Bu kızım vasıtasile Darülfünun hayatını, bilhassa Darülfünundaki talebe hayatını yakından takibe çalışı- yordum. Şimdiye kadar öğren- Wükeeini Biğlü Bodriye Habian iddizindü > haklı — olmadiğin göstermiştir. Darülfünuna giden kızları birkaç sınıfa ayırmak müm- kündür. Bir kısmı muallim ve- ya memur olmak için Darülfü- nuna gider. Bunlar ekseriyetle muallim mektebi mezunları veya hali hazırda muallim olanlardır. Bu kızlar meslek - sahibidirler. Mahrumiyet içinde çalışırlar. Fakat akalliyeti teşkil ederler. Bir kısmı fakir aile kızları- dır. Muayyen bir meslekte yüksek tahsil görmek bavesin- dedirler. Ya avukat, ya kim- yager filân olmak isterler. Bunlar da, ekseriyetle hukuk ve fen şubesine girenlerdir.| Bunların da Darülfünuna bir meslek ihtiyacile girdiklerine şüphe yoktur. Fakat bunların haricindeki kızlar lüks için ve hayat için Darülfünün taksili yapmak is- terler. Bunlar yüksek tahsil görmüş bir kız görünmeyi, evlenmek için kullanılacak bir cihaz gibi telâkki ederler, Ta- bü Darülfünunda yalnız görün- mekle ve kendilerini göstermekle iktifa ederler. Darülfünunu biti- rince de kitapları kapar, evlen- mek peşine düşerler. Bizde Da- rülfünun kızlarının henüz ekse- 4 Teşrinisani - 1345 | riyetini bunlar teşkil eder. Bunun böyle olması ne ayıp, |ne.de gayri tabü birşeydir. | Bizde — kızların Darülfünuna girmeleri birkaç senelik bir —B-— Ah, insanlar niçin herşeyi anlıyamıyorlar? Beş dakika, on dakika, yarım saat ken- dilerini unutsalar, kendilerini karşılarındakinin yerine koy- salar, tam onun gibi - fakat biç eksiksiz ve tam - orun gibi duycalar, herşey ne ka- dar yerli yerinde olacak. Ha- yır! İllâ ki zıddıyetler, öfke- ler, yanlış anlaşmalar, kıs- kançlıklar, inatlar, şüpheler, hâkim olmak arzuları... Neriman, babasına bakarak böyle düşünüyorl'u; ve hâlâ ruhun uzaklıklarına kaçan de- rin bir. kinle babasını mazur görmek — istemiyordu, — Evet, şüphesiz onu seven bu ihti- yar bile karışık duygulu bir fadamdı; bazan, kendisinde, bir baba şefkatini nzerresi bulun- mıyan ve içi kızı için, garez a ANĞLAMENA A M Kadın Ve Kalp İşleri Darülfünunlu Kıza Cevabım DarülfünunaKızlarım” Niçin Giderler? | | Balo İçin j; uyandırmıştır. Siz dunuz ? —_// iştir.. Umumi 'J yükselmemiş, gören kızlar için b nn MD_/'?'-“: nu bir Avrupa uk ümkün d, yf üdelaiaa ı).ııW":/ ların lüks için tabsil larını tabii görıı;:% dolu, korkunç bir düşmarların en k hlını: Nerimanın b_üh.._ ”:â işti, yeni d kârlığıda Kabul etmiği'en onun asla itiraf ed Neüm=n istediği b"’ğ gildi. Vanına bevvaP Çefef yi nasiyi alara'ı, ld’u—me’;;f» sile Perapalasa â.g b ,f zevki vardı? Ş”';W de bir mesele oli ı,/ mıya veya nnll—'grn:ı'dü yanaşımıyordu. e M, i) miyordu, © hal rdu, © İ'ınnhuı eden tam miyordu.

Bu sayıdan diğer sayfalar: