31 Aralık 1930 Tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 7

31 Aralık 1930 tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 7
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

Z K.iııuımmd SON POSTA İll san baLGAasıl(İI Müvesvis Abdülhamit, Olmıyacak Şeylerden Bahsediyordu Hakkı Mahfuzdur — Bu adam, (lisan aşina ) | ve pek girginmiş. Bu adamı İ Rus sefirinin başına musallat ederek sefaretanede cereyan eden ahval hakkında malümat edinseniz... Kâmil paşa, dizle- rinin üzerine kavuşturduğu e- ğ Z e lerine bakıyor. Derin bir hay- ret ve merakla dinliyor ve ne- ticeyi bekliyordu. Sultan Ha- mit, birkaç saniye durdu. Dü- gönür gibi oldu. ' — Ve, hatta bu adama biraz salâhiyet verseniz.. Sefi- bizim tarafımızdan da bazı havadisler vermesine müsaade etseniz... Kâmil Paşanın hayreti ar- tıyor, Hünkârın bu garip fik- rine şaşıyor, sanki bu fikir tatbik edilmiş te büyük — bir iskandal çıkmış gibi kendinde bir ürperme hissediyordu. Sultan Hamit, cevap bekli- yordu. Y ya lerini 'avaş yavaş, gözle Hünkârın; sert, keskin ve nafiz gözleri, gözlerinin içinde parladı. Yavaş yavaş gözlerini tekrar ellerinin üzerine indire- rek müteenni bir lisanla cevap verdi: — Mübarek kalbi hümayun- ları, daima ilhamı rabbaninin makesi olduğu cihetle bittabi efkârı şahanelerinde de birer hikmeti — &âliye — mündemiçtir. Ancak şevketpenahım, bu me- sele hakkındaki maksat ve muradı. hümayunu anlıyama- dığım cihetle... Hünkâr buna, birdenbire cevap vermedi. Elinde tut'uğu ve asabiyetle buruşturduğu be- yaz keten mendili ağrzına gö- türerek hafit hafif öksürdükten sonra, temamen Kâmil paşanın :ıulığını eğildi ve cevap ver- — Se"a stanede, devletimiz aleyhine birçok fırıldaklar dön- düğünü pek — âlâ biliyorum. Bunları öğvrenmek fsydadan bâli değildir. İntimal ki şu Ermeni kırı da belki başımıza bir iş açacak. Kızın dayısı, ne zamandan- beri sefirin arabacısı ile ah- bap olmuştu.. -Dün de bu adam vasıtasile sefire takdim olunmuş. Her işe burnunu sokan — sefir tabü bu işe de lâkayt kalmıyacaktır. Sefire karşı (sureti haktan) görünen bir Ermeni bu meselede sefi- rin fikrini çeldirebilir. Bilmem anlıyabildiniz. mi? Kâmil Paşa, ( maksşadı şa- hane ) yi daha henüz lâyıkile anlıyamamıştı. Önüne baka- rak dinliyor ve mütemadiyen ellerini uvuşturuyordu. Hüm- kâr, biraz daha izahat vermek Küzumunu hissederek — sözüne devam etti: — Meselâ, o sizin Ermeni, /bu kızla bilvasıta görüşmekte olduğunu -e dŞ Pi B £ Kâmil Paşayı istihlâf eden Sadrazam Cevat Paşa ileri sürerek onun sarayda kalmasında ve yanımızda bu- kunmasında fayda memul oldu- ğunu sefire söyliyebilir. Kâmil Paşanın hayreti son haddini Lulmuştu. Kulaklarına inanmak istemiyordu. Sırtındaki — gömleğe — bile itlmadı olmıyan Sultan Hami- din kalbi, vicdanı, hissiyatı meç- hul bir adama böyle bir sırrın tevdiine —nasıl olup ta razı olduğunu havsalasına sığdıra- Yazan: Ziya Şakir mıyordu. Koskocaa bir ( Emi- rülmüminin ve halifei ruyi zemin )in şahsına ve huşusi- yetine ait bir meseleye, ne idiği — belirsiz. bir — baldırı çıplağı — karıştırarak — şana buna ( vesilei kilükal ) olmak görülmüş — ve işitilmiş — bir şey midi?.. Böyle bir sırra agâh olan herif, eline böyle bir ip ucu geçirdikten sonra, derhal Avrupaya — gider (Paris ) in ( Opera ) meydanında zarif bir apartımana yerleşerek — azza- manda aşık kemiğini gümüş » "ei Yeni Neşriyat — sadi, ilmi ve fenni -sayfaları, spor ve muhtelif merakh şuu- nu, hikâye ve şirleri havi ol- duğu halde ikinci numarası çıkmıştır. Elişi Binci numarası birçok mo- del, desen ve elişleri nümu- nelerini ve birçok faydalı ve meraklı bahisleri havi olduğu Tahsildar Aranıyor Manifatura ve tuhafiyeciler ce- miyetinin bir tahsil memuruna ihtiyaa — vardır. Talip olanların Beyoğlu Halk fırkam binasındaki merkeze saat 12 den 14 de ka-f dar müracaatları. - ÇI anunusanıd KIYOR O FİKİR, SAN'AT, GÜNÜN MESELELERİ "3) günde bir çıkar. Fiatı (20) kuruş Çok Çocuklu Ailelere Yardım Hak- kından İstifade Etmek İsî:îy öi u ailelere verdiği hak- â istifade etmek lçiııhhıizke resim gönderenlerin larını dercediyoruz: 1 — Sarıgüzelde, Hasanha- life mahallesi Muhtar sokağın- da 4 numarada Abdülhakim Ef, ve refikası Seyyide Hanım. Çocukları: Makbule, Fatma Seher, Makbule, Hakkı, Faik, Huriye, Kenan, Şükran H. ve Eİ. ler. 2 — Cerrahpaşa, Yokuşçeş- me, Taşmektep sokağı 14 nu- Neriman H. ve Ef., ler. 3 — Kasımpaşada, Fırın so- kağında 7 numarada Bartınlı Recep Efendi ailesi. 4 — Kasımpaşada, Büyük Piyalede, Havuzbaşı caddesin- de 3 numarade merhum Zey- nel Efendi refikası — Ulvi H. Çocukları: Melâhat, Sabriye, Gülsüm, Hasan, Hacer, Bahri H. ve Efendiler, 5 — Büyükadada Çınar çık- marada Başo Ef. ve refikası ' maz sokağında 21 numarada Zehra Hanım. Çocukları: Faik, | sobacı Vasil Zaharyadis Efen- Raik, e SÜÜ züE Z sielar Muallâ, Nevzat, Nebahat, i di ve refikası madam Tarsi. enler.. A A Sofya, ullana, Dimitri, — Yani, Yorgi Hanın ve Efendiler. 6 — Samatyada, Hacı Hü- seyinağa, Kuleli sokak 67 No. | KoçoEf. ve refikası Mım. Despi- na. Çocukları: Vaso, Elefterya, Pandeli, Lefteri, Dimitri, Olim- Piya Hamım ve Efendiler. 7 — Demirkapıda, arabatı İbrabim Efendi ve refikası Zeynep Mukaddes Hanım. Ço- cukları: Fatma, Hayriye, Elif, Cemile, Saadet, Melâhat, Me- diha H. lar, Kristinin Madam Tavelir ile afakf bir- kaç söz . teatisinden — sonra kızının izdivacına sözü nakle- derek sordum: — Balayı Madam? Kadın pancar gibi kızardı. Ellerini kvuşturarak mahcup bir sesle: —İk iki hafta pek fena geçti. Mösyö, fakat — şimdi düzeliyor, dedi. Kristin güzel, fakat mütcas- sıp, biraz da hırçın bir kıdı. Saf bir mişanlılık devresinden sonra iri yapılı, yakışıklı bir genç olan Şarl Karlu ile ev- lenmişti. İkisi de müvesvis ana baba- l llizda sgirli wWlü''terlik gözmüşlerdi. — Nasıl fena geçti? Dedim, beni çok mütchayyir ediyor- sunuz, Madam. Yoksa Kristin hastaiandı mı? — Evet hastalandı, fakat heyecandani. nasıl — gidiyor, — İdivaç —ona okadar heyecan verdi ha! Şüphesiz fartı saadetten?. Madam Tavelir: — Ah, Mösyö! Diyerek gene ellerini ka- vuşturdu. Maamafih Madam Tavelir kocası gibi ketum değildir. Anlatmak - ihtiyacını zaptede- miyerek: biye aldığını bilirsiniz.. — Bilmez miyiz? Bir melek gibi.. Bunu hafif bir istihza ile söylemiştim. O, farkına varmı- yarak devam etti: — Evet bir melek gibi.. Zaten onun yaratılışında bir melek masumiyeti vardır. On dokuz yaşına girdiği halde en kapahı aile kızlarının bile bil- dikleri şeylerden haberi yoktur. Hatta onun bu derece saflığı izdivacına tekaddüm eden gün- lerde beni endişeye düşürüyor- du. Acaba ona birşey söy- lemeli midi? — Yoksa bunu kocasının — zekâsına mı bi- rakmalidi?. — Adeta — uykum kaçıyor, uyusam rüyama giri- yordu. Nihayet zevcimle istişareye karar verdim. Kendisinin hu- yunu - bilirsiniz. Daha başlar başlamaz sözümü kesti. Şid- detle: —Hayır! Hayır! Ana baba- mın çocuklarına böyle şeylerden bahsetmesi doğru değildir, dedi. İsrar etmedim. Bir kadın kocasının fikirlerine karşı ge- memelidir, değil mi? * Maamafih Kristin kocasile beraber evlerine gidecekleri akşamonu bir tarafa çekerek dedim ki: — Hiçbir şeye şaşma, yav- rum. Kocana karşı tamamile muti davran. Onu — bukadarcık — olsun ikazdan kendimi alamamıştım. Nihayet — otomobile — binip gittiler. Saate baktım, on bu- çuktu. Çok müteessirdim. Zev- cimin de öyle olduğunun tah- min ediyordum; fakat onun ne hissettiği hiç belli olur mu! HİKÂYE Bu Sütunda Hergün Rosuny aftneden Nakik M. K. — Sayfa 7 İzdivacı Son davetlilerimiz de gittik- ten sonra yatmıya hazırlanır ken kapının zili çalındı. Vakil gece yarısı vardı. — Bu saatte kim olabiliri diye kulak kabarttım. Kapıyı açan hizmetçinin sa hverdiği bayret nidası.. Ser ayak sesleri.. Ve birdenbin Kristinl — Esvabr baum bu ruşuktu. Yüzü kül gibi olmuş vücudu tiril tiril titriyordu Zevcim hiddetle sordu: — Ne var? Ne oldu? O, babasına cevap vermiye rek, gözleri dolu dolu, benin yanıma geldi. Kucakladım. — Oh anne bilsen! diyordu meğerse Şarl bir canavarmı; Okadar müthiş, okadar gayı kabili tasavvur halki kabi değil söylemiye cesaret ede miyeceğim. Şimdi hınçkıra hınçlıra ağ hyordu. Kendi kendime bunu ne olabileceğini düşünürke) gene kapının zili çalındı. Bi sefer gelen Şarldi. Kristin on görünce bir çığlık kopararal bayıldı. Zavallı yavrumu bi şezlonga yatırip kolonya şişe sini isterken zevcim sert sesil sualini tekrar ediyordu: — Ne var? Ne oldu? Şarl meyusane: — Hiç.., hiçbir. şey yoök Daha doğrusu, bu gibi ahvald alelâde olandan başka hiç bir şey! x4 Madam Tavelir sözünü şöyl — Kristin birkaç gün has ta yattı. Ona hakikati anlat mıya çalıştıkça her defasınd okadar heyecenlanıyordu 1 sözüme devam etmiye korku yordum. Onun hiç işitilme memiş müthiş bir sergüzeş telâkki ettiği halin izdivaç ha yatında en tabil birşey oldu ğunu anlatabilmek — için bi hafta uğraştım. Nihayet hakâi kati kabul edip bahtiyar ol ması için de ikinci bir haft daha geçti. Rakı Parası İste- nildiği İçin Dün gece Garden bard kafayı tüssüliyen Vecihi Be kalkarken garson para istemiş Bu isteyiş Vecihi Beyi kwadır mış olacak ki garson — Vasiliy ayak altına alarak dövmüş, di ğer garson Andonu tokatla mıştır. - Hadiseye — müdahal eden polis Şemseddin! Efendi |yede hakaret ettiği için yake Tanmıştır. Baytarların İçtimaı Türk Baytarlar cemiyeti kâ tibi umumiliğinden: 2 Kânunusani 1931 cam günü saat 14 de Türkocağınd. esas nizamnamemiz mucibinc yapılacak olan senelik heyet umuümiye içtimama muhteren cemiyet azalarının — teşrifler rica olunur. — Aleni Teşekkür Beyoğlu belediye âmiri Osman Nuri Beyin göstermiş — olduğu sübulet dolayısile cemiyetler ale ea beyanı teşekkür ederler.

Bu sayıdan diğer sayfalar: