25 Ocak 1931 Tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 4

25 Ocak 1931 tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 4
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

gee NASIL DÜŞMÜŞ? İnebolulu Fatma Acı Felâketini Anlatıyor İkinci ceza koridorunda genç bir kız, ellerini ceplerine sokmuş, refil dilinin bütün talâkatile irşeyler anlatıyordu. Ufak bir selâmla yanlarına sokuldum : IŞişlide Hüseyin paşaların kona- tııdı çalışan 17 yaşındaki Fatma, onağın bir kısmında oturan ki- racının hizmetçisi Zeynep hanımla fanışmış. Birbirlerine sırlarını aç- miya başlamışlar, Zeynep birgün ya: Benim(Ayar)isminde genç ve güzel bir yeğenim var. Seni ona almak isterimi demiş. Bu tekliften bir hafta sonra Fatma doktora Jü_ miş. Dönerk: leş- rutiyet mahallı taşında, bir sess , gell di- — Aman, ne iyi tesadüfl Saksım kırılmaktan kurtuldu! E Güzellik Müsabakasında| Güzellik müsabasında, Ça l;ııîdbrıhin. Sdıiııigıd— birine laşarak dt — Güzel kızım, ne hari- kulâde göğsünüz var! Gençîu. tevarula — başını ğgdı: Z — Öyle mi efendim? Pe- derim heykeltıraştır da... z Hayırlı Evlât rinde, yeni tanıdığı bir daktilo kızla konuşuyordu: | — Neo? Yalnız mısınız Ne- | bahat Hanım? Arkadaşınız Ne- zihe Hanım nerede? — Çoktan buradan çıktı. Bir sevgilisile berabar yaşıyor. — Evlendiler mi? d;ı—b.hı' ka_ SD buradasın, zarar yol CI değilsin? diye ilâve etti. Bana 18 yaşındaki “Ayar,, 1 da tak- Şik. Üçenür Klâk Sesi | H İçümüz ü — Hayır. !':;'ır..ı 'ddm;ın- — Siz onun ciddi bir kız mnesi burada yokl.. dedi. Ayar: | olduğunu söylemiştiniz, annesi- — Ben hanımı daha gö- t dibi rünce sevdim, anmnemi bekle- "İ"_i.ğğğ',_ DÖT TT — Yine de öyledir, yine de 'rıns,elıuhhılde evlmiriilyı de- i. sustum, ep v dlll")': e:luy ldki. “Ben ' de annesile — beraber ):u_ıyorlır. hazırlandım. Ayar, “Seninle | Nezihe ailesinden gizli hın.— Sü bir şey konuşacağım,, | ket eden kızlardan değildir! iye ısrar gösterdi. ı:: kabul E ada Zamep ) dşan | — Dilencinin Cevabı çıkmış, odada ikimiz yalnız y kalmıştık. Sonra birtakım sözler söyledi ve k endimi kaybettim. Kendime — gelince — polise gitmek istedim. Fakat o, bırak- mıyordu, ben de adresini bil- miyordum. Benim, bir beşi- biryerdemle 100 liramı da “bera- ber yeriz, diye aldı. İki gün sonra sarhoşken nüfus kâğıdını çaldım. Polise gittim. Çağırdılar. Orada: — Ben alacağım! dedi. Bizi bera- | A — Güçlü kuvvetli adamsın, OLUÇ ALİ REİS. Kılıç Ali Paşanın Hatıraları — Birşey mi söylediniz? — Bizim değil; fakat her Gemici, ilk sualini, daha | halde meyhanenin olmalı!.. sert bir eda ile tekrar etti: — Onlarda daha evvel biz — Bu — sandalyeler — sizin | oturuyorduk. midir? diyorum. —— — Ne çıkar? Şimdi de biz Genç korsan hiç istifini bozmadan cevap verdi: — Hangi sandalyeler? Gemici, bu son cevap lüzeri- ne kızdı, köpürdü ve çok ge- ı—? Kemal Bey, şirketlerdeu bi- | v SON POSTA Bir Çiçek Meraklısı NİÇİN ISPOR YAPARLAR — Geçen günkü (Tenis) müsabakasında birşey kazandın — Evet: Sarı saçlı bir genç! NİÇİN NİŞANLANDIM? Dinle beni Bey peder, Kızın bana mukadder; Gel sen buna emin ol: İki, iki dört eder. E Dinle beni Böy baba; Kızına yaktım aba, Sana da hürmetim var, Bu da Üstelik caba! Dinle beni ey valde, Kızın bana âmade, Babası razı oldu, Reddetmezsin her halde! ı Dinle beni sevgilim, Dolaşıyor bak dilim, Nişanlandık ya artık, Sinemaya gidelim ! Avare Randevu Adil B. sokakta bir kadınla tanıştı. Bir pastacıya gidip oturdular. Adil B. coştu. Kadına ilânı aşk etmiye başladı: — | bw — Ah, dedi, sizi yı'ı-ıın' sa- atanberi tanıdığım Iıı.ldı; üze- rimde öyle kuvvetli bir tesir, öyle silinmez bir intiba bırak- tınız ki, sizi adeta senelerden- beri tanıyormuş gibiyim. Bir milyon kadın arasında sizi görsem, bir saniyede tanırım. Aradan kırk sene geçse, gene unutmam. Ziyafet Hayriye “Hanım kocasına dedi ki: — Bu akşam, bizim bitişik komşuları yemeğe — çağıralım. Karısının hasisliğini bilen ko- cası hayretle sordu: — Bu cömertlik nereden geliyor? Gönlünden mi koptu? — Hayır! Kasabın - çırağı, iki okka eti onlara götüreceği yerde yanlışlıkla bize getirmiş, hem onlara etlerini iade etmiş oluruz, hemde bizim kursağı- mıiza biraz et girer. Kadın Adil Beye bir ran- | ' devu verdi: Pazartesi günü Uşağın Korkusu saat ikide, Sirkeci garında. YAK a yaseir Adil B. o saatte gara gitti. yordu: j Fakat kadını göremedi. Halbuki kadın orada idi ve © gün başka bir şapka giymiş olduğu için Adil B. onu tanı- — Bana bak, o edepsiz he- rife söyle: Hayvanın, budalanın terbiyesizin, haydudun — biridir. l koydular. Büylece 15 gün istemi tar - K » EğE ae Ü $ geredi e |kağ N ” | yamamıştı. ÜTT C| 'O sırada Âyar denilen delikanlı da — Hakm o Diz b e ll Kölür kitdk gücü yoktur. mahkeme koridorumun ucundan görün- KUti ©, e Uşak boynunu büktü: FÜ L L Clini göğnüne görürdü; | Meden para ele geçirdiğim | — — Yalancı! diye - söylendi ae0r , Salbim çarmyor, dedi. | için iki sene hapiste yattım da | ve Âdil Beye görünmeden | — Teiefon ettsem olmaz mı? zi aagallenidi Ka 'iıı—ıı:uaı. ağzım yandı. uzaklaşmıştı. € Diye sorda. Taribi Ta /"-k a No, 13 Yazan: A. nenin dip tarafından alaylı kah- | tiremiyeceğime —çok — teessüf kahalar ve bazı köşelerden de azgın — homurtular - fışkırmıya başladı. Türk korsanına ça- tan — gemicinin — düşmanları keyiflenmişler, gülüşüyorlardı. Gemicinin bütün kamı su- ratına — birikti. Piposunu ha- vada sallıyarak Türk korsanına ederim !.. Bu cevap üzerine ayakta kuduran gemici, daha argın bir şiddetle- bağırdı: — Eğer bu sandalyelerden derhal kalkmazsanız sizi kö- pekler gibi parçalıyacağız!.. Türk levendi bütün gururu- haykırdı : nu sesinin ahenginde gizliye- — Onları şimdi bize vere- | rek hiddetsiz ğ » ceksiniz !.. e Tz e — Bizi mi?.. Siz mi?. Bu cevap gemiciyi şaşırt- mak için çok bile geldi ve bu liz bir küfür savurdu. Bu ka- ba küfürden sonra da meyha- — Ot€urduğunuz - sandalye- şaşkınlıkla da ancak şu palav- rayı savurabildi : Bir Balon Kazası — Yahul Allahın hikmetine bak! 'Tam bir hastanenin üÜstüne düşeceğiz galba... ı En Büyük İyilik Kadin, kocasile kavga eder- ken soruyordu: — Senin gibi nadan herif var mıdır? Bu dünya da senin kime iyiliğin dokunmuştur? — En büyük iyiliğimi senin için yaptım, seni ihtiyar kız olmaktan kurtardım! H Şairin Şemsiyesi Şair Yahya Kemal bir gün şemsiyesini kaybetmişti. Şemsiyesini nerede bırak- | tığını düşünüp duruyor, Ffakat j bir türlü hatırlayamıyordu. üi birer dört dükâna uğradı: — Şemsiyemi burada mı unuttum? diye sordu. İlk üç dükâncı: — Hayır! cevabını verdiler. Şair dördüncü dükâna gir- di, şamsiyesini ozada buldu, ."i= ve dükân sahibine k — Sizden evvel Eç dükâna uğradım. İçlerinde en namuslu adam sizsiniz, çünkü onlar inkâr ettiler. E - . Hanım — Ayol, hastanın derecesini kırmışsın. Hizwetçi — Yarısı duruyor, kullanabiliriz. — Ben ve bizl. — Bütün meyhanedekiler!.. Törk korsanları meyhane- deki başı bozak alayına kesk'n bir göz attılar. Ben, bu yaman korsanların göz süzüşleri ab tında ezildiğimi, — tüylerimin diken diken olduğunu hisset- tim. Türklerin reisi hovarda bir eda ile: Çok arsınızl.. dedi ve gemiciden şu cevabı aldı: — Ne buyurdun; ax mıyız? Burada otuzdan fazla kahra- man var bel.. — Ne çıkar?.. Biz de üç Bomontinil İmtiyazı N Mahiyettedir (Baş tarafı 1 inci —sa; EMRNGLERA İnhisar idaresine düşen hissesi senede 7 bin lira duğuna göre Bomonti şi nin senelik kârı 70 bin filân olmak lâzımgelir. Hall Galatada, ismini söylemek temediğimiz bir küçük fabrikası vardır. Bu fabriki senelik kârı, Defterdarlıkça bin lira olarak tesbit edilmiş? Koca Bomonti şirketi b kâr yapmamış olabilir Demek ki şirket hakikt kı cını saklıyor. İ Size diğer bir misal zil delim: Bu sene bira yapmıya rıyan arpa, afyon ve otu gibi iptidaf maddelerin fi çok düşüktür. Arpanın kil 928de 12,50, 929da 9,75 da ise dört kuruştu. kilosu 929 da 40, bu sene iki lira idi. Halbuki, büt şikâyetlere rağmen Bomdü bira fiatlarını indirmedi. fazla kârına mukabil inh idaresine de fazla bir vermiş değildir. Halbuki inhisar idaresi terse biranın kilosundan 10, azami 100 kuruş alabilir. Bunu yapmıyor ve ecnebi şirketin para lim ediyor. kanununa göre vaddı iplidaiye fiatlarında fark husulünde her altı bir, tarafeynden birinin üzerine diğer altı aydaki * atların tesbit edilmesi lâzım İnhisar idaresi Bomontiye &i gı kanunun bu. — madde tatbik etmiyor. Niçin? Bunun cevabını il sar idaresi vermelidir ! Kadastro "âyihası Büyük Millet meclisi malif encümeni — kadastro — müd ürtiümisi Atıf Beyle bazi hendisleri davet ederek dastro hakkında izahat alıf br. Encümen kadastro bütçeye yeni tahsisat kı masını ve teşkilâtın tevsi mesini, kadastro memu! bareme idhalini esas itibsff kabul etmiştir. Hükümet lise bir kadastro lâyihası recektir. Bot d dErE* L v»r. p — G n we e- Tohum Satışlarının Murakabesi Piyasadaki her çeşit to firmalı ve ectiketli olarak $ lacaktır. Etikettaki evsafı olmiyan — tohumlardan di çiftçi ve bağçıvanların dükleri zarar ve ziyan culara tazmin ettirilecektir. kişiyiz! — Vayli Demek bukadar güveniyorsun haf 'îüık korsanı — hiç « vermedi. Yalnız, tenezzül yormuş gibi omurlarını Bu hareket, —ayakta d gemiciyi kudurtmıya kâfi $ mişti. Derhal elini beline “igi rak: hançerini sıyırdı ve gibi bağırdı: — Bana

Bu sayıdan diğer sayfalar: