29 Mart 1931 Tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 5

29 Mart 1931 tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 5
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

Koari -— Gözile GOfdük[crimı'z K:.r'shlarm Bir Şikâyeti ""vre:ı'k.b.“'ı maldarlıkla ve inde bi 'lle geçinir. Şehir dahi- Ş "l-l AÇ ufak sermayeli tüccar n e valar köylerden koyun, Keyliri ” YAR, peynir ve du gibi " Saltın alarak Rusyaya gön- irler, mukabili Böime ukabilinde v h Karsa şe- l 'atura, gaz, alâtı ziraiye L:ıı.ı:ı—ı. Rüusyadan getirilen bu ü kleııelın:r gümrük depo- i * kalıyor. Sebebi: Bun'urdan 4N gümrük resminin fazlı ir. İthal ve ihraç muamelesi ütekabilen ânzasız Mediği 1 zaRIZ cereyan et e için artık köylünün koyun, ra Ç ot, peynir gibi malları ttmiyor. ıiıui"bl'aki Ziraat bankası köy- u urakıp (nhı? faizle tüccar- Yerij AYA veriyor. İki ay müddetle ""!İy" paradan tüccar da istifade ünger Bu hale bir çare bu- ASNi rica ederim. M. M. Bir Zat Hakkında Malümat İsteniyor senesi Giresun — tahrirat lüğünden Trabzon, oradan lis vilâyeti mektupçuluğuna ö 'en Salâhattin Beyle elyvim 4 sarada vilâyetler idaresi umumu _Sdğr_mu.vinı ve ikinci şube ai ÇÜ olan Salâhattin Beyin tadış *t olup olmadığı sorulmak- açi Alâkadar zatın aşağıdaki va &ti haberdar etmesi insaniyet 'Muna rica ediliyor. Adres: Görele kazası Eynesil nahiyesi muallimlerinden $. Sırrı Âmeli Hayat Mekteplerinde Kız ve erkek Amali Hayat Mekteplerinin devamı sene niha- Yetine kadar kabul edilmiş oldu- bu sırada biz, bu rene çıka- Yak olan son sınıf müdavimleri Yİne yeni gelen bir heyeti hami- Yenin elinde baziçe oluyoruz; aarif Vekâletinin emirlerini ta- Timıyan kaprislerine kurban edi- lyoruz. İtte bu kere de, senenin yarısı Teçtiği halde kız ve erkek mek- tebi muallimleri arasında bizim Teddür| da Biti akledi Zararımıza olan becayişler olmuş, | *Sasen birer saatten ibaret olan ktısat ve İhsalyat) derslerile Yatani malümat dersleri muallim- leri becayiş suretile değiştirilmiş; Ve derslerimizin devamı sekte- dar edilmiştir. Biz, neden mun- fazam okumaktan mabrum - edi- İlyoruz? Ve ne için Maarif ida- Teti — buna — sükütla — müsaade *tmiş oluyor ? Heyetimizden bir ,parça da bir Evlâtlarını düşünerek bu becayiş- ” M Vazgeçmesini rica ederiz. 1 ve erkek Ameli Hayat mektepleri sön aaf talebeleri namına : İmzalar Cevaplarımız Dava vekili İzzet Beye müta- İtanızda — umumiyetle hakkınız Var, Fakat bu mevan etrafında Beşriyat —yapmanın — mevsimsiz *lduğu kanaatındayız. ——— Edebi Tefrikamız Avusturyâ İmperatorluğu par- çalandı. Sırf Almanlarla mes- kün, fakat kendi kendine yâşı- yamıyacak derecede küçük bir (Sen Jermen) mu- ahedeleri böyle bir birleşmiye manidir. İki hükümet bu vaziyet kar- şısında kat'i birleşme — saha- sında İlk adım olarak, şimdilik iktisaden birleşmeyi ve ara- ve mahkemesi meraklı ve masraflı davaların- dan birini hitama erdirmiştir. Bu muhakem, sir Christie ta- rafından bırakılan üç yüz bin lira kıymetindeki| malikânenin ciheti aidiyetini ispat için açıl- mıştı. Müteveffa 1902 de zev- cesi lehine (bir vasiyet yazmış, refikasını veraset hakkından iskat eden ikinci bir vasiyetna- me tanzim eylemiştir. Bunun üzerine zevcesi ko- casının deli olduğunu ileri sü- rerek onu tımarhaneye sev- | kettirmiş ve bu hadise kadının | bu ihbarı, ikinci vasiyetnameyi No. 18 KANTERVİL ŞETOSU RORTLAĞI MÜELLİFİ: Oskar Vayli — Size çok acıyorum hort- lak Efendi. Fakat küçük kar- şlerim yarın Etondaki leyli Mekteplerine gidiyorlar, Siz de h_ııııdın sonra daha - terbiyeli ©'ursanız, kimse rahatsız etmez elbette! — Oocol Bu, bir ruhtan is- tenilen en abes ve olmıyacak irşeydir. Hartlak böyle söyliyerek, endisine yaklaşmıya cesaret edebilen genç kızın yüzüne Yretle baktı ve devam etti: MÜTEKCİMİ: Mes'ut Cemil — Ben zencirleri sürükle- miye, anahtar deliklerinden ulumıya, bütün gece dolaşmıya mecburum. Bu benim hayatı- mın yegâne gayesidir. B Virjinya hemen mukabele etti: ı — Ba, kiçbir. zaman' bir | t gayesi değildir. Kendi- ' niz de bilirsiniz ki siz fena ve | hain bir insandınız. Karınızı nasıl — öldürdüğünüzü — Misis ( Ümney ) bize, ilk geldiğimiz gün anlatmıştı, | devlet haline indi. Almanyaya | iltihakı düşündü. Fakat (Ver- | | say) son senelerin en | | dedikodu çıkarmıştır. Sir Ch> 1925 te ise fikrini değiştirerek | ittihadı tesis —etmeyi — düşündüler Bü tasavvurun, Almanyayı her- hangi bir suretle kuvvetlenmiş görmekten son derece ihtiraz eden Fransayı iğzap edeceği muhakkaktı. * Filhakika tasavvurun ilânı akabinde Fransada yaygara koptu. İşte bu mesele hakkın- da gelen haberler: Paris, 26 (AA.) — M. Edouard Herriot, Ere Nouvelle | gazetesinde yazmış olduğu bir Almanya İle Avusturyanın İktisaden Birleşmesi Fransanın , Hoşuna Gitmedi Pariste toplanan buğduy konferansında Avrupa milletleri gümrük ittifakı meselesini konuşmuşlardı. Fakat şimdi Avus: turya - Almanya gümrük itilâfını beyenmiyorlar. Sulh muahedesi neticesinde | larında bir gümrük VK Hindistanın milli İtderlerin- den bir yerli kadın makalede Almanya - Avustur- ya gümrük itilâfinin, bizzat Bismarkın bile tahakkuk ettir- mekten vazgeçmiş bulunduğu hakiki bir Zollverein teşkil eden vahim bir hadise olduğu ve bu itilâfın sulhü tensik ve Avrvpanın vahdetini temin et- mek için masruf olan bütün mesai ile kat'iyyen tearuz et- mekte bulunduğu mütaleasını sördeylemektedir. Lodrada (300) Bin Türk Lirasına MalOlan Miras DavasıRü'yetEdildi Londra, 25 — Londra veraset | hükümden düşürmek için yap- tığına dair ortaya kuvvetli bir vasiyet-, çıkmıştır. ristie ölünce her iki name de meydana İkincisi daha muahhar olduğu için veraset mahkemesi bida- yette bunun üzerine hüküm vermiş, kadın ise kocasınm o tarihte mecnün olduğunu iddia ederek bir dava açmıştır. Bunun üzerine muhakeme müteveffanın hakikaten O ta. rihte deli — olup olmadığını araştırmıya karar vermiş ve kendisini © tarihlerde muaye- ne etmiş olan doktorlarla bir- çok akıl hastalıklari mütehas- sıslarını davet etmiş ve bun- Hortlak biraz hiddetlendi. — İtiraf ederim. bir aile meselesidir. ve kimse- nin üstüne vazife değildir. — Bir insam — öldürmek! Aman ne fena şey. Diyerek Virjinya - ciddileşti, hortlak devam etti: — Ah bilseniz! ben (abstre) ahlâktan nasıl nefret ederim, Karım çirkindi, ne gömlekle. rimi doğru dürüst yıkar, ne de yemek pişirmesini bilirdi. — Bir gün (Hugley Valt ) te enfes bir dağ keçisi vurmuştum, Onu sofraya ne halde getirdi biliyor musunuz? Ne ise, bunlar geçmiş şey- ler. Bırakalım. Fakat kayın- biraderlerim, kız kardeşlerini öldürdüm diye bilmükabele beni açlıktan öldürmekte her- Fakat bu | ların huzurile cereyan eden hararetli bir münakaşadan son- ra mahkeme Christie'nin ha- kikaten — delirdiğine — kanaat getirerek ikinci vasiyetnameyi iptal etmiştir. Bu dava Ledi Christie'ye otuz bin liraya mal olmuştur. Günst 29 - Mart - 931 Kasımı di Rumi 16 - Mart - 1447 Vakat-Ezanl- Vasatt Akşam 11 NNS28. Yata ( 132 008 ansak İ0 38) 4. 06 Arabi 9 « Zilkade - 1449 Vakit-Ezani- Vazatı Güneşi 11 21 $ 48 Öğle |& 4a 1219 İkindil 8. 2| 15.51 halde haklı değildiler! Virjinya hayret ve korku ile gözlerini açtı: P —Nel Açlıktan mı öldü- |nüz? Ah aziz hortlak Efendi. Pardon (Sir Simon) demek is- tiyorum, hâlâ karmınız aç mı? Şu kâğdın içinde tereyağlı bir sandviç var. İster misiniz? — Teşekkür ederim. O za- mandanberi hiçbir şey yemi- yorum. İhtiyacım kalmadı. Ma- amafih nezaketiniz şayanı tak- girdir. Ve şüphesiz siz o mü- levves, kaba, âdi, cahil, na- Mmussuz ailenizden başkasınız. — Susunuz ! Diye haykırarak — Virjinya ayağını yere vurdu: — Kaba, mülevves, âdi, cahil sizsiniz! Namussuzluğa gelince, hergün o gülünç kan İekesini yeniden boyamak için paletim- Fakir Koca Mı İyi Zengin KocaMı? Kızlar daima sevda ile para aratinda tereddüt (federler. Fakir gençler onlara kalplerini, zengin yaşlılar — keselerini — vadederler. Hassas, romantik olan kızlar birincileri, hayatı maddi tarafın- dan gören kızlar ikincileri tercih ederler. Kalp her vakit keseden daha zengindir. Servet nadiren #saadet temin eder. Para muvakkat ve fani birşeydir. Bir arıza, bir zengini fakir yapabilir. Fakat Fakir bir genç - sevdiği kadını mes'ut etmek için hiçbir. feda- kârlıktan kaçmaz. Yalnız bazı kızlar ziyade Lüks hayata müştaktırlar. Sinemada gördük- leri hayata kavuşmak isterler. Bu kızları fakir bir gencin mes'ut etmesi mümkün değildir. Dün Kartaldan Sadiye isminde bir kızdan bir mektup aldım. Bu kız bu iki c erkekten birini tercih mecburiyetinde kalmıştır. Diyor ki: “19 yaşında, tahsil görmüş bir kızım. Bir senedir bir genç İle sevişiyorum. — Sevildiğime — çok eminim. —Fakat sevgilim fakir olduğu için iki sene beklememi latiyor. Halbuki ailevi vaziyetim evlenmemi icap ettiriyor. Vaktile karısından — ayrılmış bir genç, bana talip oldu. Olduk- ça zengin. Bana mes'ut bir hayat vadediyor. Maddi düşündükçe bu teklifi kabul edeceğim geliyor. viyorsam da, maddi a da bavesim var. fi kabul edeyim mi?, i ile evlenirsen gözün arkada kalacak, ikidebir s#evgilinin fakrımı yüzüre vura- caksın. Bu da sizi bedbaht etmiye kâfi gelecek. Mademki ldkı yata ihtiyacın varlır. Se: zengin, genç ise, onunla evlenmeyi tercih et vardır ki, sevdadan * Ankara Ay Demir B.: Siz kimseden ve bu meyanda kadından da birşey beklemiyor- sunuz. Erkek arkadaşlarınızı ka- dına tercih edersiniz. Kadınlar hakkında hayalperverane fikirle- riniz vardır. Sukutu hayale uğra- maktan korkarsınız. Hassas, ca- zibeli, erkeği idare etmesini bilen kızlardan hoşlanırsınız. Evlenece- giniz kadın kendine mahsus arzu ve fikir sahibi olmamalı, her hu- susta sizin fikrinize ihtiyacı bu- dir. Öyle bir kız ki, bir evlendikten sonra, artık dışarda görü kalmazın. * Topanede H. Sermet B.: Bazan kadınlara kızar, se' mediğinize hükmedersinir. kit bedbinsiniz. Kırıp dökersiniz. Bazan da sevildiğinize zehip olur, saadet hissedersiniz. Size karı olabilecek kız dürüst, namuslu, temiz ve sizde her halde bir şüphe —uyandırmıyacak — tabiatte olmalıdır. Kalbi sıcak, sinirlerine den boyaları çaldığınıza göre kim namussuz, anlaşılıyor. Evvelâ kırmızı boyaları çal- dınız! Sonradan yeşilleri ve krom sarısını bitirdiniz. Kala kala bana İndigo ve Çin be- yazından başka renk kalmadı. Bu renklerle de mehtap res- minden başka birşey yapamaz oldum. O canım guzup manzaraları filân bitti. Mehtap manzaraları zaten hem gayet hüzünlü tesir veriyor, hem de hiç kolay yapılmıyor. Okadar kızdığım halde sizi ele vermedim. Halbuki neka- dar gülünç oluyordunuz. Yeşil kan şimdiye kadar nerede gö- rülmüştür ? Hortlak indirdi ; sesinin perdesini ı Aşk Mektupları I Karilerlmizden aldığımız aşk meke tuplarını neşrediyoruz. Bu sl- tunda hergün bir mektup neşredilecek ve baftada — bir delfa Gençlik ve Has beş oa mektup n Çıkan mektup uğnyarak mmteyze sayfasında birden — meşroluna leri — idarehanemize mükâfatlarını alabilirler. * Son Duygu Kalbimle yalnızdım Kallap her neye bi Sen, sen vardın her yerde Bir çare arıyordum bu derdem. | Durdüm, kapalı gözlerim içinde: Dinledim, kulaklarımda el'an w Ve anladım kâ, nihayet, hâlâ kall Sana öyle muhtaç ki ruhum Hayır, #enden ayrılmak değil Lorkum Cehennemin çıkmazma bile gitsen Cens, bendesin, Fakat ben, sande elmazam da olur, Zaman bu, bir gön kulağın burkulur Bir acı duyarsan şayet kendinde Dur ve iyi dinle! Muhitimden bir tek .Sz dokun O zaman onlarla sen de kdfr. hâkim bir kız sizi idare edebilir. Yalnız evlenmeden avvel alaca- gırız kaza tabiatinizi söyleyiniz, sonra sukutu hayale uğramasına meydan bırakmayınız. * Beyoğlu Hamalbaşı Sakip B.: Siz kadınlardan hoşlanmazsınız. Sizi kadınlardan yüz çevirmiye sevkeden de anamız veya kız kar-« deşiniz olmuştur. Fakat bukadar bedbin — olmu lüzum yoktur. Maamafi', kadinlara karşı daha munsif ve daha mülâyim oluncı ya kadar evlenmeyi tehir ediniz. * Beyoğlunda Mustafa Bey : Kadınlar vardır. ki, sert, tam erkek yapılı severler. Bu itibarla siz kadın- ların çok hoşuna giden bir genç- siniz. Bir müddet kadına karşı Tükayt kalır, sonra bütün kalbi- nizle sarılırsınız. Evlilik hayatı- nızda birçok kavgalar ve geçim- sizlikler — olmu muhtemeldir. Fakat sizi erkekliğiniz için değil, meziyetlerinizden — dolayı steven ve sizi takdir eden bir kız bula- bilirseniz, onunla evleniniz. Hanımteyze iptidal, insanları — Peki ama, elimden ne gelirdi. Zaman kötü. Şimdi öyle benim yaşadığım devir- lerdeki gibi kolayca hakiki kan bulunmuyor. Hele kardeşiniz, o münase- betsiz leke sabunile başıma musallat olduktan sonra ben de sizin boyalarınızı almaktan başka çare bulamadım. Renge gelince, bu, zevk meselesidir. Kırmızı da olur, yeşil de. Meselâ Kantervillerin kanı İngilterenin en halis ma- vi kanıdır. (*) Fakat biliyorum, nafile söylüyorum. Siz Ame- Fikallar böyle şeylere kulak asmıyorsunuz, anlamıyorsunuz, nafile. Arkası var Asrapada azılzadı olduğu rümusen vöy kanlarının mavf

Bu sayıdan diğer sayfalar: