16 Nisan 1931 Tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 6

16 Nisan 1931 tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 6
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

SON. FOSTA,. MASONLAB Masonlarda muhtelıf makamları Işgal Edenlere Verilen İsimlerle Bu Makamları Işgal Edenlerin Vazifeleri Nelerdir? Hatip Birader Kimdir? N 42 On beş sene fasılasızca bir mahfele mensup olmuyan hiçbir Masön fahri aza olamaz. Aza hukukunu haiz olanlar asli azalardır. Fahrf aza aylık vermekten muaftırlar. İçtima- lara iştirak edebilirler. Mahfe- lin parolasını — öğrenebilirler. Her meselede istişari rey sa- hibidirler. — Yalnız - intihapta rey veremezler, Localarda iki türlü içtima yapılır. Biri resmi diğeri ailevi içtima. Birincide Masonların Mason elbise ve mücevherleri e hazır bulunmaları - şarttır. Fakat mahfelin idari veya mali işlerini konuşmak üzere yapı- lan toplanmalar gayri resmi surette cereyan eder. Her mahfelde Iâakal ayda bir defa resmi içtima yapılır. Resmi içtimalar, mahfelin yedi asli azası ve bunlardan Üüçü üstat derecesinde bulunmadık- ça açılamaz. İçtima esnasında kimse ye- rinden kımıldayamaz. İzin al- madıkça söz söyliyemez. Mahfellerin kullunacağı pa- rulaları her sene başında Meş- rıkı âzam tebliğ eder. Bu pa- rulalar altı ayda bir değişir. Febliğ gelince reis azayı mah- felin etrafına toplar ve onlara merasimi dairesinde yavaş ses- le parulayı söyler. Sonra, gelen tebliği yırtar. O gün mahfelde bulunmıyan aza parulayı öğ- renmek için münferiden reise müracaat ederler. Birbirlerine parulayı haber veremezler. Ziyaretçiler Mahfeli ziyarete gelen Ma- sonlar derecelerine göre |me- rasimle istikbal edilirler. Meş- rikt aram, merasimin başında bir üstat bulunmak üzere do- kuz aza tarafından karşılanır, Üstat muhtereme kadar götü- rülür ve orada kendisine mala verilir. Malası olmazsa, üstadı muh- teremin sağına oturur. Şürayı li azası ayni merasimle yedi aza tarafından istikbal olunur ve mahfelde şark — tarafına oturtulur. 33 dereceyi haiz olup asli azadan olmiyan ayni merasimle beş aza tarafından karşılanır. Üstatlar üç aza tarafından İstikbal olunur. Masonluktan istifa etmek istiyenler istifala- rını tahriren vermiye mecbur- durlar. Mahfel münasip görür- se azasından Üüç kişiyi, istifa etmek isteyeni mahfelde kal- mıya iknaa memur eder. ÂAza istifada ısrar ederse, istifası kabul olunur. Müstafa aza, istifasım bir ay zarfında geri alabilir. Müse , tafa-aza locaya olan borcunü tamamen ödemiye mecburdur. | Azadan biri ölünce mahfele mensup bütün aza cenaze merasiminde bulunmıya mec- burdur. | SON Resminizi Bize Gönderiniz, * * * Size Tabiatinizi Söyliyelim... Bize bir vesim gönderirseniz, Tabi- atinizi size söyliyebilirin. Fakat göz- derllecek resim tabli pozda çıkarılmak Jâzımdır Ki mütebassısımez, mütaleasın- da hataya düşmesla. * Tablatlerini öğrenmek Üzere bize resim gönderen bir kum karilerimiz hakkında mütehasssımına mütaleasım aşağıya yazıyoruz: Hilmi Hüsnü Efendi: Sa- kin ve hassas- R o tır. Müşkülât L ve tehlike kar- şasında kuvvetli değildir. Çetin işlerle meşgul K olmaz, başka- | larına zarar ve- rici hareketler- den — çekinir. rı!lınııdı mütereddit, dıhı ziyade tesadüfe tâbidir, Mem faatlori Üzerinde ısrar etmez, kısmen ihmale kaçar. * Mustafa Nuri Bey: Ciddi ; * dürüst ve ça- lışkandır. İş ve vazife — husu- sünda — titizlik gösterir. Usul ve nizam hari- cinde idareten iş görmekten mes'üliyet — ve çef muahazeden |& endişe —eder —— betaetten hoşlanmaz. İşlerinde istical vardır. Şöhretten ve büyüklükten hazzeder. İsrafı sevmez, * Muğlada K. Behzat Ef.: (Fotografının dercini istemiyor) Sakin ve mahcuptur, sokul- maz, intizam kuyudatını ihmal eder, Kızdırıldığı zaman İnatçı olur, Eskişehirde Zekidir. İşleri- nin biran ev- vel — bitmesini arzu eder, sa- bır ve taham- mül göstermez. Süratle —mün- feil olur. Ben- liğini alâkadar Ça yA SN eden mesailde '&.:X“l * hassas veki — kançtır. Kenaısine ehemmiyeL verilmesini ister. Hürriyetini sever, fiil ve — hareketlerine müdahale edilmesinden çok asabileşir. Manevi varlıklara kıymet ve el»:ımiyet verir. İsmail Niyszi Beğ: Ağır saşlı ve mem- featlerine karğı becerikli ve iş- güzardır. Sade- Hği ve tevazuu | sever, kendini göstermek ta- raftarı değildir, fil ve hareketle- rine dair hesgi vermek — istü- mez, Eğlenceyi ihmal etmez, para sarfiyatında ihtiyata ria- yet etmek ııtef KKBO] Hisse ve larla daha fazla alâkadar olur. Maceralı — bir £ sevgiye müte- — mayildir. Ne- şesini muhafaza etmek — ister. Rüfekasile şa- kalaşır ve onlarla alay etmek- | ten hazzeder. Kararları seri ve mütehavvildir. Maddi men- featlerini ihmal eder. e)Hikle, yani Hayalpresttir. | İrtişa Davasının Başlangıcı (Baş tarafı Tinci sayfada) 929 senesi — temmuzunun dördüncü günü Lütfi ve Şi- rekâsı şirketi azasından Fres- kolardan üç birader ve Basat- lardan bir kişi evlerine gön- derilen taharri memurları va- tıtasile yakalandılar. Ayni =e Ankarada bulünan Nesim Mazil- yah Efendi de derdest edilerek İstanbula gönderiliyor. Bütün bu Mmaznunlar tevkifhaneye gönderi- | lerek ihtilâttan menediliyorlar. Esas itibarile bunlar (raşi) rüşvet vermekle maznun buluni " Hak- buki bir rüşvet hıd.ınıınde rüşvet alan — hakkında da takibat yapılmak İâzım ge- lirdi. Hatta kanuınen - rüşvet almak, — rüşvet — vermekten daha ağır bir — cürümdür. Daha açık — söylemek lâ- zım gelirse rüşvet veren adam yalnız bir cürmünden ceza gö- rebilir. Yani bu rüşveti, bir hakkın iptali maksadile verdiği takdirde tecziye olunur. Fakat bir hakkın temini için Tüşvet verenlerin hapis cezası görmemesi icapetmektedir Dört Buçuk Ay Sonra Vaziyet böyle iken bir ihbar Üzerine raşi diye zan altına alınan kimseler tevkif ve ihti- lâttan — menedildikleri halde bidayette mürteşiler hakkında böyle harekete girisilmedi. Yukarda bahsettiğimiz tev- kif hadisesinden sonra tahki- kata başlandı ve bu vaziyet dört buçuk ay devam etti. Yani maznunlar dört buçuk ay kadar mevkuf kaldılar. 25 kuruş mukabilinde küçük ilânlarımızdan istifade edebilirsiniz Satılık Veya Kiralık Evini Var Mı? | Satılık Veya Kiralık Ev Arıyor Musunuz Herhangi surette eşya al- mak veya satmak, herhangi bir ihtiyacının anlatmak ve çare aramak ister misiniz? İhtiyacınız — on binlerce kişiye bildirebilirsiniz. Bunun için bize küçük bir ilân gön- dermek kâfidir. Küçük ilâ- nn Fiati 16 kelimeye kadar sadece 25 kuruştan ibarettir. Bu akşam MELEK ve ELHAMRA sinemalari HENRY GARAT ve BLANCHE MONTEL tarafından — Framsızca *FLAGRANT DELİT , MELEK'te İ VILLY FRITSC ve LİLİAN HARVE'| tarafından Almanca * EINBRECHER ,, ELHAMRA'di CÜRMÜ MEŞHUT Muazzara öpereti takdim ediyorlar. Ba film, nisan ayı büyük filmler serisinln ikincisidir. hezerin : “CENNET YOL fevkinde koduğunda ittifak ediyorlar. Hamiş — Avrupa münekkitleri bı » filminlin Yarından itibaren HİLÂL ve ALEMDAR | sinemalarında birden: ( ABEL GANGE Jın şaheseri | DÜNYANIN SONU Franssca sözlü olan bu muarram ve merakaver filimde Türkçe, Ri Çince vesaire Hsanlarda da MURNAU'nun dehası MARY DUNCAN'ın enzibesi ( CHARLES FARRELL'in mehareti san'atkâranesi ŞEHİR KIZI filminde İçki Aleyhinde Konferans Berlin Darülfünunu Felsefe müderrisi Profesör Bernhard Ştrager tarafından bu akşam Feyziati lisesinde içki aleyhin- de bir konferans verilecektir. konuşulduğu / işidilecektir. Tiyatro Ve Sinemalü ALKAZAR — Haydut Şarkısı ALEMDAR — Hayatı İsa ASRİ —— Kibar Apaş ARTİSTİK — Aşk ve şampanya ETUVAL — — Atina Apaşları ELHAMRA — Dünyanın sonu EKLER — Yunan tiyatro trupt FRANSIZ. — Yunan opereti OLORYA — Mületler Şarkımı ( dat Hanım) MAJİK — Herkas kendi bahtımi MELEK — — Cürmü meşhut MİLLİ — — Bağdat Hırsızı FERAH — Büyük müsamere OPERA — — Aşk kaptanı ŞIK — İki kalp birleşince HİLÂL — — Kurf Şarkısı HÂLE — — (Üskdidar) Güle adaf Ankara Istasyon büfesi Kiraya Veriliyor Devlet Demiryolları Umumüi | idaresinden: Ankara İstasyon büfesi 1 ma itibaren iki sen€ | müddetle ve açık arttırma usulile- kiraya verilecektir. Şartnamesi Ankarada idare vez” nesile Haydarpaşa ve Kayseri iş- letme müfettişlikleri veznelerind€ birer lira fiatla satılmaktadır. Talip olanların ihale günii olan 27 nisatt 931 pazartesi günü saat 15 te An* karada Umumi idarede muzayed ve münakasa komisyonunda hazl 931 tarihinden bulunmaları ilân olunur. #D LA T M L SKD A A İNGİLİZLERİN YAKIN ŞARKTA CASUS TEŞKİLÂTI No. 4 - Yazan: Makenzie - olacağını kimse aklına getir- mezdi. Öyleya, — mültecilere muavenet için teşkil edilmiş bir İngiliz komisyonu, Yunan erkânı harbiyei umumiyesinin yakınında olmaktan korkacak ne var? İsterlerse pencerele- rinden bize baksınlar. Utana- cak çekinecek nemiz var? de- di. Ve benden özür dileyerek | tekrar Deedsin mektubunu okumuya devam etti. A işi, | bakkındaki düşmana ait malümat kısmı okuduktan sonra Edmondsı çağırttı. Ve diğer odada haritalar ve casusların raporları (Üzerin- de lâzımgelen tetkikati yapma- yi ona havale etti. Bu işi mu- vakkaten - aklından — çıkardık- tan sonra, bütün dikkatini Atinadan, casus oldukları ih- bar edilen kimseler hakkında delâil elde etmek için karargâ- yani bi umumide nekadar müşkülât çektiğimiz hakkındaki sözleri- me hasretti. Mukabil casusluk istihbaratının. pek muntazam olduğunu o da kabul etti. nin de muavenetile boş vakit- lerinde yapabildiği işlere isti- nat ettik, dedi. Şimdi işin bu cephesinde çalışmak üzere C bana hususl bir- adam gönder- miş. Fakat onun da verdiği raporlardan pek memnun de- gilim. Serbes olduğu zamanlar ona yardım etmesi için B ye de emir verdim. Halbuki ta- mamiyetle B siz de yapamı- yorum. Çünktü nihayet bu toş- kilâtımızın asıl maksadı. düş- manın ne yaptığını Öğren- mektir, Bitaraf bir memlekette ———7 ğ Pa mukabil casusluk daima gayrı muntazam olur. Zaten C de I buna çok para tahsis etmiyor kil (& V?B? W? C? bu bir — Bir müddet B nin, VV- | sürü harfler, inisiyaller arasında | şaşırmış kalmıştım. V. devam etti: — Bu meseleyi siz bir defa da L. ile görüşseniz fena ol- maz azizim, dedi, —Lm? — Evet bizim faaliyetimizin | cephesini idare eden | Ç E odur. Onun hakkındaki fikri- nizi öğrenmek isterdim - tabil aramızda kalmak şartile - L. ile görüştükten — sonra — mukabil casusluk meselesini yeni baş- tan uzun uzadıya tetkik ederiz azizim, dedi. Grand Britanya — otelinde Simpsonla olan mülâkatımızın vakti geldiğinden V ile ilk görüşüşüm böylece nihayete erdi. V, beni kapıya kadar teşyl ettikten sonra, masasına dönüp İzmir civarında olduğu haber verilen bir Türk kolor- dusunun nasıl olup ta Solada solumuzda — harbetmekte — ol- duğunu anlamak — için kafa patlattığını görür gibi oluyo- rum, Onun büyük tavırlarla, gon derece nazik teşyüni derin bir memnuniyetle hatırlıyorum. Bu son cümleyi yazarken, bir defa V nin odasına girdi- ğim zaman bana söylediği cümle aklıma geliyor: *“Azizim,daha bu sabah dü- şünüyordum. İnsanın en büyük meziyeti şahsi cazibesidir, 5 mişti ve bunu okadar cid adeta büyük bir şey k miş bir adam tavrile Glştl MAF hai d dırU benim etvarım hakkında PY kompliman olarak telâkki miştim.Fakat şimdi, tam on sene sonra, bunun kendi ta' ve hareketlerine dair old ğuna ve onun teşrifata derece etmesinin, büyük kıymet verdiği o meziyeti DA tisap etmek için olduğuna şüphe etmiyorum. ğ Maniafih V. nin şebai ma* yetleri hakkında bukcadar V | N vese etmiye de ihtiyacı V' B tu. Çünkü hakikaten sevi bir. adamdı. — TT LT LT zü“ı.fil#l'm]uflm (Arkası Vaf —

Bu sayıdan diğer sayfalar: