7 Temmuz 1931 Tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 5

7 Temmuz 1931 tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 5
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

BC son Ş V İLİN NUTKUNU AYNEN NEŞREDİYORUZ. ua A POSTA < ret Paşa Matbuat Hürriyetinin Herşeye dağmen Tesisi Lâzımgeld  iği Fikrindedir.. EVKALÂDE TEDBİRLERE LÜZUM YOKTUR M&akıben, Başvekil İsmet işaHazretleri vaki istizaha haâpler tarafından serdolu- N gütaleata karşı atideki Laratta bulunmuşlardır: AP'uhterem Efendiler; Ha- KA 7ıuevzııbıhı olan mesele- #içiyecan ve infial ile bah- Bi r. Memlekete zarar ola- österdikleri misaller, btar “ptir. Bütün bu tafsilâtın örye hükümete teveccüh eden | yı takdir etmiyor değilim. î& adar şikâyete mahal ver- $0 için bükümtin birçok Üpirlerde eksiklik etmiş ol- Öi lâzımdır. *Matbuat hürriyetinin — sulla- Paline karşı hükümetin elinde darı tatbik olacak hem sa- iyet vardır, hem de mem- ette mer'i olan kanunlar rdır. Kanunların cereyanı tabiisini Vilirsiniz. Şahsiyata — taallük iden matbuat ceraimi, şahıslar arafından mahkemelerde tah- yik olunur. Hükümete taallük den ceraim de mahkemelerde fakip olunur. Hakimlerin ve- eği hükümler ile şikâyetler rdll neticeye raptolunurlar. Hükümetin bundan başka da bir salâhiyeti vardır. O da kendi takdirine göre herhangi bir gazeteyi intişardan mene- derek kapatmaktır. Eğer mat- buat hürriyeti memlekete feyiz iwerecek — bir tarzda devam etmiyorsa, birçok mahzurları (davet ediyorsa, bundan tevellüt eden şikâyetleri derece derece kısımlara ayırmak lâzımdır. Ya kanuni yolda . takip ederken zabıta, Müddeiumumiler, Adli- ıc ve saire tesiratı göstermiye ifayet etmiyor veya onların sahaları haricinde kalan mese- lelerde hükümet kanunun ken- disine verdiği -salâhiyeti —tat- bikte ihmal ediyor veyahut mevcut olan dert elde bulunan salâhiyet ve mer'i olan kanun- ların, hükümlerin haricine çıka cak kadar ciddiyet ve &hem- miyet peyda etmiştir. Bunun için hükümet birşey teklif etmiyor. Size bu üç istikamette cevap — vereceğim. Bir defa vaziyet nedir? Hatipler bu meseleyi — mühtelif cepheden izah ettiler. Ben burada ge- çen sözleri dikkatle dinledim. Zaten hatiplerin gösterdiği endişeyi yalnız burada Büyük Millet Meclisinde vukubulan müzakerattan değil, halktan ve birçok vatandaştan da işitmi- şimdir. Mesele chemmiyetle nazarı dikkate alınacak, müs- tacelen düşünülecek bir mahi- yet almıştır. Müsaade buyurur- sanız bugünkü vaziyetin” ma- nasını izah etmek için size biraz eski zamandan bahset- meliyim. Matbuat — bürriyeti ameli sahada vazıh ve kısa bir ifade ile nasıl anlaşılabilir. Bu memleketin ötedenberi is- tediği matbuat hürriyeti nedir? Bu —memlekette - tabil her memleketin istidadı öyle. v - bir matbuat hürriyeti diye ilk önce mevkli iktidarda bulunan hükümete karşı ulu orta ölçü- süz. söylenebilmesi kastedilir. Milletlerde matbuat hürriyeti- nin ilk miyarı budur. Bu imkân katolunacak ilk merhaledir. Memlekette herhangi - bir E:te çıkabilsin. Doğruca hü- ete karşı mevkü iktidarda simse aleyhine - Me- selâ İsmet Paşa - söz söyliye- bilsin bunun böyle olabilmesi matbuat hürriyetinin ilk miya- rıdır. Söylenen sözlerin dnînı veya yanlış olması — münaka- şası ondan sonra başlar. Mil- letler evvelâ bir neticeyi elde etmek İçin uğraşırlar ki biz de bunun İçin uğraşmışızdır. Hat- ta çocukluğumuzda böyle bir manzara görmek için müştak ve mütahassir günler geçirmi- şizdir. Hükümetler ise bilhassa uzun müddet söz söyletmeden kapalı kalmış devirlerden son- ra kendileri aleyhinde — söz söylenmesine tahammül ede- mezler, Her milletin hususi istidat- ları vardır. Kendi halkımızın da kuüvvetli yerleri olduğu gibi zayıf yerlerini de bilme- liyiz. Meselâ: Yazı ile gösterilen herşeyi doğru zannetmiye hal- kımız daha ziyade mütema- yildir. Gazete veya — kitap basmış. Bunu mutlaka doğru olarak alır. Saniyen halkımız, aleyhinde söz söylenen mevkü iktidar sahibi bir adamın mu- hakkak - itibarından kaybetti- ğini zanneder. Üçüncü nokta, kapalı devirlerden sonra mat- buat hürriyeti ilk devrede da- ima bir inkılâp vasıtası olarak kullanılmıştır. Bundan bükü- metler çok korkarlar. İktidar ve nüfuzunun — sarsıldığı — bir zamanda 15 günlük bir fırsat- tan istifade edebilen gezeteler mevkiü iktidardaki hükümeti devirebilirler. Bu da bu mem- lekette ötedenberi heves edilen bir. mevzu olmuştur. Bu acbep- ledir ki hükümetler matbuatta kendi mevcudiyetlerinin ve si- yasetlerinin tenkit edilmesine daima az tahammül etmişlerdir. Bu tehaşinin aksülâmeli olarak matbuat hürriyetinde ilk istih- sal olunacak şey, hükümet aleyhinde istenildiği gibi yazı yazmak hevesi olmuştur. Bu safha matbuat hürriyetinin ilk kademesidir, Bir millet siyasi hayatında inkişaf ve tekâmül ettikçe, onu idare edenler — tecrübeli ve muktedir. oldukça, bu siyasi safhayı — atlatmak — kolaydır, Büyük Millet Meclis, milletin mukadderatına hâkim olduğu- danberi geçen safhalar ve ge- tecrübeler okadar mü« himdir ki matbuat hürriyetinin hallolunmaz — zannolunan — bu ilk sarsıntılı safhası, muvaffa- kiyetle hallolunmuştur. Mevkiü iktidarda bulunan hükümete, hatta haksız olarak ulu orta herşey söylenebiliyor. Ne reji- min kuvvsti ne de mevkiü iktidarda — olanların — nüfuzu derhal zail oluyor. Esas olarak bildiğimiz zâfları — mütemadi- yen terbiye ve ıslah etmiye vakit ve çare bulabiliyoruz. B. Meclise itimat edip te ce- saretle söyliyebilirim ki, bir muhalif — cereyanın — derakap vücuda getireceği bir tehlike derpiş etmiyoruz. Böyle bir tehlikeyi tasavvur etmiyoruz. Arkadaşlarım, şimdi bundan sonra geçirmiye mecbur oldu- ğumuz safhalar matbuat hür- riyetinin daha güç, daha mu- lâk safhalarıdır. Asıl hallolun- ması İâzımgolen güç şeyler de bunlardır. Bilirsiniz ki, propaganda bu asrın — başlıca — silâhlarından- dır. - Matbuat bu- â:n yüz sene evvel zannolun- ğundan daha ziyade ehem- hürriyeti miyet peyda etmiştir. Kıymeti bundan yüz sene evvelinden daha ziyade artmış değil, ayni kiymettedir. — Tehlikesi ziyade artmıştır. Propagatıda eğer müsait saha bulursa bir memlekette bir millette yıkılk mıyacak zannolunan en kuv- vetli bir binayı dahi yıkabilir. Muntazam, şuurlu muayyen bir hedef aleyhine tevcih edilen propagandanın zaman ile sar- samıyacağı hiçbir kuvvet yok- tur. (Doğru sözleri ) Arkadaşlar; propaganda ile kastolunan hedefi yıkmak için hakikate muhalif söz söyle- mek te lâzım gelmez. Hatta doğru söyliyerek limaksadin yapılan tertipli bir propagan- da hakikati yere sermek için kâfi gelebilir. Hiçbir memleket bütün meselelerini halletmiş ve cemiyetin bütün ihtiyaçlarına kâfi gelecek vesaili elinde tutar de- gildi. Her memleketin bin tane ihtiyacı vardır. Eğer bir cemiye- tin hayatı mutlaka fena gör- mek ve gösterilmek istenilirse onun her muvaffakıyetli işinin her tarafını veya eksik tara- fim göstermek mümkündür. Nekadar şuurlu ve anlayığlı olursa olsun hiçbir millet muh- tazam müstemir ve daimi b propagandanın tesiratına ta- hammül edemez. Bundan -50, 100 sene evvelki nazariyeler nihayet fikir münakaşasından ibaretti. Siz söylersiniz. ben söylerim, dinlenilir. Hangi' ta- rahı doğru bulurlarsa onu ka- bul ederler, denilirdi. Halbuki bugün birçok devlet- lerhatta aralarında münasçbet kurmak için yekdiğeri aley de propaganda yapılmamasını şart koyacak kadar ileri git- mişlerdir. Bu memleketler asır- hk, hürriyet memleketleridir, ki, bugün milletler tarafından yekdiğeri aleyhine — maksadı mahsus ile yapılacak propa- gandaların — zararlı - tesirlerine tahammül edemiyeceğini iddia ve ilân etmektedirler. Demek ki muayyen maksatla yapılan propagandaların tesiratına mil- letin müdafaa — edilmeksizin mukavemet edebileceğini zan- netmek hatadır. Bir cemiyetin hayatını mütemadiyen — fena gösteren bir neşriyat O mem- lekette hiçbir. hayır vücuda getirmez. Gençler ve çocuklar mütemadiyen fena idare olun- duklarını, herşeyin fena öldu- gunu, milletin büyük diye, iyi diye tanıyacak hiç birşey ol- madığım duya duüya, okuüya okuya — yalnız. bedbin — ve meyus adamlar olurlar, mille- tin istikbalini idare ed&ötek çocuklar — genç yaşlarında bukadar zehirli hava teneffüs ederek — istikbale — çıkarlarsa milletin atisinden nevmit ol- mak lâzımdır. (Bravo sesleri) Muttarit ve mütemadi fena neşriyat bir memlekette ahlâkı ifsat eder. Matbuat hürriyetin- de bilhassa suüstimalâta karşı beklenen bir fayda vardır. Matbuat — vazifelerini iyi - ifa ederse mevkü iktidarda bu- lunanlar, sahibi nüfuz olanlar, sulistimalde — tevekki için ay- rıca bir murakabe için de ve tayakkuza mecbur bulunurlar. Matbuat hürriyetinden bekle- nen başlıca faydalardan biri daha | budur. Fakat şuurlu bir mu- rakabe ifa etmek değil de munhasıran fena görmek ve göstermek olursa bununla ya- pilan murakabe sui istimalâtı tenkis etmez. Bilâkis bütün akh erenleri birsir. olmağa teşvik eder. Çünkü — namuslu — <damın kolay kolay hbırsızlıkla ittiham edilebilmesi hırsız. muamelesi görmesi, asıl hırsızları herke- sin kendilerile beraber olduğu zannına düşürür ve hırsızlar utanacak bir mevzu kalmadı- gını iddia ederler. (Bravo ses- leri, alkışlar) Ablâki meselelerde hüküm &dil olmazsa hükümden bekle- nen netice berakis olur. Ma- demki matbuat dediğimiz mev- cudiyet bir murakabe salâhi- yeti iddia odiyor, —eğer ayni zamanda kendilerinde mes'uli- yet hissini bulmazlarsa ahlâk | üzerinde, fikir Üzerinde; cemi- yet üzerinde tesriratı tamamen akim kalır, hayır tamamen maküs olur. Arkadaşlarım: Birçok müşa- hedelerinden bahsettiler. - Mü- saade buyurursanız sizi tefer- ruata girmeyerek yormayayım. Bugün heyeti celilenizi ıstıraba sevkeden ve birçok vatandaş- larda ayni ıstırabı ve endişeyi uyandıran dert şudur : “Bir mevi çaresizlik vardır ki halledilemiyor. Bu çaresiz- İiğin nasıl bir neticeye varaca- im kimse tahmin odemiyor ktısadi ahval — üzerinde ise menfi neşriyatın tesiri ahlâk üzerindeki tesiri gibi fazladır. Onun kadar tahripkârdır. İk- tısadi meseledir. Zaten tedbi- rinin — bulunması - anlaşılması güç ve birçok geraite tâbi olan mulâk mevzulardır. Eğer bu Mmevzular Üüzerinde dahi mes'uliyet ve bakikat bişsin: den maada olan küçük hisler, ihtiraslar hâkim olursa zaten anlayışı karışmış olun musta- ripler büsbütün yanlış istika- mete sevk olunur. Bunun yakın bir misalini söyliyeyim. Meselâ bu sene bütçeyi müvazeneye getirmek için tasarruf yapmak mecburi- tinde kalıyor ve birçok - kül- fetler, zahmetler - ihtiyar edi- yorsunuz. Bunu efkârı umumi- ye nazarında şu - islikamette teşrih etmek gayet kolaydır. Mademki bu tasarruf yapıla- biliyordu, daha evvelki seneler niçin yapmadımız ? Bu tasar- rufları daha evvel yapsaydımız bugün daha çok paranız bulu- nacaktı, bugünkü sıkıntıyı çek- mezdiniz; halbuki bu tasarrüf- ları yapıyorsunuz fakat bususi bir buhran içinde vesaitin ki- fayetini temin edebilmek için birçok “ihtiyacatı kasretmek suretile yapıyorsunuz. ç Tabil bu tasarruf şu seviye- de maişeti olan bir zatin va- ridatından bir mikdarı azalır azalmaz gıdasımı yarı yarıya kısmağa mecbur olması kabi- lindendir. Böyle tazarruflardan çok elem duyulur. Çünkü ya- rın bunların tatbikatı başla- dığı zaman birçok - ihtiyaçların kasrolunduğu — anlaşılacaktır. Daha fazlası lâzım olan mek- teplerden — talebelerden — bir kasmıni ihmal edildiği anlaşılar caktır. Oaha tazlası lâzım olan bastanelerden bir kismının te- hir — edildiği — anlaşılacaktır... Vesaire.. Bu tasarruf ancak ıstirarlı tamanlarda — tevessül edilebilacek zaruri bir tedbir mahiyetindedir. Böyle mese- lelerin anlaşılması tabil istika- metten şaşırtılıp ta başka isti- kamete sevkedildiği vakit ef- kârı umumiye zehirlenecektir. Bunlardan memlekete fayda değil zarar hâsıl olur. Öyle şeyler gördüm ki artık tashih denilen mefhum muhitten çık- miya — başlamıştır. -Herhangi yanlış bir havadisin neşrolun- duğunu — görüyorum. ” Güzel. Yanlış işitmiş olabilirler veya- hut farkında değildirler. Bunun çaresi mutat olan medeni olan, insani olan çaresi bu. işin - doğrusu Bundan. ibar rettir demaktir. Tebliğ yapar- sınız, alırlar. Ya inanmadıkla- rını gösterirler veyahut tahrif ederek neşrederler. İnanma- dığını göstermek daha iyi bir şeydir. Ş.î*ınki'ı bir mukabeleyi davet eder. Fakat tahrif ede- rek neşredenler bu zihniyel odur. ki hakikatlerin — tağlit olunmasından, hakikatlerin an- laşılmamasından fayda ve men- faat beklemek — zihniyetidir. Hakikatlerin tahrif olunmasın- dan ve hakikatlerin anlaşılma- masından fayda bekliyen zih- niyet mahzı şerdir.. ( Bravo senleri, alkışlar) Eleminizi tahrik etmemek için size başka misaller söy- lüyeceğim. — Arkadaşlar — kâfi derecede misaller söylediler. Efendiler dava başına tekrar geliyorum. Matbuat hürriye- tinde bir nevi çaresizlik ken- dini göstermektedir. Hakikat bilâfında hâsıl olan bir kana- ati tashih etmiye imkân yok- tur. Yeni herhangi bir siyasi veya iktısadi meseleyi doğru bir istikamette münakaşa et- sek imkânı yoktur. Mütema- diyen — tahsilde —bulunan ta- lebe üzerinde, çütinde bulunan köylü üzerinde, şehirde yaşa- yan vatandaşlar nrasında ze- hirli. hava çiğerleri zehirle- mektedir. Bunun neticesi ne- *ye varacaktır? Çare olmak Üzere derkal hatıra gelen eli- azde bulunan bir salâhiyeti yani kapatmak salühiyetini bik etmektir: Bunu tatbik et- medik, vaziyete çare — değil- dir de onun için tatbik etme dik. — Senelerdenberi — ısrarla | anlatmak istediğimiz bir pren- sip vardır. Matbuatın hürriyeti veselesi. Artık bir hükümet me- şelesi değil, bir millet meselesi- ir. Hükümet meselesi zanno- lanan matbuat hürriyetinin bir millet meselesi olduğunu söyli- yebilmek için bunları söyliyen adamın senelerce her türlü tenkide maruz olması ve bun- lardan ürkmiyecek, korkmıya- cak kudrette olduğunu ispat etmesi lâzımgelmiştir. ( Bravo sesleri, alkışlar) Eğer bundan Üüç beş sene evvel bu bir hükümet meselesi değil, milliyet meselesidir, de- seydim o vakit mevkü iktidar- da olan adam efkârı asıl tev- cih ettiğimiz hükümet mesele- sine çevirmek için meseleyi böyle teşrih ediyor denilecekti. ı l l Bugün vaziyeti cesaretle anlat- mamın sebebi İsmet Paşanın bütün bunları millete —anlınin akıyla söyliyecek, imlihanımı geçirmiş olmasıdır. ( Şiddetle alkışlar ) Matbuat hürriyeti denilen meseleyi korkmaksızın milletin asri idaresinde esaslı bir va- sıta olarak ele almak zamânı gelmiştir. ( Bravo sesleri ) Birinci mesle şudur;: Mate buat hürriyeti bu asrın en yevl en müessir milli vasıtalarında! biridir. Memlekette matbuais, olmaksızın halk idaresinin bu- hunduğunu farzetmek - ihtimali yoktur. İkinci mesele şudur: Matbuat hürriyeli iyi kullanıl- mıyan yerde memleketi salaha sevketmez. Bilâkis o memle- ketin batırılmasını tacil eder.. Bu iki zıttı telif €Etmiye mec- bursunuz. Bugün Türkiyenin mukad- deratısa hâkim olan B.M. Mec- lisi bu iki mddı telif vazifesi karşısında — bulunuyor. — Mat- buatin hürriyeti baki kalacak ve matbuat hürriyeti memle- kete zarar vermiyecektir. B istikamet — yalnız hükümetin elinde değildir. Bu hükümetiü eline en sonra geçecektir. Bunu bütün milletin müşterek varzifesi ve müşterek meselesi —- olarak zihinlere telkin etmek lâzımdır. Eğer hocalar kürsü- lerinde tahsil ettirdikleri ço- cuklara mütemadiyen zehirli havalar içinde — yüzdüklerini görürler ve aldanmayınız dört beş şuursuz kendini kaybet. miş. Küçük ihtiraslar mağlüp olmuşlar bu marifetleri yapa> bilir, diye mütemadiyen söy- lemerlerse, eğer bu memleke- tin hukukşinasları baştanbaşa zehirli olan bu havayı görür- ler zerre kadar — müteessir olmazlar ve lâkayt kalırlarsa İsmet Paşa bu eseri nasıl hal- etsin? (Alkışlar) Rasgeldiğim gazeteyi ken-, di takdirime göre kapatacar,; ğım, Ertesi günü tekrar kal tacağım. Böyle — bir hayatıl munııebî halk — idaresile redir? ğ Ğ Ben bunu bugün böyl, ğ anacağım. Yarın başk“yl: 4 bilir mi? Memleketin hukukçu- | iarımın, — hocalarının meseleyi | münhasıran hükümete Eıııhî ması memleketi - kapkara bi istibdada sevketmeleri demele — tür. (Sürekli Aalkışlar. Breya Paşa sesleri. ) işi Diğer bir nokta da ğ Matbuat hürriyeti denilen halk idaresini tanzim ved usüllerde ve siyasi - mücad lerde milletlerin evvelâ geşi oe mecbur oldukları E“vî*l';r | M. Meclisi kürsüsünden birçok İ vesilelerle matbuat hürriye Na zararlarına karşı davamı matbuat börriyeti olduğ bahsolunmuştur. Bu nedir? Bu m İ, matbuat faaliyetinde fı.:uızı' taallük eden gizli ve dol, ğ usulleri en İyi yine gazetej, bilirler. Hayatına zarar ye istikametlere karşı salim kan, atte bulunan matbuat ceşar, le mücadeleye mecburdurf, Matbuat hürriyetinin zararj ni evvelâ arkadaşları olan ğer matbuat bertaraf (Devamı 6 ıncı sayfadı , . AY ARE tnin / n yineğ

Bu sayıdan diğer sayfalar: