10 Temmuz 1931 Tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 5

10 Temmuz 1931 tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 5
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

Kari Gözile / Gorduklerımıı Zmit Ticaret Odasından Bir Süal Altı ay evvel İzmit Ticaret odası hakkında bir yazım muh-s torem gazetenizin karl sütünunda intişar etmişti. O yazımda, odanın - vaktinde verilmiyen kaydiye üeretlerinden nizamname mucibince ayrıca ikl mlsli ceça alması İâzımgelirken Öç misli aldığından bahsediyor- dum, Oda bu yazıma verdiği cevapta oda nizamnamesi mucibince iki mlsli ceza alındığını, aslı İle beraber üç misli — olduğunu yazıyordu. O vakit cevap ahval! sıhhiyem dolayısile mukabele edememiştim: Halbuki oda nizamnamname- sinde kaydiye ücretlerini vaktinde vermiyenlerden a) iki kat ceza hükümolunacağı münderiç iken tarafıma tebliğ olunan 930 senesinin ihbarnamesinde “on beş gün zarfında teslim etmediğiniz takdirde ayrıca üç kat ta ceza hükmedileceği Oda Meclisi kara- rile beyan olunur, ibaresi vardır. Oda Reisi Bey ne derler? İzmit: Foto Ekrem Fare Meselesi Evreşe Nahiyesi Gelibolu ha- valisinin zahire ambandır. Nahi- yemizde yalnız yirmi tane büyük orak makinesi vardır. Fakat fare Satilâmı bu sene mahsul vaziyetine fena tesir etti. Çiftçinin ilk mü- racaatini nazarı itibara alan Kay- makam Bey derhal mücadele memuru ve itlâf vasıtası gön- derdi. Fakat bunlar kâfi gelmedi, köylü oldukça zarar etti. Bu gibi hâdiselerde — Ziraat — İdaresinin daha tedarikli davranması 1â- zımdır. H. Basri Vazife Ciddiyeti Bir müddet evvel Yedikule hattının (32) numaralı tramvayı- nin (750) numaralı biletçisi bilet verirken fazla para almıştı. Ken- disine ihtarda bulundum. Kabul etmedi. Kontrol memuruna şikâ- yet ettim, ve adresimi verdim. geçen gün vazifem başında iken bir ttamvay memuru fazla alınan Parayı İade — etti. Binaenaleyh kumpanyanın bu muamelesi mu- €ibi şükran —olmakla — beraber ekseriya bozukluk yoktur. diye İade edilmek istenmiyen — onluk- lara şirketin — nazarı dikkatini celbetmek İsterim, Eczacı Ragıp lli Karilerimizden Ricamız “SON POSTA, ya göndereceğiniz mektupların sarfineı Gzerine içindeki yazının mahiyetini işaret edinliz. Bi mece midir, Hamm teyzeye mi - »ittir, idareyi mi alâkadar — eder, — tahrir müdürlüğüne mi hitap ediyor? Bu noktayı — kaydederseniz — vazifemizi kolaylaştırmış olursunuz. - Karilerimiz- den bilhassa bu noktoya dikkat etmelerini tekrar rica öderir. No, 74 Tefrikamız : Mekteplerini hltirerek hayata atilmak mecburiyetinde bu- lunan gençlerin ne müşkül bir vaziyette olduklarını anlamak. kâhin olmıya vabeste değildir. Gençlerin ve ailelerinin bu sı- kıntısını bilen ve ona rehper olmak istiyen Son Posta, daha evvel bir meslek tutarak azçok muvaffak olmuş kimselerle görüşmüş, ayni yolda muvaffakiyetle yürüyebilmeleri için genç- lere ne tavsiyeleri olduğunu sorup öğrenmiştir. Bugün de Ziraat mühendisi Lütfü Arif B. konuşuyor: * Lütfü Arif Bey diyor ki: — En iyi yaşayışin ziraat hayatında olduğunu daha çüü iken anlamış, ziraat mes- leğini sevmiştim. Bu görgü ve tatbikat götürüp ziraat âleminden feyı- almıya başladığım zamanlarda ziraat hayatının insanlara fikir serbestisi, ruh istiklâliyeti ve- recek kadar kuvvetli ve tabli bir menba olduğunu anlamış- tım. Tahsil hayatımın başında, ziraatin on beşe baliğ olan erıkıı-.ııındı şaşırmamak bil değildi. hüdıdımı yokladım. Hangi şubei ziraatte kabiliyet göste- rebileceğimi birkaç tecrübe ile araştırdım. Ziraat Çok Vâsidir Nihayet esas ve istinatgâhı Lâtince olan ve yüz binlerce nebatı bir mecmua halinde toplıyarak vücut bulmuş en güç kısımları — teşkil eden bahçıvanlık — şubesini — intihap ettim. Çiçek, sebze, meyva ve ağaç, basit görünen bu dört isim ayrı ayrı büyük birer is- tihsal san'atini vücude getir- mişti, Bunların ehemmiyetini Avrupalıların neşriyatından te- lifatından unnıyoıduıı Zı- man - geçtikı r hemmiyeti daha nyıdelqıyor- du. Yeni keşifler, yıııi tecrü- beler ve buna ıııem- leketimizde llııııııx açtığı boşluğun devam ede- gelmesi, yenilecek temiz ve leziz. sebze yuksulluğu, kurt- lanmış meyvalar, Lâle devrine rağmen çiçekleri kurumuş bah- çeler, tabiatin yeşillik mevhi- beleri, baltalanarak — ağaçsız, çıplak — birakılmış - bir. - vatan karşısında, bu dört maddenin memleket için hayat verici birer kuvvet olacağını mülâ- haza ederek malümatımı nişletmeyi zaruri gördüm. Xv- rupaya gittim ve Türkler ara- sında ilk olarak bahçıvanlık tahsil ederek memlekete dön- düm, Müşkülât Başlıyor Bidayette hiç bir müşkülâta tesadüf etmedim. İstanbulun muhtelif semtlerinde — bahçe meraklılarına ilmi yardımda bulundun. Hem kazandım hem de kazandırdım. Fakat ıevgiyl KUCAKTAN KUCAĞA SERVER ' BEDİ Bir saat kadar yatakta kal- dılar ve konuştular. Genç, evvelâ ismini söyledi: — Benim adım Necdet. Nermin güldü : — Benim adım da Nermin. Bu kadınla erkek arasında en son yapılması lâzım gelen şey olup bittiği halde bunlar biribirlerinin isimlerini yeni öğ- niyorlardı. Genç mırıldandı: -— 'l'mlddlr edenıı. Ner- Tmin Hıı—. b Nermin düşündü: “Neye te- şekkür ediyor? Cismimi ver- diğime mi? İsmimi verdiğime mi?, Ve sordu: — Siz ev sahiplerinin oğlu musunuz? — Ev sahiplerinin değil, ev sahibinin. Çünkü o kadın ba- bamın metresidir. — Böyle sık sık toplanır mısınız? — Ayda bir iki kere. “Nermin hayretle gözlerini Umumi harp işlerimi bozdü. Çaresiz olarak resmi müesse- selerde mesleğe ait vazife al- mıya mebür. oldum. İşte işin bu safhasında bilgisiz ihtisasa ancak intisap nispetinde kıy- met veriliyordu ve saygısız âmirlerle mücadeleye mecbur' ve bittabi netice itibarile de müşkülâta maruz kaldım, AF manyada tahsil görenler Fran- sada tahsil görenleri çekeme- diler. Birer parti yaparak biri- birlerini ber işte mütehaasıs gösterici propagandalarda bu- lundular. İhtisasa ancak inti- sap nispetinde kıymet - verili- yordu. Bu gibi ahval tabüdir ki hayat ve iş adamı olanlar üze- rine tesir icra edemezdi. Zaten mesleğin serbest ve müstakil sahasına nakli faaliyet etmek zamanı da gelmiş bulunuyordu. İşte bundan sonra müşkülâta maruz kalmadım. Tavsiyem Nedir? Mesleğe — intisap — edecek gençlere iki büyük - tavsiyem şudur: 1 — Bahçıvanlıkta turfaâ” da mahsul yetiştirmek e 2— Meyvılınmııın islâhını temin etmek için pomolojiye | ıhımiyet vererek ıııeyvıcılı— Hayata Atılacak Gençler Ve Aileleri Okusunî BirMeslekSeçmedenEvelMuvaffak' Olanların Nasihatlerini Dmleyınız j İ ğgırmzi yükseltmek, — turfanda mahsul yetiştirmek sayesinde hem müstahsilleri ihya, hem de memlekete yabancı mem- leketlerden — ithal — olunagelen turfanda sebze, çiçek, meyvalara mukabil milli ser- vetimizin — harice — gitmesine mani olmak, meyva — pomo- lojisini ise, memlekete her sene — milyonlar — kazandıra- bilecek bir kuvvet olarak kabul etmelidir. Meyvalarımızın evsaf ve ihraç kabiliyet dere- cesini, meyvacılık san'atlerinin inkişaf ve tekessürünü cinslerin ıslahını, ziraatinin tevsüni, has- talıksız meyva teminini - fili olarak ancak pomoloji esasat: ile temin etmek mümkün ola- bilir. kanaatindeyim. Bu ka- mnaatim birçok Femni delillere ve iktısadi sebeplere istinat etmektedir. Yunan Takimının Seya- hati Bir Mes'ele Oldu (Baş tarafı 1 inci sayfada ) Ültümatom — Alındı Muhtelit takım maçının fe- darasyon tarafından tehir edil- diği İstanbulda Şeref Beye bil- dirilmişti. Bu müsabakanın azy mevsimine tesadüf etmesinden dolayı tehir talebinin İstanbul- ca muvafık görülüp kabul olu- nacağı beklenirken Şeref Bey- den aşağıya dercettiğimiz telg- raf gelmiştir. Metni şudür: “Telgrafınız — bizi hayrette bıraktı. — Muükavelenin — altıncı maddesine nazarı - dikkatinizi celbeder, (24) saat zarfında kat'i cevabınızı bekleriz.,, Bu telgraf adeta bir ültima- tom şeklindedir. İki millet ara- sında daha, yeni başlıyan s-cr açmıştı: — Ben, dedi, bu hayata yeni giriyorum. Bukadar ser- bestliği sinemada bile görme- dim, Gencin sesine az çok sami- miyet doldu: — Doğrusumu — isterseniz Nermin Hanım, dedi, burada bir aile yoktur. Babamın met- resi var. Ötekiler arasında da hiçbir evliye tesadüf edemez- siniz. Eh... Kimse kimseye he- sap vermiye mecbur değil... Niçin eglenmesinler? Necdet biraz durdu ve me- rakla sordu: — Siz evli misiniz yoksa? Nermin, gülerek: -— Evliyim, dedi. 74 temaslarının başlangıcında böy- le bir telgrafın İstanbuldan geleceği kat'iyyen beklenemerz- di. Temenni ederiz ki yeni başlıyan bu temaslar inkıtaa Uğramasın. Bu fırsattan istifade ederek alâkadar olan üç klübe hitap ediyoruz : Mukavele imza edil- diği zaman temmuz ayının sıcak — olduğunu — bilmiyorlar mıydı? — Bizim — oyuncuların bukadar - . maçlardan — sonra yorgun düşeceklerini düşün- memişler miydi ? Temmuz ayı gelip te sıcaklar başladığı za- man mı maçın tehiri düşünü- lüyor? Şimdilik bunlari soru- yoruz. Sorulacak daha pek çok suallerimiz vardır. Lâkin bunlar, aramızda kalıb İstar- Necaette güldü: — Adam siz de... Yeni bir- | şey yapmıyorsunuz ki... Biraz düşünerek sordu: — Kacanız kıskanç mıdır? — Dehşetli! — İyi, iyi... Böylelerini al- datmak daha zevklidir, deği! mi? — Tecrübem yok. Zavallıyı ilk defa sizinle aldattım. — İnanayım mı dersiniz? — Canınız nasıl isterse, — İzin verin de birşey söy- liyeyim: Ben buna inanmıyo- Tüm. — Neden? — Vallahi bilmem... Par- don amma... Benden evvel — vere Aile Kadın Ve Kalp İşleri Razı Olmazsa Gençler İntihar Mı Edet Yanlış Bir Zihniyet Bir haftadır gazetelerde ismi ve resmi geçen Kandilli kurbanlarını elbette biliyorsu- nur. Haniya şu aileleri razı olmadığı için evlenemiyen ve Çocuğunuzdan Ne Şîkâyetinîz Var d ır ? Her anmne, evlenemedikleri için yanyana intihar eden gençler. Bu vak'ayı okuyan herkes | müteessir olmuş, ve alle taas- subunun —bu feci neticesini teessürle karşılamıştır. Bu vak'a da gösteriyor ki, anne ve babalarin, çocuklarının evlenme işlerine karışması bü- yük facialar doğurmaktadır. Çünkü iki neslin düşünüş ve yaşayışı arasında müthiş fark- lar vardır. Maamafih aileleri müsaade etmediği — için — evlenemiyen gençlerin yegâne kurtuluş ça- resini ölümde aramaları da acınacak bir şeydir. Fakat ben en büyük mes'ı- liyeti, müstakilen yaşama ka- biliyetini kendinde görmeden evlenmek — arzusuna — düşen gençlerde görüyorum. Bu bed- baht çift, ailelerine dayanmak ihtiyacını duymaksızın yaşıya- bilselerdi, elbette ölümü gö- ze —almıyacak, — ailelerinin mümaniatına rağmen işi kendi başlarına halletmenin yolunu bulacaklardı, Onun için gençlere tavsiye ederim. cocutm karşı — gösterdiği itinalara rağmen, çocuğunu bir türlü terbiye edemediğini, kusur- larımı — aslah — edemediğini söyler. Bu Sütunda Müşkül- lerinize Cevap — Vereceğiz 1 — Çocuğunuzun kusurları var ? 2 — Kaç yaşındadır ? 3 — Kızmı,erkek 4 — Nasıl bir mı büyüyor ? 5 — Sıhhati — nasıldır ' Bu suallerin cevabile ,der- dinizi bildiriniz. Çocuğunu ne sürette islah edeb ğinizi — size — bildi zun — terbiyesine —ait türlü — müşküllerinizi bildiriniz. Size rehber mıya çalışacağız. lesinden ister evlenirsiniz. K Evlenmeyi düşünme- | Çük bir kasabada bundan | den evvel, evlenecek vaziyette ku türlü bareket 4 "olup olmadığınızı tetkik ediniz. Başkalarının omuzlarına daya- narak yuva kurmak mümkün değildir. * Menemende K. S. Z. J. Kitap okumak merakı bir bastalık değildir. Ve çok kitap | Sirmek kün değildir. * Edirnede Kırşehrinde met Şükrü B. 4 , Tayyare makinist mekti için duhul okuduğu için deliren görülme- öğrenmek —üzere — doğru | mişlir. Sizin asabi bir buhran doğruya Eskişehirde tayj makinist mektebi tine müracaat ediniz. — Ha geçirmekte olduğunuz — görü- lüyor. Kendinizi bir asabi mütehassısına güsterip tedavi ettirmenizi tavsiye ederim. k Kemalpaşada Salâhattin Bey: Derdinizin ilâcı evlenmektir. Sevdiğiniz kıza sevginizi söy- lemiye ve anlatmıya imkân yoktur. Meşru şekilde kızı ai- bula lııdır ıkıeluıye değer şeyler değil Maama! h Yımın futbolcü- leri, tehir kararının neden ileri | Gün $t 10-Temmuz-931 HÇ geldiğini hâlâ anlayamamakta, ve: * İstanbula muharebe yap- mıya değil, futbol oynamıya gideceğiz. Ne oluyoruz ? ,, demektedirler. Nüzhet frex aa ııip şey... Bu his size ! nereden geliyor ? Size göster- diğim teshilâttan mı ? Nermin küçük bir kahkaha attı. Necdet utanmış gibiydi : Hayır, dedi, Oyle değil.. Yani... ııldî-" —— 3 nakledilmiştir. Oradaki pal kuponlarını toplayacı —— TAKVİM Aııu 4 2 M- 26- Haziran ıııııı-ıı.ıı- e v Ğ 1219 | Yataı » r! ııııo ['4 v yeyı? e < Nermin — Necdetin 9öj. kesti ve yataktan ati 'ş' &: cak g;ıl:ı'ımıyc bı;h 'V'ı.'ğ — Ne -; RUS | DİKİŞ MAKARALAĞIZ Sağlam ve ucuzdur. Her yerde Ara

Bu sayıdan diğer sayfalar: