August 2, 1931 Tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 5

August 2, 1931 tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 5
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

Kari Gözile Gördüklerimiz Seyahati Rusyaya gidecek Darülfünun takımı mıdirz? Rusyaya Darülfü- nün takımı mami altında Müli takım kadrcsu aynen götürülmek isteniyor.'Anlaşıldığına göre mak- #at Rusların bu şekildeki dave- tine herhalde İcabet etmektir. Bunda bir seyahat arzusu yekna- zarda göze çarpmaktadır. Şaşıla- cak bir nokta da Darülfünunun buna nasıl müsaade ettiğidir. Çünkü gidecek takımda Darülb- fünun tahsili görmüş kaç genç var? Hatta bugün Darülfünunda kaçı tahsil görüyor? Darülfünun- la bir alâkaları yoktur. Bu cihet- le hiçbir zaman Türk Darülfünu- munu temsil edemezler. Eski bir Darülfünun — müntesibi — olmak #fatile bu ciheti efkârı umumi- yeye arzı bir vazife bilirim. Spor karilerinizden eaki bir DartilfÜmunlu: Şükrü Ragıp Feridun Beyin Tavzihi Muhterem gazetenizin 26/7/931 pazar günkü nüshasında hayata girecek gençler için açtığınız anket tarafından vakl beyanatım sırasında çarşı — kuyumcularının biçbir lisan ve okuma yazma bil- mediği şeklinde kaleme alınmış- ftır. Tarafımdan — kuyumculuğa Intisabeden pek çok Ermeni gençlerinin âli derece malümat sahibi olmadan noksan - tahsille- tile buyumcu — çıraklığına İntisap ettirilerek elmasçı ve İşçi oldu- ğunu beyan eylediğimden bugün Türkçe okuma yazma bilmiyen hiçbir şahıs kalmadığına nazaran #ehvin taahihi ricasile hürmetle- Fimi takdim eylerim efendim. Cevahirci Feridun Zihni Tütün İnhisar İdaresinin Tasarruf Sandığı Size bir meseleden bahsede- seğim. Tütün İhisar İdresinin bir tasarruf sandığı var. Bir. sene- denberi bu sandıktan memurlara para - veriliyordu. Halbuki — bir haftadan beri —sandıktan borç para almak İçin bir şart konul- du. Şart şudur: - Para almak için son derecede mübrem — ihtiyaç olmak İâzundır. Bu ihtiyaç da doktor raporile sabit olan has- talıktır... Bu —şart — memurlari tümmettedarik — rapor — almıya sevketmez mi? *k -— TAKVİM — Gün N1 2- Ağustos -D3İ Mimır 89 Rumi 20- Haziran - 13467 yakıt-crani-vasati ——— A—ııl:ı,— 19:26 Arabi V -Rebüllevvel-350 Çökit-ezanl-vasati ——— Güneş'to. 32 ÖH:’ı:sı İkindil a.0 458 1z.20 1615 Yatan | YA 16 İmaak İ7 281 44 Tefrikamız : No. 71 Nermin, Nadireye akıl erdi- Temiyordu. Günü gününe, sözü Sözüne uymıyan bu kadının timdi de evlenmiye kalkması- BDa İnanmamıştı. Fakat Nadire Yemin ediyordu. Nermin bağırdı: — Peki canım.. Daha üç * gün evvel sen evlenmenin “leyhinde değil miydin? Darülfünun Takımının Rusya Mektebi bllirdinü.rıehıde(nimmi;liıldmı Artık hayata girmiş oluyorsünuz. Fakat bir meslek seçmek ve o meslekte | muvaffak olmak lâzımdır. Şüphesiz ki ikisi de, bilhassa bu asırda en müşkül birer meseledi. ( Son Posta ) bu işte rehber olmak hizmetini üÜzerine alıyor ve size, meslekte muvaffak | olanların hayatlarını, tavsiyelerini naklediyor. Bugün İstiklâl lisesi hıiıüdhr: muallim Agâh Sırrı Beyin hayatını ve tavsiye- v 'SON FOSTA — IHayata Yeni Girecek Gençler Ve Aileleri Okusunl Muvaffak Olacaksınız; Fakat Se- batlı Ve Çalışkan Olmanız Lâzımdır lerini okuyacaksınız. İstiklâl Lisesi Müdürü Agâh I Sırrı B. diyor ki: — — Ben, liseyi bitiren genç- lerin meslek intihabı için uğ- radıkları tereddüt ve ınll.lşü— lâtı hayatımda hissetmedim. Henüz rüştiye sıralarında i!:eıı mesleğimi — tayin — etmiştim : Reıııî olacaktım. Bu fikri kafama okadar yerleştirmiştim ki, ne ailemin gösterdiği müş- külât, ne muhitin ıın'gkı karşı olan takdirsizliği beni bu fik- rimden vazgeçirtemedi ve ben rüşti itirdikten — sonra, dört senelik idadi hayatımda, hummalı bir faaliyetle gece ündüz resme çalıştım. Hatta giı aralık idadiyi terkederek ©o zaman Gülhanede olan Sa- nayü Nefise Mektebine de de- vam etmiştim. İdadiye Avdet Fakat bir müddet sonra tekrar mektebi terkederek, idadiye avdet ettim. Çünki o zaman Sanayiü Nefise Mekte- binde sınıf usulü cari idi ve beni bittabi ilk sınıfa almışlar- dı. Halbuki ben kendimi bu- lunduğum sınıfa nazaran çok kudretli addediyordum. Burada beyhude vakit ge- çirmektense, idadiyi bitirdikten sonra, doğruca Avrupaya git- meyi tercih ettim. İşte tekrar idadi tahsiline dönmekliğimin sebebi bu idi. Maamafih edv- deki pazar çarşıya uymadı. İdadinin sınıfındı son a —iken Balkan harbi çıktı. ti. Ve ben Avrupaya gideme- dim. Bittabi san'ate da veda ettim. Bu esnada idadiyi de bitirmiştim. Bu suretle san'ate veda edince, diğer bir meslek intihabı lâzimgeliyordu. Yine hiç tereddüt etmeden kararı- mı verdim: Hoca olacaktım. Ressamlıktan Edebiyata Filhakika ressamlıktan son- ra, benim için en cazip olan bu idi. İhtisas şubesinin imti- hanı çirmedim. İdadide iken ara &ı- ra şirler falan da yazardım. Edebiyata da merakli idim. Bu itibarla hemen Darülfü- nun Edebiyat Şubesine girdim. Maamafih bu pek kolay olma- dı. O sene Darülfünuna cekler için bakalorya imtihanı koymuşlardı. İdadi tahsini biti- ren gençler, Darülfünun şube- lerine girmek için ikinci bir imtihan geçirmek mecburiye- tinde idiler. O sene edebiyat şubesine girmek — için 40 talip KUCAKTAN KUCAĞA SERVER BEDİ — Sen bana bılııııl ben hi değişirim. İlk kocam b:;'ım:diıi bukalemun,, derdi. — Peki... öyle ise yine sen evlenmekten yvazgeçersin. — Hayır bu sefer kararım kat'i. .—— Bana göre hava hoş. Yarın İstanbula inermiyiz ? — İneriz. * Va.i HünlEkkRedıny AVP in de biran tereddüt ge- * vardı. Biz yedi kişi imtihanda muvaffak olabildik. Muvaffak | — olan — arkadaşlarım — arasında Felsefe muallimi Servet, Dil Encümeni azasından — Ragıp Hulüsi, Köprülü zade Cemal Beyler vardı. Ben Darülfünuna girmekle beraber maksadıma da ermiştim, Bir de hocalık bulmuştum. Haftada iki gün muallimlik ediyordum. İlk Dersim İlk dersi verdiğim günü ve © günün muvaffakıyet ve neş- esini ömrüm oldukça untamı- yacağım. İşte şu ilk muvaffa- kıyettir ki, beni sonuna kadar hocalığa bağladı. Darilfünuna devam ettiğimin ikinci senesi umum? harp ilân edildi. Ve ihtiyat zabiti sıfatile harbe iştirak ettim. Harbin son senelerinde, Şark cephe- sinden döndükten sonra, Ban- dırmaya tayin edilmiştim. Bu- rada meslek hayatının ikinci merhalesini çirmiş oldum. Bandırmada Menzil Müfettişli- ğinin yardımile, 3 arkadaş * Çocuk yuvası , isminde bir mektep açtık. Ve burıda tam bir buçuk sene y: | 17 silih a ka- daşlarmızın çocuklarını değil, hariçten müracaat eden çocukla rıda fahriyen okutup yetiştir- dik. Bir buçuk sene devam eden bu mektepteki hayatm, benim için birçok tecrübeleri ihtiva eden b:!vnk bir kıymegti olmuştur. Seferberliğin hita- mında mektebin eşyasını ma- balli Maarif idaresine terk ede- rek ayrıldık. > Hocalık Ve Gazetecilik Mütarekede İstanbula geldi- ğım zaman, tekrar hocalık ha- atina atıldım. Bir taraftan arilfünundaki — imtihanlarımla meşgül oluyor; diğer i_ııı_rlfîln hayatımı kazanabilmek için ho- calık ve gazetecilik ediyordum. Nihayet Darülfünunu - bitirince gazeteciliği de bırakarak ken- dimi hocalığa vakfettim. Meslek hayatımın — üçüncü merhalesi de, idan on sene evvel, İstiklâl Lisesini açtığım zamandan başlar. Mütarekenin öyle feci, öyle korkunç bir devrine tesadüf ediyordu ki, herkes bu teşebbüsü mecnu- nane bir hareket olarak telâk- ki ediyordu. Fikrimden cay- | dırmak — istiyenler çok - oldu. Fakat ben hiç zâf gösterme- dim. Meslek hayatında kâfi miktarda tacrübem vardı. Bir mekteb'n nasıl idere edildiğini Beyin yazıhanesine — gittiler. Feritten başka kimse yoktu. Genç, onları görünce, bü- yük bir sevinçle yerinden fir- ladı kadınları hürm&tle karşı- ladı, koltuklara oturtta. Ken- disi, ayakta, cıgara veriyor; yakıyor, güneşin tecavüzlerine mâni (olmak için pencerelere koşuyor, perdeleri kapatıyor, kapıya gidiyor, hademeye limo- nata emrediyor, gidiyor, geli- yor, bin parça oluyordu. Nadire bağırdı: — Ferit Bey.. Aman yap- mayınız. efendim, bir daha gelmemizi istemiyor musunuz? Bu kadar rahatsız olmanıza pasıl tahammül ederiz? j < Agâh Sırrı B. görmüş ve daha ideal olarak nasıl idare edilebileceğini an- lamıştım, Filhakika senesi İstiklâl Lisesini açtığım zaman, tasavvur edilemiyecek kadar müşkülâta ve mânilere maruz kaldım. Fakat biç yılmadım. Müşkülâta uğradıkça mücadele ve tahammül kudretimin arttı- ganı görüyor ve daha gayretli işime sarılıyordum. Nihayet mektebi bu vaziyete getirebildim ve gördüğünüz gibi sâyimin neticesini idrak ettim. Sençlere Tavsiye Ediyorum imdi — gençlere — tavsiyem şudur ki: DXeolzk intihap eder- ken ve herhangi bir teşebbüse girşirken menfi tesirlere ka- pılmasınlar. Bu memleketin nankör olduğunu söyliyenler, bizzat nankör olanlardır. Mem- leketin hertarafı ve her İş sa- hası işlenmemiş bir. maden gibidir. Yalnız bunu işletecek ve bundan bir cevher çıkara- cak sabırlı. ve kuüdretli eller Luıııdıı. Zaten Iı:ı hocı)ııı :l;, e len — evvel, çlerde DK gae ee gelmesine çalışmıyor muyuz? ir şeye karar vermeden ev- Wwel çok düşünmeli ve karar ver- dikten sonra bir an tereddüt et- meden hemen yapmalıdır. Riyasız bir samimiyet içinde dosdöğru çalışmak muvaffakıyetin ami- lidir. Asla yeise kapılmama- lıdır. Ben kendi hesabıma ho- calığı her işe ve her mesleğe tercih ederim. Birçok gençle- rin bukuk — tahsiline rağbet Eîıterdiklerinl görüyorum. Hu- ku kendilerine meslek edi- nen ve muayyen bir gaye ile bu meslek hayatına giren gençlere diyecek yok. Fakat mühim bir kısmın da bilâ- maksat, sırf Darülfünunun her- bangi bir şubesine devam et- mek için hukuka girdiklerini görüyorum. Bu bence gayesir- liktir. Gayesiz bir gençlik ise sonu hüsran ve mahrumiyetle biten manasız bir yolculuğa benzer. Ferit ikisinin de önünde durdu ve Nerminin gözlorine bakarak başıni önüne eğdi, sonra kaldırdı : — Nekadar sevindiğimi tab- min eder misiniz? — Fakat oturunuz... — Hayır... Nermin Hanım müsaade etmedikçe oturamam, Nermin: — Oo.. diye bağırdı, o hal- de ben müsaade etmiyorum. Ferit kızardı : — Gördünüz mü ya? Dedi. Nermin güldü: — Şaka söylüyorum, dedi, siz oturmazsanız ben ayağa kalkarım dedi. — Âman, avağımını Güzel Deniz Gömleği Yapmak İster Misiniz ça iz'aç ettiği için son za: larda yün mayolar ıiyıdımr:;: | bet bulmaktadır. Yün mayola- l rın sıhhi bir faydası daha var- ! dır. O da denizden çıkıldığı! zaman bedenin ıslaklığını sün- ger gibi emerek güneş banyosu yapmak imkânını hazırlar. Size bu dersimizde, resimde gördüğünüz rarif mayonun na- a yapıldığını tarif edeceğim: Bu mayo koyu renkte ince yünden yapılmıştır. Lâtif bir yaka gibi duran göğüs kısmı sarı renkli yünden, göğüs ve kolların kenarları ile sarı ren- gin kenarı da koyu kırmızı renkli yünden İşlenmiştir. Bu mayoyu yapmak için iki yüz elli gram mavi yün, yüz gram sarı ve elli gram kırmızı yün lâzımdır. Maye jersey iğnesi denilen işle l.(ıııllmi'tiı. (Şekil: 1) Bu iş kalınca iki şişle yapılır. Bir sıra doğru taraftan sıra da ters taraftan işlenmekle hâsıl olur. yo şemasına — bakarak (Şekil: 2) kendi bedeninize muvafık bir patron kesiniz. İşe evvelâ sağ bacaktan baş- layınız. Birinci şiş üzerine dok- san halka yapınız. Bu doksan halka üzerine sekiz santim çı- kınız. İşi iğne Üzerinde bıra- kınız. Başka iki şişle ikinci bacağa başlayınız. Ayni yük- sekliğe gelince ikisini bir şiş üzerine birleştiriniz. (Yüz sek- sen halka olur) ve mayonun bedenini işlemiye başlayınız. Göğüs kısmına gelince - işin ortasında yani doksanıncı İğ- nede ilk sarı renkli iğneyi ilâve ediniz. İkinci sırada sarı renk Üüç iğne Üüçüncü sırada beş iğne olacaktır. Yani her sırada bir iğne, başından bir iğne de sonundan arttırılacak- tır. Resimde görüldüğü veçhile göğüsün meme Üüzerlerine ge- len sarı girintiler de bu tarife göre yapılacaktır. Omuzlar: Göğüs kısmı kol- tuklar hizasına gelince koltuk girintilerini yapmak için şişin zerindeki iğneleri her iki kol- tuk yerinden sekizer — san- tim eninde kapatınız ve iğne- den - dışarı birakınız. Göğüs kavisine kadar işleyiniz. Şiş zerindeki — iğnelerin — yarısını üÜçüncü şişe geçiriniz. Geri kalan yarısını her sırada ikişer iğne eksiltmek şartile omrunuzun uzunluğu kadar işleyiniz. İkinci omuzu da ayni şekilde yapınız. Arka: Bu da aynen ön tar, gibi yapılır. Yalnız, sırt tarafına göğüs gibi kavis şekli değil raviye şeklinde bir girinti yapılacaktır. İki bacağın arasma şemanın atında gördüğünüz küçük pear- yim efendim, başüstüne, peki... Ve oturdu. O kadar neşe- liydi ki Nermini de, Nadriyi de kahkahalarla güldürecek şeyler anlattı. Kadınlar, nihayet, Feritle (RUS DiKİŞ MAKARALA V| AUAY YNM V Sekilı 2 apmak için şiş üzerine üç halka geçiriniz. Her sırada bir baştan bir sondan artırarak dört santim işleyiniz. Müteakı- ben de her iki taraftan ikişer iğne eksiltiniz. Daha yüksek çayı ve sivri kısmını arka tarafa, daha kısa kısmını da ön tarafa dikiniz. Mayoyu — yanlarından ve bacaklarından birleştiriniz. Ceçende nasıl — yapıldığını tarif ettiğimiz sık iğne ile ve kırmını yünle göğsünün, arka- gının, omuzlarının ve bacakla- rının etrafını işleyiniz. Mayonu- za bir kuşak ta ilâve edebilirsi- niz. Göğüs kısmına gelen sarı rengin etrafına da bir kanaviçe iğnesile bir iki sıra kırmızı yün af | işleyiniz. (Şekil : 3) Bu mayoyı triko ile işlemek istemiyen hanım kızlarmız, ha- zır yün jersey kumaşı alıp şe- maya göre biçerek yapabilirler. Hanımteyze beraber çıkmayı teklif ettiler, genç adam defterleri kapadı, dolaplara koydu, hademelere bazı emirler verdi. Hep bera« ber çıktılar. ( Arkası var| — UMUM DEPOSU E SOKAĞI 6s NUMARA,

Bu sayıdan diğer sayfalar: