2 Eylül 1931 Tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 4

2 Eylül 1931 tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 4
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

4 Sayfa SON POSTA Memleket Haberleri | VE MİZAH | Tz AT ADT ir irre ee rer v FFŞT L TT Memlekette Zafer Bayramı Maalkara (Hususi) — Büyük zaferin yıldönümü ve tayyare günü, kasabamızda, büyük merasim yapılarak tes'it edil- di. Halk, Askerlik Şubesi | önünde toplanarak sevinçlerini izhar ve şehit Mehmetçiğin hatırasını taziz ettiler. Mürefte Ve Şarköyde Mürefte, (Hususi) — Bugün 30 ağustos zaler ve bayramı burada kalplerden doğan — sevinç ve neşe ile parlak bir surette tes'it edil- miş ve muhtelif eğlenceler tertip olunarak bu mes'ut günün şerefine halk gece yrısına kadar izharı şadümani eylemiştir. tayyare Talât Behçet Şarköy, (Husus!) — 30 ağustos zafer ve tayyare bay- ramı burada parlak tezahü- ratla tes'it edilmiştir. Bütün kasaba “bayraklarla donatı- mış ve müteaddit mahallere taklar kurumuştur. Feci Bir Kaza Amasya — Bura eşrafın- dan Yorgüç zade Hüsnü Be- yin küçük oğlu Fahri E£. bir kaza - neticesinde Hidiso' çöylü olmuşturı Fahri Ff. amcasının oğlu Celâl Ef. nin tabancasile oy- namıya başlamış, tehlike anlatılmış, fakat genç çocuk bu nasihati dinler e niştir. | Neticede tabanca birdenbire ateş alarak kurşunlar Fabri Efendiye isabet etmiştir. Za- valli genç bütün uğraşmalara Fağmen kurtarılamamış, ölmüş- tür. Müreftenin Kınalı Yapıncağı Mürefte, (Hususi) — Müref- tenin meşhur — kınalıyapıncak üÜzümleri kemale gelmiş ve Istanbula sevkedilmiye başla- mıştır. Bu sebepten burada büyük bir faaliyet göze çarp- makta ve yüzlerce amele ça- lışmaktadır. Sevkiyat motör- lerle yapılmaktadır. Talât Behçet Yeni Bir Makine Maalkara, (Hususi) —Bura- da Bahaaddin Bey isminde bir fabrikatör, küçük bir (harman) makinesi yapmıştır. Makinenin, halkın ve hükümet erkânının Önünde yapılan tec- Fübeleri muvaffakıyetli neti- celer verdi. Mesele İktısat Ve- kâletine bildirilmiş, Vekâlet bu zatın Edirne San'at mek- tebinde çalışmasını bildirmiş- Yerli Mallar ıtılynnıanari ğergîsinde Teşhir_ Edilecek İtalyanın Bari şehrinde açı- lacak olan şark sergisine şeh- rimizden birçok yerli mamu- lât gönderilmektedir. Bunlar arasında halı, her türlü işle- meli eşya ve işlemeli terlikler, kehribar mamulâtı ve lokum şekerleri vardır. Bu eşyayı perşembe günü hareket edecek vapurla ko- misyoncu Hasan Hüdaverdi ve Abbas Abdürrahman Bey. ler göndereceklerdir. ölmüştür. | kendisine | | / | 'Borçlunun Cevabı Faik Bey, tefecilerden birl- ne borcunu vaktinde vereme- mişti. Alacaklı gidip geliyor, parasını alamıyordu, Bir gün borçluyu sıkıştırdı: — Artık usandım, dedi, siniz? Mahkemeye mi gide- yim? Bilmiyor musunuz ki *“Borçlarını veren zengin olur.,, derler. Faik B. omuzlarını silkti: — Hayır, dedi, lâfın doğ- rusu şu olmalıdır: Zengin olan borçlarını xerir 'Taksitle Elbise Şükrü Ef. taksitle elbise yaptırmıştı. Fakat yeni elbi- sesi içinde rahatsız bir duruşu vardı. Arkadaşı, hayretle onu süzerek sordu; — Neye öyle rahatsız du- ruyor sun? Elbisedar mı? Seni sıkıyor mu? Şükrü EF. başını salladı; — Elbise değil, vereceğim taksitler beni sıkıyor. Dişçiden Dönüş lah? — Üstünüze afiyet, rahat- sızım biraz. ğ filân mı? — Hayır, dün gece dişim tuttu, sabaha kadar uyuyama- ye gittim. — Çekti mi? — Evet, beş lira çekti. Pul »Süngeri Nadir Bey henüz aldığı bir pul süngerini arkadaşına gös- tererek : — Azizim, bak şuna: Bir sünger, bir de küçük cam tabak. — Nedir bu? — Pulları —ıslatmak — için sünger. Ben buna bir buçuk lira verdim. — Vah vah... Keşki benim gibi yapsaydın.. Ben yazıha- neye bir köpek yavrusu aldım, pulları ona yalatarak - islatı- yorum. Tembellik Bahanesi — Altı ay İşsiz kaldım, — Fakat şimdi piyasada bi- raz İş var değil mi? — Var amma aksiye bak ki şimdi de ben tatile girdim. Yıldırım İsabeti Şimşekli, — yıldırımlı, gök gürültülü bir gecede mahalle doktorunun kapısı çalındı. Bir hizmetçi içiri girmişti: — Aman doktorbey, dedi, koşun, bizim hanıma yıldırım isabet etti, zavallı kömür gibi oldu, sizi istiyor! PAZAR OLA borcunuzu ne vakit verecek- | — Nasılsınız, iyisiniz İnşal- | — Hayırola, soğuk algınlı- dım, dişimi çeksin diye dişçi- | — Hanım nine, bizim yeni roplarımızı beyendin mi? sizi, benim sandığımdan gençlik — Ah, sizi kâfirler esvaplarımı, hotozumu çıkarıp giydiniz, değil mi? Nazireler GÜZELİM GÖZLÜĞÜNÜ... Güzelim gözlüğünü çeşmine tak. ,, Eseri zülmün olan bütçeme bak, Ya beni nakte kavuştur, ya bırak Eseri zülmün olan bütçeme bak. H KİRPİKLERİNİN HER TELİ... « Kirpiklerinin her teli bir katre taşırken , Çırçır suyunu, Taşdeleni hiç aramam ben, Çeşminden akan yaşları içsem kanarım; bak: 'Terkos Müdürü gölde gider hep pupa yelken. kâl SON HATIRA * Son hatıra aşkımda kalan bir sarı saçtı. ,, Berber bunu gördü ve hemen dağlara kaçtı, Hem saçsaça, hem başbaşa geldim birisile, Aşkımda kalan saç, başıma bak neler açtı ! Pa OH B Çocuk Bahçesi I Büyük Anne Ne Zannetmi I*Hayat 'Pahalılığı Müşteri manav dükkânının önünde uzun müddet durdu, düşündü, baktı, gitti, geldi, | nihayet manva sordu; — Şeftalinin okkası kaça? — Altmış kuruş. — Pek alâ... Bir şeftalinin yarsını ayırda ver! Hileli . A İflâs Adliyede, tahkikat esnasın- | da, iflâs eden ve kaçan bir taciri — istintak — ediyorlardı. Maznun bütçesinin niçin açıl-- dığını anlatıyordu. Müstantik sözünü kesti: — Ben size bütçenizin ni- çin —açıldığını sormuyorum, niçin kaçtığınızı soruyorum, — Efendim, kaçmasaydım, bütçem büsbütün açılacaktı. Ayyaşın Cevabı Doktor — Ben size bir ka- deh içki içmeyiniz, demedim mi? Ayyaş — Ben de onun için birden fazla içiyorumya, dok- tor. 'Kederli Adam Nâfiz B. çok kederli ldi: — Ah, dedi, üç ay evvel | halamı kaybettim, kayın pederimi geçen ay bir çocuğumu kay- bettim, geçende de karımı kaybettim. Karşısındaki dedi ki: — Darılmayınız. amma siz de çok intizamsız, dağınık bir adammışsinız. Müstakbel Asırlar Dostum Ali Nadir garip bir ressamdır. Kendisine bu mes- leği yakıştırmadığımı hiç his- settirmedim. Fakat en samimi düşüncemi sorarsanız hemen | size itiraf edebilirim: Dostu- mun resimleri kıymetsiz şey- lerdir, çocukça bir takım ka- ralamalardır. Zaten bütün re- simlerini taslak halinde ya- par, bir türlü tablo haline getiremez. Dostum — ressam - olacağı | yerde sıvacı, boyacı, tabelâcı, komisyoncu... — filân — olsaydı hayatını kazanırdı; fakat re- simleri ona hiç para ” getir- miyor. Fakat, ressam dostum hiç | bedbin değildir. İstikbale ait Gümitleri çok zengindir. Hep şöyle der: — Ben tablo yapmıyorum, satmıyorum amma istikbalden eminim. — Nasıl? — Müstakbel asırlarda mü- nekkitler, bu yaptığım taslak- ları karıştıracaklar, arasında bir tane bile tablo bulama- yınca; “Mademki bulamadık, demek ki sağlığında hepsini satmış,, diyecekler. Yeni Cereyan Taraftarları Ne Düşünüyorlar? ( Baş tarafı 3 üncü sayfada Bütün taraftarlarına bu tikametleri tayin için hudı muayyen — ölçüler ve gö tarzları bulabilen bir inki ise' artık elemanını yarat demektir. Kendi elemal yaratan, standardize eden inkılâbın, mahiyetini değiş | mesi ihtimali, artık varit « | maz. 5.) İnkılâbın iktısadi karı teri “ milli sermayenin te kümü ,, dür. Bu terakünr en emin alâmeti, ticari mali sermayelerin sanayi hasına akışıdır. Binaenal milli sanayi sistemi ve m sanayi siyaseti, hem Yeni T kiye, hem onun muakkibi me leketler için, milli iktısat fa: yetinin hem mebde hem hare noktasını teşkil ve “'real milliyetçiliğin bütün iktısı prensiplerini ihtiva eder. iktısadi prensipleri, bütün i tilâtat ve müştekkatile alac olsak, elimizde, — “inkılâl iktısadi — ideolojisi,, ni — teş eden ve şeeniyetin seyrind alınan kül halinde bir mecmi ile karşılaşırız. ( Bu prensipl | Bu münasebetle verilmiş bir kı feransta nümerote edilmişti. 6—Milli kurtuluş hareket mizin nizamı İnkılâp Nizar dır. İnkılâp Nizamı, Türk € miyetinin — müstemlekeliktı istiklâle, bir keyfiyetten diğ keyfiyete sıçrayışlarla müteri fik olarak intikal etmesin nizamıdır. Bu nizam, he başka memleketlerde — ihtil namı verilen, fakat cemiyet sosyal bir değişmesi ile mi terafik olmıyan idari tezel züplerden (Portekiz ve Mel sikanın periyodik ihtilâlleri başka birşeydir, hem de pasi bir reformcülük değildir. 7—Bu nizama, “demokras diyenler var? Yanlıştır. Tü inkılâbı, demokratik bir rejii istihdaf eden bir inkilâpi denilebilir.Fakat, onun, şim içinde yaşadığı “siyasi niza: bizatihi demokrasi — değildi Bu nizam, klasik mokrasinin hem hareket no taları ve hem de siyasi m kanizmesi ile ( liberaliz: | parlamantarizm) tezat halind dir. 8— Hulâsa: Türk - inkılâti gerek hareket noktaları, ge seyrindeki istikamet itibarı İ mevbut hareketlerin hiç bi nin peyki ve kopyası olmıya müstakil ve orijinal bir hâd sedir. Bugün, dinamik seyri: de, kendisine has dinam rejimini yaşıyor; yarın, st tik şeklini, hâdisatın seyri içi de, fakat, onu yürütecekler irade ve içtihatlarının müd: tik adaptasyonu değil, beş” riyet için her halde yeni bi şey olacaktır. Bugünün bize düşen vaıif inkılâbımızın — temsil — etti dağınık, fakat yeni ve ilö fikri unsurları telif ve anasıra — göre, — inkılâbımı hacmini, derinliğini ve istik metlerini tayin ve izaha * lışmaktır.

Bu sayıdan diğer sayfalar: