11 Ekim 1932 Tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 6

11 Ekim 1932 tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 6
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

I Dünya Hâdiseleri İtalyada Yeni Bir Landrü Peyda Oldu Ramadan yazılıyor: — İtalyan zabıtası, son zamanda peyda olan yeni bir Landrüyü aramaktadır. Bu adam, bilhassa ' kırlarda do- laşmakta ve — müdafaasız . genç çoban kızlarına musallat olmak- tadır. Bunlardan — bir taarruz eden haydut, genç kızın gırtlağını hemen kâmilen paçala- mış ve öldü zannı yerde — bırakmıştır. Az geçen çobanlar, genç kızı ölü bir halde bulmuşlar ve bu süretle hâdise meydana çıkmış- taır. Civar ormanlarda ve muhte- tanesine | ile olduğu | sonra | yarı | lif noktalarda Iki çoban kızının | daha cesedi bulunmuştur. Katilin | ahlâksız. bir mütereddi zannolunuyor. Pariste Esrarlı Bir Düetlo olduğu Paristen yazılıyor: Şehrin yük- | mehafili, esrengiz şartlar altında | yapılan ve biribirini takip eden iki düelle hâdisesinin dedikodu- sile meşguldür. Vak'a, bundan evvel cereyan takriben bir ay etmiç ve hiç | kimse, hattâ mükemmeliyeti iddia | olunan Paris zabıtası dücllolardan haberdar olmamıştır. Geçen gün, eski Amerikan mu- haripleri cemiyetinin bir ziyafe- tinde, bu düellolara şahit olan bir Amerikalı, isim zikretmeksi- zin vak'ayı anlatınış, ziyafette hazır bulunan bir Amerikalı ga- veteci, vak'ayı gazetesine yazmış ve hâdise, bu suretle şuyu buk muştur. Bunun üzerine Fransız gazeteleri, Fransız zabı- tasına müracaat ederek : salümat almak istemişlerse de - zabıtanın hiçbir. şeyden haberi olmadığı için bir şey öğrenememişlerdir. Fakat dedikodulardan canı sıkılan we bu düelloların her ikisinde de | alâkadar sıfatile bulunan Ameri- kalı, hüviyetini saklıyarak bir mektupla vaziyeti aydmlatmıştır. Bu Amerikalının mektubuna göre bazı kimseler, kendi aleyhinde bir takım imzasız mektuplar ya- zarak ticari vaziyetini sarsmak istemişlerdir. İlk şayialarda bu mektuplarla . Amerikalının karısı lekelenmek - istendiği iddia edi- miş ise de hâdisenin bu noktası doğru değildir. Moktuplar, mün- hasıran Amerikalının ticari vazi- yetini sarsmak için uydurulmuş- | tur. Bühnun üzerme alâkadar Ame- zikalı da, mektupları yazıp da- jptan müteber mevkili — Fransızı düelloya davet etmiştir. -Düollo, kısa mesafeden - ve tabanca - ile yapılmıştır. Amerikalı bir - kur- bile bu | SON POSTA -— a— z —— z — ge Dü'nyadaOlguAp B_'it.enler —— Tibet, Dünyanın En Esrarlı ' Ve Karışık Memleketidir Tibetlilerin Medeniyet Denilen Şeyden Haberleri Yoktur n Madam David - Neel isimli bir Fransır muharriresi, dünyanın en esrarlı beldesi addolunan Ti | betc gitmiş, on dört sene kalmış. | yaşıyan birçok | şunda hasmımı yere devirmiştir. | Düelloya şahit olan diğer bir Fransız, Amerikalının “ateş, ku- mandasından evvel tetik çekti- gini iddia ederek Amerikalıya hakaret etmiş, bu defa ve der- hal ikinci bir düellonun yapılma- sına karar verilmiştlir. Amerikalı yige bu selfer de yeni hasmını yaralamıştır. İlk mecruhun yarası uğırsa de tehlikeli değildir. Ame- rikahının kendisi de - gol tarahın- dan hafif bir yara alınıştır. Paris gibi bir yerde, muteber mevkili insanlar arasında arka arkaya <iki düelle yapılsın -ve kimsenin bundan baberi olmasın; şaşılacak bir şey! Fransada Rezatetli Bir Hâdise Paris — Sidna Fransız Hava f | | Şiketinin müdürlerinden ve Atina | dana çıkaracaktır. | dukları | Bunun gibi cam üzerinde, çivilerle örtülü tahtaların üzerin- | Tibet, herkesin umumi olarak bildiği gibi halkının büyük bir ekseriyeti, — sarp manastırlarda ve Lama ismi verilen rahiplerden mürekkeptir. Orada, medeni dünyanın aAksine olarak erkeğin haklarına kadın sanıptir. Kadın, istediği kadar lir, istemediği erkeği boşar. Ti- betin —diğer buna benzer garipliklerle doludur. Bu muazzam — rahip kütlesinin. en büyüğu Dalay - Lama -dını taşır. Ses - çıkarılmaz — bir. salabiyeti vardır. Tibet, denilebilir ki bir tasav- vuf memleketidir. Bu rahipler, kapandıkları manastırlarında, ta- savvufla, felsefe meşguldürler, evrenebi- âdetleri de ile, telepati ile Görüp haline hayret ettiğimiz hint fakirlerinin marifetleri, Tibet Lamalarının gösterdikleri kudret karşısında çocuk oyuncağı mesa- besinde kalır, Onlar, başaşağı ayaklarından ağaçlara asılır, bu halde — günlerce — kahr, — vücut- larımnda hayattan — eser Fakat tekrar bağlarından - kurtul- zaman bir şey olmamış gibi tekrar yaşamıya başlarlar. sivri de yürümek Tibetli bir Lama için nekadar kolaysa su Üslünde z —— — —— ler bir müddet evvel Yunan Gü- zellik Kıraliçesi Matmazel Dibla- raku ile evlendi. . Yeni güvey, dügün hediyesi - olarak yeni zev- çesine beyaza boyanmış bir de güzel tayyare hediye etti.-Bu ir- divaç, galiba M. Veylere uğur getirmedi. Çünkü ağır bir ittiham altında bulunuyor. Fransız - Erkânı Harbiyesi ve gerek hükümet tahkikat yaptırdı. Bu ilk tahkikatın verdiği netice- ler gösterdi ki ortaya birtakım sahte vesikalar çıkarılmıştır: Bü- yük. bir mali ve siyasi rezalet ihdas eden bu vaziyet karşısında Fransız hükümeti Adliyeye mü- racaât etmiştir. Adli tahkikat hâdisenin hakiki mahiyetini mey- kalmar. | HĞ oe Tibette rahipler hep bu kıyafette görünürler Garip kıyafetil bir Hbaetli batmadan gezmek, atlı bir insa- nn bir ayda alabileceği yolu bir günde yürüyerek almak, — kar ve buz. içinde — hastalanmak değil nezleye bile — tutulmadan günlerce, aylarca yatmak işten bile değildir. 14 sene Tibet manastırların- da yaşıyan ve hakiki bir Lama mevkiine çıkan “Madam Neel neşrettiği kitabında, bu fevkalâ- de hâdiselerin sırlarını anlatıyor. Söz Madam David - Neelindir: Lüng - Gom Nedir ? Tibet baikından bazıları hiç- bir yorgunluk duymadan günler- ce, haftalarca, hatta aylarca yü- rüyüp koşabilir ve oynarlar. Fa- kat hiçbir yorgunluk duymazlar. Bu hal, Lüng - Gom denilen din! bir idman sayesinde mümkün oluyor. Bir gün, yanıma evlâtlık olarak aldığım Yongden ile be- raber beygir üstünde geziniyor- duk. Gayet uzakta, ovaların ni- hayetinde siyah bir cismin kımık dadıgım gördüm. Dürbünle bak- tım. - Bu bir adamdı ve aklm almıyacağı bir süratle yürüyordu. Yongden'e sordum. “— Lüng - Gom yapan bir dedi. | lama olmak gerektir ! Fakat rica. ederim, yanımızdan geçerken — birşey — söylemeyin. Sonra bir felâkete uğrar. Çünkü bu halde bulunan bir insan, bir- denbire kendine gelecek olursa hastalanır. Biz bu süretle konuüşürken | dikkatimi celbeden adam da ya- nımıza yaklaşmıştı. Dikkat ettim gözleri ileriye dikilmişti. Yüzü hayret edilecek surette sakindi. Adam konuşmuyaordu, sanki her adımda esrarengiz bir kuvvet onu ileriye itiyormuş gibi sıçrı- yordu. hareketleri adeta bir lâs- | tk Yopun — sıçrayışı — gibi — idi. Sonra tahkik ettim. Bu Lama, bu şekilde otuz saattenberi yol | yürümüş. Soğuktan Korkmayınız! 4000 - 5000 metre yükseklik- teki dağ tepelerinde, — üzerleri karla — örtülmüş — mahzenlerinde çırıl çıplak olarak kişi geçiren lamalar axz değildir. ve bunlara bu soğuk hiçbir- tesir yapmaz. Soğuğa karşı bu mukavemete, Tibette Tuma derler. Bunun ma- nası taşavvufi bararettir. Bu ka- | biliyeti haiz olan lamalar, uzun boylu nefes idmanları yaptıkları gibi dikkat ve fikirlerini de bir noktaya dikmek hususunda bi- yük bir kabiliyete sahiptirler. Bunun için yüksek dağların tes pelerindeki buzlu irmak ve — göl- lerde, bu kabiliyeti haiz İama- | ların nezareti altında yıkanmakla hazırlığa başlanır. Bu hazırlığı yapanlar, ondan sonra — gayet hafif giyinmek ve ateşe yaklaş- mamak mecburiyetindedirler. La- | | ma namzetlerinin Tumo — hasıl edebilip- edemediklerini -tecrübe etmek Üzere gayet soğuk — bir kış günü, bu namzetler dağ te- pelerine — çıkarılırlar. — Bunların yanında Lamalardan mürekkep bir heyet vardır. Namzetler, göl veya mehrin kenarındaki buzların üzerine- çırıl çıplak - oturtulurlar, suyun üzerinde buz kırılır, büyük büyük çarşaflar suda ıslatılr ve bunlarla Lama namzedicin vücudu sarılır. Namzedin dahilen hüsıl —-a —- Teşrinievvel ,', |Saatiniz Bozulursa 'Ne Yaparsınız? Saatler her zaman suya vel” hut diğer mayie düşebilir. düşen bir saat derhal pasi ve bilhassa deniz suyu en kemmel bir saati, bir iki #4? zarfında harap eder, saat tail kabul etmez bir hâl alır. ÇJ | kıl kadar ince ve çok hassii | olan aletler paslanmış - ve pl" | lanmıştır. Saat sahiplerinin M bir vak'a karşısinda derhal yakil | geçirmeden santçiye saa Cfğ götürüp sildirmeleri icap edel Şayet bulundukları yer defi | #aatçiye gitmiye müsait değil ist saatin kapağını açıp bol M ile benzin bulunmadığı takdird! gaz ile saatin içinde su kalmij? cak derecede bolca yıkamalıd! Ondan sonra temiz ince ınıll# yağı ile makine yağı bu)uı!! dığı takdirde badem yağı veyf hut zeytinyağı ile pasın yürü! mesi için makine kısımını yaği” malıdır. Mümkün olduğu kadil vakit geçirmeden şayanı iti yani saatin her tarafını diku ile elden geçirecek bir saatçil! götürmelidir. Bu suretle saatleff niz harabiden kurtulur. Beyazıtta Saatçt Mehmet Tevfik Para Cezasından Nasıl - Kurtulmuşlar ? Sinema ve tiyatroların bi mete vermiye mecbur oldukld istihlak ve damga pulları buf yerlerde suüstimal ediliyor | gizleniyor. Bu cürümlerinden | İayı pra cezasına mahküm oluk bazı firmalar isim dq'ıix,lîı'ılJ eezadan kurtuluyorlar. Ben ' kumpanyanın dört beş isim & | ğgiştirerek para cezasından Kuf tulduğunu gördüm. Bu dd“ bir hareket midir. Şahıslar ı’* dir, yine onlar takip edilmeli ( Pceza tahsil edilmelidir. Kars: Muzikacı ll'wGY. ]' edeceği hararetle bu çırşıq; kurutmak lâzımıdr, Sabaha ka? bir Lama namzedinin vücut P raretile ne kadar fazla lnır“u' lursa, onun Tuümo lıılıiliye“i' derece ilerlemiş addolunur. — » Buna benzer hiçbir vak'a !:; İ tur ki Tumo yapan rahip nam! leri hastalanmış olsunlar. Hava Telgrafı Tibet manastırları - biribif? den çok uzaktadırlar. -Fakat © mesafe ayrılığına rağamen Üy | malarla talebeleri arasında b*' mi'bir münasebet vardır. Ti ller buna “ rüzgâr vasıtasile- | nuşmak ,, -diyorlar. Halbuki - | temas, medeni dünyanın Tele | dediği ruhi muhavere ile olu”'! Telepatide behre sahibi - olf istiyen Lamu namzetleri, larile beraber loş hücrelere panırlar. Her ikisi de - fikirlef | Mmuayyen bir mesele üzerit 4 | toplarlar. Bir müddet talebe - düşünceyi bırakır, d€ aklından geçenleri- birer, | hocasına anlatır. Hocası dlı | di düşünüşlerile bu anlatılat' | karşılaştırır. Bu ameliye, b“i retle böyle devam eder. lerde birlik ile — ayrılıklar bir — dikkatle tespit — ©Ti elde edilen - neticelere — gör” ğ bu tecrübeler devam eder, Y? alman — neticeler - muvaffa olursa Lama ile talebesi bi rinden uzaklaşırlar, uzak " | felerden fikri temasa ge çalışırlar. Bir müddet sonra. gür'” g | haftalarca — uzak — mesafeli biribirile fikren — konuşabilif Tibet, bir esrar memleket' orayı görmeden İnsanl betleri hakkında en *fikir edinilemez.,, . | K y İ z BKT HK

Bu sayıdan diğer sayfalar: