13 Ekim 1932 Tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 4

13 Ekim 1932 tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 4
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

Iıllemleket Aı’anzarn!arıl | İ Elâzizde Maarif Hayatı Elâziz (Hususi) — Bu mektu- bumla size Elâziz maarifi hakkın- | da biraz malümat vermek isterim. Vilâyetimizde bir ortamektep ile yedi ilkmektep vardır. Bu mekteplerde iki bin kadar talebe tahsil görmektedir. Her sene ilk- mekteplerden birçok talebe çık- makta ve ortamektebe girmek- tedir. Memleket gençlerinin tah- sile son derece hevesleri vardır., Bu sebepten iki sene zarfında örtamektebin Üç sınıfı sekiz şube olmuştur. Ortamektep her sene epeyce talebe yetiştirmektedir. Tahsile fevkalâde meraklı olan bu gençlerin ebeveynleri fakir olduğundan, başka vilâyetlerdeki liselere gidemiyorlar. Bu suretle sekiz senelik emekten sonra tah- silleri yarı kalıyor. Halbuki Elâziz gençleri yarım yamalak bir tahsil değil, tam bir tahsil görmek ve memlekete, millete birer uzuv olarak yetişmek istiyen gençler- dir. Eğer burada bir lise açılacak olursa |memleket gençlerine pek büyük bir yardım yapılmış olur. Yeni Maarif Vekili Beyefendinin Eâlzizlilerden bu himmeli deriğ etmiyeceğine şüphe etmeyiz. * * Bir Facia Bir Çocuk Bursada Haşlanarak Öldü Bursa (Husust) — Burada dün çok feci bir kaza oldu. İstanbul- Fatihte oturan gümrük hamallada rından Kasım EFendinin oğlu 12 yaşında Salâhaddin annesi ile beraber kaplıcaya gelmişti. Dün Salâhaddin kaynarca kaplıcasında havuza düşmüş, tepesilistü havu- zun içinde ve kaynar suda bir müddet kalmış, haşlanarak bo- gulmuş ve ölmüştür. Diyarbekirde Bir Atelye Ve Bir Lisan Kursu Açıldı Diyarbekir ( Hususi ) — Halk Evimizin faaliyeti günden güne Inkişaf etmektedir. Ev kimsesiz, dul ve fakir kadınlara iş bulmak | buğdaylarımız piyasayı | bulan tüccarlar tarafından ucuz gayesile dokuma tezgâhları ve trikotaj atelyesi tesisine karar vermiştir. Ayrıca Fransızca, İngilizce ve | Al manca kursları açılmıştır. Kurs- lara pek çok talebe devam et- mektedir. Halk Evinin birkaç yüz cilt kitabı ihtiva eden kütüpha- nesi halka her zaman açıktır. Ayrıca en işlek cadde üzerinde | bir de okuma odası açılmasına karar - verilmiştir. Bir Tahliye Diyarbekir (Hususi)— Bir rüş- vet mesclesinden dolayı tevkif edilmiş olan Mermer nahiyesi müdürü Hamdi Bey kefaletle tahliye edilmiştir. İzmirde Talebeyo Kuyu Suyu İçiren Bir Mektep İzmirde ( Hususi ) — Fransız hastanesinin Fransız mektebinde — çocukları talebe velileri belediyeye müra- caatle şikâyelte bulunmuşlardır. Talebe velileri mektepte Halka- pınar suyu bulunmasına rağmen mektep idaresinin talebeye kuyu vayu içirdiğini iddia etmişlerdir, bunun üzerine mektepteki kuyu veddedilmiştir. yanındaki | vermemekte ve bu yüzden — ST SÖON PO Nazilli Fabrika Şehri Pek Yakında Nazillinin Ufuklarında Yüzlerce Fabrika Bacası Nazilli ( Husu- a1 ) — (Azizabat) köyündeyim, kö- yün- — önündeki yüksekçe tepeye çıkmış, ovadaki pirinç tarlala- rının renk renk yeşilliklerini, esen hafif rüzgüra uyan başakları- nın eğilip kalkışını seyrediyordum. Bu sınada — Nazil- linin millt müesse- selerinden birine mensup iki memur geldi. Köy kahvesinin kuru tahta peykele- rinde sıralanmış olan geüç ve ihtiyar — köylüler arasında bir hareket, tepeden — yavaş, yavaş Gelenler anlatıyorlardı: Nazilli, daha evvel 35 bin balya pamuk çıkarırken istihsalât bugün 8 bin bâlyaya inmiştir. Kurulacak — mensucat - fabrikası sayesinde pamuklarımız para ede- ceğinden eski miktarım da geçi- leceğine şüphe yoktur. Bu fabri- ka bütün dünyada mevcut iktısadi sıkıntı arasında Nazillimize yeni bir hayat verecektir. Pazarlar, Bankalar faaliyete geçecek, her Düzcede bir kaynaşma gördüm, indim. | | İ İ | |Fırınlar İkinci Nevi Ekmek Çıkarmıyor Düzce ( Hususi ) — Memle- ketimiz buğday mubayaa mınta- kası haricinde olması itibarile | doğraya çiftçi halkın bünyesinde | Nazillimizin atisi çok taraf karınca gibi kaynaşacaktır. Bu fabrika yalnız muhitin iktısadiyatında değil, doğrudan içtimal bir inkılâp yapacaktır. Basit ziraat usullerini kaldıracak, aletlere - sardıracaktır. fazla bir kiymet kespedecek ve yokşulluk nedir görmiyeceğiz. , Daha — birçok sözler... Menderes nehrinin suladığı bu —ovada bir dönümden 250 okka çeltik ve bunun yarısı kadar temiz pirinç alınmaktadır. Bu sene AÂzizabat köyü ve havalisinde — dört bin dönüme yakın pirinç çekilmiş ve bir modern Topraklarımız | milyona yakın çeltik almacağı | Dörtyollular Tren Ücretinin Ziraat Bankasının buradan buğ- | day mubayaa ememesi yüzünden rakipsiz fiatle —alınmaktadır. Kilosu 7 kuruş olan ve fıkara halkın istih- lâki olan ikinci esmer ekmeğin narbını Üç gün mükaddem bele- diye 6 Lauruşa tenzil etimiştir. Halk bu vaziyetten memnundur. Fakat Lu narhın i ânından sonra fırınlarda ikici csmer ekmek yok olmuştar. Mağarzalarında yüzlerce çuval ikinci un olduğu hâlde un tüccarları — fırıncılara' ikinci un ek- mekçiler de ikinci esmer ekmek çıkarmamaktadırlar. Halk bu va- | ziyetten şikâyetçidir. — Ferhan Trabzonda Bir Amele Elektrik Ceryanile Öldü Trabzon ( Husust) — Burada zavallı bir adam elektrik cerya- kapılarak — öldü, Nafıada Nuri Efendi evinin nına memur olan | damını aktaran bir amele damda elektrik teline dokunmuş ve he- men cereyana kapılmıştır. Diğer | amele arkadaşını kurtarmak isle- | mişse de o da cereyana kapılmış- bulunan | ©" Birinci amele ölmüş, ikinci amele yaralanmıştır. Uşakla Bir Cesot Bulundu Uşak ( Hususi ) Uşağa merbut Çarikköyle Ortaköy ara- sındaki yolda meçhul bir ceset bulumuştur. — Tahkikata — girişil- miştir. Ş. Kaya | Portakal İlk Portakal Mah- sulü Alındı Ucuzlamasını İstiyorlar Dörtyolun lik portakal imahsulü alınırken Dörtyol (Hususi) — Dörtyo- lun maruf tücçarı ve Ticaret ve Sanayi Odası İkinci Reisi Hasan Vicdani Beyle bu seneki portakal vaziyeti hakkında görüştüm... Hasan Vicdani Bey bana şu izahatı verdi: — Biz Dörtiyollular geçen se- ne portakaldan çok ziyan gör- dük. Rus tüccarları vaktinde mal almadılar. İstanbula ancak 30-40 bin sandık gönderebildik. Şimen- difer tarifeleri daha ucuz olsaydı hem biz, hem de kumpanya zarar görmezdi. Bu sene de vaiyeti iyi görmüyorum. Bu sene 40- 50 milyon portakal İstihsal edilece- ğgini tahmin ediyorum. — Eğer Nazililde 5S Eylül kurtuluş bayramı tezahüratından bir intiba | tecektir hesap edilmiştir. Köylü kardeş- lerimiz istemesini öğrenmişler... Pi- rinç işinin Ziraat Bankası - tarafın dan başarılmasını istiyorlar. Köylü- lerin büyük hâ- misi olan Cün- huriyet hüküme- timizin büyük bir alâka ile takip ve intaç edece- Tü miyen bu iş neticesinde bir taraftan — sınai, diğer taraftan zirat inkılâplara sahne olacak parlak ve ismi de ( Ege ) mıntakasının incisi olacaktır. Yamıbaşındaki maden kömüründe yüzlerce — amelenin çalışması, mensucat, boya, iplik fabrikalarının bacalarından çıka- cak dumanlar, günde yedi sekiz katar — yapacak — şimendiferler, muntazam köy yollarından ana hatta doğru akıp gelen köylü arabarı, şehrin asfalt caddeleri, müteaddit bilgi yuvaları baştan başa dolup taşacak, servet ve refah her tarafta kaynaşmıya başlıyacaktır. — Zülküfül Nözheti Gerede Panayırı 50 Bin Kişinin Huzu- rile Açıldı Gerede ( Husust ) — Anado- hmmun — meşhuür — panayırlarından olan Gerede panayırı (50) bin kişinin huzurile açılmış, 3 gün devam etiniş, hararetli alış veriş faaliyeti olmuştur. Panayırın bir günü munhasıran kadınlara tahsis edilmiştir. Ayın. on beşinde pa- nayır bir kere daha açılacaktır. Kazamız çiftçileri mahsullerini idrak etmişler ve ambarlarına yerleştirmişlerdir. Yeni ekin faa- liyeti başlamak üzeredir. Kaza- mız muallimleri arasında beca- yişler yapılmıştır. Yakında Ziya- kökalp mektebinin küşat vesmi yapılacaklır. Çankırıda Büyük Banayır Açılıyor Çankırı ( Hususi ) — Üç gün devam eden Çankırı kanayırı ayın on ikisinde açılacaktır. Her zaman birkaç saat teahhurla gelmekte olan trenin panayır esnasında muntazam ve saatlere uygun bir şekilde işlemesi için teşebbüsler yapılmıştır. ——— nakliye ücretleri tenzil edilmezse ğine şüphe ecik | Teşrinievvel 13 I Arada Bir |Gelişi Güzel Musahabe İstanbulun Elııoy,lııııvlh Beyazıt meydanına d İstanbul büyük şehir. İstal” bulda Okmeydanı, Etmeydalik Cincimeydanı, TaksimmeydaBi gibi birçok meydanlar var. Fakâ bana kalırsa bunlardan hiçbîl'id bizim gümpârzliştlğimlı ıü'ılera Beyazıt meydanı kadar Ün almâ' mıştır.İstibdat günlerinde her ratif zan ta Filipin adalarından Halebt kadar bütün şarkın renkleri, kü" kuları, adamları orada topl ve elleri tesbihli, setreleri hat yağlı müşteriler gün batmadkfl yuvasına koşmak mecburiye duyan karıncalar gibi o meydafi! doldururlardı. Meşrutiyet senelerinde de bi Alem, eh, beş aşağı, bef yukarı devam etmişti. Sergidel pahalı kehlibar tesbih almıya ge' len 'sırmalı paşalar, İstanbı | haremağaları pek görünmez muştu amma, yine renklerk .ıı:.k knkulırıy bu"':ıydand.' eksik olmazdı. Meşrutiyetin kanlı tarihindt sunturlu bir yer alan bir faci& yine bu meydanda olmuştu. Şehr rin ya elektrik, yahut telefol tesisatı yeni yapıliyordu. Kablo" ların sarıldığı koskocaman makâ* ralardan birisi bu meydanın bif kenarına bırakılmıştı. Birkaç katil bu koskoca —makaranın arkt* sına gizlendiler ve Mahmut Şevkel Paşa oradan geçerken nteş öde" rek zavallı adamcağızı öldürdü” lerdi, Bu makara, orada senelerct bu meş'um cinayetin bir âbidesi gibi kalmıştı. Büyük muharebe senesindt Beyazıt meydanı, en böbürlene" bileceği birkaç sene yaşadı. Ort yerine, büyük şehirleri bombardı” man eden toplardan birisi konuk muştu. Vâkıf bu top, ötekiler gibi | çelikten değil, tahtadandı ammâ: ziyanı — yoktu. Adı — büyüktü; | Hatırai Celâdet ! portakallarımızı vapurla göndere- | ceğiz ve sandık başina beş altı kuruş istifade etmiye çalışacağız. Vekâlete müracaat ettik. ücretlerinde tenzilât yapılacağını zannediyoruz. — Portakalcılarımız on gün sonra mahsullerini toplı- acaklardır. Dediğim gibi, nak- flye üÜcreti İndirilmezse halimiz haraptı.. — D. U- Tren | lör,, lerle bangır bangır bağırtıla! | aylar, bu meydana Bu tahta hatırai celâdetin üze" rine sefer tasını bir tarafa bırâ” kan mektepli, — şemsiyesini koluna takan redingotlu mümey” yiz bey, mahmuzlarını biribirint vurarak şaklatan süvari zabitk cüppesinin eteklerini belinin üze” rine dertop eden hocafendir poturu tozlu köylü, kaşları rastı hanımteyze habire çivi çaktıları Mütareke senelerinde İstanbulâ geldiğim zaman ©o tahtadan H4" tırai celâdet yoktu, fakat o€” ların yerine yine ahtadan zabit” ler talim ettiklerini görüyorduk Bu askerler Kuvayı inzii ıtlyeciler& Millt zaferden sonra İstanbulâ vali gelen Haydar bey, Beyi ' meydanının tarihinde derin blf mevki almıştır. Havanın sıcâ olduğu zaman kapatılıp — serifl ve rüzgârlı günlerde fiskıyele! açılan Beyazıt havuzu - yahut hâ* tırayı celâdet gibi acem terkibi ile “Havzu Haydar,, - anun es€” ridir. Bu suretle, eskiden zemzeli ve bacıyağı — şişelerile kuraklığ! giderlemiyen — Beyazit meyd suya kavuşmuş oldu. Artık bir taraftan Darülfünuf şubelerine, bir taraftan Hay' Bey havuzuna, bir taraftan Beler diye dairesine bakarak kırk yf hk Beyazıt meydanına: — Sudan bir meydan! mek mümkün olmuştu. Son yıllar demiyeyim de, iki yeni susiyet bağışladı: Birisi #hopâl” de? sofi gazelhanlar, birisi de kahveler nükte ve paradoks yarışına © kan temelli genç müşterilerdli Doğrusunu — isterseniz, - ikisi çekilmiyor?.. Taoplulğrt

Bu sayıdan diğer sayfalar: