25 Ekim 1932 Tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 5

25 Ekim 1932 tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 5
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

« Teşrinievvel Siyaset Âlemi î ———M: Aıman Fransız Çıkmazı Bir Alman garetesinde okunmuş- fur: “Görünüşe nazaran Fransız - Al- Man meselesi bir çıkmaza girmiştir. manyanın bazı nüfuzlu rından ?“""' sözler şunlardır: “ Bakalım ransa bize harp ilân etmeye cesaret edebilecek mi?, Fransız İdare me- fi iae şöyle düşünüyor: “ Eğer İmanya bu tarrda hareket etmekte levam ederse iki wvarmar, harp patlar!, Fakat bu iki memleket Arasında bu derece anlaşamamazlığa #ebep olan şeyler nelerdir ? Bunları zden geçirelim: Şunu — kaydetmek lAzımdır. ki büğün bu iki milleti biribirinden Ayiran sadece his meseleleridir. A- Man milleti zannediyor ki Fransa, Üütün Avrupaya tehakküm etmek iastiyor ve ba makeatla da Almanyayı zayıf düşürmek menfaatı İcabıdır. Fransa milleti iso Almanyanın, 1914- 1918 mağlübiyetinin acısını çıkarmak için fırsat beklediğine kanidir. Fakat iki tefsir tarm da yanlıştır. Cünkü 'Tansız milleti yaşamak ve çalışmak İçin sulh istediği gibi Almanyanın #mekçi ekseriyeti de yeni bir harp- ten nefret ediyor. Son Lazan konferansı, bütün Av- Pupa için İyi bir istikbalin esasını kuracağa benziyordu. İşte tam bu mrada S.n...ı 'on Şlayşerin nutku bir gök gürültüsü gibi ortalıkta pat- ladı. Bugün, bu zatin, Cenevrede Fon Papenle Fon Nöyeat tarafından tsaz atılmak İstenen yeni politikayı baltalamak için bu nutku söy'ediği artık anlaşılmıştır. Çünkü Fon Şlay- ter bir Alman - Fransız anlaşmasını Mümkün görmediği için bir Alman - İtalyan blokuna taraftardır. Maalesef fJeneraller ancak kuvvete inxnan teknik adamlarıdır. ve biç kimse onlar kadar hariei siyasetle uğraş- | Maya az kabiliyetli değildirler. * Şu balde şimdi biz bir çıkmazın İçindeyiz. Bu çıkmazdan çıkal Yiz? Bunun için de vaziyeti iyi gör- mek lâzımdır. Mesele şudur: Fransa, her fırsattan İstifade ederek emniyeti :udulnl ileri sürüyor. Halbukl lmanyanın da böyle bir emniyete İhtiyacı olduğu unutaluyor. Bu it.bar İle Fransa ile Almanyanın müteka- bilen biribirinin emniyetlerini temin ıdn.k müdafaa esasına müstenit bir İttifak yapmaları kâfidir. Böyle bir Ves'kamın her türlü harici tecavüz tasavvurlarını — peşinen — Ümitsizliğe dnülrrcc!lııî söylemek lüzumsuzdur.,, İşte bir kimım Alman efkârının Avrupa ufaklarını karartan buhran hakkındaki fikirleri. — Süreyya Paraguvaylılar İlerliyor Boynes Ayres 24 — Paragu- Vaylılar, Ark mıntakası üzerinde dört Bolivya alayını imha etmiş- lerdir. Ayni zamanda birçok esir Almışlar ve malzeme zaptet- | Mişlerdir. Alman İntihabatına Hazırlık Berlin 24 — 6 teşrinisanide Yapılacak Rayhiştag — intihabatı in düne kadar 23 — muühtelif bl nınıet listelerini vermiştir. TEFRİKAN UMARASI 1090 F dü SON POSTA Fransanın Sulh Sevgisi Sulhün Teessüsü, Kadar Makul Düşünmesile Kabildir Lens, 24 — Fransız Başvekili M. Heriyo, Liyonda yapılan has- tahanenin küşat resminde bir nutuk — söylemiştir. M. Heriyo, nutkunu, — binlerce Fransız ve Almanın gömülü bulunduğu bir yerde, Fransız toprağının feci şekilde hasara uğrıyan bir kıs- mında söylemiş olduğundan çok mânalıdır. M. Heriyo sulh sev- gisinden bahsetmiş ve sulhün eski — badimlerinden — olduğunu söylemiştir. M. Heriyo nutkunun sonunda demiştir ki: Fransa, kendi maddi mem faatleri zaman, alicenabane davranmasını bilir. O, bu esere devam etmekten başka bir şey istemiyor. Bunun için emnüselâmet ile teslihatın tahdidini biribirine bağlıyan ve teslihattan feragati, bakkın mü- temadiyen — artan rapteden bir plân üzerdir. Bu işin muvaffakiyetle netice- lenmesi için bütün milletlerin Fransa kadar makul düşünmeleri icapeder. Hükümet, bu işi başar- ş: için mütemadiyen çalışacaktır. 'Bir Deniz Altı 'Tankı Yapıldı Madrit, 24 — Müvellidülhu- muzası süyün elektrikle tahlili suretile elde edilen deniz altı tankını icat etniş olan İspanyol amelesinden Ruiz dün Kasa dö Kambı gölünde 15,000 - seyirci karşısında tecrübelerini yapmıştır. Tank evvelâ gölde dolaşmış ve sonra suya batınıştır. Muhteri suyun dibinden cümhuriyete, hü- kümete ve tahtelbahir kazaları kurbantarına selâmlarını gönder- miştir, girmiye başladı- Sular tanka | gandan tank 90 dakika sonra suyun yüzüne çıkmıştır. Tecrübe- lere devam edilecektir. 'Ali Han | Yaralandı Londra; 24 — Hindistanda | İsmaililerin Reisi Ağa Hanın oğlu | Prens Ali Han, bir otomobil | kazasında ağır surette yaralan- | miştir. Prens, bir avdan dönerken otomobili bir kamyonla müsademe etmiştir. Otomobil bir tarlaya devrilmiş, Prens birçok yerlerin- den yaralanmıştır. Meşhur Rus Edıl Maksim Gaora ain ıııyıı ramanı — — Ne diyorsua çocuk? Dilin kurusun!, Ya büyük baban bunları İşitecek olursa? — İşitsin !. — Terbiyesizliği — bırak — ve anneni kızdırmal.. Onun zaten derdi kendine yetiyor!. yilikle ve düşünceli bir çehre | İle nasihat ediyordu. | | — Anne den bi | Haş m neden bu kadar — Bunu sen — anlıyamazsın, İyisi mi susl, — Ben biliyorum ki büyük | yordüm. Aniwem - derslerini Türkçeye Çeviren: Mm]/n babam onu.. — Sana sus diyoruml!. Benim de keyfim yerinde de- gildi. Bazan nevimidiye yakın bir his duyardım, fakat bunu gizle- miye çalışırdım. Yüzsüz ve küs- tah görünmekle buna dahâ ziya- de muvaffak olacağımı zannedi- bir haylı ilerletmişti. Onun bana öğ- retmiye çalıştığı şeylerin birçoğu- nu anlamıyordum. Hesap dersi kolay geliyordu. Fakat yazı der- mevzuu — bahis olduğu, kuvvetlerine | teklif etmek | darı Prons Kojo-Tuvalon Paris 24 — Mesai Nııu—l M. Dalimiye, söylediği bir nutukta iktisadi buhrandan bahsederek demiştir. ki: İmitli olmamız için birçok seberler vardır. İssizlerin miktarı | azalıyor, umümi istihsal artıyor, ticari —bilânçonun açığı kapanı- yor. Fransa buhrana ea sonra Hitlercilik 'İnhilâl Mi Ediyor? Berlin 24 — Bremen Âyan reisi M. Bakos, Hitler fırkasından istifa etmiştir. Hitlercilerin açtık- bep olmuştur. Milliyetperver AL- | man gazeteleri bu istifayı Hitler | fırkasının inhilâline bir alâmet telâkki etmekterirler. ——<x0oA sinin destü im, gramere ise hiç aklım erıuıyordu Amnemin de bu. işlerle içten alâkadar olmadığını ve büyük babamın evinde oturmak ona güç ı geldiğini hissediyordum ve bu beni sıkıyordüu. Annemin yüzü | gittikçe mağmumlaşıyor, bize ba- kan nazarları yabancı oluyordu. Bahçeye bakan pencerenin kena- rında saatlerce otururdu. İlk zamanlar çevik ve neşeli idi. Şimdi ise gözlerinin altında lk". gölgeler vardı. Günlerce saçları taranmamış, buruşuk, fena | kullanılmış elbiselerle dolaşıyor- du. Bu onu benim gözümden dü- şürmüştü ve ben yabancı, şahsi bir kurgınlık hissediyordum. O dalma güözel, daima itinah temiz giyinmiş olmalı, kısaca diğerlerin- ları bazı cidaller bu istifaya se- | | Atinada ) | Dahomey bir Fransız müstomlekesir. Göçen halfta Paris'to Dahomey hükümn erikanın ca meşhur opera muganniyolerinden vlendi. diyesinde kibar bir halk ve artistler huzu a M's Dool-Krafort'u ortada Prens Kojo-Tuva- i olan Kutabr'yi övlenine merasiminde göstermektedir. Dünya Buhranı — Fransada İşsızler Azalıyor, Umumi İstihsal —Artıyor Fransız sabik Nazırlarından M. Sayfa 5 Gönül İşleri Ben Niçin Böyleyim ? Milletlerin Fransa v S n bir şefkat, ne de tatlı bir sevgi görmedim. Fazla ciddi ve vaku- rum. Kimseye minnet etmeyi istemem. Gösterişi sevmem. İşle- rimi, ruhumun ezeli hassası olan intizam hissile başarırım. Meş- galem fikridir. Etrafımdakilere yardım ederim, Fakat bunu söy- lemek Aâdetim değildir. Erkek arkadaşlarımdan bana gıpta eden- ler, kızlardan da tehassürla ben- den bahsedenler bulunur. Fakat herkesle arkadaş olamam. Kızlara karşı da iltifat edemem. Gezer- ken kendimi umumun nazarlarile mukayyet görürüm. Ufak bir şeyden müteessir olurum. Nefsime fazla itimadım olduğu zaman serbestim. Bazan da çekingenim. Daima neş'eli olayım derim. Fa- kat çok defa mümkün olmaz bul Ben hniçin böyleyim? Hayatta daha çok muvaffak - olmak için ne yapayım? Karilerinizdeni Püremel Siz böylesiniz, çünkü ruhis yatta sizin gibilere İnferioritiy Complex denilen bir sıfat verir- ler. Bu kelimenin manası aşağı yukarı şudur: Kendini küçük görmek, nefsine itimat etmemek. Mahcup, çekingen, izzeti nef- sine fazla düşkün kimseler bu sınıfa dahildirler. Bunlar, küçük- ten gördükleri terbiyenin kurba- mıdırlar. Nitekim siz de hayatı- mızda ne derin bir şefkat, ne tatlı bir yüz görmediğinizi söy- lüyorsunuz. — Siz bu tesir .ve telkin altında, nefsinize itimadınızı kaybetmişsiniz, herkesin sizinle girmiştir, bu onun buhrandan en | meşgul olduğunu zannediyorsunuz. sonra şıkmasını icabettirmez. Buh- ranın başka memleketlerde tah- ribat yaptığı bir sırada, memle- ketimizde tâbil vaziyeti iade ede- ceğimizi iddia edemeyiz. Çünkü, milletler arasında tesanüt lüzumu bugün her zamandan daha ziyade hissedilmektedir. Siyasi Vaziyet Atina 24 — M. Venizelos, Reisicümhur M. Zaimisle görüş- müş ve kendisine siyasi vaziyet hakkında izahat vermiştir. Meb'u- san ve Âyan meclislerinin teşri- | nisanide toplanması, hükümette hiçbir. — değişiklik yıpılmıyıcığı mühtemeldir. Siyasi — mehafil, M. Kafandarisin riyasetinde knçnk fırkalar mümessillerinden mürek- kep bir hükümet teşkili ihtima- | Hinden bahsedilmektedir. den yüksek bulünmalı idi. Ders esnasında — kendinden geçmiş, uzaklara bakıyormuş gibi sabit nazarlarını yüzüme diker, duvara ve pencereye doğru çevi- rir, yorgun ve ihmalkâr bir sesle sual sorar, verdiğim — cevapları unutur, — hiddetlenerek — yüksek sesle yüzüme haykırırdı. Bu da benim için kırılmıya bir se- bepti. Masallarda oldugu gibi, bir anne diğerlerinden çok ziyade hak gözetmeli idi. Bazan ona sorardım : — Senin burası muhakkak hoşuna gitmiyor ! Sinirlenerek mukabele ederdi : — Sen beni değil kendini düşün | Büyük —babamın annemi ve mineml telâşa düşüren bir şey | Çünkü izzeti nefsinize fazla düş- künsünüz. Bu hastalığın tedavisi, evvelâ nefsinize itimat telkini ile başlar. Kendinizi niçin bukadar düşünü- yor, neye varlığınızın içine gömü- lüp kalıyorsunuz? Kabuğunuzun içinden çıkınız, biraz hayata giri- niz ve insanlara karışınız. O vakit saadetin arkanızdatn geldiğini gö- receksiniz. HANIMTEYZE —— ;AKV/M -- SALI | 160x-25- tci TEŞRİN 937 n Ia| Arabi Rumnt Za - Cemse ahar: Yü |12 - Vei Teşrin - VU vi frara l « 42 9 28 uya İkai 1 $8| Yata * 58 kurmakta olduğu da gbıhıdın kaçmamıştı. O sık sık annemle bir odaya kapanıyordu. İçerden Jorüksek sesle konuştuklarını ve bilhassa büyük babamın nerzleli çırlak sesini işitiyordum. Bir de- fasında annemin sesi bütün evin içinde — çınlamıştı: — Bu asla olmıyacaktır, aslal. Büyük babam bir haykırmadır koparırken annem kapıyı çarpa- rak dişarı çıkmıştı, Akşam Üstü idi. Ninem mut- fakta masa huın a — oturüyor, büyük babam için bir gömlek dikiyor ve kendi kendine bir şey- ler mırıldanıyordu. -Kapmın, çer- pılmasından hasıl olan - sadayı duyunca kulak verdi ve dedi ki: şimdi — Aman yarabbi, evindeki kiracılara gidiyor 1.. Ç Arkası vae)

Bu sayıdan diğer sayfalar: