11 Ocak 1933 Tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 10

11 Ocak 1933 tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 10
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

Her Hakkı Mahfuzdur Fesatçıların İmtıyazlı Bazı Mahallere. Sığındığı Jurnal Ediliyordu Bu Jurnal Abdülhamidi Epeyce: Duşundurdu Muharrirl X4 —-U5— Vak'a derhal mektebe ak- setti. O esnada mektepte bulu- nan Dahiliye Müdürü Rıza Bey, koşa koşa Kristal gazinosuna geldi. Koca gazinonun içini, bir herp meydanına dönmüş görünce camı sıkıldir — Efendileri.. Kılıçlar yerime... Diye bağırdı. - Talebe, Rıza Beye karşı çok - hürmetkârdı. Onu görür görmez, ve bu emrini işitir. işitmez derhal kılıçlırııı kınlarına soktular. İkişer “oldular, büyük bir sükünetle mektebin yolunu tuttular. (İstitraden arze- delim ki, eski doktorlarmızdan Glup bugün ( İstanbul Hilâliahmer Cemiyeti ) Riyasetini ifa eden muhterem ( doktor Ali Paşa ), e zaman, bu meşhür vak'anın kahramanları arasında bulunan ateşli gençlerden biri idi.) Mabza milli izzeti nefsi vikaye etmek yüzünden vukua gelen bu hâdiseden sonra, Dahiliye Müdü- rü Rıza Bey, talebeyi biraz daha sıkı bir inzibat altına aldı; ve onları hem mektepte oyalıyacak, hem de malümatlarını arttıracak vasıtalar aradı. Mektep nazırı ile birleştiler. Talebenin boş samam larında teşrih ameliyatile meşgul olmalarına karar verdiler. Vakın taleba, ( teşrih dersi ) esnasında ameliyat görüyordu. Fakat-ç te- rihlerde henüz koyu bir taassup cereyan ettiği için senede ancak bir veyahut iki (ceset) bulunabi- liyor, bu da bin müşkilât ile teda- rik olunuyordu.. Rıza Bey, buna da çare buldu. Mektep hastaha- nesinde vefat eden kimsesizlerin cesedini çüya defnolunmuya gö- türülüyormuş gibi teçhiz ve tekfin ettiriyor, sonra da usullacık teş- rihhaneye gönderiyor; talebeye dere veriyordu.. Bu tedbire, gerek talebe ve gerek heyeti talimiye pek memnun olmuşlardı. Talebenin günden gü- ne malümati artıyor, mektepte yeni bir çalışma sahası açılıyordu. Bu işe, Rıza B. de merak sardır- mıştı. Boş zamanlarında teşrih- haneye gidiyor, hastalıkların insan Yücudü üzerindeki tahribatı görü- yor, verilen izahatı dinliyordu.. çe Ö SON POSTANIN İLÂN FİATLERİ *4— İlânın tek tütun? satırı gazatanin metin yazısile vasati 4 kelimedir. 2—Ayni yazıtı 2 satırı 1 santimdir. 9--Daha kalın ve daha İnco yazılar santim ile bosap edilir. 4- Sayfasına çvnu ilânlar aşağıdaki Hatlere 1 ıx Santimi * inci 400 Rr. kdı a 250 « #i çu 200 « $i 4-5 « 100 « Diğer sayfalarda « bon Haydarpaşa'daki (Mektebi Tıbbiye ) binasının küşat Resmi (Bn resimde görülüyor ki mektebin küçat merselminde, alâkadar olan bütün eşhas mevcut olduğu halde Serasker Rısa Paşa bulunmamaktadır.| Yalnız Rıza Beyin bir şeye canı sıkılıyordu. Bu suretle teşrihhaneye sevkedilen cesetlerin ( vefat ra- porları ) ile cesetlerin teşrihinden sonra tanzim edilen ameliyat ra- porları biribirini tutmuyordu. Bu hal Rıza Beyin nazarı dikkatini celbediyor, o zaman bizde henüz tıbbin Müzümu — kadar © terakki edemediğini görüyor, buna ça- re olmak Üüzere de, asrın bütün | tekâmülâtını cami bir Tıbbiye Mektebine ihtiyaç olduğuna dair kuvvetli bir kanaat besliyordu. Nihayet bir gün geldi kk bu Rıza Bey, (Serasker Rıza Pş.) oldu... O, Serasker oluncıya ka- dar Tıbbiye mektebi de epice istihale geçirmişti. Mektep, (Ga- latasaray) binasından Saraybur- nundaki — binaya — nakledilmiş, yüzlerce talebe yetiştirmiş; dok- tarluk bir haylı tarakki etmişti. Lâkin mektep binasının Topkapı Sarayına pek yakin olması; ilk (hürriyet) fikirlerinin. bu bina dahilinde doğması; bahusus, her ramaaan Topkapı Sarayına gelen hünkârın yolunun Üzerinde bulun- ması, birçok jurnalcılara tezvirat | ve ifsadat sermayesini teşkil edi- yor, mektebin. oradan - kaldırıla- rak başka biryere nakli hakkın- da kuvyetli bir cereyan husule getiriyordu. Birgün sarayda bu mes'sle mevzuu — bahsolurken, — Serasker Rıza Paşanın o eski kanuati hat - rına geldi. Asrın bütün tekâmil- lünü cami yeni bir Tıbbiye mek- tebi yaptırılması — için Abdülha- mite müracaat etti. Yeni mektep, Haydarpaşa hastahanesinin — ya- nında yapılacak; — uyni hastahane de, bu yeni ve mütekâ- mil ilim müessesesinden istifade olunacaktı. Bu fikir, Abdülhamidin de hoşuna gitti. Mektebin derhal inşasını (irade) etti. ( Valori ) ve (Darango) isminde iki meşhur mimar bulundu. Babı seraskeri inşaat dairesinden miralay Rasim Bey isminde bir zat ta inşaata nazır tayin olundu. Takriben (üç yüz bin lira) kadar bir para sar- fedilerek şimdiki Ffakülte binası vücut buldu. Fakat, bina tam yapılıp ta «on — kısımları ikmal zamanda | edilirken, birdenbire İnşaat dur- duruldu. Çünkü — Abdülhamide verilen bir jurnal, fena halde evhama dokunmuştu. Böyle mi- him bir ilim ve hayat mücssese- sini, temelinden yıkmak için ter- | tip edilen bu jurnalda, şu mel'ı- nane fikir ileri sürülüyordu: ( Malümu şahane ) leridir. ki Mektebi Tıbbiye talebeleri bir baylı zamandanberi - ( zati hüma- ne beslemekte ve arasıra bunu izhar eylemek cüretini dahi gör- termektedirler. Bu gibi efkârı muzırra eshabini her türlü teşeb- büsatı hainaneden uzak bulundu- racak bir. muhite toplamak V4- zimgelirken serasker Riza paşa kulları, müceddeden İnşa olunan bu mektep binasını, ya salkal Rgafletle veyahut bir fikri mahsu- sa binaen Haydarpaşadaki (İngi- liz mezarlığı) ittisaline yaptırmak iç'a icap edenler üzerinde icrayı nüfuz etmiş, ve ileride birçok hâdisatı mDessifenin zuhuru ihti- maline bir zemin ibrar eylemiştir. Arkavı var) Bir Maznun Suriyeden Hükümetimize İade Edildi Şam, 11 (Hususi) — Mersinde bir cinayet yaparak buraya ka- çan Hilâl isminde bir maznun burada yakalanmış ve Tüıkıyıyı tader edilmiştir: Suriye - Türkiye Berut 10 ( Husüsi) — Suriye Fransız fevkalâda — komiserliği iktışat müşaviri M. Reklö Ankara- | dan buraya dönmüştür. M. Reklö Ankara'da Suriye ile Türkiye arasında bir ticaret muahedesi işile meşgul olmuştur. Yunanistanda Çakmak Vergisi Atina 10 (Hususi) — Hükümet çakmaklardan vergi almak arzu- sonu göstermektedir. Zira kibrite nisbeten çakmak kullanmak ucuz olduğundan herkes kibriti - terk- etmektedir. n Turkıyeyı ( Baştarafı 1 inel sayfada ) rak almışlardır. Halifenin mütte- fiklerie bulunmalarına — rağmen Almanların Fransayı istilâ ettikleri haberi, Türk güzidelerini müte- easir etmiştir. Onları Fransizlar- la karşılaştıran muharebe, birçok Türkler için hazin bir şeâmet olmuştur. Sevr ve Lozan muahedele- rinden sonra vesayetimiz altına verilen Suriye'de Türk - Fransız hudut komşuluğu, eski dostluk hatıralarının yardımile, her - iki memleket için kabili kabul bir vaziyetin tesislri intaç etmiştir. 1921 Ankara itilâfnamesi ÂAn- talya ve İskenderondaki Türk akalliyetlerinin vınyıl.lednl taa- rih etmiştir. 1926da, buna, İyi bir dostluk — mukavelesi - ilâve olunmuştur. 1929da yapılan umu- mi bir tasfiye ile hudutlar çizil- miş, Adana-Mersin şimendiferinin Türkiye tarafından satın alına- cağını tesbit etmiş, Suriye ve Türkiyedeki Suriye ve Türkiye tebaalarına ait emlâkin nisfet esası dairesinde halli makradile müzakereler yapılacağını kayt ve hudutların tarassut ve nezareti için ayrıca bir itilâf yapılacağımı da nazarı dikkate almıştır. Ticarl muahede, iktısadi munasebetleri kuvvetlendirmiştir. 1930 da ise Büyük Millet Meclisi Fransa ile dostluk ve barışma mukavelena- mesini kabul etmiştir. Münasebtlerin derece derece | iyileşmesi, bir dostluk muahede- sinin akti, eski muhabbetin yakin | bir atide tekrar avdet edebile- ceğini gösteriyordu. Fakat haki- | kat böyle olmadı. 1930 Mayısın- yun) ları aleyhinde efkârı fasida- dan 1932 haziranına kadar Türk Fransız münasebatında bazan hu- sümet derecesini bulan bir we- gukluk hakim olmuştur. Her iki memleket matbuatındaki neşriyat ile bu ani uzaklaşışın sebep- lerinl birat mübaleğalı — olarak görüyoruz. İlk evvel Türklerin bize sitem ettikleri şeyler: Suriye hududun- da siyasi ve iktısadi müzmin bir emniyetsizlik ihdas etmekliğimiz- di. Bu iddialara göre Fransa bükümeti Suriye hududunda asa- yişsizlik unsuru olan, husumetkâr faaliyetler ihdas eden velhasıl vaziyeti bozan eski İmperatorluk firarisi Ermenilerin yerleşmesini teşvik etmiştir. Bunun haricinde her tarafı açık ve uzunluğu 650 kilometreyi bulan bir hudut üze- rinde fa'al bir kaçakçılığa müsa- maha etmiştir. Bundan başka Cenubl Ana- dolu vilâyetlerinin ticar! bir mer- kezi olan Halebin, siyaseten bu mıntakadan ayrılmasıdır. Bu ka- çakçılık ve bu gizli eşya trampa- sınin devamı ile Türk hıılneıi senede 20- 50 milyon zarara so- kulmuştur. Bunun — haricinde ve Türk matbuatnın — iddialarına — göre Fransa — imzaladığı mushedelere riayet etmemektedir. 1921 senesi mukavelesine rağmen Antakye ve İskenderon Türkleri Suriye memurları ile iskân edilen Arap- lar ve onların yerlerine ikame edilmek istenilen Ermeniler tara- fından her nevi — haksızlıkları. uğramaktadırlar. Ve yine, 1929 senesi vaitlerine rağmen Suriye- | deki Türk emvali — meselesi halledilmemiştr. Ayrıca Türk ara- zisinde bir — Fransız şirketinin işlettiği Toros şimendiferini Türk hükümetinin istemesidir. Uzaklaştıran Meselele —— Fransada —Ğ] Bir kısım Türk — matbu! Fransaya isnat ettikleri işte bu gizli tahrikât, derecesine' varan — müsamat hareketsizliklerdir. Aynı zamanda Düyunu miye meselesi ile Türk hül ı tinin takip ettiği umumi $ gerek 1930 senesinde — yi dostluk — muahedesinin tasdik” ve kat'i — bir barışmıya teşkil etmekte ldi. O tarih ki Türk hükümeti borçlara 1928 senesinin — 16 Haziranıf yapılan ve senolik — taksitli tediye şeklile — borç mikdaf nit olan mükavele ahkâmını bik etmedi. Bu sıradadır ki Fransız cenahcıları iktidar mevkiine ff diler ve birkaç ay içinde tam ? $ değişiklik oldu. Buna, M. Her â muvaffak olmuştur. “ M. Heriyo — Türk - Fra dostluğunu — kuvvetli esaslara tinat ettirmek istemek husu daki niyeti — hiç kimsenin hulü — değildi. Türkiyenin miyeti Akvama girişinin hü met namına M. Pol Bonkfli, tarafından nmasıl karşılandığı malümdur. Onun içindir ki tos ayında Türk Hariciye Vek” Tevfik Rüştü Beyle karşılaşm boraber müzakerat iyi bir haya girdi. Son teşrini ev bir itilâf yapıldı. Bu itilâf, itibarile emlâk — mes'elesini, vakkaten de şimendifer işini ? protokola — bağlamıştır. Her taraf, ayrıca, Türk-Suriye hudu larında göze çarpan haydutluk Ühe, kaçakçılık vaka'larını mütekabi p? len ve tedricen ortadan — kald mıya matuf tetbirleri nazarı di ' kate almışlardır. Türk arı den geçen ve bir Fransız tarafından işletilen Bağdat hatf nin bir parçası Türk hüküme' &, tarafından satın alınacaktır. Bu hattın işlatilmesi esasları? kurmak üzere ileride Türkiye | Suriye arasında bir protokol cude getirilecektir. - Suriyelileri? Türkiyedeki emlâkleri ve müt€” kabilen — Suriyedekli — Türkl emlâkleri üzerindeki hakları nınmıştir. - Alâkadarlar hal alacaklardır. Devletler arasınd bu ihtilâfın yakın — neticesi olmuştur: 14 kânunuevvelde Tü Maliyesile - Düyunuumumiye milleri itilâfimin imrası... Bazılarına göre, buhran harpten çok müteessir olan ü kiyenin büyük bir ihtiyaç dü duğu mütekabil bir-mall ve iF tısadi teşriki mesainin başlam/ da yakındır. Birkuaç ay içind senelerdenberi — muallâkta durü” bırçnk meseleler halledilmiştir. vummcene ee | Nu ı_ & * İ KÇ | Zekat Ve Fıtrenı Tayyare Cemıyelıne | Veriniz . Çünkü vereceğiniz pııılır İi vasıta ile memlekete en büyü' | || hizmetleri yapan Hilâliahmer "ı t ı Himayei Etfal Cemiyetlerine gidecektir. Dünya ve ıhre“# yapmak için bu yol, en d yoldur. ! | Holivut | Holivutua Üçüncü sene <2” HĞ sayısı zöngin - münderecatla - İ9 , etmiştir.

Bu sayıdan diğer sayfalar: