25 Ocak 1933 Tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 4

25 Ocak 1933 tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 4
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

Memleket Manzaraları Zengin Madenler Diyarı: Bayburt Bayburt (Hususi) — Bayburt'un her tarafı madenlerle doludur. Bilhassa iki yerde kömür madeni mevcuttur. Bu kömür madenleri harbi umumiden evvel işletilmekte Bir Karie Düzce-Adapazarı Yolu (C7 Bu Yol Feci Kazalara Sebep Olmakta, , Sesseşie zi puin verdi: yazılarım belki daimi ve kömürleri de Bayburt'ta ya- kılmakta iken harbi umumi es- nasada ocakların harap olması basebile metruk kalm ştır. Bayburt'a dört saat mesafede bulunan “ Örtüği ,, karyesinde çok zençin bir kömlür madeni mevcut olup şimdiye kadar hiç kullanılınamıştr. Bayburt'a üç saat mesafede ve Trabzoa - Er- zuram — şosesi Üzerinde Maden köyü namındaki karyede bakır madeni mevcut olup harpten evvel bu maden de kullamlmış ve külliyetli bakır istihsal edilmiş idi. Lâkin harbi umumlde bütün malzemesinin zıyaa uğraması yü- zünden maalesef bu zengin ma- den de terkedilmiştir. Bayburt'a otuz kilometre me- safede bulunan ve Erzurüm - Trabzon — şosesinin — üzerindeki Kop dağı namile maruf olan dağın ittisalindeki eteklerde mü- him çelik madenleri mevcut olup bundan dört beş sene evvelisi sabık Bağdat Demiryolları Mü- diri Umumisi (Mayisner) Paşa maiyetindeki birkaç mühendisle burada üç dört ay kadar tetkikat yapmış ve yeniden birçok zengin madenler keşfetmişlerdir. Bayburt'a elli kilometre me- safede ( Çimağıl ) karyesinde bir gaz madeni mevcuttur. Bu maden harpten evvel keşfedilmiş ve Fransız mühondisleri tarafından işletilmek Üzere birçok malzeme getirilmiş İse de seferberlik do- layısile akim kalmıştır. Buradan gaz su gibi akmakta ve köylüler bu civarlarda çukurlar yaparak mezkür gazlı suları oraya topla- yıp Bzerindeki yazi alarak Çirahpa denilen iptidai şekildeki lâmba- larda yakmaktadırlar. Bu gaz madeninin civarında kömür, barut ve bağa madenlerinin de mevcut olduğunu Fransız mühendisi o civardaki köylülere — söylemiştir. Bağa ve barut madenleri mahal- lindeki topraklar getirilerek köy- lüler tarafından çıra yerine ya- kılmaktadır. Bayburt'a yirmi kilometre me- safede ( Haho ) karyesinde altın madeni olduğu söylenmekte ise de henüz keşif vesairesi yapı- mamıştır. Kop dağı eteklerinde bir de çelik maden suyu vardır ki bir- çok doktorların tavsiyesi Üzerine bu sudan kullanmaktadır. Bayburt'a yirmi kilometre me- safedeki Saraycik köyünde de bir maden suyu mevcuttur. Yine buraya yirmi beş kilometre me- safedeki ( Lüsünk ) karyesinde de bir maden si vardır. Bayburt'umuzun etrafında da- ha bunlara benzer birçok keşfe- dilememiş Maden membaları ve maden suları mevcut olduğu an- laşılmaktadır. Bu bulunmaz hari- nelerin toprak altında daha çok kalmıyacakları ve işletilerek hem vatanın İmar na, hem de vatan- daşın — refahina — hizmet — edile- cektir. — Vamnık Faik Çankırı'da Kızamık Çaznkırı, (Hususi) — Kızamık hastalığı zuhür etmiştir. S.hhiye dairesi hastalığın sirayet etme- mesi için icap eden tedbirleri almıştır. Münakalâtı Durdurmaktadır Düzce ( Hususi ) — Düzce ile Adapazarı arası 78 kilometre- | dir. Bu iki merkezi biribirine bağlıyan yolun Düzceden - iti- baren beş kilometrosu — gayet İyi, Üst tarafı bozuktur. En yeni otobüs bu bozuk yolda saatte ön kilometreden fazla yürüyeme- mektedir. Bu yol üzerinde Gümüş- ova nahiyesi vardır. Gümüşovanın merkeri Kışla, Kışlanm da ilk göze çarpan binası Acemin hanı- » Bu banm Kışla tarihinde mühim bir rolü vardır. Kışla nahiye merkezi ittihaz edilince ilk olarak Acem bu banı inşa “etmiş, bunu muntazam, yeknesak ve gayet güzel binaların inşası takip etmiştir. Düzce ile Adapazarı arasında yaptığım seyahat esnasında bu banda tevakkuf ettikten sonra harekete geçtik. Bir saat ileride I Düzce camlil ve Havuzu feci bir manzaraya tesadüf ettik: tütün yüklü bir kamyon uçuruma yuvarlanmış, parça, parça olmuş, denklerin hepsi bir tarafa gitmiş, fakat mucize kabilinden bu yirmi metro derinliği olan uçurum kaza- : sında şoförle, Üç yolcunun burnu bile kanamamıştır. Bundan sonra yol imtidadınca kırılmış otomobil- lere, bataklara saplanmış araba- lara sık sık tesadüf edilmektedir. Yol gittikçe daha berbat bir hala gelmektedir. Eger bu yol tamir edilmezse — nakliyatm — duracağı muhakkaktır. Bu yol üzerinde seyahat ya- pan otobüsler garip bir istimdat usulü bulmuşlar. Avdette otobü- sümüz kırılmıştı. Derhal şoför bir seyyar telefon makinesi çe kardı. Telgraf teline raptetti ve kazadan postahaneyi haberdar ederek bir başka otobüs istedi. Bu suretle yolcular aktarma edil- mekte ve kazanın mahzurları oldukça - kaldırılmaktadır. Maa- mafih bu karaların tevali etmesi şüphesiz ki hoş görülecek bir şey değildir. Kocaeli ve Bolu vilâyetlerinin de iştiraki ile bu yolun esaslı turette tamiri xza- ruridir. İzmir'de Bir Tüccarla Ticaret Odası Arasında Münakaşa İzmir (Hususi) — Maruf bir halı tacirile, şehrimiz Ticaret Odası arasında birçok münaka- şalara — vesile olan bir hâdise geçmiştir. Bu bâdisede İsm geçen tüc- F car, Ticaret Odasına müracaat ederek halı takası yapacağını bildirmiş, beyannamelerin mua- melelerinin bitirilmesini istemiştir. Ticaret Odası — muameleleri derbal ikmal etmiş; fakat bu tüccardan muayyen bir ekispertiz Ncreti —istemiştir. Bu tüccarın söylediğine göre istenilen Ücret 80- 90 liradır. Ticaret Odası takas meselesini kendisine bir ticaret membaı addetmiştir. Bu tüccarın iddiası Üzerine tahkikat yaptım, Ticaret odası reisi Balcı zade Hakkı Bey bu hususta bana şu izahatı verdi: — Takas kararnamesinde ta- kas muamelesi yaptıran tüccarlar- dan para - tahsili hakkında bir kayt yoktur. Fakat Ticaret oda- ları kanununun 119 cu madde- sinde ekispertiz ve sair masraflara karşılık olarak 5-15 liraya kadar bir para tahsil edileceği yazılıdır. Alâkadar tüccar bir kaç takas muamelesi birden yaptırdığından bu fazla ücret — istenmektedir. Takas muamelesi yapan ihracatçı tüccarlar, yüzde 30 - fazlasile takas mukavelenamesi — satarak menfaat temin ederlerken, Oda- min kanunun verdiği haklardan istifade etmemesi için biç bir sebep yoktur. — Adnan Mudanya Elekirik Fabrikası Mudanya (Husust ) — Beledi- yenin 38 bin lira bedelle mütaah- hide ihale ettiği elektrik fabrikası- nn temelleri atılmıştır. Fabrika şehrin ortasında inşa edilmektedir. Kömürle işliyecek olan bu fabri- kanın şehrin ortasında yapılması dolayısile havayı ifsat edeceği söylenmekte ve civar ev sahipleri şikâyetlerde bulunmaktadırlar. | Maraş Halkı San'ata Karşı Çok Meraklıdır Maraş'ta Saraç Hacı Hüseyin Et Meraş (Hususi) — Meraş hak- kının san'ate merakı — bilbassa tetkike şayandır. Marangozluk, saraçlık san'atleri başta olmak Özere — tüfekçilik, — tesviyecilik, dökmecilik, doğramacılık ve şe- kercilik san'atleri hemen bemen bütün balkın bildiği ve meşgül olduğu işlerdir. Meraş mamulâtı yalnız Anadoluya sevkedilmekle kalmamakta, Halep, Berut ve saire gibi şimdi ecnebi idaresin- de bulunan şehirlere de mühim miktarda ihracat yapılmaktadır. Bilhassa saraçlık ve maran- ——— 0 Nalkara'da Ucuzluk Ve Dalak Hastalığı Malkara - ( Hususi ) — Kazar mız dahilinde yiyecek fiatlerinde ehemmiyetli bir uçuzluk vardır. Tereyağının okkası 90 - 110 ku- ruş, beyaz tahan 40, süzme bal 40, pekmez 20, koyun peyniri 50, koyun eti 30, keçi eti 20, yumurta 2, tavuk 15 - 20 kuruşa sat Imaktadır, Ergene nehrinden çıkarılan tatlı su — balıklarının okkası beş kuruşa satılmaktadır. Kazamızın birçok köylerinde ka- yunlar — küzüulamıya — başlamıştır. Kazamız dahilinde ve köylerde dalak hastalığı çıkmıştır. Bu has- talıktan vefat edenler de görül- mektedir. İnegölde keresteci'ik İnegöl ( Hususi ) — Burada beş yüz bin lira sermayeli bir kerestecilik şirketi kurulmuştur. göozlük san'atları şayanı dikkat bir şekilde tekâmül etmiş ve bun- lar Meraş'ta aşağı yukarı güzel san'atler meyanında yer alacak bir hale sokulmuştr. Saraç ta- kımlarının — özerindeki işlemeler nakışlar artık nadir — san'atlar meyanındadır. Meraş'ta yağmur yağıyor Birkaç gün evvel yağan şid- detli yağmurlarla kuraklık niha- yet bulmuştur. Birdenbire başlı» yan yağmur saatlerce devam et- miştir. Çiftçi sevincinden adeta bayram yapmaktadır. Antalya'da Kuraklık Nihayet Buldu Antalya ( Husust ) — İki ay- danberi devam eden, skuraklık son zamanlarda başlıyan.yağmur- lar ve onu takip eden karla ni- hayete ermiştir. Çiftçi memnundur. Fakat yağe muür ve karla beraber şiddetli soğuklar da başlamış, kömür, odun yüklerinde 20- 30 kuruş tereffu hasıl olmuştur. Portakak ların yüzü 150 kuruşa kadar sa- tılmaktadır. Çiçekdağı Kaymakamlığı Kırşehir, (Hususl) — Mülkiye mektebini bitirdikten sonra Paris'te tahsilini ikmal eden gençlermiz- den Mehmet Ali Bey Çiçekdağı kaymakamlığına tayin edilmiştir. ağlebihtimal yarasıra okuyan b zat, A. Feyzi Bey, birkaç gü evvel çıkan “Bir mürekkep $i isimli yazıma sinirlenmiş. A. Fey: Beyi maatteessül — tamımıyoru. mektubunda da — yalmız — ismit bildirmiş, ne ile meşgul olduğunu adresini — söylemiyor. Kendisir nerede — bulacağımı — bilgeydim muhakkirane olmak istiyen eda sına rağmen, görüp konuşmağ çalışırdım, Fakat mademki ket disini bizzat görüp konuşmat sırf tesadüfe bağlı bir şeydit mektubuna burada cevap vereyim A, Feyzi Bey beni, mahallı kahvesinde — oturup — beynelmi lel siyaset — meselelerini hallı çalışan mütekaitlere benzetiyor Söylediği sözlerden hoşlanmadığı mız kimseleri acizlere benzetmel oldukça eski bir şey olmasaydi bunu ilk defa A. Feyzi Beyit mektubunda — görmüş olsaydım tazammun ettiği hakarete rağmet hoşuma giderdi. Zararı yok, Feys Bey, ben öyle çabuk çabuk alım mam; yalnız beylik teşbihlere kak kışmasanız sizin için daha iyi olt Bunları geçelim de A, Feyzi Beyin itirazlarına, sua'lerine ce* vap vermeğe çalışalım. A, Fayzi Bey, bilmem niçim ismini “ Viktor Hüç o ,, diye yaz* dığı Fransız şairi Victor Hugo'yd seviyor. Buna hiç bir diyeceğimt yok; zaten o şairi ben da seve: rim, On dokuzuncu asır Fransı romantikleri arasında, A İrot de Muüsset İle beraber — »ir de O vardır; Öbürlerinin eser'eri büs- bütün tatsız şeylerdir. A. Feys zi Bey ln.dıdl Lamart.ne'i, hattâ Vigay'yi de beğenebird; o zar| ıııı':’dı kendisine bir şey diye* mezdik; fakat zevkine hiç İştiral edemezdim. Victor mıl:ke“ıim. büt p yanın şairleri arasında, kelime" den en çok ahenk ç kartmağt$| muvaffak olmuş adamlardandı!. Bu kuvveti sayesinde insam sü* rükler, kariin gözleri önündü renkler uçuşturur, harpler açtırır! hattâ bazan sesi bile bir göf intibar hâline kalbeder. Büyük Baudelaire'in * Correspondancet isimli manzumesinde bahsettiğ' | hâlete belki en çok onun es€ | rinde tesadüf olunur. Fakat Vic tor Huîo bir mütefekkir değildiri zaten bir şairin mütefekkir ot | masını beklemeze de belki hak? kımız yoktür. “V. Hugo, kelimt' leri biribirine çarparak fikri andi” ran bir ahenk çıkarm ş bir şairdifr| derken bunü kasdet viş'im. Feyzi Bey, “ hangi yezın n $ bir fikir olduğunu söy eyin,, di! A Beyim, biraz filosaf arı okust” “id&e , ile " image Hugo'nun sevimsizliğine lince, hemen bemen her yazısı0? bir böbürlenme vardr; onu #f vimsiz, bazan da bütün kudret! rağmen gülünç kılan işte bud Zaten ona: “ Ben £ ? bu şişedeki mürekkep e yazdif dedirten de kendııiıği bıöh'-ll. | ksek — görmesi, öbürleni âğıl midir? A. Feyzi Yunan, gerek Fransız klasikler Hugo'yu okuduğu kadar oküğ5 mu bilmem; zannetmiyerum, ripides'i, Sofokles'i, R cine'ir go kadar nlm'::ydıkhr “m ediğimi dal akın VA Te Her ne dı’r bü: k olsun, bazı kimselerven kiymet verimeği Gayayk Eyeet TeçERİLE

Bu sayıdan diğer sayfalar: