13 Mayıs 1933 Tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 8

13 Mayıs 1933 tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 8
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

8 Sayfa ka Kahraman bir Türkün maceraları KIZIL KILIÇLI ASLAN Yazan: Ömer Rıza SON POSTA Mi Harunürreşitle Yapılacak Harbe Hazırlanmamızı Bildiriyordu İlhanla adam akıllı anlaşmı AŞ-. ak. Köni bize aç eği ri birk: tan sonra hareket E a. Bi; m irade buyuru: u cesur kerre hoşnut (olacağınıza erebilirim “Şayet biz EM davranıp ir YN sizin peki gelecek ilk geminize nıza hareket deri Sizinle harp etmiyeceğimize emin lı Bu mektübu ni ve mühürledikten sonra elçi İlhana dum o da muvafık buldu. birka, sonra bare- ket Si Ondan ayrılmak istemi- orum: öde dedim, burada kal da hep birlikte gidelim! — Kalmak bir şey değill Fakat sizin emirlerinizi yapmak — O halde tekrar nerede bu- luşacağız? — Harp harp olursa ai diğ n senin için, senin rinin inti için bap na sarıldım, öptüm, onu sanki ölen kardeşimi bulmuş gibi sevmiştim. İlhan bizden ayrılıp gitti. Biz- de ham Aİ — yn ik le a "la bi bir korl öktu, İstanbuld. yorlardı. Hepsi “de idaremizi methediyorlar. İmer hiç bir yerinde nl ma hiçbir tarafından topla- namadığı haldi bizim idaremiz altındaki bi şa 4 hâkimdi. Halk kazaı ve hükümete öy ğ börzlemi is- tekle veriyordu. “Adalar halkı hiçbir vakit hükümet Gi bei zy Va seki mat halk. ile hükümet birbiri bu derece dei mıştı. Beher — ber bizi bürüda rahat bırakmıyacaklarında şüphe şüphe ir Eres bir desiseye kurban Sa çi ie belt bık- mıştım. Ba; rmın kahrını çek- mek istemiyor Sili Kendi öz yur- duma dönüp DE 7 ahı; pece Her hal- de Turgutlar benim gibi. cihan ö) be mın yardımına tılar. Sonra çocuklarımı o Turgul arasında ela e op iğımızın gün- den — lerilemesini derin bir hoşnudi içinde takip heel Bir adamıza yeni torun bir harp gemisi ği Geminin kaptanı bana şu mektu- u getir * Allahın inayeti ile Bizans Paella geçen Mr Nicephor" sab ve el Kızıl El nel “ Müslümanların (halifesi ile aramızdaki omuahedeler hükmü mefsuh sayıldığı için yakında iki taraf arasında harp başlıya- caktır, Müslümanların (halifesi Hebei re leriniz gec: celi gündüzlü düşmanı mamıya dikkat etsinler. “ Bizim Hire yardıma ihtiyacınız varsa derh. İZ ilediğinizi gönderelim.,, Mektubu okut sonra Jodu çagırttım. Mektubu o da My Sonra vaziyeti müzakere — Ne yapacağız? — İmparatora cevap verelim e bir şeye ihtiyacımız bulunma- dığı bildirelim ! ıyışıma e İmei bizi hem terassı altına ko; , hem de m ek bural ve bazı etlerini göndermek istiyor. Yeni İmpara- , bizim saray vak'a; il, gi ve mi kuvvetli , geri mizden korktuğu için bu şekilde barekel ve harbi halle olarak kullanmayı münasip gör- müştür, ( Arkası var ) Tıbivelilerin Bayramı Bü- yük Merasimle Kutlulandı İstibdatta Denize Atılan Tibiyelilerin im Me Selâmlandı Bayramına iştirak edenler Tıp ie her sene tes'it ettikleri bayram dünde Tıp ve lde Büyük merasimle kut: Tulandı. Merasim saat bir üç ta Faklüte e dolduran bin- “lerce yaşlı ve genç doktor, diğer eme vi ve Tp talebeleri hu- başladı. Evvelâ al çalındı ve Tıp buna” ei halinde. iştirak ie Sonra Fakülte Reisi Tevfik Rece Bey Tıbiyeliler bayramı hakkında bir nutuk söyledi. Müteakiben en kıdemli müdertis Ziya Nuri Paşa ine bir re ap meydana geldi; sonra mehidezris Kazım a Bey ideal bir Tıbiyeliyi tasvir etti ve Bu arada Rükni ha sonra Tıp Talebe li u- mumi Kâtibi Ekrem kutluladı ve bu sırada e rinde denize atılarak feci bir şe- kilde kurban giden Tıbiyeliler hakkında bir nutuk söylendi, ruhları hürmetle selâmlandı. Bu aralık Sıhhat Vekili doktor Re- mükemmel bir balo verildi ve sa- bah. eğlenceli bir gece geçirildi. rafı Â ire aradığı kolay kolay asi Önüme gelene - soruyorum: — Abiçelebi mahallesinin en yaşlısı kimdir acaba Bel li olmaz ki. diyorlar yi adam buralarda çoook... ihayet bir isim söylediler: — Sen Nazif Efendiyi bulmıya b ahallenin asıl piri odur. Çok ihtiyar değildir mahal- in ulucası sayılır. Hem Ayasofyanın ba tipliği, zi de Hacımustafa ağa camiinin —— üzerinde olan hoca Nazif Efendi endi camiinin önünde bul dm erhaba Hoca Efe ndi;. Fi ” Mahalle hakkında siz- Ke ğa malümat almak isti- Nazif Efendi, zamanı icaplarına. uyan, aklı iyiye kötüye ohbeti yerinde hoca- lardandır. Bana derhal bir kahve söyledikten sonra yanı is- kemleyi işaret etti : — Otur da konuşalım Efendi oğ ME mahallesi için hoca Nazif Efendi diyor ki: ale la ğı ye yollarına Karınca yolu gibi.. senedir el bile değmezse tabii böyle olur. Bundan 32 e - daki. dükkânı satın ığım za- man eş dost: — Aman hocam.. sen ne yaj tın? e hep kesilecek! ya- ak oldu parana... Diye kederlen- işlerdi. Aradan 32 sene geçti. Hâlâ kesecekler!... Hacımustafaağa EY camidir. Ahiçele- kim u bu camiin ark essdesberi imamlığı ya- par Hacı Hasan Efendinin ağzın- dan dinleyelim. Bu sevimli ihtiyar, Hayın belki en genç hafızalı adamı.. bir okur gibi tn — Efendim, Ahiçelebi dedik- leri zat, Fatih da - parken saraya alınmıştı. Gitgide kı il Edirn. Pi verildi, Paşı Ki adı da Ahiçelebidir. Ahiçelebi Efendi, zengin bir varid. memba iz ortasında... miinin temelleri, denize de kuru- lur. Ahiçelebi, Paşmaklı kazası- ii lirini kâ la havalarda saçakları akıyor ve içeriye giren sular, bu Ahiçelebi Mahallesidir güzel san'at eserini ai gün bi- raz daha harap ediy: acı Hasaı n Efendiden Rv dıktan Teni ütün güm miş ve hasır iskelesi tüccarlarle konuştum gibi. bakliyat A duruyor- Hasır er ği s g > » 5 siyle geldiğine göre, n sıh- hatı daimi bir tehlikeye maruz- ur. Hele bazı bekâr odalarının a anlatmakla bitiremeyiz. üşüni kekinde sandal v. cak bir Dale bulunmaması, Siklacik şeydir. Fakat asıl şaşılacak şey, rıh- tım gani nın bizden rıh- tım almasıdır. o Bundan a iki eciktimi, kordon Senle ası Tiz Biz de malı- e dönemeçler görürsünüzki yan ya- na iki hamal geçemez. Hele iki ve kar şılaşırsa, mutlaka bi- m e inka başka yüzleri ine avuç dolusu para sar- fedilir. Bizim bu taraflar kurul- duğ , bu iskelenin içi dışı ha- sila dol olardı. Şimdi hasır kalma- dı, iskele iskelelikten k 2 Ahiçelebinin tarı derken: — a Bi lâl yi se varı ardı. Üni culuklar olmuyor değil. Fakat | vak'alar, dörüli kulak inden. Mahalleden ayrılırkeh o Salâ- hattin Bey, arkam: ra aa — Aman, beyi Bir daha yazalım. Mahallenin içinde bir tek halâ yok... Bunca bekâ- rın barındığı yerde Ci A m da bulunmamalı mı? — £

Bu sayıdan diğer sayfalar: