28 Temmuz 1933 Tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 4

28 Temmuz 1933 tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 4
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

Memleket Manzaraları Diyarıbekir'de Herkesin Bir Tahtı Vardır Diyarbekir (Hususi) — Diyan- hekirde taht sefası çok eğlence- lidir. Bu saltanat tahtı değildir. Bu, halkın gündüzleri bunaltıcı sıcaklardan buram buram ter dö- küp te evlerinin üzerindeki düz toprak damlarına kurdukları et- rafı parmaklıklı, bir metre yük- sekliğinde dört beş basamaklı merdivenle çıkılan bir tahttır. Burada sıcaklar 37 - 38 dereceyi bulmaktadır. Hava geceleri biraz serinlerse de yine içeride yatmak imkânı yo'tur. Mutlaka damda yâtacaksınız. Damlarda yatmak ve akrep yılandan korunmak için de ihtiyaten tahtlar kurmak meç- buriyeti vardır. Tahtlar nevi ne- kişiliğe kadar vardır. Bu tahtlar biribirine girme olduğundan kışın bozularak saklanır, yazın haziran- dan itibaren kurulmaya başlar. Tahtların etrafına ince cibinlik gerilir bu suretle herkes rahat bir uyku uyuyabilir. Damlar yek- diğerine bitişik bir vaziyette ok duğundan herhangi bir sebep karşısında herkes biribirine seve seve yardım etmektedirler. Ham- ravat suyu şchrc demir borularla getirildiğindenberi hemen herkes evine bir havuz yaptırarak bu sudan almış ve ayrıca evlerde birer de duş teşkilâtı yaptırıl- mıştır. Sıcaktan bunalan halk, havuzda yıkanır veyahut duş ya- parlar. Bunlardan başka Küpelide hükümet altında, Merhöm bahçe- lerinde umumi soğuk su havuzları olduğu gibi Dicle nehrinde de bütün halk biç olmazsa günde iki defa banyo yapmaktadır. Bu havuzlar gece gündüz açık oldu- ğundan her saatte banyo yapmak Bursa'da Güzel Bir Sergi Açıldı Bursa (Hu- susi) — Ho- ca Âli zade mektebinde açılan İlk- mektepler Sergisi Bur- sada büyük bir (alâka uyandırmış- tır. Herkes ilk mek tep- lerde oku- yan minimi- nilerin yiierin bile erişemiye- cekleri bir muvaffakiyet göster- melerini hayret ve takdirle kar- şılamaktadırlar. Serginin hazır lanmasında Maarif Müdürümüz Fâkir Beyin de büyük himmetleri sebketmiştir. Fâkir Bey Bursa mekteplerinin en azami randı- manla çalışmalarını teminde bü- yük bir muvaffakiyet göstermiştir. Uşak'ta Alâeddin B. Şark Vilâyet- leri Müfettiş Muavini Oldu Uşak (Hususi) — Belediye re- isi Alâeddin B. Dahiliye Vekâ- leti tarafından Şark vilâyetleri Bursa maarif mü- dürü Fâkir B, müfettiş muavinliğine tayin edil. | miş, inbilâl eden belediye reisli- ğine de Kabalak oğlu Orhan Kâmil Bey intihap edilmiştir. Güzel Bir Sayfiye Yeri Çeşme Kazası Ilıcaları Ve Plâjlarile Büyük Bir Rağbet Kazanıyor parayı alamadı. | onlara bir az güneş biraz eğ- yeşme (Husu- si) — Kasabamız Akdeniz sahille- rinin en say fi yelerinden biridir. Bilhassa ılıcaları ile şöh- ret bulan Çeş- mede şimdi yeni da açılmıştır. Deniz Yolları Müdür- lüğü haftada iki defa posta va- purlarını Çeşmeye uğratmıya ve bu suretle plâj ve ılıcalara ha- riçten de ziyaretçi ve müşteri getirmeye başlamıştır. İlcalara ve plâjlara rağbet çoğalmaktadır. Bu fazla rağbet Belediyeyi de yeni teşebbüslere sevketmektedir. Şehre gayet güzel bir su akıtık ması tasavvur edilmektedir. Ke- şifnamesi ve projesi hazırlan gm Adapazarında Güreş Müsabaakları Adapazarı, (Hususi) — Bura- i da gayet büyük güreş müsaba- | kaları yapılmıştır. Bu müsabaka- | ları şöhretli o güreşçilerimizden Mülâyim, Tekirdağlı o Hüseyin, Adapazarlı Cemal, Bursalı İbra- him pehlivanlar da iştirak etmiş- lerdir, Müsabakalar çok (heyecanlı olmuş, neticede Mülâyim pehlivan, Bursalı İbrahim pehlivanı yenmiş, Tekirdağlı O Hüseyin Upehlivanla Adapazarı Cemal pehlivan be- rabere kalmışlardır. Mandıralı çoban Mehmet peh- livan baş altında koç pehlivanı yenmiştir. Ortada Alandağlı Et- hem, İzmitli Hüseyin, Alancumalı Yusuf pehlivanlar galip. gelmiş- lerdir. Ayak güreşinde Taşlıklı Kâ- zim, Salaklarlı Osman, Tersye- rinden Ali, Akarcalı Kadir peh- livanlar birinci olmuşlardır. Müsabakada kazanan pehli- vanlara 60, 25, 20, 10 lira gibi muhtelif ikramiyeler verilmiştir. Müsabakadan sonra Abdullah pehlivan tarafından da akropa- tik hünerler gösterilmiştir. Aydoğan köyünde bir ii kız yaralandı lapazarı, (Hususi) — gan köyünde ie e feci bir kaza olmuş, bir kızcağız ağır surette yaralanmıştır: Burada çok fena bir âdet vardır. Düğünlerde silâh ahlır, bu yüzden de birçok kazalar olur. Aydoğan köyünde de yine böyle bir düğün esnasında Ali isminde bir genç tarafından silâh atılmış, bu silâhtan Kozluk o köyünden Sm Ayşeye isabet ederek ağır sır rette yaralamıştır. Ali yakalan- mış, kızcağız hastahâneye nak- ledilmiştir. Bir Mahküm Affedildi Adapazarı ( Hususi ) — Adam | öldürmekten 15 sene hapse mah- küm Sabancalı Çömlekçi oğul larından Hasan oğlu Ali verem olmuş, bâkiyei müddeti cezaiyesi affedilmiştir. Mi Çeşmenin umumi manzarası maktadır. Bu sene ede diğer se- nelere ni: daha az tütün ekilmiştir. Çeşme, anasonları ile meşhurdur. Fakat yağmurlar bu sene Çeşme anasonlarını yüzde kırk nisbetinde harap etmiştir. Çiftçi bu halden müteessirdir. Şimdiye kadar buğday ve arpa ekmeyip sade tütünle anason yetiştiren çiftçi tütünden umduğu Malatya'da Nefis Meyva- lardan İstifade Edilemiyor | | Çocuğa Ve Güneşe İhtiyaç Duyuyoruz ve görüyoruz: Fa- kır tabakaya mensup insanlar bilhassa fabrikalarda büzat ça- hşan işçilerimiz, yaz gelip mek- tepler tatil oldumu çocuklarını bu zamandan istifade ettirecek, ğını görünce bu | lence, bir az istirahat verecekle- sene kendisinin miştir. Bu suretle anason, tütün ve alına- cak para köylü- nün diğer ihtiyaç- larını karşılıyacaktır. Bu sene mahsul az olduğu için o fiatlerin Oyüksek (olacağı tahmin edilmektedir. Çeşmenin İhracatı Çeşme ( Hususi ) — Kazamız Sakız adasile karşı karşıyadır. Sakızdan son on gün zarfında kasabamıza gelen tüccarlar bin- den * fazla sığır, at ve mevaşi satın almışlardır. Maiatyada bir bağ Malatya ( Hususi ) — Burada meyva gayet mebzuldur. Her sene 20 milyon kilo meyva istihsal edildiği halde çürüyüp mahvol- maktadır. Bunun için burada bir” ispirto fabrikası açılması icap etmektedir. Bu takdirde . istihsal edilen meyvalar çürümekten kur- tarılacaktır. Malatya meyvacılığımn inkişafı için tren nakliyatında meyva nakliye ücretlerinin indirilmesi, Harf Davası Ramazan Ağa Mahkeme- den Bir R Harfi İstiyor Ankara ( Hususi )— Kızılcaha- mam kazasının Yukarıveren köyün- .— meyvaların bozulmadan naklini temin için soğuk hava vagonları | mıyanlar (yoksulluk kullanılması da lüzumlu görül- | sizlik içinde mektedir. Malatya'nın pamuk istihsalide mühim bi yekün tutmaktadır. Bu- rada bir pamuk mensucat san- tıralı tesisi zaruri görülmektedir. Malatya'nın bu dilekleri tahak- kuk ettiği takdirde Malatya Tür- kiye'nin en mühim istihsal ve sanayi şehri olacaktır. üyükçekmece'de Büyük Bir Plâj Tesisi Düşünülüyor ik Hasel ) Marek rağ era başlı mahsullerindendir. Bu sene de Ramazan adlı bir adam do- | havaların yağı gitmesi dola- ğum tarihini düzeltmek için mah- kemeye müracaat etmiş, istidası usulen Nüfus Memurluğuna havale edilmiş, fakat Ramazanın nüfus defterinde Mazan şeklinde kayıtlı olduğu, R harfının unutulduğu | şosa muntazam bir şekilde görülmüştür. Nüfus Memuru da mahkeme- den ilâm alınıp ismin başına R harfı ilâve edilmedikçe muamele yapılamıyacağını bildirmiştir. Şim- di Ramazan isminin (R sını almak için mahkemeye müracat etmiş- tir. En aşağı on liralık bir mas- raf yaptıktan sonra ve birkaç hafta uğraştıktan sonra R har- fına malik olabilecektir. — R. yısile mahsul biraz geç idrak edilecek, fakat kavunlar hem daha büyük, bem daha tatli ola- caktır. Gelecek hafta İstanbula kavun sevkine başlanacaktır. İstanbul ile Edirne arasında ya yapıldıktan sonra Büyükçekmece de mühim bir inkişaf husule ge- leceği ümit edil dir. O za- man burada Varna'da olduğ gibi beynelmilel büyük bir plâj tesisi tasavvur edilmekte, hatta bazı müteşebbisler şimdiden ih- zari ye yapmaktadır. Büyükçekmecenin gayet geniş ve kumluk sahilleri atan e dan çok daha güzel plâjlar vü- cuda getirilmesine müsait bulun- maktadır. ri yerde bu yavruları ellerinden tutup fabrikalara getiriyorlar ve saati yüz paradan dört kuruş arasında değişir bir ücret muka- bilinde imalâthanelerde çalıştı- Evet paralayıcı okudretlerile bazan yetişmiş amelelerin bile Mini. yiyen canavar makine- lerin başında onları terkedi- Fabrikalar mektep aylarında bu kadar düşük bir ücret mu- kabilinde çalışan işçi kuvvetini reddetmeyor. (Eğer fabrikaları merak edip te ziyaret edecek olursanız işmiş, büyük işçiler arasında m lari küçük işçinin bulundu; a ye ei çıkmış, benizleri sapsarı, kemik- leri fırlamış acaip bir takım mahlüklar gibi görürsünüz. Çıplak ayak ve paçavralar içinde ma- kineler başında sıcaktan genç- likleri sanki damla, damla ter- lerile sızarak orada çalışırlar. Bu çocukları buraya getiren sebep nedir; ebeveyne verilen ücretin azlığı mıdır? O halde alâkadar makamlar bu ücretin saatte azami beş kuruş daha gli ini pekâlâ temin ede- » Çocuğun bu şekilde çalış- tırılmasını meneden bir kanunu- muz var mıdır, yok mudur, bil miyorum. Fakat bildiğim bir şey varsa o da Himayei Etfal Cemi- i bu mesele ile Çile haberi olmadığı için) daha şimdiye kadar meşgul olmayışıdır. Ve biz bunu ondan bekleriz. Avrupa devletlerinin nüfusu senede korkunç rakamlarla art- makta, ufak ve çorak memleket- lerinde (o yaşıyacak saha bul ve çare kıvranmaktadırlar, Halbuki bizim memleketimizin mesahai sathiyesi 762700 kilo- metre murabbar ve nüfusumuz 14 milyondur. Topraklarımız milyonlarca de- fineler saklamaktadır. Tabiat on- ları namütenâbhi zenginliklerle be- zemiştir. Yalnız o membalardan bizim istifade etmemiz, madenle- rimizi işletmemiz, okuyularımızı açmamız, (topraklarımızı (o ekip biçmemiz lâzımdır. Bunun için gürbüz, sıhhatli insanlar yetiştirmek mçeburiye- tindeyiz. Topraklarımızın içindeki kuvveti çıkaracak bir çelik kol istiyoruz. Bu da yarınların nesil- leridir. Birçok Avrupa devletlerinin aksine olarak biz ancak nüfusu- muz arttıkça refaha kavuşacağız. Nüfus arttırmak demek dünyaya çocuk getirmek değil, gelen ço- cukları ziyan e! tir, Çocuk- larımız bizim bütün servetimizdir, Memleketimizin serveti olan bu yavruların sıhhatini korumak, on- İan yetiştirmek borcumuzdur. bugün artık yalnız annenin, babanın değil ayni za- manda cemiyetindir. yerken ep secili a ğ üneşe ihtiyacı vardır. i beğ Sales lali bu yavruları imalâthanelerin boğucu, karanlık is kokulu ve zehirli bavasına akmıyalım. Buna mani olalım. S.D.

Bu sayıdan diğer sayfalar: