12 Eylül 1933 Tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 6

12 Eylül 1933 tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 6
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

M le N Mektep Ücretleri Mahsus Derecede İndirildi Dün çocuk babalarından ba- zıları matbaamıza gelerek mek- tep ücretlerinin — bahalılığından bahsettiler, ileri sürdükleri şudur: — Hayat geçen seneden bu seneye kadar kesede tesir bıra- kacak derecede ucuzladı, buna mukabil mektep ücretlerinde ya- pılan tenzilât bu ucuzluk - ile Mmütenasip değildir. * ikâyetin ne d e kadar llofîlol)ı’iuğunu ım için her şeyden evvel hayat ucuzlayışının nisbetini . tayinine lüzum vardı. Binaenaleyh alâkadarlarına evvelâ bu miktarı tespit ettirmek iste- dik ve öğrendik ki: 1932 senesinde hayat 1931 senesine nazaran yüzde 7 - 8 nisbetinde ucuzlamış ve bu ucuz- layış gittikçe artarak 1933 sene- sinin ilk 8 ayı zarfında yani tem- muz sonlarına kadar yüzde 15 i bulmuştur. Yalnız alâkadarlar ucuzluğun bu noktada da kalmıyacağını, 1933 senesi sonunda — yapılacak olan endekste hayatın geçen se- neye nazaran yüzde 20- 25 nis- betinde ucuzlamış olduğu görü- leceğini söylemektedirler. * Bir defa bu noktayı kaydet- tikten —sonra mekteplerin — bu ucuzluk nisbetini takip edip et- mediklerini anlamaya çalıştık ve gördük ki şikâyetler — yerinde değildir, filhakika hususi liseleri- miz de hayat pahalılığının bu te- mezzülüne lâkayt kalmamışlardır. Hemen bütün hususi liselerdeki leyli talebe ücretlerinde — esaslı tenzilât yapılmıştır. Bunu karilerimize ispat için bir kaç misal kaydedelim. Geçen sene leyli talebesinden senede 340 lira alan Hayriye lisesi bu sene 300 lira, memur çocuklarından 270 lira almaktadır. Bundan — başka — orta sımflara memur çocuklar 250 lira muka- bilinde bile kabul edilmektedir. (Geçen sene 40 liradan başlı- yan 110 liraya kadar çıkan ders ücretlerinden başka talebesinden 300 lira pansiyon ücreti alan Şişli Terakki lisesi de pansiyon Gücretlerini bu #sene 250 liraya indirmiştir. Feyziati lisesi de bu sene leyli Beretlerini 350 liradan, lise kıs- mında 325, orta kısımda 300, ve ilk kısımda 275 liraya ve daimi leyli ücret farkını da SO0 den 35 liraya indirmiştir. Geçen senelerde bütün leyli talebesinden 350 lira ücret alan İstiklâl lisesı ise lise kısmı fiat- lerini 300, orta kısım fiatlerini 215 ve ilk kısım ücretlerini de 250 liraya tenzil etmiştir. Yeni açılan Vecihi liselerinin Bereti ise leyli için ilk 180, orta 200, lise 220 dir. Nehari için ilk 50, ana, orta lise 75 liradır. Memur ve muallim çocuklarına ayrıca yüzde on beş tenzilât vardır. Yalnız Kadıköydeki Sen Jo- zef Fransız lisesi her sene ol- duğu gibi bu sene de leyli ta- lebesinden ayda 45 lira ücret almaktadır. Mektep idaresi bu sene fiatlerde tenzilât yapma- mıya karar vermiştir. * “Görülüyor ki, bir ecnebi mek- tebi müstesna bütün hususi lise- lerimiz fiatlerinde esaslı tenzilât yapmışlar. Hayat ucuzlayışı cere- yanmdan kendilerini azade kıl- | mamışlardır SON POÖSTA- /— 250 Sene Evvel Bugün : Spor Hareketleri Türk Ordusu Viyana Önünde!) kutüplerde Yeni Kara Mustafa P:şı lkı_ğlzı— Arıîın)d—:ğ&n Bir Gayretle Dövüşüyor! Büyük muharebe esnasında Avus- turya bozulmuştu, cephesi sarsıldıkça sarsılıyor, yılıldıkça yıkılıyordu. Kendi besabıma hiç bir zaman affetmiye- ceğim bir hata ewmeri olarak Enver Paşa büyük bir Türk ordusunu yar- dima yolladı ve bu Türk ordusu cepheoin en tehlikeli yerinde mevki aldı. On binlerce şehit verdi ve © dakika için Avusturyayı kurtardı. Avusturyalılar kendilerini ölümden kurtaran bu yardımı pek çabuk unut- tular. Buna mukabil 250 sene evvel bugün Türk ordusunun Viyanayı muhasara ettiğini ve mağlüp düştüğü- nü hatırladılar. Bu münasebetle de bir şenlik yapmayı düşündüler: Bir katolik bayramı tertip ettiler, Dünya- nin dört tarafından papas üzerine papas çağırdılar. Bugün şu satırları okuduğunuz dakikada Viyananın bütün kiliselerin- de çanlar çalınmakta, ilâhiler okun- makta, umumi meydanlarında Türk kelimesini sık sık tekrarlıyan nutuklar söylenmektedir. Kara Mustafa Paşal Sana ve senin yanında şehit düşen Türk kahramanlarına ölümünüzden 250 sene sanra bizim yapabileceğimiz şey bir fafiha yollamaktan ibarettir. * Dördüncü Sultan Mebhmedin veziri azamı Merzifonlu Kara Mustafa Paşanın bir tek gayesi vardı. O da; ( Viyana ) yı zaptet- mekti. Osmanlı sancağım — Avru- panım göbeğine dikmekti... Paşa- nın emeli, sadece kuru l:ı.ırâın ve zafer değildi. Son asır n- da, bir taraftan Padişahlar, diğer taraftan vezirlerle hükümet nü- fuzunu taşıyan memurlar tarafın- dan soyulan millette para namına hiçbir şey kalmamıştı, maneviyat düştükçe düşmüştü. Bunu yük- seltmek lâzımdı. Ayni hududumuzda mütemadiyen enti- rika çeviren Avusturyanın tahrik- lerinden kurtulmak gerekti. * Hâdisat, Kara Mustafa Pa- şanın bu emelini teshil etmişti. Bu esnada Fransızlarla Avustur- yalıların arası bozulmuştu. Fran- ga Kıralı (On Dördüncü Lui) Macar, Erdel ve Eflâklılarla u- yuşmuş; Avusturyalılara muarız bir vaziyet almıştı. Mustafa Paşa, bu fırsatı ganimet bildi. Avus- turya sefirini huzuruna getirtti: “ — Avusturyanın senevi beş yüzbin filorin altını vergi verme- sini.. (Leopolt Dö Pol) ve (Gan) kalelerinin — h edilmesini.. Tuna üzerinde (Sehvutt) namile at G ha AD Viyanada ilâ A KBŞ p maruf ada ile (Morani) ve sair kalelerin, Macar Prensi (Tökeli)ye teslimini.. Avusturya tarafından müsadere edilen Macar emvalinin iadesini.. Ve bir de, affı umumi ilânını teklif etti. Sefir, Avusturya devletinin istiklâl ve şerefini sarsacağı id- diasile bu teklifleri kabul etme- di. Kara Mustafa Paşa da esasen bunu beklemekte idi. Derhal orduya seferberlik emri verdi. * Sefere ehemmiyet verilmek için, padişahın da ordu ile bu- lunması kararlaştırılmıştı. İki yüz bin kişiden mürekkep olan ordu, Belgrata geldiği zaman, dördüncü Mehmet, orada kaldı. Mustafa Paşa kumandayı bizzat ele aldı. Birkaç gün (Bodin) de kaldıktan sonra, (Viyana) ya doğru yürü- miye başladı. Avusturyalılar vaziyetin vahim olduğunu görünce, Viyananın ya- nındaki iki varoşu yaktılar. Der- hal kaleye kapandılar... Mustafa Paşa, o0 asrın en metin ve en müstahkem kalesi olan Viyanayı muhasara etti. Fakat muhasamata başlamadan evvel, kalenin (Jene- rali ve askerisi vesair âyan ve ahalisi) ne bitaben bir beyanna- me gönderdi. Bu beyan ame, şu teklifleri ihtiva etmekte idi: — (Malümunuz ola ki, hak celle ve alânın inayeti ve iki cihan güneşi — Peygamberimizin mucizatı ve padişahı ruyizemin efendimiz. — hazretlerinin fermanı hümayunlarile yer götürmez as- kerle (Beç) kalesinin önüne geldik. İmdi, kablesseyf, evvelâ size bizzat arzı islâm ederiz. Müslim olursanız, selâmet bulur- sunuz. — Olmadığınız — takdirde, cenksiz kaleyi teslim edersiniz. Agniyanıza ve fıkaranıza zarar eriştirmeyip cümlenize aman ve- rilir. Ahar yere varmak isteyen- lerin yanına adam verilip ehlü ayalile murat ettiği yere götürü- lür. Ve illâ inat vi muhalefet edilirse, kuvvei kahirei padişahi ile kale fetholunmakla bir ferde aman — verilmeyip, — yerleri — ve gökleri yaratıp şeriki olmıyan Allahü tealâ hakkı için emval ve erzakınız yağma ve evlâtlarınız esir olur, vesselâm..| * Kâale -Kumandamı, bu- teslim ' Bugün Dünyanın Bütün Papasları hi Okumakla Meşgul! teklifini kabul etmedi.. O zaman Kara Mustafa Paşa, kaleyi ta- mamen kuşattı ve harbe başladı. Hergün varoşlarda harp ediliyor; iki taraf ta mühim derecede zayiat veriyordu. Fakat muhasara uzadıkçâ, iki tarafın da 'vaziyeti müşkülleşiyor; Viyanalılar büyük endişe ve helecanlar geçiriyordu. Bilhassa geceler, Viyanalılar için bir azap ve ıstırap teşkil ediyor- du. Zifiri karanlık gecelerde, Osmanlı — ordugâhında — yanan öbek öbek ateşler.. ileri kara- kollardaki nöbetçiler tarafından: — Yektir, Allahl. Yekl.. Diye yükşelen na'ralar; Viya- na halkımı korku ve heyecan içinde titretiyordu. Bir taraftan kale bentlerinde toplar gürlerken diğer taraftan halk kiliselere doluyor; Mesih'in ve Meryem'in tasvirleri onünde diz çöküyor: — (Türkün kılıcından ve ate- şinden kurtulmak için) kanlı göz- yaşları döküyordu... Kara Mus- tafa Paşa, hergün at üzerinde cepheden cepheye koşuyor; ba- zan, burçların altına lağımlar kazdırarak ateşletiyor, d yalçın kayaya benziyen duvarla- rında gedikler açmıya çalışıyor.. Bazan da kalenin hendeklerini Yeniçeri ve azap neferlerinin kanlı cesetlerile doldurarak kale bedenlerine merdivenler daya- mniyor.. Surları aşmıya çalışıyordu. onun bu gayret ve liyetini, Belgratta bulunan Padişah da tak- dir etmiş- ve murassa bir kılıç göndererek serdarı ekremini tal- tif eylemişti. Mustafa Paşa, fazla kan dök- mekten içtinap ediyor; kalenin muhasaraya dayanamıyarak - tes- lim teklif etmesini, ve askerin de daha az bir hiddetle kaleye gir- mesini istiyordu... o, bu insani hislerle vazifesini ifa ederken, (Papa on birinci İnnıın) harekete elmiş: Viyanada mahsur olan tıyanları kurtarmak için bü- tün hırıstiyanlığı vazife başına davet ediyor.. ve bilhassa Os- manlı ordusunu arkadan vurmak için (Lehistan kıralı, Jan sobyas- ki) ye ricacılar yolluyordu... Jan, (Ebbi mukaddes) in bu davetine derhal icabet etmiş, seçme as- kerden mürekkep yirmi beş bin BT orda e yulardan K prişa " aaüparan Kayıt Meseleleri Tükgücü idman Yurdundan: Ağu- tos nihayetine kadar bütün azanın tecdidi kayt yaptırmaları lüzumu ga- zetelerle ilân edilmişti. Bu müddet 15 eylüle kadar tem- dit edilmiştir. Bu zaman zarfında kayıtlarını yenilemeyen azanın yurtla katedileceği ve ilerude biç bir hak talep edemiyecekleri ka- tiyetle tebliğ olunur efendim. Bir Bulgar Kulübü Geliyor 932/933 Bulgaristan Kıral şampiyonu Şipşefski Sokol kulübü önümüzdeki cuma ve pazar günleri iki maç yapmak Üzöre şehrimize geliyor. İlk maçı Beşiktaş Şerei #tadında Beşiktaş kulübümüzlü ya- pacaktır. Bir ay evvel Varnada 3-2 Beşiktaşa mağlüp olan bu takım İstanbuldaki maçlarını kazanmak için takımlarını azami sürette — takviye ederek gelecektir. Bilhassa bu maç- lar münasebetile bir seyahat tertip edilerek bir vapur kiralanmış ve bir kaç Bulgar seyyahı da kafileyâ işti- rak etmektedir. Her iki maçta Be. sitadyomunda yapıla- sitadının — tirbünleri henüz yapılmadığı için iki bin kadar kadar sandalya temin edilmiştir. Galatasaray ve Beşiktaş bu maçlara hazırlık üzere Taksim ve Beşiktaşta Kurtuluş ve Adlas kulüplerile maçlar yaparak galip gelmişlerdir. Her iki kulübümüze bu maçlarda muvaffaki- yetler temenni' ederir. aşağıya inerek, Osmanlı ordusu- nun Üzerine yüklenmişti. Muhasara uzadıkça, Osmanlı ordusunun maruz kaldığı müşkü- lât ta coğalmış, dayanılmaz bir hal almıştı. Kış, birdenbire bastırdığı için askerin erzak ve cephane ihtiyacı vaktile temin edilemi- yordu. Hava, soğuktu. Viyana givarında odun yoktu. Hergün, açlıktan ve soğuktan birçok asker hastalanıyordu. Ordu hiz- metinde bulunan yerli hıristiyan- lar firar ediyor; geri hizmetler de muharip efrada kalıyordu. İşte bu esnada (Leh ) ordu- su da gelmiş; Mustafa Paşanın ordusunu —arkadan çevirmişti... Casuslar vasıtasile bunu haber alan kale kumandanı, bütün kuv- vetini toplamış, şiddetli bir huruç hareketi yapmıştı. 1064 senesi Ra- mazanının yirminci günü, Viyana surları dibinde yapılan kanlı bir meydan — muharebesinde Kara Mustafa Paşa, Türklüğe şeref veren bir şecaatle çarpışmış.. manevi — zaferinin destanını Viyananın beyaz surları üzerine al kanlarla yazmıştı. Fakat.. aç- ve hasta ordunun iki ateş arasında daha fazla çarpışmasına imkâan kalmamış.. yirmi bin as- ker ve Üç yüz top feda edildik- ten sonra ric'at h * — Osmanlı ordusunun - ricatini görmek için halk, Viyana surlari üzerinde toj . Tam iki ay Viyıııılılınp'.kı:urkı:ıtl ve helecan içinde bırakan bu ordu, ufukların derinliklerine doğru akarak yava$ avaş kaybohiyor; tam di Don yaklağı dlüfme Hane ları ile lime lime olan sancaklarının - tunç — alemlerinde layıp sönüyordu. ğ P.'V!ypımhluy' bekledikleri mucF zeye kavuşmuşlardı. Fakat.. üze” rinden seneler geçtiği halde, lerini titreten, gu sesleri unut

Bu sayıdan diğer sayfalar: