12 Eylül 1933 Tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 8

12 Eylül 1933 tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 8
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

e Kuzum Doğan, Mesrureden Ne LD GÜL HANIM Haçlılar, Mücahitler, Fedailer Arasında Yazan: Ömer Rıza Kendisini Hiç Gördün Mü? Doğanın cevabı pek kısa ve o nisbette soğuktu. Dışarıda mu- bafızların o mahmuzları şakırd- yordu. Bu esnada Haydar Bey içeri girdi. Kurtla Doğanı selâmladık- tan sonra: — Kurt ve Doğan Beyler! Sizi görenler (o Cebel Şeyhinin misafiri o olduğunuzu, kalesinin arka kapısından çıkıp buraya geldiğiniz kolaylıkla tahmin ede- mez. İki üç gün sonra ilk defa görüştüğümüzden farksız olacak- sınızl Siz hakikaten cessur, haki- katen Okabraman © gençlersinz. Hayatımda birçok cengâverler, birçok yiğitler gördüm. İkiniz de eşsizsiniz, ikinizi de saygı ve sevgi ile selâmlarım. Bizim en aziz, en değerli misafirimizsiniz. an: EE ekli teşekkür ederiz. Haydar Bey! dedi. Kurt yerinden © sıçrayarak ilerledi. Haydar Beyin elini sıktı, Sonra ona: — Sizin İskenderiyede bize oynadığınız oyun çok fena idi. Oyüzden, kahramanlar kahramanı olan amcamız Duman Bey şerefli, fakat feci bir akibete uğradı. Siz bu harekette amirinize itaat ettiniz. Onun için size karşı zerre kadar gayzımız, kinimiz yoktur. Sizi dost tanıyoruz. Affedemedi- ğimiz bir şey varsa, bize afyonlu suları içirmenizdir. Haydar Bey cevap verdi: k — Haklısınız, fakat emin olu- nuz ki amcanızın vefatından do- layı en çok acı duyanların biri de benim. O ne asil, ne cesur adamdı! Onun ölümüne sebebiyet vermek yüzünden içimin ne kadar yandığını tarif edemem. Beni affetmediğiniz için bir gün karşı karşıya gelirsek, şayet bu yüzden bir gün doğüşecek olursak, bana acımayın. Bilakis beni vurun. Bana ceza da verin. Çünkü hak- lısınız. Fakat © zaman gelinceye kadar dostuz. Size elimden gelen ber iyiliği yapmak en büyük vazi- femdir. Size şunu haber vermiye gel- dim. Ba'lebek: Emiresi Gül Sul- © tan, yorgunluktan kurtulmuştur. Kahvealtısını sizinle birlikte yap- mak istiyor. Sonra hekiminiz ba- zrdır. Yaralarınıza, berelerinize bir kere daha bakacak. Daha sonra hamama girerek üstünüzü buzur ve emniyet içindesiniz. Silâh taşımanıza hacet yoktur. Sultan Salâhattin sizi himayesine almıştır. Onun bütün kuvvetleri zi gözetlemiye kâfidir. teşekkür ederirl Dedi.Yalnız mü- #aade buyurunuz da kılıçlarımız- dan ayrılmıyalım, Onları esrar- keşlere karşı kullanacağız. haydar B. cevap verdi — Kalıçlarınızı istediğiniz gibi | kullanmakta serbestsiniz. Birkaç saat sonra büyük bir salona götürdüler. Gül, amca oğullarının ikisini de gülümseye- rek selâmlamış, evvelâ Doğana, sonra Kurda gösterdikleri kahra- Ba amil dö 0 manlıktan dolayı teşekkür etmiş, Mesrureye dönerek ona da iltifat etmişti. Mesrurede, Gülün ya- nında, şahane endamile duru- muhafız içeri girerek askeri selâ- mi ifa etmiş, sonra anlatmıştı: — Efendimizin elçileri geldi- bu çıkararak Doğana uzattı ve: — Doğan Bey! dedi, dayımın mektubunu okuyun! Doğan aya- ğa kalkarak okudu: Eyip oğlu Sultan Salahattin' den hemşire zadesi ve Ba'lebek emiresi Gül Hanıma: © “Kumandanlarımızdan Haydar Bey, mel'an cebel şeyhinden kur- tulduğunuzu müjdeledi. Haliba- zırda Humus şehrinde tam bir emniyet içinde (o bulunmanızdan fevkalâde sevindik. o Yanınızda Mesrure - namında bir kadınla amcazadeleriniz Doğan ve Kurt beyler bulunduğunu haher aldık. Emrimiz şudar: Hepiniz de Şamdaki sarayımıza buyurun, burada sevgi va saygı ile karşılanacağımza emin olun, şayet, babalarını ve kahramanlı- gını çok iyi tanıdığımız amcaza- delerinizle o Mesrure amındaki kadın Şama gelmek istemezlerse istedikleri yere gitmekte serbes- tirler, Fakat siz Gül Hanım, ta- rafımıza sur'atle gelin, ben ve bütün ailemiz sizi görmeyi özlü- yor we bekliyoruz. Cümlenize selâm, Doğan, mektubu okuduktan sonra Gül Hanım e rahna baktı ve anlattı: — Mektubu dinlediniz. Hangi hattı hareketi tensip ediyorsunuz? Kurt cevap verdi: — Size refakat etmekten başka yapılacak bir iş yoktur. Doğan da kardeşini teyit etti, Gül H. Mesrureye de sordu; — Siz ne düşünüyorsunuz? — Ben mi hanımefendi! ben de size refakat ederim. Çünkü dönecek olursam, beni nasıl kar- şııyacaklarını bilirsiniz!.. * Gül H., Haydar Beye döndü ve: — Kumandan hazretleri! de- dil Cevapları duydunuz, — Evet efendimiz. Zaten baş- ka bir cevap ta beklemiyordum. Simi hareket etmeden evvel bu kahramanlardan bir söz ak mak isterim. Masyef kalesi gibi korkunç bir yerden kuş gibi uçan esrarkeşlerin kama ve hançerlerin- den kurtulan yiğitlerden namusları Üzerine söz almak bizim en belli başlı vazifemizdir. Almak istedi- ğimiz söz şudur: Bize refakate karar verdiğinize göre bizden kaçmıyacaksınız. Prensesi alıp gö- türmiye teşebbüs etmiyeceksiniz! ancak bu sözü verdiğiniz ve ye- min ettiğiniz takdirde bize refakat Doğan ayağa kalktı ve yemin etti: . — Şama vuku bulacak sefe- rimiz esnasında yalar başıma veya Gül banımla birlikte kaçma- mıya ant içerimİ Daha sonra Kurt ta ayağa kalktı ve aynı yemini ifa etti, Haydar Bey Mesrureye baktı ve: — Hanım, dedi, sizden yemin istemiyoruz. Çünkü Cebel kadın- larının (o yeminlerine (inanılmaz. Onun için sizi gözetlemekle iktifa edeceğiz. Sultan Hazretleri, sizin Opuniçiu seni gönderiyorum. Bana kalsaydı sizi Şama göndermezdim. Haydar Bey elçiye döndü. Mesrure onu ateş püsküren göz- lerle takip etti. Haydar Bey elçiye vaziyeti anladığım, ona göre hareket etmesi icap ettiğini söyledi. ( Arkası var) (Essi Opera) Yeni tezyinafi - En gü: filmleri - En rahat koltuklari - Ea mükemmel makinaları temin etmiştir ve 14 Eylül PERŞEMBE kupalarını muhterem halkımıza açıyor. lik EDE AŞK KAHİRED GECELERİ Fransızca sözlü, büyük süperlilm, Mümessilleri : RENATE MÜLLER - - va haberleri gezetesi ve: MÜNİR - NURETTİN Beyin Ipakfi m stud. vosunda yapılan ilk Filmi (em Fransızca, mükâlemeli metro - görüneçeklerdir. Bu. hissi Sevimli öne CLARK GABLE : Kem ber ld MG E EVANS Bu Perşembe akghdii SARAY (Esi Gen: SİNEMASINDA SAF KAN İlan Golderyu rr) Mi MR bk zen enik karanmşiır. men Sarı Kırmızı) Muvaffak Olabilecek Mi? Bir Kulübü i İkiye A Ayıran Mesele Nedir? 4 Baştarafı 1 inci sayfada ) celerine geçtik ve bu maksatla kendisine başka bir sual sorduk: — Galatasaray futbol takımı Sarı - Kırmızıya iltihak edenlerin ayrılışlarından sonra ne dereceye kadar zayıf düşmüştür ? — Hiç... Bu, Galatasaray te kımina kuvvetinden hiçbir şey kaybettirememiştir | — Bir Sarı - Kırmızı “ Galar tasaray karşılaşması olsa, netice» nin ne olabileceğini tahmin eder. siniz ? — Evvelâ böyle bir şeyi bit» tabi arzu etmezdim. Fekat Gala- tasaray futbol takımının, ikinci safta birkaç oyuncusunun ek- silmesile kuvvetinden bir şey kay- betmemiş olduğunu söylemekliğim böyle bir sual sormanıza lüzum bırakmaz sanırım! — Halihazırda takımın vazi- yeti nedir? — Bugün futbolle bihahakkin meşgul olan otuzdan fazla genç ve degerli eleman mevcuttur. Bunlar, yeni ve çok kıymetli antrenörümüzün vukufla çizdiği bir proğram dahilinde büyük bir intizamla idmanlarma devam et- mektedirler. (Netice hakkında bugünden kat'i birşey söylemek doğru olamaz. Ancak, her mun- tazam çalışılan işte muvaffakiyet temini mubakkakki çok kolaydır. Binaenaleyh, muvaffak olacağımız kanaati, bütün arkadaşlarda kuv- vetle mevcuttur. — Kulübün vaziyeti nasıldır? — Yeni hey'eti idare işinin başında büyük bir faaliyetle uğ- sraşmaktadır. Her türlü müşkülât bertaraf edilmektedir. Bu sayin en semeredar delili, son deniz sporlarında arkadaşlarımızın gös- terdikleri muvaffakiyetler, kazan- dıkları zaferlerdir. Çok yakında atletlerimizin aynı neticelere ula- şacaklarına (o kanaate yakın bir Oümidimiz (Ovar. (Bugün büyük fedakârlıklarla getirtilmiş üstat bir antrenörün eline tevdi edilmiş olan futbolcülerimizin devamlı ve muntazam bir çalışma neticesinde sayilerinin karşılığım görmemeleri için bir sebep yoktur. * Nihat Beyi bıraktıktan sonra Galatasaraym emektar ve nafiz bazı azası ile de konuştuk. Gala- | tasarayın bir kısım azası arasında çıkan ibtilâfın sebepleri hakkında onlardan aldığımız malümat daha evvel söylenen mütalcaların ta- mamen aynı idi. Haydi en hafif bir kelime ile anlatmıya çalışalım: — Şahsi geçimsizlik deniliyordu ve tafsilât veriliyordu. İftirakın mucip olacağı neticeye gelince: — Hiç! deniliyordu, bilâkis taya işaret edelim, Galatasaray- hların kanaatine göre: — Sarı - kırmızı renk Gala- tasarayın müstear bir ismi olmuş- tur, bu isim altında yeni bir teşekkülün meydana çıkmasına kanunen imkân olmaması lâzımdır, > bu sahada bir mütalea Bin aramızdan ayrılanların bıraktıkları boşluklara, baktıkça, yaralarının mikropları öldürülmüş insanların istirahatını duyuyoruz. Kulübümüzün Obu ihtilâfla sarslması imkâm yoktur. Şim- ul İM Ke, diye kadar etrafımızda koparilan yaygaraları umursamaz bir sü kütla karşılamamızda gösteriyor ki bu işe omuz silkiyoruz. Hatla bütün bu sözleri de, size bir gazeteci sıfatile yazasr nız diye değil, bir eski arkadaş sınız diye söyledim. Bu sırada muhavereyi dinle- yen başka bir Galatasaralı söze karıştı: — Bırakın bu meseleyi ca- nim, dedi, iki muğber üç müte- kait toplanmışlar, bu işe ehem- miyet vermekle onların “bir şey yaptık,, £ vehimlerini (o okşamış olursunuz!,, Bunlardan sonra bu husustaki fikirlerine müracaat etmek iste- diğimiz Galatasarayın en eski ve en emektar müessislerinden Abi” din Daver Bey: — “ Kulüp bir ailedir. Orada çıkan ibtilâf o çatının altında halledilmelidir, bunu gazete sü- tunlarıma dökenlerin düştükleri hâtaya ben de yuvarlanmak iste mem. Binaenaleyh bu hususta hiç bir şey söylemek arzusunda değilim. Eğer böyle bir arzum olsaydı, hamdolsun elimdeki ka- lemi yürütecek bir kafam, ve yazdıklarımı Deşredebilecek bir gözetem vardı, yapardım., de miştir. Bazı kimseler, Daver Beye yapılan son tecavüzün Sar-Kır- mızı parti mensupları tarafından tertip edildiğini söylemektedirler, Arkadaşımızı söyletebilmek ümi- dile bunu kastederek; — Fakat sükütunuzu gözünü. zü korkuttuklarına hamlediyorlar! dedik. Abidin Daver Bey sadece: — Gözümü korkuttuklarmi söyliyenlerin kimler olduklarını öğrenmek isterdim! Cevabını vermekle iktifa etti, Ayrılırken, son sualimizi sorduk; — Bu iki partiden hangisinin Galatasaraylılık Onamma daha pm hareket ettiğine ka» Daver — TL d, Galatasarayı Yeni teşekküle gelince: Onlar .hiç te bu fikirde (değildirler, Bilâkis, Yeni Neşriyat Resimu Şark — Eylül nüshas 0ç renkli güzel bir kapak içinde: Türk dili için kaynaklar - Herman Kayserlin ve felsefesi - Süriyede âsarı atika » Macideden Sevince” mektuplar - Mer “ yem ana zenci idi, İsa geceleri pijams gündüzleri smoking giyerdi - Hercai - Beyaz ve siyah arklar - PR cüm-

Bu sayıdan diğer sayfalar: