25 Nisan 1934 Tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 6

25 Nisan 1934 tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 6
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

6 Siyla SON POSTA Göç Mevsimi Başladı? > Bu Aylarda İstanbulun Bütün Kiracıları Sebepli Sebepsiz Göç Ederler — Hu Kızlar, Sona Kalan Bahçeye Bir Kova Su Döksün! Unutmayın, Sonra Yeni Evinizde Rabat Yüzü Görmezsiniz!.. Her sene gördüğümüz manzaralardan: Göç! Piliçler Ve Canlı Kurtlar Bahçenin sabah akşam güneş gördüğü “bir mahailine (40-50) san- tim derinliğinde bir çukur kazarak eni ve boyu istendiği kadar büyült- mek şartile bir metro murabbaı sathı için bir kucak taze çavdar samânı koyulur. Üzerini bolca su ile iyice - ıslattıktan sonra bir toprak tabakası örtülür; bunun da Üzerine eski tahta veyahut yassı kiremitler koymak suretile her taraf iyice “kapatılır. Birkaç gün sonra kurumasına meydan verme- den üzeri sulanıp dalma yaş ve nemli bulunmasına dikkat edik mek şartile bir ay sonra tahtalar kaldırılır. Toprak alt üst edilir; o zaman istenildiği kadar kurt ha- ml olmuş (O bulunduğu görülür. Tavuk ve piliçler haftada iste- nildiği kadar Kurtla gıdalandırıl- dıktan sonra bir kenarına tekrar daman ve toprak koyarak çukur örtülür. Bir ay sonra bu mahalde de istenildiği kadar kurt bulunur. Tavuk ve piliçlerin adedi çoğak dıkça kurt kuyuları da bahçenin müteaddit güneşli mahallerinde çoğaltılır. mevsim ise bu bm (15) em kalınlığında gübre ile örtülmek suretile sıcak ve nemli bir halde bulunmasına dikkat edilir. Biz çiftliğimizde yetiştirdiğimiz tavuk, piliç ve on günlük civcivlerimize varıncaya kadar kurt ve solucan vermek suretile kendisinden azami istifade ediyoruz. Yalnız ifrata varmamak şarlile verilen kurt miktarı hergün arttırılabilir. Genç civcivlerin ekzersizlerini temin için de günde birkaç tane canli solucan vermek suretile biribirlerile | kovalaştırtmak onla- nn shhatleri üzerinde büyük bir fayda temin eder. Eçsaköy Bereket Tavuk Çiftliği 0) Tavuk ve Tavukçuluğa alt olan wüşküllerinizi sorunuz, mütehassıs size cevap verecektir. —STAKVİM— Gün ÇARŞAMBA Kanm 169 30 25 NİSAN 934 Arabi 10 Muharrem 152 | Rumi 12 “Nisams13$9 e Vek Jim Vas Vakit |Erant (vasat — —— Güneş (1010/5 Dİ Akşamlid “53.0! Öğle (513/12 12) Yem |141(2037 Hand İseld imsak (8183 16 Son Posta Yevmi, siyasi, Havadis ve Halk gözeten Eski Zabtıye, Çatalçeşme sokağı, 25 ISTANBUL Güzetemizde oçıkan yazı ve resimlerin bütün haklari mahfuz ve gazetemize «ittir, ABONE FiATLARI 3l1 Ay | Ay EM TÜRKİYEYE (1400 750) 400/150 ECNEBİYE © (270011400 800 | 300 Abone - bedeli peşindir. Adres değiştirmek 25 kuruştur. Gelen evrak geri verilmez. Ilânlardan mes'uliyet alınmaz. Cevap için mektuplara 10 kuruşluk pul ilâvesi lâzımdır. Posta kutusu: 741 İstanbul l elgraf ! Bu mevsim göç mevsimidir. Koca İstanbulun fakir kiracıları, işte bu mevsimde ayaklanır, oturdukları kira evi iyi olsun, kötü olsun mutlaka taşınmak lâzımdır. Bu, adeta bir hastalık- tr. Tedavisi, ev değiştirmekle * kabil.. İstanbul kadınlarının bir sene evvel meth ede ede biti- remedikleri ev, bir sene sonra kokuşuk, pis, berbat, sıkıntılı, güneşsiz, rutubetli bir hale dö- ner. Çünkü taşınmak hastalığı artık dimağa işlemiştir. Ben bu yazımda, karilerine, bu göç hengâmelerinde zaptede- bildiğim bazı sahneleri göster meğe çalışacağım. i * Yük arabası gittikçe yor. Açık pencerelerden ikide " birde uzanan başlar, gâh soka- Takım takım e- yalar o arabalara taşınıyor /, ğ gâh karşı evlere kıyor, aşağıya ses- leniyor. Yoldan geçen ih- tiyarlardan biri: kaldı- rıma sağ ayağını ala- rak elini kalçasına dayadı. Derin bir ne- fes aldı. Sonra, kısık bir sesle eve doğru seslendi : — Huwv, ayol kiz- lar!.. Bu ne vakıtsız göçl, İçeriden bir koşuşma JET, ae taze dışarıya “fırladılar | a — Buyursana Hacer Hanım- teyze). — Nereye o buyurayım ayol, evde-ne döşek kalmış, ne şilte. Üstelik kahve: takımını da inşa lah sandığa kapadınız? Ev arı- yordumuz, buldunuz mu? — Bulduk ta, taşınıyoruz Ha- cer Hanımteyze.. Kâtipmuslahid- | dinde hani köşede beyaz ev var- ya, onu tuttu efembabam 1. — Oh, oh, oh! Güle güle oturun |.. Annen nerede ? — Tabriratçıların Kâmile Ha- nıma allahasmarladığa gitti. Sa- bah çıktı, hâlâ gelmedi. Şaşırdık — Danlmayın amma, sağol | sun Sıdıka hanıma yol düştü.. Ayol bu fırsatı bir daha nerede bulur?. Gezsin bakalım. — Gel allasen hacıhanım teyze. Şöyle mutfak eşiğirle bir dinleniverirsin. İbtiyar kadın içeri girince, taşınma gürültüsü tekrar başladı. *“abacı (o kapı önüne bırakılan eşyalan birer birer alıyor, ara- basına yerleştirmiye | çalışıyordu.. içeriden o inceli, (oOkalınlı sesler geliyor: — Sadiye, benim karyolamıa dol Evler boşaldıktan sonra pencerelere ayni lâvha asılır: Kiralıkhane.! mal (o Süleymaniyeye çipil baban, yine bir kahveye tavla atmıya mı gitti, öğren de gel bana haber veri. Yokuşun başından bakarsanız, evin pencerelerini iyice görür sünüz.. İşte, şu karşı bahçede, sarı pijamalı bir genç, boşalan eve doğru garip işaretler yapıyor. İşte, yine boşalan evin pencere- sinde genç bir kız.. elile kolile, bir şeyler ifade ediyor, başını sallıyor, elini beline götürürken uzun uzun «ahhh, ahi» der gibi oluyor. Oturduğum evin karşısında da dün > yapıldı. Sabahın saat yedisinde kuru kuru bakır sesleri, bağırtılar, kızı, ikide birde ayağım yere Konsollar, komü. dinler bin itina ile yükletiliyor!. — Ben piyanomu arabaya yüklemem!.. Hamal isterim 1, di- yordu. » iyar anası dizle- rin, .öve döve yalva- nim şeker kızım !,. Ha- çığlıklar başladı. Evin genç” Nisah' 25 Kari Mektupları Bir Müfus Meselesi Dün matbaamıza bir genç gelerek bize şu şikâyeti bildirdi; «— Ben 923 te Selânikten İstanbula geldim. Orada kaldır ğım beş sene içinde Yunan Hi- kümeti beni Türk tebaası olarak tanıdı. Gelirken de - Selânikte Türk konsolosluğu olmadığı için » İspanya Konsolosluğunun himaye- sinde buraya ayak bastım ve Türk vatandaşlığına girdim. 932 ye kadar Şark İtalyan Bankasında çalıştım. Banka iflâs etti ve açıkta kaldım. Bu arada Selânikte bir Türk banımile ev lenmiş, bir çocuğum olmuştu. Şimdi çocuğum dokuz yaşındadır. Ben kendimi Türk ve Türk tebaasından bir vatandaş addedi- yorum. Şimdiye kadar nüfus kâ- ğıdı çıkaramadığım için, girece- ğim yerlerde müşkülât görüyorum. Af Kanunundan istifade ederek, 9 ay evvel nüfus tezkeremi çıkar» mak için vilâyete bir istida ver- dim. İstidam fasa ve oradan polise, polisten de Umuru huku- kiyeye gidiyor. ğ : Bu kadar zaman olduğu halde el'an bir netice alamadım. Alâ- kadar makamların çocuğum, ka rım ve istikbalim namına nazarr dikkatlerini celbederim. Şişli Halâskâr Gezi'eaddesi 34$ numarada Daryo Pete Bir Şoförün Kazalar Hakkın- daki Mütalâası Yollarda daima sağ takip edi- leceği malâmdür. Fakat bunu hiç birimiz bilmiyor veya bilmek iste- miyoruz. Şoför olduğumdan her- gün bir heyecan geçiriyorum. Yaya, süvari, araba, otomobil velhasıl herkesin sağdan gitmesi lâzım olduğu, kaza zuhurunda bu kanuna riayet etmiyenlerin cezadan kurtulamıyacağı gazete lerle, tellallarla ahaliye, köylüye anlatılsa; âtiyen kazalanu bir de- receye kadar önü alınmış olur zannındayım. Edremit şoförlerinden İbrahim Cevaplarımız 8 kuruşluk sigaralar hakkında mek topuzu kalmış ayol.. Kaybolsaydı |üç lira istiyor!.. Arada piyanona'ne| tup gönderen kariimize;: canım yanardı.. — Gülter, Mestanı sepete koy da ver arabacıyal, — Civeivleri me . yapacağız abla?, — Hu kırlar, sona kalan bahçeye - bir kova su döksün!, Unutayım demeyin, sonra yeni evinizde rabat yüzü görmezsiniz!, » Soğanağa mahallesinin alt baş yokuşunda, ahşap bir ev vardır. Bu evin içimi kötüdür, yoksa ler kiracıları mı memnun etmez, ilmiyorum., Senede iki defa doğuran kediler, iki defa kuluçka yatan (tavuklar, iki defa açan çiçekler gibi, bu evde senede bir kaç kere boşalır, dolar. Birkaç gün evvel (o oradan ine evin boşaldığını gördüm. alar boy baz kp önüne, duvar diplerine dizildi. İnce uzun bir genç sabırsızlıkla dolaşıyor ve galiba araba bekli- yordu. Bu aralık içeriden 'çığırtğan bir ses duyuldu: — Selahaddiüiin, oğlum Selâhad- dinl. Arabalar gelmedi evlâdım!. Genç kapıdan başını çıkararak seslendi: — Gelmedi anne!. — Evlâdım, biraz ayaklarını aç fa, bir bak Beyantlaral, O. olur ki canımın içi!.. Onun tım- bırtısı içinde. Dışı zedelense de ne olur), Bir aralık kız kanar gibi oldu. Yeniden toplamıya (başladılar. Sesler, bütün tazeliğile kulağıam kadar yeyin > © tavada zeytinyağı kalmış dökeyim mi ? — ls Ve m a ayol, dök enisi — Kuzum iderke: Selmalara ai di ie hassmarladık diyelim. — Seni kurnaz seni. O ba- bre göreceksin değil — Vallahi d anne,. Amaan me tuhafsın anne!,, — Pervin, - kız Pervin |. Ne- redesin kız!,. — Bahçedeyim ( hanımcığim., Tavuklar yumurtlamiş, oyumurta- larını alıyorum. — Hay patlama.. Kız yumurta düşünmenin zamanı mı ?.. Çık ta balkondaki O mandallarla © ipleri topla !., Bu sırada sokağın başını dö- nen çocuklar, anneece ! diye avaz avaz içeri doldular.. — Annece, arabalar geilyor). — Ay, afakanlar boğacakl. Yazınızı okuyamadık, - daha okunaklı yazınız efendim. Ayol birşeycikler toplayamadık. — Arabalardan biri öyle bi- yük ki anne, bizi bile taşır! Evde faaliyet artmıştı, Evin erkeği arabacılarla içeriden eşya- lar taşıyor, arabaya yerleştiriyor. lardı.. Bir aralık bahçede bir ta- - vuk, kaz, ördek gürültüsü koptu, bizmetçi kız tavukları, ördekleri pencereden sarkıttılar.. Bir sepet içinde, ciyak ciyak bağıran bir sürü civ civ çıkardr lar.. İrice bir kediyi siyah bir torbaya tıkmışlar, zavalı — avaz avaz haykırıyor, kurtulmak için çırpınıp duruyordu. Artık herşey tamamlanmıştı.. İlk iki araba yavaş yavaş ket etti, Çocuklar, arabaların te- pelerinde oturuyor. Muza'fer, ma rur gözlerle etrafa göz ge: riyorlardı. Evin hanımları da iz şaflanarak kapıdan çıktılar., İl yar kadın kapıyı kaparken yerden bir avuç toprak aldı, içeri attı, tökürdü ve kanadı hızla çekti: — Göçümüz mübarek olsunl. dail

Bu sayıdan diğer sayfalar: