2 Şubat 1935 Tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 5

2 Şubat 1935 tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 5
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

2 Şubat SON POSTA | | Savaş Sonu Emniyetsı'zliği Büyük harbden zonraki devrede slararası emniyet -okadar gevşedi Ki her millet, bir. takım - İttifaklar Yaparak gruplara ayrılmayı bile kâfi Börmedi, kollektif —misaklar vücuda Eetirmeyi daha menfaatil buldu. Bu- HU neticesi — olarak 1925 yılından u“':rlhdu Uluslar Kurumu genel ifine tevdi edilen misakların İ Yüz om beşi buldu. Bu aded, el .:i':ıpı memleketlerine aiddir. anlaşmalar ve Kellag ml- =' Hİbi kıt'alar arası misaklar bunun Na kalmaktadır. Mütekabil yare ”8 âdemi tecavüz misakı İsimle- Anılan andlaşmaların mikdarı öyle Sıkılmaz bir arab saçı man- tedir ki bunlara daya- harita üzerinde herhangi bir irmek — mümkün Harbdenberi devletler Na sdaadera yürümesi, T'_"i- da kaydettiğim gibi, genel l'yfbııliıl ifade etmek noktasın- :"hbır Şaheser — sayılabilir, zaman .:s #©rtadan kaybolan bu emniyat a gelmedikce devletler arasındaki ıı.“"'""' tam ve mutlak olarak daç * Bezlemek ve bunlara katiyetle —ııııııi mümkün olamaz. Çünkü #a Mma, o andlaşmayı yapanların kazi, ecekleri kıymat ve ehenmiyot miyer “Aanında bir kiymet ve ehem- Yet ifade Ökonomi için ,':_'_"ı bugün mevcud gümrük manin- n kalkması büyük bir arzu ile 'u'!:'ıq bu mushedeler şebeke- tafa yerleştirilmesi için kaybet- '::' z mütekabil .ı.ıı;':ııı yrzee Yara Si Tâzımdır. Anlaşarak, konü- ada Yarlabilecek olan bu netice, d:'hhn geleceği namına son deroçe Temmiyetlidir. — Süreyya Ha Le Japonyanın Tehdidi mi? Nevyork, 1 (A A) — Amerikada nlardan daha ucuz fiatla piya- "Yya ham pamuktan yapılmış Japon c satı çıkmış olması, Japonların bir tehdidi sayılmaktadır, Sıhhi Olmiyan Evler Lon Panı .:brı.' :ı( ALA ) — Avam Kama- mıyan evlerin yıkılarak, m; Sıhhi ve ucuz — evlör İasası k hayatın düzelme: Edebi verir gibi sallaya- adımlarla yürümüştü. alık bîkık "'dlliı yerde, alık Elini Sak Kaşaç YO iştı; dudakları yarı TlhtiyarI tekrar etti: Yrucak bekler! Sçildi. ve - MÜB © Ali, elinde dört bü- Ya, gülümsüyordu:. Z. davetiyeye benziyor. “M::L ı:'"ı B Nejada uzattı, mzile Y d Yuzufa bi dönmüştü: zel et Efendi, bu da zatı l-"——ıu.—lı—ı.a ? | ı | HARİCİ TELGRAFLAR Fransız-İngiliz Görüşmeleri İngilizler, Versay Andlaşmasının En Mühim Kısımlarının İbtalini Istiyorlar Loadra, 1 (A A ) — Fransız Baş- bakanı Bay Flan- © den ile Hariciyö Bakanı Bay Laval © buraya — geldiler, haglliz devlet adam- harı tarafından ( karşılandılar. Mü- zakerelere bu sa- bah Başbakanlık GAŞ binasında — başla- Öj nıldi , Bu müzake- relerde, bugünkü mtlit İngiliz kabi- “ nesinin dayandığı muhafazakâr, milli İşci ve millt libes ral frkaları temall edilmektedir. Londra, 1 ( Havas )— Framsız-İngi- lix müzakereleri hakiki olarak bu sabah başladı.. İngiliz mabafili çok nikbindir. Fransız bakanları bu temayülâtı kargılamakla beraber, yalnız görüşme- lerin — çerçevesi toayyün etmiş ve şimdi — muhtelif —meseleler — üzerine Fransız tezinin bilâtahdit tam - olarak tevdil işinin kalmış olduğunu tasrih etmişlerdir. İngiliz bakanları Şşunu teklif edeceklerdir: Müttefikler, müştereken neşrede- cekleri bir ame İler i— lııı'.iı’_'lol koyunman — gayrı askeri vaziyoti müstesna olmak Üzere ve Versay muahedesinin 5 Inci faslı hükümlerinin iptaline. 2 — Almanyanın, Uluslar Derne- gine döndükten sonra, Versay mua- hedâsinin ibtal edilen bu bükümleri çerçevesi için- de ve onun hükmü altında silâhları tahdid eden bir mukavele ikamesine amade olduklarını bildireceklerdir. Bunun için geniş müzakerelere intizar edilmelidir. Fransız bakanları böyle bir tarza muvafakat etmeden evvel müztakbal mukaveleyi ve tatbik teminatını İali- yeceklerdir. fikrine göre lagilizlerin bu mukavelenin aktile birlikte Alman- —— Vihanaı kabul etmiştir. Sevmedi ——— 2 / 8J7 935 diye — yazılmasına alay — ediyor gibi idi. Nafiz Yusuf, zarfı aldı; sahte sahte gölüyordu. — Nafiz Yusuf Beyefendi.. Pertev Nojad, zarfı açmış ve içinden yine kalın parşümen bir kart çıkarmıştı: — Hilkatın nlşanına davetiye.. Bravo |hatırlamış!.. Beyhan, sessiz sessiz bakıyor- du, zarf dört tano olduğu İçin, birinin de kendisine gönderildi- ğini tahmin ediyordu. Kalem âmiri, geri kalan iki zarfı okudu: —Beyhana.. Şevket Yahyaya.. Beyhan, kalkıb kendine aid zartı alacaktı; zarf elindea ayakta duran mukayyid Nafiz Yusuk: — Zahmet buyurmayın, boen- deniz takdim ederim! Dedi, zarfı Beyhana verdi. Beyhan tatlı bir tebessümle teşekkür etti: — Size, zahmet oldu, beye- fendi. Nafiz Yusuf, gene kıza baktı; Beyhanın gayet ciddi ve samimi bir tavırla “Beyefendi,, deyişi ile kalem Aâmirinin alay eder gibi *“ Beyefendi ,, deyişi Almanyanın en yanl deniz silâhı Doyçlaind kruvazörü yıf—ıııdlıını-ııdı—j:;; lidir. Keza Londra, Almanyanın andlaşmasına da — iştirakini temennl Lehistan İle Alman- ya Arasında Bay Göring Vu;o_ vaya Mü- him Bir Mektub Götürmüş Varşova, 1 (A A.) — Avdan dönen Alınan hava bakanı ve Prusya baş- bakamı B. Göring dün öğle yemeğini başbakan, diş ve İç işleri bakanları ve iki göneral ile yemiş vö sonra saraya diderek Üç çeyrek aat kal- mıştır. General Göring, dün akşam Borline hareket etmiştir. Kendisinin B. Hitler tarafından Mareşal Pilsud« ekiye hitaben husust bir mektubu hamil bulunduğu ve bu mektubta Alımanyanın iki memleket arasında hadis olabilecek zorlukların anlaşma ruhu içinde balli arzusunun teyid edilmekte olduğu İyi malümat alan mahafilde bildirilmektedir. fark, birçok insani hisler ifade etmesi itibarile değeri ölçülemez bir farktı. Nafiz Yusuf, elindeki zarfı sallıyarak yerine oturmuştu: — Insanlık başka şey.. Fakat kalem âmirinin bu kina- yeyi hissetmesinden korkmuştu: — Haniya şunun — şurasında, kaç günlük arkadaşlığımız var, değil mi? Bizi hatırlaması bir nezaket.. Hatırlamıyabilirdi. Şevket Yahya, buna kendinde bir hak gördüğü İçin sesini çıkar- miyordu. Beyhan zarfı açtı, dave- tiyeyi çıkardı, okudu. — Nikâh, Beyoğlunun büyük — otellerinden birinin salonlarında yapılacaktı. Beyhan, düşündü; acaba bunu Hilkat, mabsus mu göndertmişti? Yoksa Harım Şinasi, böylelikle nişbet mi veriyordu? Fakat kalem arkadaşlarına gönderilir de Bey- hana ıbndu:mım. biraz manalı maz mıydi k'çmıım. dört buçuk gün çalış- dığı bir kalemdeki arkadaşlarını ne diye çağırıyordu? — Şevket Yahya da, Nafiz de, şık, salon adamları değildi. Yalnız Pertev Nejad, balo, müsamere, çay, nişan, düğün gibi bedava toplanlıları kaçırmıyan; paralı bile olsa, eşten dosttan davetiye isteyib bedava girmenin yolunu bulan züğürd zübbelerden olduğu için, bu nikâh daveti, onun İşine yarar, onu memnun edebilirdi. arasındaki Şevket Yahya, vakur bir eda a IHavptman /|Muhakemesi * Hararetlendi Flemington, İ(A. A.) — Lindbârgin çocuğunu kaçırmaktan suçlu Havpt- manın muhakemesinde şehadet teklif etmiş olan, Bronks nabiyesinde bir güze'lik müsessesesi sahibi — bayan Favat Rivking, müessesesinde bağlı ve ağıı tıkalı bir halde bulunmuştur. Mücsseseye de atöş verilmişti. Bayan Rivklag kurtarılmıştır. Bayan Rivking, bayan Havptmanın sik sık mücssesesine geldiğini ve on dolar, yirmi dolar gibi — bahşişler bıraktığım bildirmişti. Bugünkü celsede Ki isminde bir Macar amelesi, çocuğun - kaçırıldığı gün, Havptmanın yanında bir köpekle karısının çalıştığı fırına girdiğini gör- düğünü söylemiştir. Harding isimli bir şahit, çoçuğun kaçırıldığı gün, yeni Jerseyde Prend- i renkli bir otomobilde kişinin durup ona Lind- bergin evini sorduklarını, otomobilde bir de merdiven olduğunu söylemiştir. Fakat bu iki kişiden hiçbiri Havpte man doğildi, demiştir. Üçüncü şahid Vanbenke isimli bir lokantacı İdi. Vanbenke bunun Havpt- man olduğunu söylemiştir. Vanbenke, köpekli adamın, kendisine, İsminin Havptman olduğunu söylediğini ilâve etmiştir. Ökonomi buhranının Ortadan Kaldırılması İçin Vaşington, 1( A.A ) — Dış Bakan Bay Hul Âyan Meclisinde Ameriks- min uluslararası bir Ökonomi konfe- ransının toplanmasına — teşebbis etmesi teklifinde bulunmuştur. Bay Hul'un mütaleasına göre, bu konferansın gayesi tlcaret maninları- a ezaltılması ve eşya mübadeleleri- nin arttırılması olmalıdır. ile soruyordu; — E, söyleyin bakalı de- cek miyiz? N * Pertev Nejad, göğsünü gere gere söylüyordu: — Tabil.. mademki hatırla- mış, gitmezsek nezaketsirlik olur! Nafız Yusuf, ellerini uğuştu. rarak boyaunu bükmüştü: — Bendeniz, mazurum! — Neden, arzizim? — Kılık kiyafet meselesi.. Şevket Yabya, ciddiyetini bozmuyordu: — Zannedersem, sizin kârıka- dim bir redingotunuz vardı. Kü- çük bir ıslahla pekâlâ giyilebilir. Nafız Yusuf, mahcub mahcub — Bizim köroğlu, onu me vererek okutub ıslâh .lmııık“b. Beyhan, mukayyid Nafizin bu itirafını hözünle dinlemişti. Şevket Yahya, düşünceliydi: — Ben, gitmek niyetindeyim amma, geç kalırım, diye korku- yorum.. Treni kaçırırsam, artık gece yarılarına kalıyorum, yhana bakıyordu: — Ya, sen Beyhan? Genç kiz; mükayyid — Nafiz Yusuf gibi ellerini - uğuşturarak boynunu bükmüştü: — Bende mazurum.. kıyafet meselesi,, Kalem âmiri, bunu ancak bir lâtife olarak kabul edebilirdi: — Estağfurullah.. Senin mu- Okuyucularıma Cevablarım U. M. imzasile aldığım bir mektub, ictimal tabakası alçak mış bir gene kızın tekrar yüksel mek İstediği zaman karşılaştığı müşküllerden bir nümuneyi gös- teriyor. Okuyunuz : “Orta halil bir ailenin kızıy- dım. Orta derecede de tahsilim vardı. Fakat annemi babamı kay- dedince, bundan bir sene evvel istemiyerek bar artisti oldum. Fena bir yola düşmüştüm, çabuk anladım, kurtulmanın çarelerini aramıya başladım. Bu sırada te- sadüf karşıma geve bir adamı çıkardı. Seviştik, birlikte yaşa- mıya başladık, ve evlenmeye karar verdik. Fakat bu goncin ailesi değil evlenmemize, bir- likte yaşamamıza bile muarızdır, ne yapayım? ,, Hayatta öyle meslekler vardır ki bunlara mensub olanlar, değil mütaassıb, hattâ — müsamahakâr nileler arasında bile tevahhuş hissi uyandırır. Bar artistliği bun- lardan — biridir. Aralarında her şeye rağmen temiz kalmış, ilk fırsatta bu muhitten ayrılmıya karar vermiş olanlar bulunabilir, ve kabul ederim ki bana mektub gönderen okuyucum bu zümre- dendir. Fakat kısa bir zaman içinde cereyanı yenerek sahile çıkabileceğini söylersem, kendisini aldatmış olurum. Bu her şeyden evvel zaman meselesidir. Ve ya- pılacak iş, her fırsattan istifada ederek gencin nilesi ile temasa girmek, — muhabbetini, şefkatini celbetmektir. TEYZE Hindistanda Bombay,1 ( AA ) — İngiltere-Hin- distan muhedesinin reddi ile netice- lenen — müzakeratta şiddetli İngiliz aleyhtarı sahneler olmuştur. Bu netica müsiüman azadan Jinnah'ın İdaresin- Gandi fırkasına yüzünden olmuş bu suretle yeni teşkilât kanununa taraf- tar olan Ağahan fırkasi müslüman- ları ekalliyette kalmışlardır. teaddid tuyaletlerin olacağı mu- hakkaktır. Bu, hem lltifat, bem de nazi- kâne bir taştı. Nafiz Yusuf efendi, göz ucile Şevket Yahyaya ba- kıyordu; içinden: — Bana, “estağfurullahi,, Yok! Beyhan, kalem âmirinin imasını anlamamazlıktan gelmişti: — Hakikaten yok... Ben, fazla tuvalet düşkünü değilimdir. Sonra balo, müsamere, davet gibl kala- balıklardan hoşlanmam! Pertev Nejad, başını — kaldır« mıştı: — Pilâjlar müstesnal.. Beyhan, kaşlarını çatarak, ona — Yanlış duymuş olacaksınız, Bütün yaz, ancak dört baş kere — pilâjlara — gittim. Eğer bu kadarı da hoş görülmüyorsa, önümüzdeki yaz — programından, onu da silerim... Kalem âmiri Şevket Yahya tok bir sesle çıkıştı : — Pertev Nojad, kimsenin usulühususlyesine — karışmasanız çok iyi odı:ıinlı... Buna bir sebeb ve münasebet de yok! Pertev Neojadın, çil yüzü, pas- kalye yumurtası gibi kızarmıştı, kekeledi : — Maksadım lâtife idi... Şevket Yahya, bütün bir hik- met savurduğundan emin, başını salladı : — Lâtife, lâtif olmak gerektir. ( Arkam var )

Bu sayıdan diğer sayfalar: