23 Şubat 1935 Tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 8

23 Şubat 1935 tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 8
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

Barrs ZĞÜT A / G B Sayfa SON POSTA Büyük resimil roman <mmmaeaan 31 <mEmmammen Yazan: Sörmed Muhtar Alus IKI GÖNUL BİR OLUNCA.. vör SAA K LA D Samanlık Seyran Ol€ur ! Yekta, Kocalardan Koca Beğenecekti Şimdi diyeceğinizi bUyomıu_ — Mübalâğa ediyorsun, artık seninkisi de cicimlik! Diyeceksi- niz.. Damad gelecek - delikanlı bukadar bayağı mı, kenar ma- halle çocuğu mu?.. Hem, paşa babacığın bir tanecik kızmı öyle- lerine lâyık görür mü?.. O genc de elbelte paşa maşa oğlu, dadı- larla tayalarla büyümüş olncak! Diye ağamı kapatmak — istiye- ceksiniz... Ben: ( Bir dakika müsaade edin, söyliyeyim de...) derken ona da cevab bulacaksınız: — Sorub. soruşdurmadan, İç- yözünü, terbiyesini, muamelesini anlamadan seni verirler mi hiç? diye beni susdurmiya: çalışacak- Bsınız. Çok haklıyım; kaklı olduğu- mu da size tasdik ettireceğim. Meselâ O — paşanın oğlunu sokakta görüyoruz, Şıklığına şık, hem son derece. Vekarı, terbiyesi, nezaketi yerinde. Tünelde turni- keyi çeviren memura bile (mersil) diyor... ( Bonmarşe )nin kapısın da, eline on parara sıkıştırdığı için ( mersil ) diyen tek kollu Rum dilenciye ( Püs de gucil! ) diye mukabele ediyor... Babıâli tercüme odasında mi- him bir kâtib; rütbesi, nişanları var. Kendisine sultan verileceği şaylası bile mevcud. Bir de iç yüzünü kurcala, en büyük sukutuhayale uğra... Ernestinin blr. mekteb. arka- daşı varmış; annesi bolçacıymış. Madam Behar denilen o madam, konaklarına sık sık girib çıktığı için gözlerile görmüş. Mahdum — beyin — fransızcası okadar yokmuş, okadar yokmuş ki şaşacaksınız. Evlerine cam sil- meye gelen yahudinin oğlunu boyuna çağırtıb bir kenara çeker, kendine lâzım olan cilmleleri so- rub sorub türkce harflerle kâğıda yazar, ezberleyib herkese böyle caka satarmış... Bir defa ağzım açıldı; durme yacağım, daha da sayacağım, R paşanın oğluna gelelim... Babası müşir, kendi binbaşı ve hünkâr yaveri; zadegân sınıfından diplema almış. Yakaşıklı, şanlı, zarif giyinişli... Yalnız yüz güzeli değil; biçiminin, endamının üstüne de yok. Çevik, sportmen; cokey gibi ata biniyor... Istanbula gelen ecnebi prenslere mihmandar taylu ediliyor. Karadag ı%hıı__-,.,.. rüz ve artık diyecek yokdeğil mi? Bir de Ernestine sor.. Ernestin annesi öldükten sonra Bir Rum evinde oturmamış mı? İşte c ev sahibinin kazı, R Paşaların yanında sofracılık etmişmiş; anlata anlata toplayıb tuğra, -——* birdirbir gibi külhanbeyi oyunları oynamazmıymış?.. Haydi bunları da hoş görelim, Bpor diyelim. Ya tulumbacılık ne | oluyor?, — Bir yangın topu sesi veya köşlü nürası işidince hemen eaketini, pantalonunu atar, (sorar- v Yıldıza gitti deyin!) diyerek | udın fırlarmış; lululllh')'u İ“"b haydi yangına... Bir tane daha söyliyeceğim ve susacağım: *** valisinin: oğlul.. Aman onu dü mı araya soka- caksın? Öyle asil, kibar, şehzade kılıklı. genci? diye köpüreceksiniz. O asil, kibar, şehzade kılıklı genci, faytonunda Bir prens gibi oturan — centilmen beyi — şimdi dinleyin de görün, Bizim Katina, konaklarında iki sene hizmetcilik etmiş, Öyle bir yaka silkiyor ki şaşarsınız.. Yalnız Katina söylese haydi pek inanmayım fakat Ernestini ne yapalım? O da biliyor; onlar da enstitltristlik eden Bir tanıdığın- dan duymuş, Centilmen sandığımız bey, her sabah uyanır uyanmaz, gecelikle kendini bahçeye atarmış; ağaçlara çıkıb ökse kurar, kuş tutarmış; tulumbacı kılikli. herifleri taşlığa alıb horoz dövüştürürmüş. Bay:- ram, kandil günleri, misafir salo- nuna bitişik ağaçların üstünden inmezmiş; akşamlara kadar, İçe- rideki güzel, tuvaletll hanımları seyredermiş.. Öyle cimri; öyle cibilliyetsizmiş ki beş paraya titremede, on pas raya takla atmada.. Beygirlerinin yemini kendi elile tartıb verme onda, hareme misafir gelib de iki cigara isteseler, ( bu bedava- sına alınmıyor; para sayılıyor ! ) diye kıyametleri koparma onda.. Bir akşam Birkaç ahbabı gelmiş; — içlerinden biri Vefa bozası istemiş, Beyefendi ( çabuk koş!) deyib uşağın eline beş kuruş vermiş.. Adam, tâ Şişliden Vefaya gidecek, ( Beyefendi, alt- mış para verinde hiç değilse gelirken tramvaya bineyim !) de- moye kalmamış, ne sille, ne tokat, ne tekme... Zavallı uşağın pastır- masını çıkarmış, kimseler elinden alamamış. Yekta, .işte böyle en ileride paşa oğullarına, en çiçeği bur- nunda mahdum beylere bir kulb takıyor, hiçbirini gözü —tutmuyor, beyenmemeyi bırakalım, hepsi'e bir türlü zekleniyor, hepsini mas- kara edib çıkıyordu. Konağa gelen misafir hamımla- rın, ekdi püktü kadınların birile İçik dişli olmamıştı. -Kendi gibi alafranga tazelerla bile resmi idi. Vakıa onlardan, ötekiler kadar kaçmazdı. Beraber oturur, şör, gülüşürdü fakat şöylesine... Emsali paşa kızları, hanende bozuntusu, çengi oturağı, dalka- vuk taslağı kadınlardan pek hoşe lanırlar değil mi? Bunların dizle- rinin yanından, eteklerinin dibin- den ayrılmayıb — tubaf — tuhaf söyleterek, açık saçık bahislerden tutturtarak, hoş vakit — geçirir, avunurlar ya. Yektada Bu huyların da biri yoktu.. Ne hanende Nasif Hanım, Topal Sıdika Hanım, Karakaş Hatice Hanım... Ne çengi Binnaz Hanım, Ceylan, Esmanım... Ne Uzun Nefisanım, Bodur Eminanım Çaçaron Zehranım onun hoşuna gitmez, böylelerin yanına uğra- mazdı, Her şeyin bir müstesnası olur a, bu sadedde de bir tane var: Zişan Hanım.... Zişan Hanım, —Atâ Paşanin bendelerinden Gürcü, Şahin Beyin karısıydı. Şahin Bey, Atâ Paşanın eskl. çapkınlık arkadaşı. Paşa Babıâlide Âmedi kaleminde muavinken, yani daha beyken, Şahinde Telgra- fanede kâtibmiş. Direkler arasındaki Mehmedin kırathanesinde tanışmışlar; kafa- ları biribirine — uygun, çabucak emiş kamış olmuşlar. Paşanın — zendostmizadlıliğinı öğrendiniz... Gencliğinde — daha ateşli ve pervasız; rütbe- ve ma- kam kaydinden vareste; — sayılı zamparalardan; kafa dengi ara: yor. ( Arkası var) İzmir Çok Mühim Bir İşe Girişiyor ( Baştarafi T inci Şüzda ) mir valiliği içindeki bütün köyler Z—Hoıköyll bir gün için- do kendisinin, çocuklarının yiye- cek, onarma ve ödünç gibi baş- kasına verilmesi gereken parayı yazacaktır. Vergi borcu da def- tere yazılacaktır. 3 — Köylünün çocuğu olmuş, evlenmiş, kısrağı doğmuş, sünnet olmuş, atı yarışında kazanmış, ağaç dikmiş, harmanını kaldırmış... Bunlar da defterda ayrılan yapra- ga birer birer İşaret edilecektir. Tıılı köyünün içini bilen bir insan için bu evbark ökonomisi- nlr lüzumu çok açıktır. Ölçüsüz bore ödemek ve ölçüsüz sarfot mek icin köylünüm çok yorulması gerektir. Bugünün ölçülü kazan- cile buna da imkün yaktur. Köy bürosu, İIzmir Valiliği içindeki bütün köyler için beş yıllık bir plân hazırlamıştır.. Plânım Öözl: b — Yeni —Türk — köyünü yapmak... 2 — Köyün çalışan gencini kültür, spor yönünde doyurmak. 3 — Köye gelen — misafiri | 620 bin kişidir Şubat 23 Bize Yine Çatıyorlar ! Bulgar Gazetelerinde Ateş Püsküren Yazılar ( Baştaarfı 1 mal yüzde ) itham eden sözlerinden hayrete düşmüştür. Fakat bütün bu gü- rültü, Yunanistama girişmiş ob duğu silâhlanma yarışımı haklı göstermek için yapılmaktadır.,, “Mir,, gazetesi ise, Türkiyenin de adını karıştırdığı bir başmaka- lede diyor ki: “Yunanistan ve Türkiye konm> şularımız, aralarında tedafüll bir anlaşma olduğu halde yine rahat değildirler. Çünkü Bulgaristandan kuşkulanıyorlar. Türkiye matbu- atı, Bulgaristana #deta el ve ağız Birliğile çatıp duruyor.., Mir gazetesi bu cümlelerden sonra Bulgaristamın daima sulh yolunda yürüdüğünü, bilâkis Tür- kiye ile Yunanistanın sulhu boza- cak hareketlerde — bulunduğunu söylüyor ve milletler cemiyetinin bu vaziyete müdahale — etmesini istiyor. (Son Posta: Sofyadan aldığı- mız bu haberi yazdıktan — sonra umumi askerl vazi- yetini etraflı surette bildirmeyi faydalı bulduk. Aşağıki satırlar- da bunu okuyacaksınız.) Bulgar Ordusunun Umuml | | ralyöz bölüğü vardır. Nöyyli mua- Vaziyeti Nasıldır? Bulgar ordusunun ilk nüvesl LETT de meşbur Türk-Rus muha- | rebesi içinde Rus ve Bulgar zabitleri tarafından vücude getirik Bu nüve on iki günüllü tabu- rondan mürekkepti. Ayastafance muahedesinden sonra bu kuvvet beheri on taburluk sekiz piyade alayına çıkarılmıştı. 1886 da Buk garistanın Şarki Pumeli ile birleş- mesi Üzerine piyade alaylarının miktarı 12 yi bulmuş, bu kuvvete ayrıca, süvari ve fen kıt'aları ilâve — edilmiştir. 1912 de, yani Balkan harbinin arifesinde Bulgar ordusu dokuz piyade fırkasile on bir müstakil süvari alayından müddeti bazı kıt'alarda iki, bazı kıt'alarda üç sene idi Bulgar piyadesinin elinde — manleher tüfengi, topçusunda da seri ateşli Şnayder topları vardı. Hazeri mevcudu. 55 bindi. Umumi harpte Bulgaristanın — çıkardığı kuwvet ve hududlarda çarpişan askerleri ise 11 fırkayı bulmuştur, 209 eylül 1918 de imzaladığı mütareke şartaamesi mucibince Bulgaristanın elinde (16) piyade taburundan mürekkeb üç firka ve dokuz. müstakil süvari alayı kalıyordu. Nöyyi muahedesi Bul- gar ordusuna şu şekli verdi: Ordu gönüllülerden mürekkeb olacaktır. Bir taahhüdname ile orduya giren gönüllünün hizmet müddeti 12 seneden az- olmuya» caktır. Ordu — mevcudu — azami 20 bim neferi — geçmiyecektir. ağırlamak. 4 — Köy sineması, köy koc- peratifi, köy andacı, köy korusu, köy İtonuk evi, köy mezbahası, köy mektebi, köy bahçesi İnşa etmek, 5 — Aym tipte, içi ve dişi badanalanmış köy evleri yapmaktır. Her köylü senenin muayyen mevsimlerinde ağaç dikmek mec- buriyetindedir. Tembel, başı boş insanın köyde yeri yoktur. Köy- | kebdir. ve beher kozeha Brhdiçetli ';’,""" n Şakir iyatrosunda — ŞehiriTiyalos ne zi e abdr Buna orman korucuları, jandarm, polis te dahil olmak üzere 10 bin kişl ilâve edilebilecektir. Ayncâ 3 bin kişilik bir hudud muhafasa kıt'ası vücude getirecektir. Zabit adedi ise umumi mevcudun 20 de birini aşamıyacaktır. Bu vaziyet 28 Şubat 1922 tarihine kadar müttefik milletlere mensub bir heyetin -ıulubd mekteki — isteğini nazarıdikkate alan sefirler komitesi 25 Mayis 1927 de bu murakabeyi, aynı senenin 31 Mayısında da havâ kuvvetlerine aid kayıdları kaldır- mıştır. O gün bugün biribirini takib eden Bulgar hükümetleri asli unsuru çiftçi olan bir mem” lekette —meslekten yetişme bir ordu teşkili zorluklarını ileri sürer ve harpten evvelki vaziyete döm“ mek İçin her fırsatı ganimet bilir» ler, Gizli kuvvet arttırmak teşebr büsleri haricinde Bulgar — ordusur nun şekli vaziyetl şöyledir: Sekiz alaylık bir piyade kuvveti, beher alay Üç taburdan mürek” tabur da UÇ bölüklüdür, Her taburda bir mlt- hedesi alay mevcudlarmı azami 65 zabit, 2000 nefer olmak üzere tesbit etmiştir. Bulgar suvariasl üç alaydat mürekkeb olmak Üzere tahmis olunur. Bulgar topçusu beheri üç bataryalık muhtelif üç topça grur pundan mürekkebdir. Munhede macibince Bulgaristanın |10,5 luk- tan büyük top bulunduramaması Tâzımdır. Yine Nöyyi muahedesi dağ bataryalarının asgari kadrosunu — üç zabit ve ( 200 ) nefer olarak tesbit etmektedir. Bulgar ordur — sunda askeri tayyarecilik yasaktıf. Fakat bugünkü Bulgar ordur sunun Bbu göszterilen — şekilden daha geniş bir vaziyete çıkarıl diğına — inanmak — Iâzımgeliyor. Çünkü — ecnebi — membalardat — tereşşüh eden haberlere görür — Bulgar hükümeti ordu ve silâb mevcudunu muahedeye j olırık gıılldııgiılyı ı!îırm# UNUTULAN — Eski Frııı-: H Bu akşam saat 20 da DELİ DOLU — Yazanı Ekrem Reşid Besteliyen: Cemal Ütaç kı W İünün hııh;ı iki düşmanı ve içkidir. * Şübhe edilemez ki bu çok zorlu tarafları, tatbiki kül — noktaları köylünün - içini ve için ona arkadaşlık z t î Hİ SALUM î | |

Bu sayıdan diğer sayfalar: