25 Mart 1935 Tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 8

25 Mart 1935 tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 8
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

Mart 25 8 Sayfa SON POSTA Büyük resimii roman aa 56 aa Yaran: Sermed Muhtar Alus ( İKİ GÖNÜL BİR OLUNCA.. w Samanlık Seyran Olur! Hikâyesi Çıkmıştı.. “Bir Asker Gittiği Memleketin Hususiyetlerini Bi'melidir!,, ——— —— Ingiliz Taburuna Müzede Bir De Hamam Ders Veriliyor! Y — Ayol işte o, damat beyl.. 'ıy;:u.ğ:"î: Dedikçe o'y:ıtınlı işten dığil__ Sllıp eee Acaba helecandan şeşi beş mi AA görüyorum diye gözlerimi ne uğuştur- ma ne uğuşturma... Yoksa eyi szatte olsunlara karıştım da hayaletler mi gözüküyor diye ne desturlar, salevatler çekme.... Boğazımda bir tıkaç; yüreğimde el; elim aya- ğgun buz,.. GCösterdikleri — resim, — sıska, sırık gibi bir cambaz resmi. At cambarzlarında, dapdaracık fani- lâlar giymiş, kısacık donlu he- rifler yok mudür? Hani demir- lerin Üstünde, havadaki salıncak- larda firil firil dönerler; peren- deler, taklaklar atarlar, Onlardan biri. Dikkatle, gözümü kırpmadan bakıyorum. Vallahi de cambaz, billahi de cambaz... Öne doğru kafasını sarkıtup belini bükmüş; ağzında çeki taşı kadar bir gülle göğsüne, kollarına zincirler sa- rılmiş... Ya tımarhane - kaçkını, ya da prangabent sanacağın bir zırzop. Bir yaşıma daha girdim. Da- madın resmi değil mi imiş? Mlâki yatağınızın yanına asılacak diye göndermiş. Atalar sözü meşhurdur. (Ana- sın gör kızın al, kenarın gör be- zin al) derler. Bu meselenin yalnız kızlara değil, oğlanlara da uygun olduğunu ozaman anla- dım. “Ânasın gör oğlun ul...,, da beriki temsil kadar muvafık olsa gerek. Yatak odasından çıktık; ko- ridordaki üçüncü |kapının önüne geldik. Gülfem kalfa tokmağı çe- virdi; kanadı araladı. Senmisin aralıyan?, Allahtan olacak ki yandayım da kenara tu- tunuyorum. Tutunmasam gözlerim kararıb paldır. küldür yere yu- varlanacağım. Köşelerden birinin givriliğine tesadüf etti ml me baş kalacak, ne beyin. Zahir verilmiş sadakam var- miş... Neden mi? Ayol Veledizina mıyım? anam, babam belli... İçeriden - fışkırır gibi taşan güneş, göz bebekleri- me dolarsa tahammiil mümkün- mü? Duvarlara tutuna tutuna, göz- kapaklarımı usul üsül — aralaya aralaya, içeri girdim. Taşkasabin ilersindeki Tevek- kül hamarmnı biirsenz burayı görmedik demeyin... Her taraftan aşık, ışık... Hani donanma gece- leri, birçok çanak maytabı bir anda yakılınca etrafdakiler ne hale girer?Ben de tıpkı ayni halde. Tavan bütün camekân. Karşı- ya gelen cihet dersen tıpkı limon- lukların — örneği, fakat camları vuzla. Kalfalara tutunmasam, Zeyrek yokuşunda kızak kayar gibi kay- mak, düşüp kuyruksokumum hur- duhaş olmak işden değil; zira zemini cilalı; kar gibi mermer... Mermerin dört bir etrafında baklıva baklava Ççiniler... Came- kânıı önünde, yanyana iki kur- na... Kurnaların sağında solunda yine mermerden sed rler. Sedirlerin önünde iki lâlın. Süsletin, zinetlerini an atamam. Bötür fildişi kakmalı; tasmaları nefti kadife Üstü1e gırmadan di- val iş emeli. Yektanımın alafrangalığını bi- liyorsusuz. İşin yalnız kurna ile bitmiyeceğini de kestirirsiniz. Kö- — Si ite şede öyle bir banyo duruyor kl onun da saltanatına söz yok. Rengi gümüş — beyazlığında; muslukları altın yaldızlı; tepe- sinde su akacak duş hunlsi. Önüme bin altın saysınlar, şunun içine bir defacık gir desin- ler; büyük sözüme töbe, Allah yazdı ise bozsun, girmek, yıkan- mak değil, — ayağımın — serçe parmağını — sokarsam — hristiyan dininde can vereyim... Ne zoruma?.. Diri dirl vezir lahdine girmiş gibi Üstüme hafa- kanları mı getireyim?... Bu mezar bozuntusu sinir yer de yıkananla- rın hiç evhamı yokmudur. acaba? Dedim ya, tersim döne döne, şaşkın şapalak — ola ola; helâk olmuştum. Yine akım kakıma karışmış; sayıklamağa — başlamı- ma. Kendimi Tevekköl hamamında sanmışım, Yanımdakini do ha- mamcı Nefsanım zannedip: — Nefsanımcığım, — demişim, aman kardeş cehennemliğin üs- tündeki halvet te işim yok; siftah kurnasına gidelimi... İşte bu hamam da, bilhassa gelinle güveye mahsus olarak, yatak odalarının bitişiğine yap- tırılmış. —Aransınlar, — taransınlar diye... Aşağıdan — feryat, — yaygara kopuyor.., Hanımefendi bir taraf- tan, ortanca bir - taraftan, Zilha- nım bir taraftan bağırışıyorlar: — Ikbal Hanım neredesin?... Müslüman — kahven soğuyor, Gel iç, bir — sigara tellendir; ondan — sonra yine — İstediğin kadar ortalığı gez. Eksik olmasınlar beni pek se- verler, çok ta düşünürler. Kahve ve cıkara tiryakiliğimi bildikleri için üçü de boğazlarını yırtıyor. Saygılıklılarının derecesine ba- kın. Ardından da haykırışıyorlar: — Hatun, odaları geriyorsan zahmet edip aşağıya İnme; kah- veni, sigaranr yukarı - gönderi- yoruzl.. Hamam dairesinden de çıktık. — Banyoya, manyoya yanaş- mam; ziyade olsun. Fakat şu kur- pacıklarda bir kese sabun süre- yim, böyle günlük güneşlikte ba- şırma bir çeyreklik boya koyayım, başka dileğim yok! Diyordum. Hamam dairesinden çıktık. Dördüncü kapının önüne geldik. İçim tez; Gülfem kalfayı bek- lemeden tokmağı çevirdim. Adı- mumı atarken düraladım. Bacak- 4 larımda bir köstek. Yanlış bir kapı mı açtım diye avanak avanak bakınıyorum. Ka fa hanımlar: — Girsene Ikbal hanımcığıml. İ Atâ paşanın köşkündeki muhteşem salonlardan biri Diyorlar... Ben hâlâ tereddütte. Nereye gireyim?.. İçerisi rifirl karanlık.. Damat Beyin cimnasti- ğge, avcılığa, bilmem bin türlü minasibetsiz şeylere merakı oldu- gunu biliyorum. Bu kabil saçma- sapan eşyasınn — deppoyu mu- dur, —mahzeni — midir? Diye tekrar alıklaşmış, bakınıyorum. Gülfem kalfa durmadan xzorlı- yor: — Girsene gözüm, kütüphane + odasını görsenel.. diyor. Bu nasıl kitap odası böyle? Zındankapısı gibi bir yer, Dilberengiz kalfa, soluk soluğa gelmiş. Elinde tepsi; üstünde kahve: elmastraş tabakta kalıp cıgaraları. Boyuna: — Kahvenizi için Ikbal hazım- cığım... Kibrit te getirdim, cıga- ranızı yaksanızal! demede. Gözgözlü görmez yere ne diye girecekmişim?.. Kapının dibine yayılıverdim... Kahvemi — içtim; cıgaramı tellendirdim. — Dünyada bu karanlık yere girmem. Zındankapısındaki Hamal hocaya Sabiremi okutmıya gittim de köşe başında bek'edim. Ayıp değil a, zulümattan perim hoş- Tanmıyor! Derken Gülfem kalfa: — Dur bakayım, — alektrik makinesi belki iş'iyordur! diyerek © karanlık yere daldı; ne yaptı me etti, bir anda odanın İçini bir aydınlıktır. kapladı. Eh, buna akar sular durur. | Besmele çekerek yürüdüm. (Arkası var ) Nöbetçi Eczaneler Bugece nöbetçi eczaneler gunlardır. İstanbul tarafı: — Şehzadebaşında (Asal), Yenikapıda (Sarım), Halız- paşada — (AL Fuat), — Şehremininde (A. Hamdi), Zeyrekte (Hasan Hu- Mai), Samatyada (Rıdvan), Eyüpta (Hikmet), Balatta (Hüsamettin), Sir- kecide ( Eşref Neşet ), — Boyazıtta (Cemil), Babçekapıda (Hüanü Haydar), Bakırköyünde ( İstefan Terziyan ), Beyoğlu tarafc Taksimde Tünelde ( Matkoviç ), İstiklâl caddesinde (Ke- mal Royol), Gulatada ( Merkez ), Şiş- Hde ( Şark Merkez ), Kusımpaşada ( Merkez ), Hasköyde ( Hulk ), Kad- köy tarafu İskele caddesinde ( Sotir- yadis ), Yeldeğirmeninde ( Üçler », Büyükadada ( Halk ) eczanaleri, Yüksek tahsil görmüş bir genç arıyoruz. —— Gazetecilikte ilerlemek isteyen, lizan bilir, yüksek tahsil görmüş bir genç atıyoruz. İstekliler yazı ile idaroba- nemize kendilerini tanıktırmalıdırlar. Misir. eserlerine tahsis edilen sa- Tonda alınmıştır. Bir kısım İngiliz askerlerinin ted- kikat ile meşşu olduklarını g terir. Bunua bebi şudur: Skecote Guard alayının öuümüz- deki Birinci Teş- rinde Mısıra gön- derilmesine ka- rar verilince bu askerin gideceği memleket hak- kında esash ma- lümat sahibi ol- masına — İüzum görülmüş ve ken- dilerine hususi ders verilmesi karar altına alınmıştir. Bu derslerin ameli kısmı müzede verilecektir. # YILDIZ Sinemasında Bitmemiş senfoni filmi Rejisörü WiLLY FORST'un ikinci ve son eseri: MASKELİ KADIN SMANLI BANKASI TÜRK ANONİM ŞİRKETI İS TARİHİ: İSermayesi: 10.090.000 İagilhz liramı 'Türkiyenin başlıca şehirlertle Paris, Marsilya, Nis,Londra ve Mançester'de, Mısır, Kıbris, İrak İran, Filistin ve Yunanistan'da Şabeleri, Yugoslavya, Romanya, Suriye ve Yunanistan'da Filyalleri vardır. Her türlü banka muameleleri yapar 1868 Biga Sulh Hukuk Mahkeme- sinden: Biga Sullh Hukuk Hâkiliğin- den No19?: Biga kasabasından tuha- fiyeci Ali Haydarın Demetokadan Ali oğlu Fehim ile İstanbulda Verz- necilerde Hallaçmensar sokağında 6 numaralı hanede mukim Demstokalı Ali oğlu Halil aleyhlerinde açtığı izalei şuyu davası Güzerine bunlardan Fehime tebligat yapıldığı ve Halile dahi — gezete — ile kezalik — ilânen tebligat —dcera — edildiği — halde muhakemenin muayyen bulunduğu larıtda — giyap kararı verilmiş ve 29/3/935 cuma günü saat 10 da keşif 945 saat 10 ma birakılmış olduğundan dava olanan Halilm muayyen günde DEMAPARTD STELEESMEKEENA gi Bugün mevsimin en güzel filmi g| Öğğp | sur sokağında 6 numaralı hanede | mukim Halil ve kızı Kümile aleyhle- günde gelmemelerinden dolayı hak- | ||400 200 | 100 EakAkaER Yerası için muhakeme 2/4/035 2 misan | / ISTANBUL BELEDİYESİ ŞEHİR TİYATROSU 3 Bu akşım 20 e Biga Sulh Hukuk Mehkeme” sinden: Biga Sulh Hukuk Hâkimli- ginden No. 189 Bigada tubafiyeci Ali Haydarın Dometokadan Ali oğlu Fehim ve Ahmet İve Mehmet ve diğer oğlu İstanbulda Veznecilerda Hallaç Man- rinde açtığı İzalel guyu davası üzerint tebligat yapıldığı halde — gelmemit olduklarından haklarında gıyap karari verilmiş ve 29/3/935 cuma günü #saat 10 da keşif yapılması için muhakemt 2/4/935 aat 10 na bırakılmış olduğun” dan bunlarden İkametgühı bulunan Halil ve Kâmilenin muayye& gün ve enatlerde keçif ve muhake* mede hazır bulunmaları aksi — sürette gıyaplarında keşif ve muhakemeye devam olunacağı ilâmen tebliğ olunut —ii emamaiğ 1 — Gazetenin esas garıcila Bir sütanun ikl satırı bir (santim) sayıtır. 2-e Sayjasına göre Bir santi- 3ex)Bir gantimde — vasati (8) kelime — vardır. keşifte ve muhbakemede hazır bulum- masi aksl halde gıyabında keşif ve mubhakemeye devam olunacağı ilânen tebliğ olunur. SÜMER g—a KIYMETLİ BIR TAVSİYE: Görmeniz ve dostlarınıza görmelerini söylemeniz lâz MOSKOVA GECEL Emsalsiz şaheserdir. Bu hafta kemali muvaffakiyetle RD WILIM ve ROD ; devüm ediyor. Oynuyanları ANNABELLÂ - RICHAİ ) Bu film, ba mevaimde başka hiçbir Beyoğlu Binemas 4—Ince ve kalın yazılar ım gelen film ERİ Sinemasında HARRY BAUR - P. çıgan orkestrası. anda gösterilmiyecektir. L İL L L LAi A BN AĞ eai

Bu sayıdan diğer sayfalar: