28 Eylül 1935 Tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 5

28 Eylül 1935 tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 5
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

4 * — onlar için manasit, atbı (GÖRDÜKLERİMİZ ' Toprak Attında Bir Teneke ; Aştın_ Bulundu ıçııl&dı Tatarpazarcığa bağlı Saladinevo köyünde Vüsil N Cuzdanof namında bir definecinin evine gelen bir misafir, , Türk d danırı yanındaki Mustafapaşa (Svl- * lengrad) dan geldiğini söyledikten sonra buna, Türkler Bulgaristan- dan çekilirken köyün bir açıklı- ganda gömülü birkaç sandık altın bıraktıkları hakkında bir sır aç- mış. Bu defineyi de kendisine, İstanbulda yaşayan bir Türk ka- dını, ifşa ettiğini ve bundan ötürü yalnız altınların bir çeyreğinin gönderilmesini istediğini söylemiş. Bu yeri ilk önce misafir kazmış. Eline verdiği küreklede Cuzdanof toprağı dişarı atmıya başladığı bir sırada toprak altında bir şeylerin parıldadığını görmüşler. Nihayet buradan 299 büyük ve 99 tane de küçük sarı Türk altını bulmuşlar. Asıl, gömülü olan sandık do- lusu altınların tam yerini bulmak için Istanbuldaki Türk kadınını da buraya getirtmiye karar vermiş- ler. Yol masarifi olarak 26,000 leva olmuş. Aradan birkaç vakit geçtikten sonra Cüzdanof sözünde durma- yarak evinde saklı bulunan altın torbasından çıkardığı bir İki altını sarrafa götürerek bunların kaçar yüz leva edeceğini sormuş ve hiç bir para etmeyeceği cevabını alınca zabıtaya koşarak başından geçeni anlatmıştır. “Tatarpazarcık zabıtasının yap- tığı tahkikat neticesinde İstanbula diye ortadan kaybolan meçhul misafirin Dinü Hasırciyef namında bir dolandırıcı olduğu ve bu sarı tenekeden yapılan sahte altınlar He muühtelif köylerde — birçok köylülerden hep ayni süretle birkaç bin leva daha dolandırdığı - anlaşılmıştır. ANA Edebt Fakat insanların sevgis'ndeki fantlik # aşkı iman gibi, ibadet gibi yüksek bir inanışla benimseyenleri İsyan ettiriyor. Belki ben sevgiye böyle çev- rzilmez ve yenilmez bir imanla Inanmışım. Belki de hayatta haki- kat olan mevsimlerin ölümü ve dirilişi gibi sevgilerin de birbirinin yerini almasından ibarettir. Fakat ben Budaya can veren Himalayanın Masum İnsanları gibi aşkı okadar ölmez ve yıkılmaz bir hayat mih- rabı olarak kabul etmişim ki bu imanı benden söküp çıkarmak İmkânı yok. 4 Bunn anladım artık.. Etrafım- daki bu çerden çöpten farksız gönül esnafına karşı merhametten başka bir şey duymuyorum artık.. Nofret etmet, hırslanmak — gibi qud ve cinsi —duygular bile Inandım ki- bön. lda on beş gün yaşadım. Bi a dön- 'mek imkânı varmı? | ilir bek ki, Fakat kimbilir ki Bana g iki haftalık büyük saadeti veren er- kek de bir gün gelip cinsinin öte- ÖU at ea REZE l5 ! u Amerikada : Harp Filosu Manevralara Başlıyor San Pedro, (Kaliforniya) 27 (ALA) - Harp filosu baş komutanı amiral Re- evca, pazartesi başlıyarak dört gün sürecek olan bir tabiye manevrasına hazırlanmalarını bütün gemilere em- Ş rede — yapılacağı işaret edilmemiş Sübaylar, bu Avrupa Meselolori Görlüşüldü Vaşington, 87 (A.A) — Rouzvelt, Hull ve.Fillips Ne Avrupa — meseleleri hakkında bir konuşma yapmıştır. Bu konuşma sonunda hiç bir diyev ve- rilmemiştir. Grevler Vaşington, 27 (A.A)— Virginl ilin- den başka yerlerde Linyit grevi bit« tir. Virgini'de patronların son da« aralarındaki anlaşmayı İmza- lamaktan vazgeçmişlerdir. Ruzvolt Dört Söylev Verecek Vaşington, 27 (A.A) — Rouzvelt, dün Birleşik devletler topraklarında bir geziye çıkmıştır. Bu gaziye büyük bir Önem verilmektedir. Rouzvelt, bu gezi sırasında dört söylev verecektir. Fransada : Hava Ordusu Şetf- leri Toplandı Parla, 27 (ALA) — Dün general Donaln'in toplantıya — çağırdığı hava ordusu şefleri konferanm, teknik me- seleleri mmesi ve bilhasaa uçüş- iğin artırılması çareleri- kovalamakta idi. Rusyada: Manevra Hazırlık- ları Yok Uluslar Kurumu İtalya le Mabeşisti (Deyli Etapı avlamak isterken... te çıkan bir k rikatür) Almanya Dlplomıflk Faaliyetini Arttırdı LitvanyaSınırında Önem- li Görüşmeler Oluyor Macar Başbakanı Ljfğagyg : _S_ı_ı_ıırımi_a_ Berlin, 27 (ALA.) — Havza ajansı aytarı bildiriyor: Göring tarafından geyik avına ça- gırılan Göböş, dila yınında Mocir giyzen adamları balunduğu halde, AL men - Litvanya sınırında bulunan Mes monlene gelmiştir. Lehistanın Berlin elçisi de, son za- manlarde, Memonicnde, Göring ve Lehistan sü bakanlığı yönetgerile bir- likte avlanmıştır. Diğer taraftan Von Ribbentro, bi- rinci teşrinde, Lehistanda ava çıka- caktır. Bu, Alman diplomatik Fanliyetinin başlangıcına bir işiret gibl görülmek- te ve frhiılınlı Çekeslovakya arasın- daki inliğin, Sovyet tesirinin ve Bikey tt Üniyas © HADUP saliğalkiğir nn ortaya çıkardığı meselelerin Me- monlen görüşmelerinde mevzuubaha edildiği vaya edileceği sanılmaktadır. Mozkova, 27 (A. A.) Mogol ve | Alman HavaBakanıYönetgeri Mançuri hükümetleri arasında konuş- maların yeniden başlamak — Üzere bulunduğu bu günlerde Sovyot Rusya ile İletan hükümetlerinin müşte- rek e hazırladıklarına dalr içikal Tas ojansı tarafından yalanlanmaktadır. SININ ei ki erkekler gibi küçülüp mahvol- miyacak, Bu ihtimal benim © iki hafta- lık saadetimi de çürütecek. Ben o on beş günlük saadetini hayalim- le yaşayarak büttün ömrüme yu- düm yüdüum katabilirim. Fakat oleziz saadeti bana veren erkeğin de ötekiler gibl olduğunu görür- sem hayalimdeki saadeti de kay- bederim. Buna bir çare var. Artık o mes'ut günlerin canlı hatırasını yaşatmak — için yaşa- ymnak, » ”. Mahakkâkki en doğrusu bu. © halde bu iğrenç, bu . kirli insanlar arasından sıyrılıp gitmek- ten başka çare yok. ç Bunu yapacağım. Altın başlı m yalnız benimdir. Haya- limdeki iki haftalık coşkun aşk gibi.. * Bahçe kapısının zili vurdu. Ali Sami Bey geliyor. Alt kapiyı açmak lâzım, Flora kalkamaz. Annem uyu- yor. Onun karşısına yine (Eliza)yı Budapeşte. 27 (A.A) — Bütün u- çak ulanlarını gezmek ve Macar ha- vacılığının yönetmenlerile temas et- mek Üzere Macarlstana gelmiş olan Alman hava bakanlığı yönetgeri B. Mileh, birkaç gün daha rada kala- caktır. çıkarmak doğru değil. O sarhoş kafa ile kıza belki de tamir edil- mez bir münasobetsizlik eder. Arkama bir caket alarak indim. Fakat kapıda o birile konu- 'r. Elektrik düğmesini çevirdim. kapının önü aydınlandı. Araladım, İlk önce Hulüsl Beyin bulanık gözlerini gördüm. Onun bu geç vakit bizde ne işl vardı! y Ali Sami Bey onat | — Gir bakalım diyördu. Öteki gözleriniü kirli ve hay- vanlaşmış — bakışlarını yüzümde gezdiriyordu. Kapıyı sonuna kadar ıçlP fakat onlar girmeden ben . önle- rine çıktım. Ali Saml Bey afalla- — Beoyler, dedim. Isviçre otek ler memleketidir. Fakat burası evdir. Alle yuvamdır. Buraya yolcu kabul edilmez. Yanımızda bir pansiyon vardır. Geceyi geçir: mek istiyorsanız hemon müracaat edin. îı Hulüsi Bey ap! me bakıyordu: Ali Sami Bey kendini topladı: — Şakayı bırak — Gülseven, dedi. Bir partl tavla oynıyacağız haydi bize viski söyle. Hulüsi Bey elimi tutmak İster aptal yüzü. 80000 Ev Ve 190 Köprü Yıkıldı Tayfundan 230 Kişi Öldü, 54 Asker Boğuldu Tokio, 27 (A.A)— İç bakanlığı ta- rafından yayılan bir bildiriğ, dün hü- küm süren tayfunda 230 kişinin öl- düğünü haber vermektedir. Kaybo- lanlar 195, yaralananlar 84 kişidir. Bundan başka, Japor in — batı sahlli açığında manevra yı gemilerine mensup deniz «i maferlarinden 54 kişi de boğul! Bir çok gemiler, vu hortumlarından hasara uğramış ve tayfalar denize sü- rüklenmiştir. Tayfunda 80,000 ev ve 190 köprü - yıkılmıştır. 'Tokio, 27 (A.A) — Dört Japon destroyori bir tayfuna tutulmuş, bu arada 41 nefer dalgalar tarafından sürüklenmiştir. Bundan başka tayfa- lardan biri Ölmüş, onu yaralanmıştır. Destroyerlerden 2 «i önemli bir şekil- de hasara uğramıştır. gibl davrandı. Biraz geri çekildim. Onlarla artık anlayacakları bir dille konuşmak lâzımdı: — Ali Sami Bey, dedim. Ara- mızda hiç münasebet kalmamıştır. Bütün bağlar kopmuştur. Resmi rabıtanın bence hiç kıymetl olma- dıiıılzlîı: kararımdan beni döndü- recek#âebep te yok demektir. Bu karardan sonra tabli bu evde ya benim ya sizin yeriniz yok demektir. Eğer evde kalmak fikrinde iseniz bu gece müsande edin. Biz yarın sığınacak bir yer buluruz. Bunun için sebep de sormayınız, Izahat da istemeyiniz. Budala gibi olmuşlardı. Lâkırdımı bitirir bitirmez içeri çekilerek kapıyı örttüm. Artık birşey işitmiyordum. Hınçtan sinirden — ağlıyacak gibi oluyordum. ” Iki sarhoşun yüzüne kamçı gibi inen bu karşılayış onlardan fazla beni yormuştu. Yatağıma — uzandığım zaman dişlerim birbirine vuruyor. Göz- lerim dolâyoıdu. kd ndiğim, nefret ettiğim ler ış.ı:'_!ı çıktıkça isyan -d:;: rum. Aksl gibi bütün bunlar da en yakınlarımdan geliyor. Bana hayat arkadaşı olan adamın his- lerimin, — düşüncelerimin hepsini değli, yarısını olsun paylaşmasını M BU «GÜN Dil Bayramı Dolayısile Bir Anış ! — Dil bayramı, başkı bir yerde de iç'miz> büyük br aevinç irdi. Okur Şünmek, sev.aç © düşünce içinde yürülmek gerektir. Beade dilimiz adına bir bayram kuruluncaya kadar © dilin çektiği İşkenceleri şöy'e bir görümün önüne getirdim ve yaptığı- mız bayramın yüceliğini bir kere daha anladım. Evet, dilimizin yüzlerce yıldan berl çektiği —işkenceleri unutmamalıyız. Ancak bu unutmayışla dilimizin bu- gün erdiği örgürlüğün değerini kav- rayabilir.z. Bunu yapmak, © işkence- leri hatırlamak — hiç de — güç değik İşte size yer yüzünde iİlk konuşulan bir dil olan Türkçenin, kurtuluşa ermezden Önce, sokulduğu biçimden bir örnek: “ Henüz ne namü nişan dâ ve ne vücudü bisüdundan eser hüveyda, Bir veçhile mestürü|hâlsin ki hayatınla mematın alemsevâdır. Sürete gelen amel serâser semerei mekrü hiyeldir. Cer'etiâriziyenin eseri ancak - tedlis ve teltle olur, Eğer minbadin dahi berkararı vaz'ısabık günci zaviyel ru'bü hirasda münzeri olursan miğfer yerine mi'cer ve mırh yerine çader ihtiyar eyleyesin. — Vesselâmü — «lâ menittebeülhüda!,, Ey sayın okuyucu, Gelişigüzel bir tarih kitabından aldığım gu yazıya Türkçe diyorlardı. Saray ve karnını saraydan atılan kemiklerle doyuran kara kafalı bilgenler, duyguları in- meye uğramış uzanlar bep bu biçim dil — kullanıyorlardı. - Verdiğim ör- nekteki ©o — poydalar, hüveydalar, Alessevalar, güzel Türkçenin böğrüne örülmüş diken! ve dilimiz. bu di- kenler içinde en ağır bir. işkencenin acısını yaşıyordu. Dil bayramı, yüksek dilimizin di- könden, çörçöpten kurtulduğunu bize hatırlatan bir gündür. Kapitülâsyon- lardan kurtulunca namıl sevinmişsek dilimizi saran iplerin, urganların sö- küp atılmasile de öyle sevindik ve seviniyoruz. Fakat sevlacimiz dilimi- zin yalmız kurtuluşunu rmekten doğmuyor. Onun, en büyük tanılmış dillere kaynaklık ettiğini de arlık anlıyoruz. Türk tarihi masıl engin ise 'Türk dili de öyledir. Yer yüzü o ta- rihin aşığımı, iasanların dili de o dilin izial ve izerinl taşıyor. Sevinmek ve kıvanç duymak hak. kımızdır. M. T. Tan isterdim, Fakat tallin önüme çıkar- dığı iki erkek de bozuk ruhlu, gönülsüz, gurursuz İnsanlar. Evini bir mukaddes mabet tanıyan ka- rısına hiç olmazsa görünüşte hüre met gösteren, kendi haysiyetini kayvanca zevklerinin üstünde gö- ren bir erkeğim olsun İsterdim. Olmadı. eşi Bu — birbirlerinin mah- lükları birer birer tecrübe etmiye imkân yok. İmkânı olan birşey varsa hayatımın bu cephesini artık kapamak, Yirmi yaşında, hayatını o cepheden gelecek zevklere kapa- mak kolay olacak mı? Bunu tecrübe etmedim. Yalnız ba zevki paylaştığı erkeklorin ev, aile, çocuk ve sevgi tanıma- dan hayvan gibi sağa sola saldı- rışlarını tecrübe ettikten ve iğren: dikten #sonra bütün — sevgisini çocuğunun başına koyup gençlik yıllarını Âdemle Havva maceras» nın hatırasile geçirmek herhalde, çok iyi olacak. Zevkine, nefsine ve eğlence- sine düşkün bir kadın olsaydım zaten bunları düşünmezdim bile! * Bütün gece gözümlü kirpmadan döndüm, —durdum. Sinirliydim. Kal'tım bir konyak içtim. Avun- mah, uyku getirmek için müna- sebetsiz saçma bir kitap aldım. Sabaha karşıydı. Galiba alkolün tesiri ile dalmışım. (CArkası var ) e deetkskeelüme eai İi bi n üaü bi di df

Bu sayıdan diğer sayfalar: