14 Kasım 1935 Tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 3

14 Kasım 1935 tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 3
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

i * hin ifade ettiği fecaatten cumhuriyet rejimi e 14 İkinzi Teşrin .SON POSTA Resimli Makale Heııg_ün Rakamların Acı Ve Tatlı Ifadeleri 282 Milyon Lira 2630 Kilometre Yol Filyos hattının — açılması tözü rakamlara bırakmak en bitaraf ha- tibe söz verdirmektir. Cumhuriyet rejimi, eski devirden şu yolları tevarüs etmişti: 1378 kilometroluk perişan Anadolu - Bağdat hattı, Erzurumla, Sarıkamışı Sovyet Ruaya hu- dutlarına bağlıyan yarı terkedilmiş 300 ki- lometroluk bir demiryolu. Hususi şirketlerin elinde 2352 kilamet- roluk demiryolu vardı. Geçen 12 senelik cumhuriyet tejimi es- masında 2470 kilemetro uzunluğunda yeni demiryolları yapıldı. Bu yekün bu yıl so nunda 2630 kilometroyu bulacaktır. | Ön iki yılda hariçten para getirmeden demiryoluna 282 milyon lira sarfettik. Bu Para ile senede 220 kilemetro yel yaptık. Bundan maada ecnebi şirketlerin elinde bulunan demiryollarını da satın aldık. tejim için bundan daha iyi bir hizmet sicili gösterilemez. (1000) e Karşı (32) Bizi sevindiren ve göğsümüzü iftiharla kabartan bu rakamların yanına bize çok a- t gelen aşağıdaki rakamları koymak doğ. | - Tu görülmiyebilir. Fakat bu ikinci rakamla- münasebetile İzmir fimanı içinde batan vapur hâdisesi, cehaletin insanı ne büyük felâketlere sürükliyebileceğinin en güzel misalidir. Cahil bir kaptanın elinde vapur daima tehlikeye maruzdur. Hayat gemisinin kaptanı biz kendimiziz. Hayat gemisini ka- yalara çarptırmadan, dalgaların hücumuna uğratmadan yürüt- mek bir bilgi işidir. Cahil bir adam gemiyi nasıl idare edemezse, cahil bir insan da hayat gemisini yürütemez. K Ka gö £ hayatımıza mal olur. olunuz. ——— —— - — Mesul almadığı için serbestçe konuşabiliriz. Bu sene bedaya yatı mektebine girmek Üzere müracaat edenlerin yekünu 1000 kişi. Kabul edilenlerin miktarı 32. Binde 32, ya: ni yüzde üç buçuk bile değil. Bu rakamın ilade ettiği mana şudur: Memlekette okumak istiyen, ve okumak ihtiyacında bulunan yeni nesle kâfi derece Okumak imkânı veremiyoruz. Sade mektep açmak kâfi gelmiyor. Evinde aç oturan ve- ya ailesinin kazancına yardım için fabrika- da çalışan binlerce Türk çocuğu, ancak yi- yecek ve yatacak bir yer bulabilirse okuya- bilir. Bunların karnını doyurmadıkça, bap- Yarı altına bir yastık koymadıkça kalalarına | Köstenced_eki Irkd Evvel Getirilmeleri Iyi Sofya 13 (Özel)— Bükreşten buraya gelen haberlere göre, Ramanyadan Türkiyeye devam eden göçmen akı- ni bugünlerde en hararetli bir safhaya girmiştir. Tutu- lan istatistiklere göre şimdiye kadar Köstenceden va- pura binen göçmenlerin adedi 14 bini geçmiştir. Bulgaristandan kaçarak Romanyaya sığınan 1370 göçmen de bu yeküna dahildir. Şimdiki halde Köstence rıhtımında 3000 göçmen va- pur beklemektedir. Bunlar, bir müddet evvel Silistire ve köylerinden gelmişler, şehrin muhtelif yerlerinde, Köstence Başkonsolosu Nebi Süreyyanın iyi çalışmala- rile yerleştirildikleri hanlarda muvakkaten iskân edil- mişlerdir. Göçmen akınının devam etmesile konsolosluk evvel- Sovyet ihtilâli Münasebetile.. |(|Bir An Evve Tebrik Telgrafları Çekildi Sovyet ihtilâlinin 18 inci yıldönümü mü- nasebetile Reisicumhur Atatürke Sovyet İc- a komitesi reisi Kalenin, Dış Bakanımız Tevfik Rüştü ile Sovyet Dış Bakanı Litvi- naf arasında tebrik ve teşekkür telgrafları alınıp verilmiştir. el di Polo Vapuruna Teşekkürümüz Londra 13 (Özel) — Türk hükümeti, İnebolu vapurunun yolcularını kurtarmakta büyük hizmetleri dokunan Polo ismindeki İngiliz vapurunun kaptanına bir telgraf gön- bilgi doldurmağa imkân yoktur. Şu halde bize bedava yatı mektebi lâ- zım. Hem de bol miktarda. Kültür Bakan- lığı memleketin okuma ihtiyacını ancak bu tekilde temin edebilir. 43 Tiyatro Size diğer acı bir rakam. Sovyet cumhuriyetleri arasında Üzbekis- | tan adında küçük bir cumhuriyet vardır. Çarlık zamanında burası mühmel bir yerdi. Halk iptidat bir hayat yaşardı. Dilleri bile Mazbut değildi, bir Üzbek edebiyatı bile var denemezdi. Bugün Üzbeklerin 43 tiyatrosu varmış. Üzbekistanda 43 tiyatro ve Türkiyede yalnız bir şehir tiyatrosu. Ağlanacak şeydir. Zecri Tedbir İtalyaya karşı zecrt tedbirin tatbikine bir türlü başlanamıyor. Milletlerin bu tereddüt devresinde İtal- Yyaya dışardan mal akıyor. Amerika petrokcuları İtalyaya yaptıkla- Ti ihracatı yüzde 600 arttırmışlardır. Dünyanın en büyük petrol mustahsille- Tinden biri olan Venezuellâ İtalyaya petrol töndermeğe devam edeceğini bildirmiştir. İtalyaya — transit mal geçirmiyeceğini *öyliyen Almanya geçen ay yüzde beş yüz fazla çelik ve iki misli kömür göndermiştir. m?uıi tedbirler inşallah tatbik edilecek- ha kiralamıştır. A; tedarik olunmuş, maktadır. Solya 13 (Özel) — Bulgaristanda Deli Orman mıntakası gibi Türkleri bol olan yer- lerde Türklerin emlâkini bedavadan zap- tetmek için Bulgar emlâkçileri tarafından yapılan ve yaptırılan tecavüzler sıklaşmış- tır. Bu cümleden ilk teşrinin 28 inci günü akşamı saat 8 raddelerinde — Deliormanın Şumnu mantakasından Eskicuma (Targo. vişte) kazasına bağlı Yalımlar köyünde Hacı Ali Osman oğlu Mehmedirf ve karde- ginin evine bazı Bulgarlar tarafından bomba atılmıştır. Köy halkı heyecan içindedir. ve — yoraeemaaamcaa Loid Corcun Tavsiyeleri Bu f.vd=|" Kabul w R b Bülketlenat Ti çok fena tesir Kat "SUSLAR, | — İSTER İNAN “İSŞTER Olacaktı : Londra 13 (A.A.)— Sir Samuel Hoare Verdiği bir söylevde, Llayd George'un ve İ partisi mensuplarının, Süveye kanalını ve Cebelüttarıkı abluka etmek suretila İtal- Ya ile Doğu Afrikası arasındaki münakalâtı esmek hususundaki telâkkilerine itiraz e- derek şunları söylemiştir: «Bu tarzda hareket etmiş olsaydık, şim- diye kadar İtalya ile harp halinde bulunmuş olacaktır. İşçi partisi mensuplarile — Lloyd 3torge'un tavsiyeleri bizi muharebeye sü- tüklemiş ve uluslar sosyetesinin esasını teğp- kil eden köllektif hareketi de ortadan kal- dıııııı' olacaktı. 6 Geçen akşam oöperete gidelim, dediler. Oyun saat sekiz bu- guhıbıılıyorönlid&ııdııulıınüdh.&üıi”" tiyatroda idik. Hakikaten oyun sekir buçukta başladı. Başladı mımw,üul_“nmıhı.w ancak ona doğru başlıyabildi. Saat on bir huçuk oldu, ancak iki perde oynanmıştı. Biz Ka- dıköye gitmeğe mecbur olduğumuz için oyunu yarıda bıraktık. Bir otomobille güç hal son vapura yetiştik, 1İSTER İNAN İSTER yeni cıkıyondu. e DAHİLİ HABERLER On ikiyi on beş geçe tramvayda idik. Bahariye caddesine lhıin—.ühwulhnıü—_-h'lh— Tiyatro belki on ikide bitti, sinema on ikidea sonra kapılarını kapıyor. Halbuki bizim bildiğimiz bu yerler saat on birde ka- INANMAT Kü Karaya Oturan Vapur Bi Bir kaptanın batası vapuru batırır. Hayatlarını kendisine emanet edenlerin ölümüne sebebiyet verir. Bizim hatamız, bizi felâketten felâkete, kazadan kazaya sürükler ve nihayet kendi | Kıssadan hisse: Hayatta muvaffak olmak için iyi kaptan — ——— — aşlarımız Soğuktan Kurtarıldılar Amma Bir An Olacaktır ce tahsis olunan iki handan başka yeniden dört han da- yrıca Köstence belediyesine müracaat edilmiş, göçmenlerin barınabilecekleri boş mağazalar Köstence Türk cemaati de iki camü ırkdaşlarımıza ayırmıştır. Silistireden gelecek göçmen kalmamıştır. Şimdi Kör- tence etrafındaki Türkler göç için hazırlanmaktadırlar. Bunların adeçdli 5000 den fazladır. Müteakıben Kaliakra- dan 2000, Tulçadan da 200 göçmen daha ana yurda dönmeğe hazırlanmaktadır. Burada göçmenler için en büyük üzüntü vapurların bir an evvel gelmeleri ve geldikten sonra da hareket ede- memeleridir. Pasaport çıkarmak işi de gittikçe zorlaş- Bulgaristan Türkleri | İ_lahatsız I Memleketi- mize Gelmek İstiyorlar etmiştir. Türk evlerini bombalamak ve bura Türk- lerine sataşmaktan maksat, bunları kaçır- tarak sirf emlâklerine ucuzca konmaktan ibarettir. Bu sebeple Eakicuma alanı Türkleri Tür- kiyeye göçmek için daha şimdiden hazır- Tanarak mart ayını dört gözle beklemekte- dirler. Bulgaristanda Türklere yapılmakta olan tazyıkların önü, ancak Bulgaristanda emlâk #pekülâşyonu yapanların cezalandırılmala- tile alınabilecektir. İNANMA! Sözün Kısası Talihsiz Meyve Ek - Ta Tıpkı insanlar gibi, eşyanın da, çiçekle- rin ve yemişlerin de talihlişi, talihsizi oldu- guna kanaat edenlerdenim. Bu meyanda, kavun, bence en talihsiz meyvadır. Daha henüz yetişmeğe başlarken, ona verilen ad, bir fanilik, bir bitkinlik ve bir müflislik ifa- | de edar: Topatan! hembezmi, — çilingir Tatlı bir Kukuğaç Kavun ayyaşların sofralarının ziynetidir. | kavununun lezzeti hiç bir meyvada olmadı- a halde, ziyafetlerde, konuklara onu ikram etmek yakışıksız sayılır. Hışır, mayhoş. ku: yu suyu tadında bir elmayı ona tercih e « derler. Firengistanda kavun meyvadan sayıl - x. Avrupa sofralarında, kavunu, hıyar gibi. yemekten Önce ve çerez niyetine yer- ler, ü Portakal, mandalina kabuklarından en - eçeller yapıldığı halde, kavun kabuk- arını eşeklere peşkeş ederiz. Elma Joaklı, kiraz dudaklı, badem gözlü dediği - miz ve hatta çitlenbiğe, kara bibere teşbih ettiğimiz kimseler bize âdeta misnettar o- lurlar da, kavun kafalı diyecek olsak, küp- lere binerler, Üzüm, elma, armut, kâh küfeler, kâh muntazam rendelenmiş tahta sandıklar içe- lO senin büyüğündür, söyleri risinde, portakallar itina ile saman kâğıtla- rına sanlı olarak yolculuk ettikleri halde, kavunun A ya bir ateş kayığı, yahut ki köhne bir yük arabasıdır, Yalmz, kavunün tek bir mazhariyeti varsa, o da içki içenler nezdinde kazanmış olduğu itibardır. Ahmat Rasim gibi değerli bir Üstat, son demine kadar kavunu rakı sofrasından eksik etmemişti. Hatta, gu fık- raları onun kendi ağzından dinlemiştim : Bektaşinin biri, günün birinde, isyan e- derek: —Hey Allahım! demiş; rakıyı haram e- decektin mademki,.. Kavunu ne diye ya « rattın?.. Öteki fıkra da şudur: Rakıyı şiddetle yasak eden ve içenlerin boyunlarını vurdurtan padişahlardan biri » ne, kendi sadrâzamının bu yasağı dinle » miyerek her akşam kerahat ettiğini haber vermişler, Kızmış; ansızın bir baskın yap- mağa karar vermiş. Bir gece, yatsıya doğru, tebdili kıyafetle, dayanmış vezirin konağına. Kapı açılır a- çılmaz da, paldır küldür, yukarı çıkmış. Ne görsün? Dedikleri doğru: Sadrâzam kur - muş tepsiyi, demleniyor. Tam, öfke ile tek- dire hazırlandığı sırada, bakmış, tepsinin içinde tek bir meze var: Kavun! Padişah hemen yumuşamışı — Meze kavun olduktan sonra, demiş, mübarek, içilir mi, içiliri. Ilmi Araştırmalar İçin Bir Yılda Rokfeller 12 Milyon Sarfetmiş Nevyork 13 (ALA.)— Rockfeller 1934 yılında ilmi araştırmalar için 12 milyon do- lar sarfetmiştir. Bu sene de ayni miktarda para sarfedecektir. Karadenizde Fırtına Sinop 13 (AA.)— Karadenizde dün- den beri büyük bir fırtına hüküm sürmekte- dir. Güneysu, Erzurum posta vapurları ile ŞAttilâ ve Sevim şilepleri limanımıza wğın: mışlardır. Güneysu, İnebolu ve Ayancık yolcularını Çerez Kablilinden ——— ——— - O, söyler!. Borazan Tevfik ile Raşit Rıza çok sevi- gürlerdi. Seviştikleri nisbetta de, birbirleri- ne sataşmaktan haz duyarlardı. Bir gün, Erenköyünde Tevfiğin - evinin bahçesinde, oturuyorlardı. Bir arahk, na . sılan bahçeye girip, yaramazlık eden kom- gunun çocuğunu, Tevfik kovalayıp, payla- dı. Çocuk ta geldi. Raşit Rızaya iltica etti. Fakat ağlıyordu. Raşit Rıza sordu: — Niçin ağlıyorsun, küçük? — Tevfik Bey bana «spa» dedil. Raşit Rıza, bir kaşını kaldırıp, ötekini de indirerek, ve ayni zamanda Tevfiğin de yü- züne manalı manalı bakarak: — Ey! dedi; wpa dedi ise zaran yok.. Tufla 4 | î : ; !ı | j ı ,ı | | | ; | g l

Bu sayıdan diğer sayfalar: