9 Aralık 1935 Tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 8

9 Aralık 1935 tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 8
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

B Sayfa " “SON -POSTA Yazan: Kadircan ü Kaflı — — |Korsanın Aşkı Deniz Romanı Ebu Yahya,Meş'alelerinSoluk Işığında O Elâ GözleriHemen Tanımıştı — Ben, .. Başkası değil... Dedi. Ayni zamanda bütün bızile Zey « mebe doğru koşarak onu elinden tuttu, sü « rükler gibi eve soktu. Kapıyı kapadı. Cersüme ile karısı uyanmışlardı. sefer o da seni öldürür... Cersüme, iyi kalpli hanımının adını duy- duğu zaman yumuşadı: Karısı da böyle ol- muştu. Fakat zavallı adam: — Burasını ararlar.. Gelip ararlar... Diye sanki yalvarıyordu. Karısı da öyle söylüyordu. Zeynep onlara acıdı. Kendi yüzünden hiç kimseye fenalık gelmesini istemiyor . du. Güllünün elini sıktı: — Ben gidiyorum... Burada kalmıyalım. Cersüme Ibni Cabire: - — Ona bir zarar olursa şayhin hoşa- na gümez sanırım, dedi. — Bunlara yazık!... Darmadağın etmeğe kalkıştılar. Arap Dodi. kumandanı çıkıştı: Çıikmak için da — Aptallar... Öyle yapmağa ne lüzum Fakat Güllü onu var? Bir iki saniye böyle geçti. Kılcını sıyırdı: Delirdin mi, — Otların içine sakar sokar, araştırır. Öyle Şey Olmaz!- sınız... Oraya gizlenmişse... ö Burada, Meşaleler eve yaklaşıyor ve evin önü ay- dınlandıkça pencerelerden — içeriye de ıık| — Buldum Burada.. h doluyordu. Kılıcını en yakın ot yığınının içine dal- Ki 4 duyuyorlardı. | dırdı. szüuuı_';lhü Yahyanın İ*. ayni dakikada Cemsüme onun ko- ” ibi yükseliyor, kaçağın her | lunu tuttu: :ı:d:ı:kık—':ıı-*—dı. — Ona bir zarar verecek alursanız Şeyh Ceorsüme ile karısı y SE bakınıyorlar, sık sık soluk alıyorlardı. Gül- _dll_Idoğnı söylüyordu. Kü ise onlerdan'daha fana “vesiyelte idi.| — İlei Cabir kılcı Bemen gezi çeklik [ Zeynep daha soğukkanlı olmuştu. —_Kılıı IOİ_——!...K—ııoh'.. Bir aralık yalvardı: Diye omretti. — Güllü teyze... Bu adama söyle, bana| — Şimdi üç dört kılıç kmı ot yığınlarının bir bıçak versin... Hiç olmazsa kendimi öl- |içine dalıyor ve içlerinde bir insan saklan- n miş olup olmadığını yokluyordu. Yine bir şey bulunamamıştı. İbmi Cabir dişarı çıkacağı sirada sor- du: düreyim... — Delirdin mi? Öyle şey olmaz... Henüz sözünü bitirmemişti ki birdenbire doğruldu ve Cersümeye dönerek: — Yemliklere de baksanıza.. —Aptıl yakalasalar bile size bir zararı dokunmaz. 'herifler... Az daha unutuyorduk. Zaten buraya girerlerse beni de görmeme- Dedi. Hemen oraya koştular, Bir... İki.. Üç... Orada da hiç bir şey yok... İbni Cabir biraz ileride duran Cemsü- — Seni bulsalar da o kadar — kuzmaz... meye baktı. Yemlikleri gösterdi: Fakat bu... Bunu ne yapalım? Bulduğun nedir?.. — Bizi ahıra sakla!.. Abırın kapısı her dan oraya girerek saklanabilirdik... — Fakat oraya götürürken görürler... — Arka kapıdan gireriz... Cersümenin ufalan gözleri sevinçle par - ladı: — İyi söyledin, haydil... Ahırdaki Samanlar İki dakika sonra ikisi de üç beş adım aralıkla atların yemlikleri olarak kullanılar | ——>>—— tahtadan oluklara uzatılmışlar, üstleri — ot- larla örtülmüştü. Bahçenin her tarafı aranıldığı halde —- Zeynep bulunamamıştı. Şeyh Ebu Yahya onun şu dört duvarın ortasında bir yerde olduğuma, görmüş gi- bi inanıyordu. Bunun için bir türlü bulu- nn büsbütün köpürdü — Her tarafı arayın!.. İyice arayın, kör , herifler... Hepinizin gözleriniz çıksın!... He- pinizin kafalarını' keseceğim yoksa... — Bu- han onu... Yeniden her yeri aramağa başladılar. kat yine bulunamadı. — Ahbırda olmasın!... Bunu, arayanlardan biri söylemişti. Hep beraber ahıra daldılar. Aradılar, bulamadılar. di: — Otların içini de arayın!.. * Diye baykırdı. Bu arada Cersüme'nin evi de tavan a-| PiTinci ekmeğin (30) 'para kadar düşe- ralarına varıncaya kadar iyice tarandı, Fa-| Seği,tahmin. edilmektedir. — Bunları ne kadar doldurmuşsun ?... — Bütün gece yerler de.. Aç kalma- x |sınlar diye... »zaman kilitli değildir. Senin haberin olma- | Kırk kadar at karşılıklı iki sıra olmuş- Tardı. Ot ve yem yemelerinden Çikan — hafif bir ses duyuluyordu. Ayni zamanda — on- lardan da bir kaçı ürkek ürkek bakımıyor. lardı. Kenardaki yemaliğin yanmdaki bir A. rap birdenbire baykırdı: — Burada... Buldum... Burada... Hepsi oraya baktılar, Meş'aleleri yaklaştırdılar. İşte oradan bir kadın çıkmıştı. Örtüsüne sımsıkı —bürünen — ve yalnız gözleri görünen bir kadın.. Herkeste büyük bir sevinç vardı. Yakalanan Kadin Herkesde büyük bir sevinç vardı. Kadın silkindi. Cersüme irkildi, bir şey söyliyecek oldu. Fakat kendisini tultu. İbni Cabir haykırdı: — Sıkı tutun!. Çabuk Şeyh. Hazretle- rihe götürün!... Artık ferahlamışlardı. (Arkası var) Naşçit - Ertuğrul Sa4 Halide Şehzadebaşı TURAM tiyatrosunda Bu gece aat 20,50'da Tepebaşı Şebir Tiyatrosunda 9/A2/936 Puzarteni günü akşamı saat 20de SAZ - CAZ ;ı;i;ıııl; Ü —— —— Fönusız Tiyatrosunda Halk Operetil Bu akşam 20,80 da ason dela SEVDA OTELI Sahı - Çarzşamba * Pargembe umümi arzu Üzerine yalaız üç gece BAY-BAYAN Ebu Yahyanın hoşuna gitmiyeceğinizi sa-| Cuma akşamı TELLİ TURNA Beklenen Büyük- Opetet AF _;'. MAZON markasına dikkat Mazon va Botton ecza deposu. Deposu: Bahçekapı, İş Bankası arkasında 18 No l Pa LAŞ ! Aç karaına bir kahva kaşığı alındıkta Kabızlığı def'eder Yömeklerden birer aant soğra alınızsa Hazımsızlığı mide ekşilik ve yanmalarını — giderir, — Ağızdaki tatsızlığı ve kokuyu izdle eder. Ekmel;—î)işccek Narh Komî;yo;u Bugün_î'oı—)İânıyor, Halk Ekmeğinin De Çarşambaya Çıkması Muhtemeldir Narh komisyonu bugün toplana- | cak, ekmek narhımı tespit edecekn'rıı Fırıncılar dünden itibaren ekmeği kendiliklerin- den 20 para ve 30 para düşürmüşler- dir. Aksaray, Beyazıt ve Fatih hırın- larında ekmek 11 kuruş 20 paraya, İbai Cabir yine bunların başlarında i. diğer fırınlarda da 12 kuruşa ve 11 ku- ruş 30 paraya satılmaktadır. Halk ekmeği nümunesi pek beğe- makta, fakat lezzet itibariyle çok gü- ı::ıl bulunmaktadır. Halk- ekmeğinin |sarşamba gününden itibaren piyasaya çıkarılması muhtemeldir. İrtihal Tüccardan Taci- Atayın, Fahzi Refik, hmet Dervis, Mazhar Halidin kayınva- | leştirilmiştir. Haynatın tasnili ile açıkta ka- lideleri, Nuri Kuzunun annesi Bayan Emi-|lan hayrat hademesi diğer enmilere tayin ne Tanrınm trahmetine kavuşmuştur, Cenazesi bugün saat on dörtte Nişanta-|bir tasarruf temin olunmmuştur. şında Rumehi caddesinde Pelnegrini apar- milmiştir. Bu ekmek biraz esmer — ol-İtrmanından kaldırılacaktır. * P C — A Hati Sü Z Birinci Kânun 9 Bir Rüya Ve Bir De-| fine Hayali (Baş tarafı İ inci yüzde) ! Tasu altıma kavuşmasını bir gün, hattâ bir saat meselesi telâkki eden Saide anlatıyor: 35 Sene Evvalki Rüya Otuz beş sene evvel bir rüya gördüm. Evimizin Buhçe kapısından çıkarken aıra- Tanmış üç küp gözüme ilişti. Küpleri atla- yarak geçtim. Önüme bir malizen — kapısı açıldı. Cirdim. Eteklerimi altınla doldura- rak çıktım. Bu rüyayı babama — anlattım. Ruzi Hizir yakındı. Babam da — tanıdıkla- zından ve Mazanne'den Bir zata bu. rüya- mı açmış. Ö zat babama demiş ki: Hizır İlyas gecesi kat'iyen uyumayınız. Sabaha kadar bekleyiniz. Bahçenizden bir nur çı- İkacak. Bu nur bahçeyi dolaşacak, — Fakat siz duha evvelden ağacın dibine elekle kül eleyiniz. Üstüne hiç bir hayvan ayağı dağ- memesi için da bir kalbur kapatınız. Sizin bahçede muhakkak zengin bir deline var- dir. Nürün dürdüğü yeri kazacaksınız. — ve altınlara kavaşacaksınız. bi şimdiye kadar bu evden dört ölü ve b Bahçeye Nur İnmiş sene de bir çok yılan çıktı. Babamın Bir Hızır İlyaa gecesini pencerenin önün- | Tüyamı açtığı zat beneksiz sarı keçi, katt — de geçirdik. Bahçeden bir mteş çıktı. Bu a- | koyun ve bir de erkek kara karga kesilm” teş bahçeyi dolaştı. Muayyen — bir — yerde | sihi söylemişti. Ben geçenlerde bu — kuf' — Bayan Saide kalkdı ve sonra da eriyip gitti. Sabahleyin kalburun altındaki, küle baktık. Kapalı ol- duğu halde üstünde koyun, keçi ve bir de kuş ayaklarının izlerini gördük. 35 sene evvel babam gizlice bahçede hafriyat yaptı, dört metre kadar — kazdı. Alün zamanında seksen lira kadar bir pa- ra harcadı. Fakat bu sırada ben bir —rüya daha gördüm. Bana hafriyatın tatil edilme- #i malüm oldu. Bana rüyada dediler ki: E- üer hafriyatı tatil etmezseniz seni düreriz, bükeriz, bir köşeye fırlatınz. Ben babama tekrar rüyamı anlattım. Hafriyatı tatil et- B. Zaten rüyada bana şunları da aöylemiş- lerdi: Bu evden dött ölü çıkacak, sonra da bahçede bir yılan görülecek — deline de bundan sonra bulunacaktır. İki Amelenin Kararı Babam hafriyat yaptırırken iki amele loprağın altından iki parça şey alıp kaçtı- Tar bör daha da dönmediler. -Filhakika bundan sonra oğlum Şükrü, Babam Or- mün, anam Zahra ve kocam Rifat — öldü- ler. Bu evden dört ölü çıktı. Ben bu eve 6 yaşındayken gelmiştim. Şimdiye kadar bu. evde yılan — görmemiş- tik. Bu sene bahçeda yılanlar da dolaşma- Za başladı. Babam ölürken vasiyet etmiş- ti Kızım sakin bu evi satmayınız, bu ev sizi zengin edecektir demişti. Rüyalar Doğru Çıkıyor 35 sene evvel rüyamda gördüğüm gi- banları kestim. Artık dafineye kavuşma z#” manı gelmişti. Müzelerden de müsaade & dım, İşe başladık. Dört metre kadar kaz” dık. Fakat yeni: bit rüya daha gördüm. De — fine kazdığınız yerde değil — biraz — ileridt dediler. İkinci Yer Kazılıyor Şimdi ikinci bir yeri kazıyoruz. — (1!) metre kadar yerin altına indik. — Şimdiy€ kadar arkalarında yazı damgası buluna© iki tuğlu ile kaba bir taş çıktı. - Bundat sonra kitabeli mermer taş, ondan sonra dt altın mahzenin kapısı çıkacak ve inşaallab 35 senelik ümidimiz de hakikat olacale Fakat müddet bitti. Müzeden yeni bir mi” sande daha alacağız. Bu halta içinde — satf altınlara kavuşmamız muhakkaktır. * ök Bu, masala dayanan hafriyattan şimdi” ye kadar yalnız iki tuğla çıkmıştır. Bunr lar arkalarında, imalâfh in markatir ni taşıyan ve İstanbulun her tarafında bur Iuaan Bizans tuğlalarıdır. Hiç bir kıymet* leri yoktur. Hafriyat simdiye kadar hiç &* Tenmemiş kis tabakaşına — düuyandığı — içit bir şey çıkmak ihtimali de kalmamıştır. Maamafih Bayan Saide rüyasının, — hulya” sının kuvvetine şiddetle inanıyor: — Ki tabakasının altından da olsa af tn kapısı açılacaktır. diyor. Evkafta Değişiklikler Yeni Evkaf Kanununun Tatbikına Başlanıyor 20.000 Liralhık Tasarruf Yapıldı Evkafa ait yeni kanun önümüzdeki haf- | tahsis edilmiştir. Fatih, Sultanselim, Beyt” tadan itibaren meriyete girmektedir. Yeni| zıt, Yenicami, Eyüp gibi cemaali pek fazlf tün emlâkin 20 senelik müherakim icariyele- | leymaniye, Sultanahmet cemaati ri——““——hımüııü ünenin, & :u———————:“ı“—*—'“—“" a Borcu ödenen emlâk te, şimdiki mutasar - & Simdiye kadar bir kısım camiler 3 vakik r—_l—_lü—.* bir 4 süz düüa - buldaki emlâkin 9o 20 si için evkan ica -| İA sonra bütüm camiler beşer vakit açılar riye verilmektedir ve bu paralar bazı bina- ““k kadro harici kalan camilerin eşyasilt lar için ve meselâ Orozdibak için yılda 5 bin Üğer camilerin baksanları tamamlanacak” lira gibi mübim bir para tutmaktadır. Bu | tır. “—““M_—î—_'"—'—' D N v üz milyon Hirayı bulacağı tahmin olunmak- îıdı:.'lın'taiınl.ıqıhımhhqlıy-vı-; TAKViM kıf paralar idaresinin bu parayla, sevmayesi | BİRİNCİ ÜN — büyük bir banka haline konulabileceği dü-. şünülmektedir. Evkaf idaresi bu pataların tahsilile, şim- diye kadar görmediği bir servete wail ola- caktır. Rouraf sene 13S1 Kasım 20 Bin Lira Tasarruf * Evkaf idaresi hayratın tasnif işini ikmal etmiş, hayzat hademesini 'dıyıı'ııiııııı.* ile tesbit eylemiştir. Vekil alarak iş gören. imam, halip ve müezzinlerin işlerine niba» yet verilmiş, kayyumlukla müczzinlik bir - edilmiş, bu tasnif neticesinde 20 bin lizalık Camilerin İmarı Bu para münhasıran — camilerin imarına

Bu sayıdan diğer sayfalar: