11 Aralık 1935 Tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 5

11 Aralık 1935 tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 5
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

—V Birinci Kânun Fanilik! —a İnsanrların Eserleri Neden Daimi Değildir? | | z bir granit bir caman mürekkep taşile, » ya te maddedir. Bunlar, kimya dil ğildir silkat namnı alırlar, kire hamız Grı nan ilisyum ile polas, alo- madent — bir (A.A.) — Deniz bakan- maddedirler tarafından, Paris, 10 lığı, muhtelif bahri devletler filolarının tonilâtosuna dair neden mütebayin rakamlar göste- bir ğ böylece iki esaz- gazeteler Deniz ke: da rlarını sü habbeleri lar. Havada bulunan Şu halde, | olan su zamanlarda, rilmiş olduğunu izah etmektedir. Bu farklar, neşredilen stalistiklerin, bazan hali inşada bulunan ve yahut inşası kararlaştırılan ve tahditsiz uğra- dıkları halde hâlâ kullanılmakta olan gemileri hesaba katıp, bazan da katma- an ileri gelmektedir. n suda inhilâl eder. birik eri, hakikatte suda inhilâl etmi,; v n Üzerinde hab an başka bir şey değillerdir H Tamızı karbon, ayrıca iki esastan birile| : | dıklarındı tercihan p f ir. Ve mika ile Halihazırda, kullanılan veya benüz |kızakta bulunan gemilerin umumi du - |rumu şundan ibarettir: Amerika: 1.371.510 ton. İngiltere 1.362,524 ton. Japonya 830.709 ton. İtalya 518.468 ton. Almanya 254.949 ton. Sovyetler 189.514 ton. Japonların istedikleri rbonat dö potasyum lan mevat basit bir Bu âse, bal kumdur, Bir ta: bir taraftan esen Tüzg | Çek - Alman Gerginliği 10 (A.A.) — Dün ovakyanın Sudetes Alman , kendi fırkasının hiç Londra, 10 (A.A.) — ul. inle © İJapon delegas rafından n bir no, Ha İte itibariyle tahdidi meselesi hakkında bir itilâf vöcude getirilmek üzere mü zakerelerde bulunmağa - kend müsavat hakkı kabul edilir — ediln n masyonal sosyalizmle girişmeğe hazır olduğunu söylemişt Bütün filoların yüzde 20 nisbetinde Çekoslovak — temel ya-leksiltilmesi yolunda Ruzvelt tarafın - li- deki hattı haroketi itilâfgirizane ol -| 'Tonaj Meselesinde Amerik2, Japonya | İle Bir Tür Ingilizl(;r Tasavvurların Açî(ça Bildirilmesini Istiye lü Anlaşamıyor cek İSPANYADA Buhran Devam Ediyor Madrit, 10 (A.A.) — Cumur istişarelerine bugün tekrar başlamıştır. Sol cenah muhaliflerinin mümessil - |leri olan Besteiro ile Barrio Kortezlerin feshedilmesi ve yeni seçimleri yapacak olan bir «hakiki cumuriyetçiler» hükü- meti teşkil edilmesi tavsiyesinde bulun- | ROMANYADA î Parlâmentoda Bir Saylava | Tokat Atıldı Bükreş, 10 (A.A.) — Dün iç siyasa hakkında müzakereler yapılırken ekse- riyet meb'usları ile milli köylü grupu mebusları arasında yeni bir takım hâ- diseler olmuştur. Zikri geçen grup m buslarından Doncescu, Goöga grubuna mensup Jaculescu tarafından tokatlan- reisi, muşlardır. Baltık Konferansında Riga, 10 (A.A.) — Baltık konferan- - |sındaki Leh müşahidi -Arzıscevsky'nin birdenbire Varşovaya hareketi diplo- |ması mahafilinde çok hararetli mutalea mıştır. | Amiral, ilâve etmi Deniz — silâhlarının haddi bulunması esası, her sınıftan ge- bir müşterek g ve tefsirlere yol açmıştır. milere şamil olmak icap eder.» ü ae sa y Amerikanın Durumu Londra, 10 (A.A.) — Havas ajansı arının öğrendiğine göre Am n tonaj me |le almağı ve ateş açmağı arzu etmemek- tedir. Evvelâ muhtelif tali komiteler teşkil rikanın .Jedilmek suretiyle işe girişilecek ve i komiteler, işleri tanzime memur edile makta berdevamdır. Ne İstediklerini Söylemiyorlar delegasyonların, — kon! müzakereleri- larak mesai arkadaşlarından niyet ve tasavvurlarını bildirmelerini ve yahut Bütün erans a Kömltüdinla' bt askahlıi noktai nazarlarını açıkça izah eyleme - «in ne olduğu hakkında tam bir karan- | zannedilmektedir. | lerini istiyeceği sanılmaktadır. Deniz Konteransı Ve Noecl Yortuları Londra, 10 (A.A.) — Deniz kon - " lık içinde oldukları |Bunlardan hiç biri haklarında tam bir iliz delegasyonu başkanının söz o- | VE a BU GÜN Saiala ü Balina Kadar PDaMı Duygusu Yo”u andı. taklidi imkâr ürif üflerdi, kıvrak m, Dün, ya dan seyredildiğini v u bedit le eni konu biz gazete hab emaşa için anlandıklarını bildiren unca o İlâl | Jczm çoğaldı. p Fakat gözümün önüne de ta lık gösteren bir Sözgelimi Os oğullarından dördüncü M ladı. urat. Tarih o n gu hakikat | n cinayetlerini yazar |leri de haber veriyor «O, hem altına, susamışfı. hetm kana her şey y kan pardı, kaçırmazdı. ara toplamak için Jp | dökmek için de hiç bir hırsatı e yüzünden yımak bilmiyen bu çifte ihü sel gil akıttı, yedi bin kişi ö Bütün salta: | tince » ki on yedi yıldır - öldürülenlerin «a- yüz bini bul Bir gü bir yeşillik ©, çimenli bir yerde, göz alıcı çinde kuş sevincile, çiçek şuh sekiz on kadına luğula oynaşan, gülüşen kelebek gibi ç Onların çekler birer Jtardı, ç Bülbül, küçük cüs r di |lardır?., Fakat ne kadar di | den çıkam vanları netle anıp summaktır tmekte olduğunu söyle- | dan yapılmış olan teklif hakkında ami- iden gözden ral Nagano şöyle demiştir: aydınlık içinde bir takım bariz noktai SERMAE Nİ - Avrupadaki| — «Bu teklif şimdiki nisbetleri muha -| nazar ihtilâfları baş gösterecek olan bir zorlukları halletmiyeceğine kani bulun. faza etmek demektir. Japonya, bunu veya mütenddit mesoleleri ortaya at - Uğunu ilâve etmiştir. (evvelce redetmişti.» mak suretiyle müzakeratın idaresini e- ES“RISMET ”£ BEKLİYENLER. ahedelerin ye Mürvet, hemen cebimden çıkardı - ketten bir cigara 1 sitemli sitemli bakıyordu e bilsinler, benim cigara Labl. Y M ş a VMürvet, hafilçe dudak büktü, kırı -)ta, ne ağır, ezici, sıkıcı; ne de keyilli,' — — Evlâdım, gördün ya! Mürvetci İneş'eli bir hava vardı. İhsan abla, ça- / ğim, işte hep böyledir. Hani iç |maşır leğenini bıraktı, ellerinin köpük-'kaksan, kırk yıllık cigara tiryakisi, bir 'dersin. Halbuki bulursa içer, bulmazsa, K e omuzlarını oynattı: hanım annel elleri leğenin içinde, hep lerini muslukta giderdi, ipten kuru bez aldı, parmaklarının aralarına ka bul “İiçmez. T ahenkte söyleniyordu: Bir Mürvete, bir İhsan ablaya bakı - — Hanım dar gicir gicir kürüladı. Mürvet de, kendi fincanını almış, | yordum.. Mürvet, benden aldığı ciga - annesi, var mı bunun ?. /gözlerini kırpıştıra kırpıştıra bana ba- yayı, kıvılcımları eşeleyerek yaktı. İki demek Hem, o, benim evlâdımdır .. alan mı? Güzele, güzelsin, kıyordu.. Bu kadının, sessizliğinde bi-| parmağının arasına sıkıştırdı, dudak- le konuşan bir hal vardı.. Onun susma- Jarına yapıştırdı, gözlerini süzerek çek İhsan ablanın gevezeliğinden daha (; Bu, öyle tiryakice bir çekişti ki tü- tünü, arayı icat edenin topraktaki |çürümüş kemiklerini titre |tekrar diriltebilirdi İki merak arasında kalmıştım. İhsan ablanın, güler yüz göstermesi, halin - n yanında ber şeyi söyleriN, & i saklaı Onun yanında ttanma...O, Pakizeciğimin ağabeyisi am, İsı, konuşkandı. İhsan abla, geldi, Mürvetin omuzu- na dokund — Oh, benim Mürvetciğim, bana da bir kahve sürüver.. Pek yoruldum.. fincanı yere bırakıyordu, e enin de ağabeyin sayılır. İnsan a- “beyisi yanında, sıkılar mı, utanır mı? tir ve belki Mürvet, gözlerini kısarak bana bakı klarını isirdi, başını — iğdi, den memnun görünür gibi lâkırdı et- hsan abla, anlatıyordu: İmesi, pek tabit değildi. Onun gizli bir ze, günlerce, haftalarca panıp oturur mu, Benim gibi n yüzüne baka baka i kararmaz mı? Gel gör ki Paki - itu, gideli beri, burada, benimle r oturuyor.. Ara sıra; kızim 30 - Mürvet, İlhsan abla, mâni oldu: | — Yok, yok... Oturayım, bir ci İra sarayım, sen de, kahveciğini rTahat rahat iç! İhsan abla, kerevete, benim yanıma oturmuştu.. Koynundan tütün pake - tini çıkardı ve Mürvete sordu: — Sana da sarayım rm? Yavrum?, Mürvet, yüzünü bafifçe buruş! muştu, İhsan abla, anladı: sen hazıra alışkınsın.. Genç ta kalınca açılacağını anlıyordum. Dişleri altın kaplama, saçları oksi - jenli kadının, burada oturuşunu; — bu kapalı, ruhsuz, neşesiz evde, İhsan ab- İtanın karşısında haftalarca, sokağa çık- madan oturmasını ve bu kadar sigara olduğu halde, sigarasızlıktan katlanmasını, biraz gezin, hava al, açıl! di- âdeta bana kızıyor. kaldırdı ve yarı dön- r bakışla: anım annel dedi. vrek gevrek güldü: tiryak |kıvranmasıni ve buna — Sahi, hiç tabit görmüyor, tersine, manalı bu Bana döndü: | — Ayol, kızcağıza cigara ikram et-| mek yok mu?, İ luyordum. Onun bakışlarında da benim ile an- laşmak, dertleşmek istiyen, çaresiz in- " Mürvet, tekrar bana bakıyordu.. bsan ablaya cevap vermedi. Mutfak - İhsan abla, kendine cigara sarıyor -| -| sıkılgan kızcağız... |derdi olduğunu ve bana, ancak yalnız| feransı, iki saat devam eden bir top- | yortuları münasebetiyle 20 birinci kâ- lantıdan sonra yarına tehir edilmiştir. 'nundan 2 ikinci kânuna kadar toplantı- Bu toplantı esnasında konferansın Noel lar yapmamasına karar verilmiştir. b M Ben, yalnı: bir yere | birliğine olsun, gitmeli.. sanların, her ne olursa olsun, tutunmak için ümitsiz çabalayışlarını |lığa alıştım, diyorum. O, imkânı yo lokuyordum İrazı olmuyor. Sen geldin, artık | hsan abla, sigarasını yakmıştı; gü- lümsiye gülümsiye bana bakıyordu: — İşte Mürüvvetçiğim böyle.. Seni, İtanımıyor da, onun için sıkılıyor.. Çok | kalmaz. Sözünün ardını, önünü hatır, gönül kırmaktan çeki zına geleni söyleyiverir bir insan bun- ları söylemiş olsaydı, hiç bir kıymeti, Elini uzatmış, Mürüvvetin omuzu-| L E » İarlkde gb Suneenlür |ehemmiyeti olamazdı. Fakat İhsan ab- a n onü, tanımazsın, Mürüvvet- |* isin, bu kadarını söyliyebilmek, en açık, en ağır bir istiskal demekti. Genç |kadının, keskin, tecrübeli bakışları: |dan, stiakali, sözle değil, daha |vadan kapacak kadar zeki olduğunu nlamıştım. Mürüvvet, duymu, İyormuş gibi başını mangala iğmiş, cez- İçiğim. Mürüvvet, boş fincanı elimden al tek gözünü kırparak gülümsedi: İm irmiş, insan ol | — Gün görmüş Jli, anneciğr f dukları m. Ben de, az çok — | insan sarrafıyımdır. Bir odanın içinde, iki ayrı havanın (X ; Kizcın küle sürüyor; kahve, şe - ker kutularını karıştırıyordu O, böyle bir istiskali hoş görecek; h edalarla konuşayordu hakarete, karşılık vermeden katlana - Mürüvvet, kendi fincanını da yere 'çak, bir kadına benzemiyordu. Omuz- koyduktan sonra kalktı, cezveyi yıka- Jarımın düşüklüğünde, miskin bir te - İdı, tel dolaptan fincan çıkarıyordu. | yekkülden, âciz bir sığınız İYanımda oturan İhsan abla, sol elinin | azır bir mecberiyetin çaresiz işaret parmağile dizimi dürttü ve du -| katlanışı, açık açıktı. inı kımıldatarak kaşlarını, göz-| Kirpiklerinin altmdan, gözleri | i görüyor ve bana, içinde toplaı gucu havanın zehirini aşılı Mürüvvetin, inat inat an ab esmesi, ne garipl İhsan abla da, Mü - rüvvet de; seninle sözüm var! gibi ima- dak i oynata oynata Mü gös - Yalnız konuşacağı etti. |leri terdi ğunu ima h eyler oldu - tT i kırmamışt tkuna l başına , ümidir Mürüvvet tekrar ma hem ok- İoturduğu zaman, İhsan abla İşıyan, hem de çekinen bir tavırla yut- iy z e, yutkuna yı kuna yutkuna kekeliyor Je, haftala | Allah daim et-İr var. ÖOnu da Günü Mürüvvetçiğimn beri, bunaldı. Onun d. |sin, kurulu düzen evceğ lı“"' ak cederler; değil mi ya?..

Bu sayıdan diğer sayfalar: