3 Ocak 1936 Tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 5

3 Ocak 1936 tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 5
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

TEREREE T 3- İkincikânım Tarihten Yapraklar: î Uyvarda TürkOrdusu... SON POSTA Zi_raa.t B Muhasara Bütün Şiddetile Devam E&erken Köprülü Oğlu İ ı Reisülküttapla Damadı Ibrahim Paşayı Boğduruyordu Uyvar muhasara ve muharcbesi büyük savaşlardandır. Attilâyı tanı « | dıkları gündenberi gücü yüksek in - sanlar için «Türk gibi kuvvetli» de - ı meğe başlıyan Avrupalılar bu Uyvar | harbinden sonra: «Comme un — türe devant Neuhoeselp meselini darbet - mişlerdir. Neuhoesel yeni kale demek- tir ve Uyvarın almancasıdır. Meselin (P türkçesi: «Uyvar önünde Türk gibi» dir. Uyvar seferi 1663 te açıldı. Sebebi Avusturyalıların Erdel işlerine faz - - İ İ | laca karışmaları ve muahede hü - f kümlerini mühimsemiyerek sı- | — nir boyunda kaleler yapmıya kalkışmalarıdır. O sırada Köprülüzade Fazıl Ahmet Paşa sadrâzamdı. A - vusturyalıların azıttıklarını gö rünce bir karar verdi. 122 bin kişilik bir ordu ile harekete geçti. Yanında 145 te top var- dı. Avusturyanın — en büyük güvenci, o sırada Türklerin Venedikle de savaş yapmakta ve Giridde uğraşıp durmalarında idi. Fakat sadrâzamın harekete i Viyanayı telâşa düşürdü, yalvarmıya başlandı. Fazıl Ahmet Poapa, okun yaydan çıktığını söyledi, Tunayı ge- çerek ilerledi, Kont Forgaç kumanda - sındaki düşman ordusunu bozdu, Uy- var önüne vardı, muhasaraya girişti. Uyvar mühim bir yerdi. Vaktile de Türkler tarafından iki kere kuşatıl - miş ve her iki muhasarada yelmişer gün top ateşi altına alınmışken dü - şürülememişti. Pek verimli bir top - rak üzerinde kurulduğu için dört yanı bağlık, bahçelikti. Yedi yüzden fazla köyle çevrilmiş bulunuyordu. İ Sınır boyunda Türklere yenilen Kont Forgaç, sağ kalan askerlerile Uy- vara kapanmıştı, kalenin sağlamlığına ve cephanesile erzakının bolluğuna gü- venip müdafaa ediyordu. Fazıl Ahınet Paşa, ilkin ona Epgirli Mehmet Ağa adlı birile şu satırları taşıyan bir mek - tüp yolladı: (Sn ki Forgaçsın, mktubumu a- lınca kale anahtarlarını - alıp yanıma gelmelisin, rikâbıma yüz sürmelisin, böyle yaparsan seni sancak beyi ya - parım, Uyvarda bırakırım, inat eder - sen seni ve askerlerini pare pare ede- rim, her parçanızı bir kulağa benze - tirim |» Forgaç, «iki el bir baş içindir, alnı- ma ne yazılmışsa onu görürüm» dedi. Ve bir kese kuruş vererek, «hoş gel - din» diyerek elçiyi geri çevirdi, sadrâ- zam da harbe başlanması emrini ver- di. Şimdi, kaleyi dört yandan çeviren nehirlerin — yatakları değiştiriliyor, hendeklere taş ve toprak dökülüyor, metrisler - kazılıyor, lâğımlar oyulu - yor, hücuma kalkmak için lâzim ge - len tedbirler alınıyordu. Bunlar, bu yapılan işler, güçlükle başarılabiliy. 'or - du. Çünkü düşman, sık sık kaleden çe karak baskınlar yapıyordu. — Türkleri rahatsız ediyordu. hanı da yardıma gelmişlerdi. - Yalnız Han, yüz bin atlı getirmişti ve sadrâ- zamın emrile akına çıkarak beş on gün içinde seksen bin esir yakalamış, Vi - yana yakınlarına kadar -Avusturyayı âteşe vermişti. Bütün bu akınlara ve kaleye yapı- lan sert hücumlara rağmen Uyvar düş- Köprülü oğlu Famil'Ahmet Paşa Pa llbvîı.him Ağa ile ordu muhasebecisi iMehmet Efendi boy gösterdi, Çıdu—: sahibi, sabah sabah yapılar bu Ziyaret- | ten memnun oldu, kahvaltı ısmarladı, | misafirlerile beraber sofraya oturdu, tatlı tatlı konuşmıya başladı. İbrahim Paşa, hariciye vekili de - lmek olan reisülküttap Şamizadenin ıdamadı idi, Uyvara gelinirken Ciğer | delen mevkiinde yapılan büyük sa - yaşta yüksek yararlıklar göstermiş, ün almış ve o günlerin birinci sınıf kahra- manları arasına girmişti. Kendisi de kazandığı şöhreti biliyordu, ona göre ağız kullanıyordu ve Uyvar önünde uzayıp ğiden savaşı tenkit ediyordu. Misafirler, ucu sadrâzama dokunan bu tenkitleri duymamış görünerek sö- zü suya, havaya çeviriyorlardı, arada sırda da yan gözle biribirlerine bakıp işaretleşiyorlardı. Bu esnada başı tel- li bir çavuş geldi, İbrahim Paşaya se - lâm verdi: — Buyurun, dedi, sadrâzam sizi is- | ter! Çadır sahibi çavuşbaşıya dönerek bu davetin sebebinden haberi olup ol- madığını sordu, o da «kaleye hücum işi konuşulmak istenilse gerektir» de- di. İbrahim Paşa bunun üzerine gü -| Kümsedi, şu sözleri söyledi: ı — Eşeği düğüne çağırmışlar. Ya İdı. Damatla kaynatanın - yakalarına 5 |lardı. İki dakika sonra damadımnı sad - çadırında otururken çavuşbaşı du |bu umumi mezarlığa taşıttı, Şubesini Nasıl taba yüzünü çevirdi: — Şevketlü hünkâra, dedi, bir kâ- ğit sunmuşsun. Sınır boyunda düqmı-ı ni şu İbrahim gidisinin bozduğunu yazmışsın. Benim için de «küçük bir Yiğittir, ie görmemiştir, mühüre lâyık değildir. İbrahim kulun yaşlıdır, ağır Başlıdır, mühre lâyık kulundur» da - Mişsin, Reisülküttap, yalvarıp yakarıyor - du, antlar içip kendini müdafaaya ça- hşıyordu. Köprülü oğlu, — hünkârm kendine gönderdiği jurnalı düşmanına gösterdi: — Bu mühür senin değil midir? Dedikten sonra gürledi: — Tez şu hainleri kaldırın, yer yü- zünden vücutlarını giderin! Cellâtlar hazırdı, hemen koşmuşlar- % :“""' : yapışmışlardı, otaktan dışarı sürüyor- | Osman ve Şerafettin adlarında iki genç râzam yaptırmak isteyen düşüncesiz Zirast Bankasını dolandırmak seçile ev - reisülküttap ile bir harpte kazandığı velki gün şehrimizde yakalanmışlardır. şöhret yüzünden hayli gurur getiren Osman ve Şerafettinin suçları sahte evrak İbrahim Paga, boğularak bir toprak| ve mektuplar tanzim ederek, bankanın bir yığınının içine gömülmüş bulunuyoı-w'"î F*-İl'l:_ para çekmektir. duşeüç yaşlarındadırlar. Osman Sinop Ziraat Ban- kasında odacıdır. Şerafettin de onun ar - kadaşıdır. Bunlar ayni şekilde birer hile ile üç şubeden para çekmişlerdir ve kısım kı- başçavuşla muhasebeci, çadır. sahibi - tım epey mühim bir meblâğ ele geçirebil - nin ayrılmasile beraber adamcağızın mişlerdir. nesi varsa hepsini hazine namına zap- tetmişlerdi, harıl harıl deftere geçiri -| —İik yaptıkları iş Kastamonu şubesi del_i— yorlardı. Meğer onların çadıra gelişle- |letiledir. Sinoptan Kastamonuya Sııılmı.ı ri de sadrâzamın emrile ve bu müsa - |namına bir 550 KHralık havale gönderilmiş dere işi için imiş! ve Şıııie(tı bavaleden evvel Kastamonu- AYA NGÜlEe bölüü tçtie GdNDUN ÇB SÜRrE Semee selü gee akimtın varı düşürdü, harp sırasında — ölenler Oradan iki arkadaş iki mühim hile yapa - için mezarlar yaptırdr ve kendi yerine d Mamışlardır. Bunlardan birki göz diken reisülküttap ile İbrahim Pa- İstanbulda Sirkeci Tan oteli Hasan namına gönderilen (2300) liralık havale, diğeri de Bursada şekerci Ahmet Hamdi namına gönderilen (1500) lirahk havaledir. Beride, İbrahim Paşanın - çadırında ise büyük bir hareket vardı. Oraya kahvaltı — için geldiklerini — söyliyen |bemen “Tan — oteline gidip — yerleşmiş- lerdir. İki gün sonra da otel sahibi Hasan vasıtasile namlarına (2300) liralık banka havalesi gelmiştir. İki arkadaş bu arada kaybolmuşlar bu sırada da Bursaya Bi - derek, şekerci Ahmet Hamdi namına gelen (1500) Kiralık havaleyi cebe atmışlardır. H“hhı'ıluh'rhıı!lk-nulilıı dü- şünülerek başarılmıştır. Hele İstanbuldaki hareketleri morakla okunmağa — değer bir hâdisedir. Otel Sahibi Neler Anlatıyor? Sirkecideki Tan oteli sahibi Bay Hasan Meşhur Uyvar kalesi şayı da“gömüldükleri yerden çıkartıp Şimdi her hangi bir kitapta «Cam - Yalnız Bin Li suları, ya odunları eksik demiş. Biz de Me ün türc devant Neuhoesel» sözü - ölüm görünen yere gönderilmek için hatırlanırız, Biraz sgonra İbrahim Paşa, Köprülü oğlunun otağındaydı, bir köşede el - |pençe divan duruyordu. Sadrâzam 0- nun yüzüne bile bakmadı, onun daha önce getirilen kaynatasına, reisülküt- nü görsem gözümün önüne kahvaltı sofrasından abuyurun» diye kaldın - larak, kaynatasile beraber, boğduru - lan İbrahim Paşanın mosmor — olmuş yüzü gelir. İkbal hırsı ne facialar dağurmaz ki?, M. T. Tan —Kavgı Sonunda | — Ticaret Odası Yaralananlar Mercanda Aleminyom fabrikası işçi- lerinden Agopla Sahak şakalaşırlarken |ilk içtimaı yapmıştır. İçtimadı Buğdan ve Eflâk beylerile Kırım|'* Havgaya çevrilmiş ve kavgacılar bi-|divanı, idare heyeti azaları rer çekiç alarak biribirlerinin ba; yarmışlardır. * Avni ve Rauf adlarmda iki Karagümrükte saatçi İsmailin elektrik sıkmışlar, İsmail gençlere kı- zıp çıkışmak üzere dışarı çıkınca damcağızı dövmüşler ve oğlu Osmanı ZÜarmın tekrar edilmesi hakkındaki da yaralamışlardır. Z -i Ankaraya gideceklerini bildirerek, otel - * Halâskâr Gazi caddesinde kah -| Mt bazı münakaşalı müzakereler ce- şlarını (kipler seçilmiştir. Riyaset divanına ai Zenç |Nemli oğlu, “evine (yerdir. Yeni 'dare Heyeti Dün Ticaret Odası Meci i, bu yılın & riyaset ve mürA . ra Mustafa oğlu Ahmet Kara, Mitat Ziya Taner ve Sait seçilmiş. Geçen celsedeki müzakerelerden ba- , |Pet gelecekti, geldi mi? bakmız neler anlatıyor: — Sinopluların hemen hepsi benim ole le inerler. Ve Sinopluların bir çoklarını da l Osman otelime misafir geldiler, Şerafet- tini biraz tanırım; Osmanı bilmem, Ve o- tele gelir gelmez ilk sualleri şu oldu: — Senin vasıtanla bize Sinoptan cma- Ben gelmediğini söyledim. Bir gün son- | ra hakikaten bir banka havalesi geldi. Ve makbuzda benim vasıtamla Osmana 2300 lira geldiği bildiriliyordu. Şüpheye düşme- dim. Çünkü paranın Sinopta Tahmaz oğlu Lütfi tarafından — gönderildiği — yazılıydı. | fettin ise onun akrabasıdır. | Bir 500 Liralık | | Parayı aldım. Bir tane bütün beşyüz k - | Tahmaz oğlunu tanırım, zengindir; Şera -| , Sayfa 7 a — ankasının 4350 Lirası Odacı e Arkadaşı Bankanın Üç Dolandırdılar? ra Ortada Yok Bankanın Ankaradaki merkez binası aldıkları (2000) Kira parayı tekrar otel kas sasına yatırdılar. Ve akşamları benden kıre kar, ellişer lira almağa başladılar. Su gibi para harcıyorlardı. Ben kendilerine az para barcamaları için nasihat ediyordum. Fakat bayramdı ve para da kendilerine sitti; ne isterlerse tabil veriyordum.. Nihayet Yakalandılar , Fakat bu arada hileleri sezilerek hak « larında tahkikat başlamış. Evvelki gün me- murlar gelerek onları sordular ve dolandı. mıcı olduklarını bildirdiler. Bir kaç gündür otele uğramıyorlardı, — fakat Şerafettinin ekseriya Beyoğlunda kaldığını biliyordum; Gittiği yeri memurlara söyledim. Her iki- si de yakalandı. Kasada (1900) liraları kalmıştı. Bu para müsadere edildi. Az kal- sın ben de suçlu görülecektim. Halbuk! ben bütün müşterilerime yaptığım muame- leyi yaptım. Hemea her gün bir çok müş « terilerim namma muhtelif yerlerden benim vasıtamla para gelir. Ben alır, müşterime veririm. Bunların böyle hileli dolaplar çe« virdiğini ne bileyim? Şekerci Hamdi De Getirildi Bursadaki şekerci Ahmet Hamdi de İse tanbula getirilmiştir. Elde edilen — paralar Ahmet Hamdiye gelen 1500 lira, Tan o « |teli kasasındaki 1900 lira ve Osmanla Şe- “rafettinin yanlarında bulunanlarla birlikte mecmu 3413 İira.paradır. Halbuki iki ar- kadaşın üç şube vasıtasile dolandırdığı pa- ranın yekünu (4350) lira paradır. Bin li- |raya yakın bir paranın yenilmiş olduğu gö- rülmektedir. » Osmanın Hilesi M Hile gayet basittir. Osman banka oda « cısı bulunduğundan banka “muamelâtina dikkat etmiştir. Ve Sinop bankasında bir kaç havale kâğıdı doldurarak ve güya bu havalelerin de birer tüccar tarafından ya « tırıldığını göstererek bir, iki imza taklidile bu manevrayı çevirmiştir. Sonradan Ban« kadan gönderilen havalelerin yatırıcısı ol« madığı ve bankanın açıktan para yolladığı Bıçak Çeken Kadın Polia dün müddelumumiliğe Halepli Mariya isminde bir kadın vermiştir. İddiaya göre Mariya Galatada oturan Fikriyenin evine gitmiş ve kendisine bıçak çekerek öldürmek istemiştir. Ma; 2 Janlaşılmış, mesele de bu şekilde meyd tanınm., On üç gün kadar önce Şerafettin. çimma Na TTT Beni öldürüyorlardı. Kendilerini kurtarmak için böyle bir şey tertip etmişler. Bıçak da onların ralık vardı, diğerleri ufaklık ve yeni gü - müş para idi. Onlar gümüş paralardan hoş- lanmadılar. Bazılarını — kâğıt — yapabildik. İki bin lir& kadar yanlarına aldılar. Geri teklifin takrirle yapılması kararlaştırıl. i 1 «|Yeyan etmiştir. Müyordu. Taştan duvarlar, Türkün | ”*st Mehmet çeşmeden su alırken çeş herkese parmak ısırtan çelik bileğine karğı koyuyor ve bir çok yiğitleri 8 -| lüme kavuşturuyordu. İşte bu kanlı dövül #ırasında bir gün fırka ku - Manı; me başında bulunan hamal Hasanla Kadı ozlu - İbrahim| R . ; Jokanta garsonlarından. —Mustafa ve Ki üpüi “'.I::iî..':î"':i.’.':!. alih arasında servis yüzünden kavga kahveci Mehmedin başında parçala - ,baş göstermiş Salih, Mustafanın başına mıştır. (sopa ile vurarak arkadaşını hastahane- * Galipdede caddesinde ll.._uyıhlıı kaldırtacak derecede yaralamıştır. ü A Lmtaşala gça İ SAA BO ADAĞ tarafını da ötel kasasına — biraktılar, Ve den ayrıldılar. Tekrar Meydana Çıktılar Fakat iki gün gaybubetten sonra tekrar | meydana çıktılar ve Ankaraya gitmekten bıçağıdır.v demektedir. Bavulu Kaçırırke> Şişlide Nadire Hanım apartımanı ka- - pıcısı Eminin çamaşır dolu bir bavulu- vu Şevket adında bir adam kaçırırken |tutulmuştur. Buğday Fiatlarında Deği« Ş$kik Yok vaz geçtiklerini söylediler. Meğer bu es-. ııdıhmvııidu&ıdudıııııı.&ı— derdikleri (1500) lirayı almışlar.. Bevden . tur. Dün Ticaret ve Zahire Borsasina 410 ton buğday, 20 ton dü un gelmiş - tir. Fiyatlarda hiç bir değişiklik yok- b? D elt Pa İ ae n G e d 5ee LA ĞÖY ö aü Gi İ A L ea Ca Grlleein zi KAzeLü Ka » / üf a A a L ERir e vi A Sla e

Bu sayıdan diğer sayfalar: