6 Ocak 1936 Tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 9

6 Ocak 1936 tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 9
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

ŞŞ __î_ Yazan: Gerhart Ellert ÜRNLER « ROMA KAPILARIN — 53 — 6/1/936 SON POSTA Çevireni — Arif Cemil Öneges, Attilânın Kendisini Çağırma- sından, Memnun Görünmedi. Onu aradılar, fakat derhal bulamadı- lar. Karargâh henüz kurulmuştu, ge- nişti, orada daha intizam tesis oluna- mamıştı. Karargâha yeni vasıl — olan kıt'alar emirlerini bekliyorlardı; ' her tarafta Onegesin eksikliği hissohmu- yordu, Hoamus (1) dağlarındaki geçitleri iş- eden askerler, Attilâ tarafından e- sas orduda toplatılmıştı. Onların yerine Ardarih'in kumandası altındaki Gepid- ler gönderilmişti. Gepidler İster hava- isin işgal olunan hudut şehirlerini Örümcek Ağı Attilâ'nın zaptettiği yerlerle irtiba- ğ Mmuhafaza etmek için muhtelif men- T tesis olunmuştu.. Bunlar arasın: da gidip gelen postacılar, Tsalyadan er havalisinde yürt steplerien ve tâ Boristenese (2) kadar uzanıyordu. Yal niz asıl vatan ile değil, menziller ara- -r_ıdı_ıki irtibata dahi ehemmiyet veril- mişti ki asıl mühim olan nokta buy- du. Attilâ ordusu bu suretle kendi harp sahası üzerine tam manâsiyle bir örümcek ağı germişti. Bu ağa en ehemmiyetsiz Lir nok- tadan dokunulsa bile derhal esas — or- du ve Valamir bundan haberdar olu- yordu. Ayni zamanda Valamirin de haberdar edilmesi şu sebepten ileri ge- liyordu: Valamirin vazifesi, Attilâ is- tedikçe, bitmek tükenmek — bilmeyen step menabiinden asker tedarik ede- rek göndermekti. Önegesi nihayet karargâh haricin- de buldular. Yunanlı, Olemp — dağına bakarak derin düşüncelere — dalmıştı. Mavi mehtapta o dağlar bir rüya gibi, | .-. sanki bulundukları yerden daha uzak- ta imiş gibi” gör Attilâ'nın kendisini — çağırmasından Mmemnun görünmedi. O anda mazinin hurafesi, halihazırın kat'i — taleplerin- den daha kuvvetli, daha canlı gibi gö- Tünüyordu. Attilânın Parmakları Öneges, mektepteyken Ovid'den ezberlediği bazı manzumeleri hatırladı. |larını bu güne kadar sana ispat etme- | Kadınların aturduğu çadırlar tarafında Prenses Erelieva göründü. sun? Yok, işte bunu olsun — yapma, Tanyüt» OÖnegeş bunu söylerken — hayalin- i Apollon diyarları, Ovid manzu- meleri yıkılarak yerine Hün kralı ve üyordu. - Yunanlı, (Hün müuharebeleri kaim oldu. — «Neden yapmayayım?» Attilâ'nın kumandası altında bulunu- Yorsunuz.» — slstanbulun kara surlarını zap- tetmek mümkün değildir.» — «Zaptedilmiyecek hiç bir şey Yoktur.» — «Bunun için muhasara makine- leri ve bu mâkineleri kullanacak adam- lar lâzım. Bir de deniz tarafından hü- cum etmek için gemilerimiz olmalıdır i. Gemiler mi?. Attilâ onun sözünü keserek: — «Gemiler mi? dedi. Denizi ve suyu, su üzerinde gemi ile seyahati hiç bilmeyen bir milletin © eleaman'a karşı duyduğu nefreti At- tilâ şu kelimelerle ifade etti: — €Gemi mi? Bana gemiden falan sakın bahsetme.» — «O halde İstanbulu hiç bir za- man zaptedemiyeceğine emin olabi- lirsin. » Attilâ düşünceye daldı. Gençlik senelerinde rehin olarak Bizans'ın ge- çirdiği günleri hatırladı. Tereddüt için- de: — «Belki.. Belki Bizans'ı muhasara etmek tecrübesine girişmem.» dedi. Öneges, İstanbul surlarını gösteren kum duvarların ve kalelerin üzerine elini koyarak dedi ki: — «Bu tecrübeye girişmemeni rica ederim. Bunu yapmadan dahi istekle- rine tamamiyle nail olmak senin için kabildir. Prenses Erelieve Attilâ başını eğdi. Eliyle kumları düzeltti. Yalnız kavis şeklinde bir kum dalgası kaldı: — a«Pek âlâ, dedi. Surlara dokunul- masın. Fakat kat'alarımızın kavis şek- Hindeki vaziyeti muhafaza edilecektir. — «Şarkt Roma devletinin temel-| Onecges, sen cenup cenahımızı — idare lerini sarsmağa teşebbüs edenler için- de biz birinci olmıyacağız. O — temel henüz pek sağlamdır; hesabında — ya- nıliyorsun.» — «Hünler nelere muktedir olduk- Apollon, kendi diyarı içinde Attilânın |diler mi? hüküm sürmesine nasıl tahammül &- debiliyordu? Attilâ nezdinde geçirilen hayat bu| İşeyleri sonuna kadar nasil tatbik ede- gibi düşüncelere dalmak için vakit bı- — #«Ettiler, fakat sen: onlardan git-| tikçe daha fazla şeyler istiyorsun.» — «Böyle olmasaydı, düşündüğüm Takmıyordu. Bazan o düşünceler, öl- bilirdim, Oneges?» mek üzere olan eski medeniyete iha- net edildiği lendişesi uyandırıyordu. Attilâ Yunanlıyı gördüğü zaman kamdan ve çakıldan inşa ettiği - istih- kâmı göstererek ona dedi ki: Li_ «Ben şimdi bütün askerlerimle geleceğim.» Attilâ, sözlerini hakiki bir netice- Tecrübesiz Bir Ordu Yunanlı, hadden aşırı fikirlerin s0- nuna kadar tatbik edilemiyeceğini dü- şündü; İstanbulu muhasara etmek te onun nazarında hadden aşırı bir - te- şebbüstü. Fakat bunu ispat etmek için Dir yarım daire şeklinde şu yarım da- | gösterilebilecek bir çok sebepler oldu. ire üzerine yüklenecek olursam galip ğu halde bunların hiç birisi Onegesin | hatırına gelmedi. Yalnız: — aVizigot'la Fridigbem — Şurki den bahsediyormuş gibi söyledi. One- | Roma devletine karşı yürüdüğü zaman ges kendi düşüncelerine kapılmamı olsaydı o cümlenin bir su in 4 ali ihtiva et- tiğini derhal anlardı. Fakat anlayama- dfh için evvelâ sustu. O, hâlâ Olem- Pin mehtapta arzettiği rüyalı manza- rayı hâfızasında yaşatmağa çalışıyor- 9. Onun için Attilânin parmakları «duvarlara dokunmayınız.» demişti.» ldedi. Bunu hatırlatmak doğru idi. Vizi. got'ların Bizans'a karşı yaptıkları ce- surane seferleri ve ondan sonra İspan- yaya muhaceretlerini — hatırlamaktan Attilâ hoşlanırdı. Hattâ bazan — onla- arasında eğrilip bükülen kum kaleleri- Tn bu hareketlerinden ilham — alıyor ne bakarak lâkayıt bir tavırla: — «Bunlar nedir?» diye sordu. Bizans'ın Kara Duvarları Attilâ: — «Bizansın kara duvarları.» dedi ve elinin keskin tarafiyle o duvarların arasından bir yarık açtı. -— #«Bizans'ın kara duvarları mı? Blzğn_ıı_ muhasara etmek mi istiyor- (D) Balkanlar (2) Dinyeper nehri. gibi görünürdü. Oneges tekrar — dedi ki: — « (Duvarlara — dokunmayımnız.) Bunu söyleyen Vizigot Kralı da yal- niz meydan muharebelerine alışmış o- lan tecrübesiz bir orduya malikti. Se- nin gibi kral Attilât» Attilâ, yaralı ayağını çektikten ve Zerkon'a, rahat bırakmasını işaret et- tikten sonra cevap verdi: —« Vizigotların kumandanı yalnız bir Fridighern'den ibaretti. Sizler — ise edeceksin. Ben ortada kalacağım. Ar- darih te yardımcı kuvvet olarak Hae- müs dağlarında bizi bekleyecek.» Attilâ sözünü birdenbire kesti. Ka- kadınların oturduğu çadırlar tarafından Gepid prensesi Erelieva'nın yavaş a- |dımlarla gelmekte olduğu görüldü. | Onun Haemüs'ten gelen kuvvetler- |le beraber geldiğini Attilâ biliyordu. (Arkası var) Yeni Neşriyat: Tedavi Kliniği — Dr. Akıl Muhtar tara- fından çıkarılan bu derginin eylâül —sayısı çıkmıştır. İçinde bir çok tbbi — vak'alara dair yazılar vazdır. Yeni adam — 105 inci sayı ile üçüncü yılına . girmiştir. Bu sayıda Cami, İsmail Hakkı, Hüseyin Avni, Zahir Sıtkı, V. Gül. tekin, Dr. Saip Rağıp, Van Leon, Dr. İz . zettin Şadan'nın yazıları vardır. GezaeeedüReRREEEEEEiEEAELÜN KMN LAREE AA LERERSAER Son Posta İLÂN FİATLARI | — Gazetenin esas yazısile bir sütünün iki satırı bir (santim) sayılır. 2 — Suyfasına göre bir san - tim ilân fiatı şunlardır: 3 — Bir santimde vasati (8) kelime vardır. 4 — İnce ve kalın yazılar tutacakları yere göre santimle ölçülür. Adıle, sanile içki düşmanıyız. Diye bağırmıştır. Doktor Fahrettin Kerim, İsviçre- de toplanacak Arsıulusal yeşilay - cılar kongresine Türkiyenin de işti- rak edeceğini söylemiştir. Sonra cemiyetin senelik bütçe ra- poru okunarak heyeti umumiyenin fikirleri sorulmuştur. Cemiyet azasından Safiye Hüse- yin kürsüye gelerek: N — Sayın ülkü arkadaşlarım! Di-| ye söze başlamış ve medeniyetin | aile hayatile başladığını, iyi bir ai- lenin her hususta sağlam erkek ve kadından meydana geldiğini, bü - tün aile facialarının alkolden ileri geldiğini söyliyerek sözlerini şöyle | bitirmiştir. «Bir ölüyü yaşatmak isterseniz iz- pirtoya koyunuz, bir insanı da öl - dürmek isterseniz onun içine ispirto koyunuz.» Yine cemiyet azasından doktor İbrahim Zati de bilhassa meyvala - rın faydalarından bahsetmiş, hal -| ka meyvayı, meyvadan yapılan iç - kisiz maddeleri tavsiye ile: «İçki wz düşmanı, namus düşma- Içkinin Kötülük- — leri Sayıldı İçki düşmanları bir arada —— nı, hayat düşmanıdır. Biz de içkinin düşmanıyız.» diye sözlerini bitir - adam e köyde bulunan on yedi yaşların « da bir genci tabanca ile kalbinden vura - tak öldürmüştür. Kargılı köyünde oturan Bakiyle Timur oğlu Müustafanın araları birer emlâk ve| muhtarlık meselesinden dolayı açıktır. Fa- kat her iki taraf da kuvvetli partileri bu - lunduğundan birbirlerine diş geçirmemek- tedirler, Bunu gözönünde tutan Tümur oğlu Mus- tafa; o köyden yeğeni Kasap Ali oğlu Mahmut ve Hatip Hacı Mustala oğlu Mah-| Kürsüye gelen doktor Mazhar | Ozman da içkinin fenalıklarını vl- ğ cude, ruba, fikre yaptığı zararlarını, içkiye müptelâ kimselerden doğan çocukların acınacak akibetlerini &ı« | raladıktan sonra: ” — Yemiş yiyiniz. Hem de kabu « ğile yiyiniz. Yemiş ne mideye doku« nur, ne de barsağa.. Hattâ ekmek yerine yemiş yenebilir. Demiştir. j Kongre başkanlığına iki takrli — verilmiş, bunlardan birisinde «Yeşil — hilâl» adının «Yeşilay» a çevrilme« si ikincisi de kongre münasebetile büyüklere teşekkür telgrafları çe - | kilmesi istenerek her iki takrir de ittifakla kabul olunmuştur. Yeni İdare Heyeti Sonra yeni heyeti idare seçimi — yapılmıştır. Yeni idare heyetinin namzet lis « tesi şunlardır: Başkan: Profesör Mazhar Öz « man. 2 inci başkan: Dr: İbrahim Zati, — Safiye Hüseyin. Genel sekreter: Fahrettin Kerim muavini: Muallim Mehmet Ali Sa. lih Erdem. ; Üyeler: Ferit, Şevket, Tahsin Hamdi, doktor Kutsi, doktor Sühe« yil, Nevzat, Lâtife Bekir, Nebahet, avukat Cemal, Ayşe Remzi, Piraye, Cemal, Cemil, Reşit, muallim A Rıza, Hâbil, Halit, Fuat, Hâmik Mithat. Emlâk Vl!leşiesândelı_ Cinayet 60 Yaşında Bir ihtiyar 17 Yaşında Bir Genci öldürdn_ .. Adanâ — Bayram günü Kargılı köyün- | mut İle Bayram namazını kılıp evine git ? de çok acıklı bir cinayet olmuş ve enki bir | kin yüzünden altmış yaşlarında sakallı bir | mış ve bunlardan kasap Ali oğlu Mahmut mekte olan Baki oğlu Cebbarın önüne çık« tabancasını çekerek bu zavallı çocuğun üe — zerine ateş etmeğe — başlamıştır. —Fakat kurşunlardan hiç biri isabet etmemiş ve çocuk kaçmağa başlarken ayağı bir taşa takılarak düşmüştür. mur oğlu Koca sakallı ihtiyar koşmuş, eve velâ sopa ile boynunu vurduktan sonra ta« bancasını çekerek yerde can çekiştiren zas vallı gencin kalbine kurşunlarım boşalı » miştir. Cebbar derhal ölmüş, katil yaka « kanmıştır. Amerikada Ç Bir Uçak Şirket- A'eyhin : 5 (ALA.) — Dişişleri| - raflık kanunumu alâkadar etmekte ol Vaşington, bakanlığı, Bolivyaya dört bombardı man uçağı - ki geçen yaz Perulular ta- rafından yaralanmıştır. - satmak te- şebbüsünde bulunmuş olmakla İtham edilen Curtis adındaki uçak şirketi a- leyhindeki takibatında uğramakta ol.W duğu müşküllerle uğraşmaktadır. | Nevyork mahkemeleri önünde yapıl- miş olan takibat, Bolivya — konsolosu -| 'mun beraber çalışması yüzünden dur -| muşlur. « apraşık Bir İş e Yanpılan Takibat D »fu Zişişleri bakamlığı, hi için zesi Bit duğu ve yalnız cenubi Amerikaya de« ğil ayni zamanda Avrupaya da şümulu bulunduğu mütaleasındadır. Yapılan tahkikat, Curtis şirketinin bu satışı kendi şubelerinden biri vası « tasiyle yapmış olduğunu meydana çı e karmıştır. Dışişleri bakanlığına göre Nevyork« taki Bolivya konsolosunun da bu işe parmağı karışmıştır. - Bunun yaralanıp ölmediğini gören Ti « —

Bu sayıdan diğer sayfalar: