23 Ocak 1936 Tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 8

23 Ocak 1936 tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 8
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

Oz: SBON- POSTA ——— — » .. . .. Bir Rüşvet Cürmümeşkhudü (Baş tarafı £ inci yüzde) |raber kendişine doğru $ Hüsnü yanında üç lira olduğunu görmüş ve hemen Samih€ böylemiş; fakak Samıkı bu bep liranin İ vermiş ve Sanih e a üçünü bir arkadaşıma Bu sırada polise işaret © na ancak iki lira kalacaktır, demiş ve'mih yakalanmıştır. |beş lirada ısrar etmiştir.Hsnü evine git-! miş ve refikasında bulunan bir lira ek-| AY — Wmd( parasını da almış, sonra polise, ve y Za jtahakkuk baş memurluğuna uğraya - S ırak Samihin bu talebini anlatmıştır | ——— > | Kadircan vrecğim, — ba-| Fakat üzerinde verilen PŞ hanamamıştır. Hava için bir elektrik feneriyle Y? ü ma yapılmış ve paralar sotf gİ müş olduğu halde bulunmut rına Bir Pusu Kurmuştu Keleş Mehmet Sözünü bitirmek| gibi Pulatın bir kaç adım arkasın - için vakit bulamamıştı. Çünkü rah-|dan gitmeğe yeltenmişti. Fakat Pu- van gelen iki atlı yakımdaki döne -|lat hemen ona hatırlatmıştı: meçte görünmüşlerdi. — Keleş, kendine gel.. Şimdi sen 'Tam ipin hizasına geldikleri sı -| yalnız efendim değil, ayni zaman - rada Pulat onun bir ucunu bütün!'da kocamsın! kuvvetile çekerek gerdi. Önde gi -| — Aman, bey, bırak şu lâfları... m Komiser Mehmet Ali ile tahakkuk | tan bıyıklı, sakar bakışlı bir adam-|baş memuru Osman paraların numa - Miîıddeiumumiük Mehrü f dı. Eniştesini bir defa daha hatır -|ralarını tesbit etmişler ve: seyini ıcrbcğ |_>ıynku “’v:;& İladı ve bu yüzden yazıklandı. — Sen git, kahvede bu paraları Sııhı:nunu mucibince müsaadi Dört sipahi kocaman kapının iki mihe ver, öbür tarafına karışma! de- üzere Samihi vilâyete tarafında duruyorlar, içeri girenle- mişler. Hsnü kahvehaneye qideıke_n. 'Sı:m’uh bı_ı n garaze İri ve mallarını gözden geçiriyorlar- Samihin yanındaki arkadaşlariyle bc—- tertip edildiğini iler dı. 14.000 Lira Kaybğden—îutunc denin atı ansızın kapaklandı. Üs -| — Bırakalım da işler karma ka -| tündeki ile birlikte yüzüstü yuvar -/rışık mı olsun?.. Aklını başına al| landı. İkinci atlı da onların üst -| da oyunu iyi yap... Bir pot kırarsan lerine yıkılınca Pulat haykırı — Çultan... Göreyim seni!.. Keleş Mehmet bu emri duyma - dan önce davranmıştı. Şaşkına dönen iki sipahinin bo - gazına iki kaplan sarılmış gibiydi. İkisi de haydutların pusularına düş- tüklerini sanıyorlar, can korkusile| kurtulmağa — çabalıyorlardı. -Pulat| kendi payına düşenin belindeki han- çeri almış, boğazına dayamıştı: — Uslu dur, yoksa geberirsin!.. Demek ki uslu durursa bir şey ol- mıyacaktı. Keleş Mehmet ise kendi düşma - nının şakağına bir yumruk — atmış yere sermişti. Şimdi onları yere düşürmeğe ya- rıyan yuları ikiye ayırmışlar, ikisi- ni de sımsıkı bağlamışlardı. İkisi de Demir Beyin uşağı Keleş Mehmedi tanımışlar, işi anlamışlardı. Fakat Pulat Beyi henüz görmemişlerdi. İkide bir kurtulmak için çırpın - dıklarını gören Pulat onların kar - şılarına geçti ve son defa şunları söyledi: — Biz sizinle değil, sizin Ferhat Paşanızla uğraşıyoruz. Tekrar edi- yorum, uslu durursanız sizi mandı- rada bir kaç gün misafir ettikten sonra savarız, durmazsanız - birer köpek gibi öldürmek elimizdedir. Bunlardan her hangi birini beğen- mek sizin bileceğiniz şeydir. Delikanlımnın şakası — olmadığı besbelli idi. Dağa çıktıkları zaman onları dı-. ha kalın iplerle bağlıyarak Kara| Memişin kulübesine kapadılar. | Pulat hemen Tursuna şu emri ver- di: — Çabuk köye git. Hasan kâh -! yanın kulağına bizim geldiğimizi söyle. Oradan bir kat kadın elbi - sesi al da gel... Geceye kalsan da onu buraya yetiştirmelisin. Bu işten başkasına bahsetmemek lâzım ol - duğunu... Küçük delikanlının kaşları hemen çatılmış ve Pulatın sözünü keserek tamamlamıştı: — Elbet biliyorum. Bilmez - olur muyum?.. — Aferin.. Haydi, göreyim seni. Yarım pazara gidenlerle beraber | şehre girmeliyiz... Durmuş küçük çalıların arasın - dan ve çamların gölgelerinden aşa- ğı doğru koşmadan önce karşıki ya- maçta otlıyan sürüye bağırdı: — Alagöz!... Alagöz!... Sürünün etrafında dolaşan kö - peklerden biri bütün hızile ona doğ- ru gelmeğe başladı. Fakat Tursun | onu beklemiyordu. Çoktan uzaklaş-| mıştı. Köpek te onunla buluşacak şe- kilde yolu değiştirmişti. Ertesi gün erkenden yola çıktılar. Keleş Mehmet vaktile Silifkeden çıktığı kılıkta idi. Yalnız kalbinin yüzüne yuran heyecanını bastırı - yor, şen görünmeğe çalışıyordu. Yola cıktıkları sırada gene eskisi |medin de gittikçe kalpleri daha hız- |laşıyordu. Demir Beyin uydurduğu balimiz neye varır... Geç öne... Ben arkadan gelirim. Keleş, oyunun böylesini kafasın- da eritmek için güçlük çekiyor, fa-| kat başka çare de göremiyordu. Pulat geniş bir şalvarın, dar bir cepkenin içinde vücudunda erkek kabalığını elden geldiği kadar giz-| lemeğe çabalamıştı. Başına attığı çiçekli ve geniş bir örtü hiç olmazsa | omuzlarile - gö; kapatıyordu. Bu örtü onun yüzünü de gözlerin - den başka her tarafını kapatıyor - du. Keleş Mehmet gibi bir uşağın Muttan getirdiği karı da bundan daha ince, daha yakışıklı ve sülün gibi olmazdı ya!.. Şehre yaklaştıkları zaman önde ve arkada pazara giden köylü ka- dın ve erkekler görünüyorlardı. Bunların kimisi eşeklere binmişler-| di. Çok azı at sırtında idiler. Çoğu | ise yaya yürüyorlardı. Aralarında veya kucaklarında, yahut atlarla ©- geklerin “terkilerinde çocuklar da vardı. Şehrin kapısına geldikleri zaman | bu kalabalık büsbütün artmıştı. Yollarda çanların ve çıngırakların sesleri birbirine çarpan bakırdan süt veya yağ güğümlerinin sesleri- ne karışıyordu. Sol taraftaki Göksu nehri bütün olup bitenlerden, gelip geçmişlerden habersiz olarak akıp düruyordu. Pulatın da Keleş Meh - | h çarpiyordu. Çünkü kalenin kule- lerinde gezinen Aaskerler, kapıda bekliyen sipahiler iyice görünmüş- lerdi. Lâkin heyecanlarını bastıra - biliyorlardı. Keleş Mehmet arasıra onu tanı - yan köylülere rastgeldikçe selâm - haber oralara kadar yayılmış ol -| malı ki yanıbaşındaki levent gibi endamlı kadına yan gözle bakarak: — Bir yastıkta kocayın! — Uğurlu kademli olsun!.. — Böyle birdenbire nasıl oldu Keleş Mehmet? Amma, durdun dur-. dun da turnayı... İ Diyorlardı. | Pulat bu sözlere o kadar sinirlen- | mekle beraber susmak için dişleri- ni sanki birbirine geçiriyordu. Ke-| leş Mehmet ise gülmemek için ken- disini zor tutuyordu, Pulat uzaktan yeni subaşıyı el -| Keleş Mehmet kalabalığın arası- na karıştı. (Baş tarahı | inci yüzde) Pulat ta onun arkasından gidi -| Çalınan çantanın içinde (100) tane ğ Onüz Üaelik. Ç100 taian bapar £ Htabk, Geçtiler. Soran olmamıştı. Onla-| (8) tane (50) şer liralık kâğıt para ol- rın terkilerinde yük olmadığı nfük üzere ÇIW) Tira îl“ (11) tane © kadar göze çarpmamışlardı. Fazla birer altın l'"f.]'k ve (16) tane beşi olarak o sırada ürken bir katır or -| ”'lik “'"İ“kk.“”'f. (:mo)ı Ü ]fîd“' uhğı llın'lırmış' subaşı ile si hi_*p"m vardı ki nakıt paraların miktarı KÖ ea Ş (2800) Hiradır. lerin gözlerini o tarafa çekmişti. — | Bunlardan Başka beheri — (5.000) (Arkası var) İliralık (2) tane banka çeki vardı. Bun- Teşekkür — Oğlumuz Nesibin ölümü lar da (10.000) lira tutmaktadır. dolayısile gerek bizzat gelerek ve gerek| Maamafih bu çekleri ele geçiren yazı ile teselli ve taziyede bulunan dost; | pçılar ve arkadaşlarımıza ayrı ayrı ce -| Küa Şirket Kuruyorlar.. (Baş tarafı | inci yüzde) için vap ni olduğundan teşekkür ve saygılarımızı, alenen ifa ediyoruz. Kardeşi A Şekip hurbur Bürüemi ŞehirTiyafrosu maltbazm sa- babası Asım taphanesinin hazırlattığı bir çay masa- sı etrafında — toplandılar bir ara- hk konuşulurken — söz, pek - tabii - larak — meslek zorluklarıa — ve bir larak meslek zorluklarına ve ve - bir kısım bayilerin alış, veriş mübalâtsız- lığına intikal etti. Kitapçılar, memle - Tepebaşı Şehir Tiyatrosunda 28/1/936 Perşombe akşam saat 20'de HÜLLEĞİ Yazanı Reşat Nuri !yük düşmanı olarak bu —mübalâtsız- lıkları tanıdıklarını bildirdiler. Bu ara- l Şehzadebaşı TURAN tiyatrosu Naşit - Hallde Bu «kşam — 20,30'da Tecdidi Nikâh fikir ortaya attı. Büyük sermayeli bir neşriyat bürosu kurmak. Mümkünse |bir kaç yüz bin liralık bir sermayeye |dayanacak olan büroya, bütün kitapçı- |ların iştiraki istendi. Bu şirketin bir sa- tış mağazası olacak, ortaklardan bu |rada vazife alanlardan maadası, mem- İleketin içinde dolaşip bayi ve — teliş T teşkilâtını kuracaklar. Ayrıca, bir de iyatrosunda — |Lüyük bir neşriyat kataloğu meydana Halk Öpersti getirecekler. Bu akşam 20,30 da — Şimdilik bir temenniden ibaret ka - Deniz Havası |lan bu fikrin tahakkuku için pek az sonra fiili temaslar ve faaliyetlere baş- İlayacaklardır. Beyoğlu Fransız A CODALAR — Büyük Operet İstanbul'da ilk dela olarak; En genç İakat en dehakâr mııı_ Film başına 300.000 Dolar ücret alan küçük kız SHİRLEY TEMPLE (6 yaşındaki yıl-1z) s A RAY Sinemasında Bu akşam göstererilmiye başlanacak - olan GÜLDÜREN GÖZLER filminde — büyüklerin — takdir. ve kazanacaktır. Hamişı Çocuklar için husust fiyatları 2 nei Balkon ve fotöyler 20, Lükse bulkon ve bususi koltuklar 25 kuruş. Bu filml görecek ilk 3000 çocuğa SHİRLEY TEMPLE'ia havi birer güzel broş hediye edilecektir. küçüklerin memnunlyetini resmini — bisesinden tanıdı. Uzun boylu, kay- SiLÂ »e İPEK v MELEK sinemalarında birden, senenin en büyük filmi H BAŞINA ANNABELLA - VİKTOR FRANCEN -» Ba film için davetiyeler muteber değildir, - Numerolü — biletlerin evvelden aldirilması. Tek İpek 44289 - Melek : 40868 SİLÂN BAŞINA filmi bu sabah saat 10,15 de MELEK sinemasında matbuat erkânına gösterilecektir. Binemelarımızın serbest dühuliye kartlarını havl sevatin teçrifleri rica olunur. |kette, okuma ve okutmanın en bü- | da içlerinden biri, dikkate değer - bir| hırsızın paraları bankadan ği tabildir: Çünkü bankaya ayrıca pılmıştir. Bu rakamlar, paftl Azizin ifadesine göre tesbit tir- 85 yaşında bulunan tayı acaba dükkânda mi yoksa başka bir yerde mi © : tür? Bu ihtimaller de araşti” y dır. Şimdilik 2 kişi zanmaltımt —) tır. —k Toplantılar, Dav Fatih Askerlik $7 sine Çağrılan'? Fatih uskerlik kayıt gy namzetlerinin Sit gubesindeüi isimleri — ve numarati yedek suk mak üzere acele şubeye gelmelitğ bulunanlar bulundukları yerlefii ği şubesine hemen müracaatları HMf ğ Mehmet oğlu Mustafa 30:* 17213 kayıt numaralı, Nazif met Mansur 314 dozumlu 18110 İmaralı, Mehmet oğlu Sadettit gumlu 23499 kayit numaralı. MEŞ rettin oğlu İbrahim 316 do&ı!"' kayit numaralı, Kemal oğlu APN 326 doğumlu 32038 kayıt nf ban oğlu Mehmet 316 doğuml! kayıt numaralı, Hüseyin oğlu İb doğumlu 22889 kayit numaralk Öğ Mehmet Celâlettin 316 doğuml ği kayit numaralı, Haci İsmail 08 , |Abdülâziz 314 doğumlu 1963İ İmarah, İsmail oğlu Mustafa Sabi (ğumlu 19914 kayit numadal, Ü Joğlu Mehmet Sadi 315 dozaml “İkayit numaralı, Ahmet Safa o | 315 doğumlu 19521 kayıt nv met Tevfik oğlu Halit 316 d |kayıt numaralı, Sabri oğlu ıdi 315 doğumlu 20337 kayit Rüstem oğlu Ahmet 314 do kayıt numaralı, İbrahim oğlu " doğumlu 22764 kayıt numaf! Kâmil oğlu —Ayetullah 316 22766 kayit mumaralı. * Fatih askerlik şubesinden: saray Oruçgazi İsmail ağa Hüseyin Cahit oğlu 321 doğu! İsmail ve Fatih, Şehremini M: kak 7 No. lu hanede Ahmet gumlu İsmail Hakkının askeri İ mek üzere hemen şubeye gö olunur. İstanbul 5 inci İcra Evvelce İstanbulda Yenikanidi sokakta 19 numaralı evde di oturduğu yer belli olmU İbrahim Aliye Beyoğlu 3 üncü sulh bukuk #” sinin 23/1/934 tarihli 933/B42 Çilâmı mucibince Singer kumpar'” g) 32 buçuk lira borcunuzun faiz YN larla birlikte tahsili yolunda SifT gf ganyen. tarsimdeni bi | tarzim edilen 935/3286 numarti Şi ri tebliğ edilmek üzere tarahın#f a rilmiş ise de mübaşir tarafında” arkasına verilen meşruhattan zahı ikametgâhi terkettiğiniz V€ metgâhınızın da meçhal olduğu miş olduğundan bu ilân taribip&” 'f bir ay içinde yukarıda yazılı masraflarile birlikte ödemei Bu müddet içinde borcu ödeTÜ mercilinden veya temyiz yahüf hakeme yolile ait olduğu mah ranın geri bırakılması hakkın! getirmezseniz cebri icra yapıli bu. müddet içinde mal - | |bulunmazsanız haps ile tazyik nız ve hakikate muhalif beya? sanız haps ile cezalandınlacağti| rinin tebliği makamına kaim © £ e # /

Bu sayıdan diğer sayfalar: