12 Şubat 1936 Tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 8

12 Şubat 1936 tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 8
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

——? Şuba: t ; v (Baştarafı 1 inci yüzde) İzmirde Su Altında Kalan Evler İzmir şehri de 990 yılmdaki seylâbı andıran bir felâkete marüz: kal: ihv:ıır. İzmirin bir çok mahalleleri bilhassa Karşıyaka, Mersinli, civarı kor- ünç dakikalar yaşamıştır. YalnızNlersinlide su altında kalan evlerin Toyısı 16 dır. Gene Mersinlide Burnova caddesinde Salihin kahvesini su aplamış ve kahvenin bir kısmı yıkılmıştır. Burada bazı evler de çökmüş- Sir. Çorakkapıda Polise Mustafaya âit evi su basmiş, ailesi müşkülâtla kur: tılmıştır. Yalılar, Karantine Sular en çok Yalılarda, bilhassa Karantine ve civarında çok - tahribat Yüpmıştır. — Karatinede suların yüksekliği yarım metreyi bulmuş, bu yüz- bütün münakalât durmuştur. Bu- civardaki evlerin hemen hepsinin katlarını sular basmıştır. Suların yüksek yerlerden sürükleyip getirdiği molozlar pİ caddeyi uştır. Bazı mahalleler âdeta sularla sarılmış bir manzara arzetmiştir. Yıkılan Evler Sehrin muhtelif yerlerinde yıkılan evlerin sayısı henüz kat'i surette tesbit lî#nmı,m, Tütüncü sokağında yıkılan bir evin altında kalay Veli adında isi yaralanmış, hastahaneye kaldırılmıştır. Sular Şehitlerde de tahribat yapmıştır. Burada Mehmet adında birinin evi İmış, karısı müşkülâtla kurtarılmıştır. Poligon deresi taşmıştır. Bu ci- i evlerden biri de yıkılmıştır . ürinci kordon su altındadır. Çarşi,belediye ve civarı, gümrük önünü de kaplamıştır.. Tütüncülerde Remziye ait bir boş dükkân yıkılmıştır. mir ve havalisi bu afet yüzünden mühim zararlar görmüştür. Su Baskıniı Mıntakasına Giden Muhabirimizin İntibaları (Baş tarafı 1 inci yüzde) Cellâtta trenden inince aksi birI L'beıvlıe sıkıldık. Köylüler: — Buradan su baskınına uğrıyan öylere geçmek imkânı yok.. Geri-| ti zeri Tepeköyüne gideceksiniz! | __Dediler.. Nacar Tepeköyüne dön-| — dük, İyi bir tesadüf eseri olırık: İduğumuz otomobille Subaşı kö -| Yüne kadar gittik. Su baskını böl -| Sesine merkezlik vazifesini gören köyii görenler, uzaktan — ovanın| '_""lurııını Ege denizine benze - firler, Sanki mahsuldar ovanın or - inda en ufak bir kara parçası) © ’“İmııı, gibi... Subaşı köyü öğret - heni Mehmet Türköz'ün kıymetli| Ş'lıle iyle ve bir sandalın içinde! tnedik sokaklarını dolaşır gibi başı köyü sokaklarını dolaşıyo - Füz. Surada su baskını esnasında alan bir evin enkazı, biraz ötode 4ka bir evin sadece damları gö - iyor. Öte tarafı tamamen sular Tünü kapı bütün | | Ekinler, sular altında mahvolmuş vaziyette bulunuyor muhtaç, açlık ve hastalıkla kurşı lamış... karşıya olduklarını söyliyorlar, E* öy okulu, köy camlii, köy odası | Ger hakikat bu merkezde ise İzmir öyün umum! bihaları m_nmIKııılıyııun ciddi bir yardım şekli midan; canlattnı: kurtarın | ttttt etmesi lâzım. * Su Altın y HEl e Su baskınına uğramasına rağmen bazı evlerde hâlâ otaranlar vardır. Naime köyü muhtarı bana sa Baskını hayatını kurtaram küçük Hatice hakkında izahat veriyor Büyük fedakârlık pahasına kardeşinin gösterdiği alâkayı, köylüye tohum dağıtmak ve daha geniş bir yardım sürüklenmeğe başladı. köyün, halkı, ekilmiş arazileri sı Eğer «Son Posta» fotoğrafçısı |lar altında kaldığı için bu yıl k Refik Or'un dikkatli bir hareketi| vaziyete düşmek istidadındadırlar imdadımıza yetişmeseydi muhak - ,Su baskını esnasında bir çok bay - kak devrilecek, üç metre derinli .'vınlır ölmüştür. Kalan hayvanlar " gindeki sular arasında bir tehlike |mer'asızlık yüzünden ölüme mah - ile karşı karşıya kalacaktık. Sanda- , kümdur. Bu hayvanlar için l;ıldn.—ı h idare eden Hüseyin soğuk suların | ve Rahmanlar dağlarında mer'a a-. içine devrilmesiyle atlattığımız bu ranmaktadır. Hayvanlar açlıktan İtehlikeden sonra daima sığ yerleri| kırılmağa başlamıştır bile. Tulum takip ederek «Naimen köyüne var *|köyüne sandalla dahi gitmek im dık. kân haricindedir. En büyük zarar Köyün durumu afeci» kelimesiyle | Tulum köyündedir. K ifıdeyedilecek kadar düşündürücü...| Cellâd gölünün ve Mendresin ha- —“'jfmd *_*:-_:m'_ veıu:ı!ş:g: Ekilmiş arazi tamamen mahvolmuş, zırladığı bu facia, öyle ümit edili -.m_' lıe T. ; ağır © " ll bir çok evler de yıkılmış.. Sular hâ- yor ki sonuncusudur. Gelecek — yıl|Mik İsmail, uıı! Hakkı ve Süley « lâ tek katlı evlerin yarılarına kadar ; bu mevsimde Cellâd, bu bölgeye za- manın suçları sabit —görülerek üçü çıkıyor. Köylünün erzakı, mahruka- Tar yapmıyacak ve denize akıtıla - 'Je üçer sene dokuzar ay hapse mah « tı suların hücumiyle sürüklenip git- | caktır. küm olmuşlar, Hüseyinle Hakkı be » ekliyle artıracağı ümidi, bu böl - gedeki köylüyü sevindiren biricik ttir. Adnan Bilget Bir Kadına Tecavliz Edenler Mahküm Oldu Geçen yaz Kartalda tarlasında çalı« Hatice adlı bir kadına tecavüz et- yekten suçlu İsmail, İsmail Hakkı, Ka ERRLRE Çü Subaşı.. R"'%ı bBana su baskını felâketini kml anlatıyorlar 'â dolu, Bir odanıniçinde yirmi, l?.:; beş aile sığınmak mecburiye- y kalmışlar. Her odada birer a- « "'llyor, kanaatkâr köy insanları _._'1.7” n dağıttığı ekmek, kö -| 'i'_huıdın öyle müteşekkir ki.. y & d q;:î'vr. quıı'“lll beraber acıklı manza - rastlanmıyor denilemez. Sa- u k':şft' göğüslerine kadar soğuk su- 1 baytar Ekremin saygıyla nin ağzında Tepeköy Kızıl -/rah ferah seyrüsefer edebilir. miş.. Hâdise gecesi halk yalnız ca -| nını kurtarmağa çabalıyarak ma -| lini yüz üstü terketmiş... Köy şim - di tamamen insansızdır. Bir kıçı bekçiden başkasına raslamadık. — | * Bütün bu fecaat arasında insanı | teselliye sevkeden mokta insanca | zayiat olmayışıdır. Dağ köylıriııiı; Su baskını felâketine uğrıyan köylerin içinde en kötü durumluları bu üç köydür. Burgaz ve Kırbaş köyleri arazisi de tamamen sular altında.. Bahçe köyü halkı dikkatli davranarak su baskınından önce köy sınırlarına yüksek, istihkâm u- sulü tepeler inşa etmişler. durumu biraz daha müsait görünü - Her ne kadar diğer köyler halkı|yor. Buralarda oturanlar - vaziyeti | da ayni şekilde hareket etmişlerse |kavrar kavramaz çoluk çocuk top -| de azgın Mendres onları dinleme -|lanarak dağlara çekilmişler. Ova miş. Hırçın bir gecesinde, köyün köylerinde oturanlar ise gece vakti uykuya yattığı bir sırada ana yolu sandallarla yakın köylere naklet - kudurmuşcasına bozarak — Subaşı|mişler. köyü istikametinde yüz metre ge -| Küçük, barakımsı bir inin içinde nişliğinde yeni bir mecra açmış. A-|biri on yaşında olmak üzere iki sıl felâket buradan başlıyor.. küçük kızcağıza rasladık. Bunlar Şimdi on binlerce — ekilmiş|hâdise gecesi ana - babalarından u- arazi ile yine on binlerce dönüm|zak olarak buraya sığınmışlar. Ön |mer'a ve iki köy sular altında kay -|yaşında olanı, yani Hatice küçük| ibolmuş gibidir. Bu arazi üzerinde|kardeşini üç gün açlıktan uzak tut-! şimdi İzmirin körfez vapurları fe-|mak için büyük fedakârlığa — kat - lanmış.. Gündüzleri yüzerek köyal * kadar gelmiş ve kulübelerde buldu- Cellât gölünden celbedilen ha -| ğu ekmek parçalarını kardeşinin ö- rap bir sandal içinde «Naime»r kö -|nüne sürmüş.. Haticenin daha kü - yüne gidiyoruz. Genç köy öğret -İçük olan kardeşi İsmet, ablasının meninin tehlike işaretine rağmen, ilk gün aç kaldığını da söyliyor. Wh.:i"de kalanlardan bilhassa ço- Yoş, P durumu insanı düşündürü- 'ık::;'e lemas - ettiklerim, Zede 200 ailenin muavenete şimdi her halde sular altında kalan köy -| * leri dolaşacaktık. Henüz beş yüz| Şimdi ortadaki durumu şöyle kı- metre kadar yol aldığımız sırada | saltabilirim: sandalımız. Mendresten — taşkınca| - Üç köy. halkı su baskınından gelen bir su cereyanına kapılarak | mahvolmuş vaziyettedir. Ayrıca iki Hükümetimizin — felâketzedelere raet etmiştir. If'ı-ıayatta Gördüklerimiz anlattı: — Biliyor musun — zavallı başma ne geldi?. — Hayrola?, — Bu yaz Adada bir genç ressamla tanıştı. Bilirsin Sada temiz kızdır. Öyle Hörtlere filân tenezzül etmez. Bunu ua- Arkadaşım Sadanın hyan ressam nişanlanmak istedi. Ba - basile konuşuldu. Razı oldular. Bereket Süha; zeki kız: — Ayol bir kere, şunun evini, ya- gayış tarzanı görelim, nasıl şey?. Dedi. Sada: — Canım nesini göreceğiz. — İhtiyar annesile, bir kız kardeşi varmış. Nişan- da gelirler. Süha; gene wrar etti. Çünkü ressam onları hiç tanıştırmak taraftan olmamış. Bana söyledi. Beraber gittik: Ömrümde bu kadar garip bir vak'a görmemiştim. Şişlide aturuyorlar. Bize kapıyı genç, güzel bir kadın açtı. Süha sordu: — Ressam Namık Beyin hemgşiresi siz misiniz?. Genç kadın zarif:bir tebessümle: — Hayır edendim. Ben zevcesiyim, dedi. Nasil şaşırdık tasavvür — edemezsin Süha bana, ben Sühaya bakıştık. O, na- zik bir tavırla: elendim. — Namığın — Buyurumuz Nişanlanma Oyunu henişiresi yoktur. Diye bizi içeri almak istedi. Ben “büsbütün aptallaşımıştım. Süba gizli bir göz kırptı, girdik. Daha salcağun kapısında ressani Baylık vevimli yüzü bize gülümsüyordu. İşde yanlışlık yok. Yalnız bu oyum ne idi?. Biraz sonra kapı aralandı; kıvircik süçlı Üç. çocuğu koşarak girdi benziyen bir küçük daha. Büyüğü yamma çağırdım, ressamın duvardaki resmini gösterdim: dört yaşlarında şirin bir kız Arkadan ona — Bu kim cicim?,. Başını kâldırdı. kocaman yeşil göz « lerinin içi güldü: — Babaml. Hayret ediyorsun değil mi?. — E sonra). Bir iki dakikâ sonra genç kadın gel di. Bize sigara şikulata ikram etti. Şim- di bu ziyarete nasıl bir bahane bula - caktık?. Süha atıldı: - AF buyurun efendim. — Bir isim yanlışlığı var zannediyaram. Buralar « da bir adres te. 0 tavırla: imnanmış görünerek çok nazik bir — Amân elendim ne beis var, di « ye cevap verdi. Biz tekrar &f diledik ve çıktık Muazzez FAİK

Bu sayıdan diğer sayfalar: