15 Şubat 1936 Tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 14

15 Şubat 1936 tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 14
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

15 Şubat 4 Yazan; Gerhart Ellert İ | Be Ar Cemil İki Tarafın Çarpışacağı Dakikalar Gitgide Yaklaşmakta İdi İLE uRomaht. Müşterek > dostumuz. itaat altını aldı.» Alanlar bu günkü e. Senin için harp edeceğime da- muharebede merkez kuvvetlerinin ilk vd Mz verdim, Görüyorsun ya, sözümü! safında harp edecekler: Cesur olunuz.» Hilekâr Sangiban : Sangiban kekeliyerek : 5 «Kral Teodorik, dei. Romanın! Kılıcın yokladı, oklünm eya. Ondan me kadar şükran borcu olduğunu |sonra yüzü hilekârlıkla parıldadı:» Fa- , Fakat kendini sakın!. kat Burgonyalıları unutuyorsun, baş n kıymetlidir. Çünkü bir ku- kumandan! İlk hücum şerefini dün on- rağ e — Jlara vermiştin! Sana kızmasınlar!» e kumandan m ç SN senden Yy) — «O ciheti ben hallederim. Haydi ği v Yaş büyüğüm. Askerlik vazifesinin vazife başına, Sangibanüs!» li ne Alanlı verecek cevap bulamadı. Sa- İh e me Büy EN Gİ İnmimk yüzde karz vve peymli a neem . den doğma çirkin bir sırıtkanlık hasıl İk «Benim gözlerim her tarafı gö-| oldu; — Aetiüs, cana kasteden bir düş- >. Ben sol cenahı idare edeceğim. | man daha, diye düşündü, fakat düşün- we sağ tarafta olmalıdır. düğünü bir saniye sonra unuttu. sodorik, bu mea âkibetini| «Avitüs, sağ cenahtan yeni bir a etmek senin elinde olacaktır.» | haber var mı?» l lerin bir hey ie | — Kl Teodörik bildiriyor: Düş- d eşekkür v man hücumunu bekliyeceğiz. Küvvei —93— 16/2/86 “üyorum.» |, Aetiüs sabırsızlığını zorla çizliye-| . : etme.» dedi. a z ” : 5 maneviye vefkalâdedir. Hün ordusun- ri dl ve malar b, el enem Ostrogötler tarımdan i tutulduğunu haber aldık. Ortalık Aydınlanıyor. — «İki ırkdaş, karşı karşıya!» Ondan sonra çadınna döndü. Bu) — «Biribirine düşman olan iki kar- Üzerine, akşam vermiş olduğu “İdeş kadar anudane cenkleşen tasav- tre göre ordunun merkezi teşek-| edilemez, baş kumandan.» rma RK vey — «Hakkın var. Kral Gondikar! and AE TE9N- | Kral Merovek'» gi ke | e ei ii ELER İlk Safta Çarpışmak Şereki İ Me: k'in Frankl a İka Burgonyalıların kralı daha çağıl alar ve müteakiben de Helvetiyalılar... madan Aetiüse yaklaştı ve: | tenahta, tâ öbür tarafta gayet mun-| — «Baş kumandan, düşmana kar- şı ilk safta biz bulunacaktık. Bu hak- ki elimizden almışsın! Bu ne demek?» diye bağırdı. Gondikar'ın Metiste aldığı yaradan henüz şifa bulmadığı uçuk benzinden anlaşılıyordu. Aetiüs ona dedi ki: — «Kral Gondikar! Burgonyalılara gizli emrim:; Kumandan Ferrolüs iki defa boru çalarak işaret verir vermez merkezimiz açık bırakılarak sol cenah takviye edilecektir.» Kral Gondikar hayretle yüzüne baktı, verilen emrin manâsını anladı, atını sürerek uzaklaştı. m vaziyetlerde Romanın lejiyon- duruyordu. Onlara Ferrolüs ku- da ediyordu. Artık ortalık aydınlandı. Düşma- 0 aldığı vaziyet görülüyor mıydı? ir, henüz görülmüyor. Henüz © Jah yok. © İ, Muhakkak olan bir şey varsa oda © İdu: Hün atlılarının ilk hücumları- |, Mukavemet etmek zordu. Bundan —İ, Detice çıkarmak lâzımdı? Bu ilk hü- © İş daki zahiri muvaffakiyeti Hünle- i birakmalıydı, isteyerek bırakmabıy © ki Roma kuvvetleri sakınmış olsun. İh 9 halde, Attilânin evvelâ hangi ta- İS hücum edeceğini görmek ve ka-| — «Kral Merovek.» 4 9ri ona göre vermek icap ediyor-| o Genç Frank kralı hudutsuz bir iti- Bunu söylemek kolay fakat tatbik |mat ile Roma baş kumandanına baktı. İkek güçtü, çünkü Romayı müdafaa | Aetiüsün sesi gayri ihtiyari yumuşa- ordu hareket halinde idi. dı: >> «Bütün kumandanlara emrim!..| - — «Franklar için gizli emrim: Mer- wi düşmana bırakıyoruz!» o |kezi tutmak ve Alanların arkasını tak- : Sangibanın Yüzü viye etmek için verdiğim emri geri a- dı , Aetiüs bu emri verirken, her ne o-|byorum. Kumandan Ferrolüsün vere- (MN itaat edeceğini bildirmekle bera- |ceği işaret üzerine merkez boş bırakı: Ni 8 kral Teodorik'in o emre çok kıza- larak sol cenah takviye edilecektir! i ü Britanyalı gönüllülerin kumandanı!» Düşman Hücum Ettiği Zaman... Çelimsiz, geniş omuzlu bir adam geldi. il fd l Mi düşündü. >> «Avitüsl.. Sen Vizigotların ya- İ “koş, sabırsızlık etmesinler!..» İİİ İnie güneş göründü. Ortalığı iyice İn kabil olabilecekti. Ne? Attilâ| — «Britanyalı gönüllülere gizli em- © İK Yi muhariplerini merkeze mi yerleş-|rim: Düşman ordusu hücum ettiği tak- 1 iğ Orduyu ikiye bölmek mi is-|dirde merkez serbest bırakılacak Oo ve sağ cenah takviye edilecektir! © «Sangibanüs!..» — Helvetiyallar! — Emrim: Sizler Aysin yüzü kül gibi atmış olan |daima' Britanyhların harekâtına mut- “Sİ baş kumandanın yanına koştu: |laka uymağa çalışacaksınız. Sağ ce- > «Sangiban!. Romaya yaptığın i-|nahla olan irtibatı katiyen kaybetmiye- Si tasavvur ettiğin ihaneti unuttu-)ceksiniz.» #üna gösterecektir.» Aetiüs geniş nefes aldı. Bir an bile Sangiban, kaçacak bir delik arıyor- kafasını dinlendirmeğe vakti o yoktu. 8ibi gözleriyle etrafını tetkik et-| Mütemadiyen ve şiddetle atan şakak- sonra dedi ki: larım ikide birde avuçları ile uğustu- Yayı Her ne emrin varsa söyle! Ro-|ruyordu. —Gözleri hep karşı tarafta benden daha ziyade sadakatle idi.— Attilâ, Attilâ —bu günün gele- ii | o) *t eden bulunmaz.» ceğini, gelip çatacağını her an düşün- yy kumandan barid bir tavırla ce) müştü, biliyordu. ererek: Avitüs te, onun gibi gözlerini düş- man karargâhından ayırmıyordu. Yo- rulan gözlerini uğuşturarak canlandır- mağa çalışıyordu. hı İaBunu bugün ispat edeceksin, ; a -Alanlının kırmızı sarı mantosu- i,, zgârda dalgalanmasından kuş- " atının dizginini çekerek onu e imi? (Arkası var) SON POSTA Leon Elum Hâdise- sinin Karışıklıklar Çıkarmasından Korkuluyor (Baş tarah 1 inci yüzde) Otuz beş yaşını tamamlayıp ta, 0-'göz pınarlarından fışkırmağa mühey- Paris 14 (AA) — Dün akşam, tuz altıya bastıktan sonra, Ali * Dai- ya iki yak Gnlnü beğ dd ağn halk cepbesine mensup yirmi kişi min, bekârlık canma tak demeğe baş-'duğunu gösteriyordu . Aksion Fransezin 14 üncü bele -'ladı. O gece, oracıkta ayrıldılar. Ve sö- diye dairesindeki merkezine gir - ş Tanımadığı kadınların, O herhangi bah bu deyinceye kadar, kendisini dü“ mişler ve hazır bulunan birlik aza- bir menfaat karşılığı olarak temin e- şünen Ali Daim göz kırpmadı. sile dövüşmüşlerdir. Kimse yara - decekleri gelip geçici hazlardan nefret! © Ertesi gün yine buluştular. Artık, lanmamış ve hiç kimse tevkif olum- ediyordu. Onun için, şurada burada, hissiyatını daha fazla ketmetmeğe maj dSİKÂYE Ercümend Ekrem - Talu SUKUTUHAYAL ii yüzüne öm kiralık yosmalardan da- hal yoktu. Ali Daim: ADE 'n Y 5 ima'uzağa kaçmişt. — Siz bana, ideal bir eş olabilirsi. Leon ap işe Ali Daim muharrirdi, hassastt, eyi niz!. dedi. - Paris 14 (A.A.) — Aksion Fran- yüzlü ve temiz ahlâklı, yuvasma ve du; sez gazetesi binasında yapılan a - raştırmadan sonra Leon Dode, ad- liye memurlarının kendi yazı masa- sını araştırmağa hazırlandıkları 81- rada gazete binasından çıkıp gitti- ği cihetle, mumaileyhin yazıhanesi mühürlenmiştir. | Polis müfettişleri, mühürleri mu-| bafaza etmek üzere, bütün gece © -| dada kalmışlardır. Blamun Şapkası Ve Kıravatı Paris 14 (A.A.) — Aksiyon Fran- sez binasında yapılan araştırmalar -| da polis Blumun şapkasile kırava - tını bulmuştur. Bir sinema amatörü, Bluma karşı yapılan tecavüz sah ”İ nesini sinemaya almış ise de polis, filmi, amatörün ikametgâhında bu- larak almıştır. Leon Blumun Sıhhati Paris 14 (A.A.) — Adliye hekimi Paul, Blumu muayene etmiştir. Başında 4- teaddit yaralar görmüştür. Darbelerden biri şakağa isabet etmiş ve| bir kan damarının kopmasına ve bol mik- tarda kan akmasına sebep olmuştur Küçük bir cerrahi ameliyeye lüzum sö-| rülmüştür. Dr. Paul, Blumun bir müddet istirahat etmesi lüzumunu söylemekte ve ihtilât vu- kunu muhtemel görmektedir. Sosyalist önderinin evinden alınan ma- lümata göre, mumaileyhin sıhhati endişe uyandırmamakta isa de, kendisi kâbuslu bir gece geçirmiştir. | Pariste Gösterilerden Korkuluyor | Paris 14 (A.A.) — Dün sokaklarda hiç bir gösteri olmamıştır. Saro bütün gün iç işleri bakanlığın - da kalmış ve «Front Populaire» tarafin - dan mukabelei bilmisil gösterileri yapıl -| ması ihtimaline karşı Pariste asayişin mu-| hafazası için lüzumlu tedbirlerle | şahsen meşgul olmuştur. Bir Tevkif Paris 14 (A.A.) — Bluma karşı ya - pılan tecavüz neticesinde tevkif (edilen şahsın adı Lecomtedir. | | İ yiyip eyi işmeğe o düşkündü. Temiz evlâtlarına düşkün olacak bir eşle, sa: kin, munis bir ev sahibi olmayı özlü- yordu. Öyle bir kadın fâtiyordu ki, kocası ona son romanından bir parça okur- ken, sözünü kesip te modadan, terzi- den, manikürde dinlediği odedikodu- lardan bahsetmesin. Öyle bir kadın a- rayordu ki ocaktaki yemeği hizmetçi- nin acemi ellerine bırakmayacağı gi- bi, akşam oldu muydu, en zarif kıya- fetiyle kendisini karşılayıp, neş'esiyle de, günün dertlerini unüttursun. Ali Daim güzel eşyadan, ağır ku- maşlardan çok eyi anlayordu. Kansı- nın da bunlardan hazetmesi en birin- ci emeliydi, Sonra da, alacağı bu kadının şen, sıhhatli, sokulgan ve anlayışlı" olması- ni istiyordu. Bir gün, tünelde, tip itibariyle, ide- laline çok uygun bir kıza rastladı. Ta kip etti. Beyoğlunda en kibar pastacı dükkânlarından birine giren kızın ar- kasından o da içeriye daldı. Tezgâhın önünde durdu, bekledi. Sokağa tekrar beraber çıktılar. Yürüyorlarken, Ali Daim eyice dik- kat etti: Yüzünde boyadan eser yok- tu. Yalnız dudaklarda hafif, Okırmızı bir hat vardı. Koyu renk elbisesi sade idi. Fakat zevkle, zarafetle dikilmiş, bu güzel vücuda pek yakıştırılmıştı. Kız orada bir apartımana girdi. Ça- resiz, Ali Daim de kendi kendine yo- Tuna devam etti. Fakat kızın o hayali zihninde de, gönlünde de yer etmişti. Günlerce unutamadı. Bir hafta sonra, yine ona tünelde rastgeldi. Kaderin bu cilvesi (o hoşuna gitti, Ona eyi de manâ verdi. Bu sefer, kızın, elinde Fransızca, ciddi bir de kitap taşıdığını gördü. Bu suretle o, gittikçe, Ali Daimin emelle- rine, idealine daha da yaklaşıyordu. Yine peşine düştü ve bir pundunu bulup konuştu. Artık, o günden sonra, ahpap ol- ,muşlardı. Umumi yerlerde buluşuyor- Lecomte, gürültüye çok yakından ka s;lar ve evden, eşyadan, edebiyattan, rışmıştır. Zira, ceplerinde Blumun otomo - güzel şeylerden konuşuyorlardı. Fa bilinden sıçramış olması icap eden cam kat Ali Daim bir türlü asıl maksadını kırıkları bulunmuştur. açamıyordu. i Alacağı cevabı heyecanla bekliyor» . Leylâ; i — Sahi mi? diye sordu. Öyle ise, haydi sizinle birlikte, bu akşam bizim eve gidelim! Ben Fener yolunda otu- ,ruyorum, Evimiz biraz eskidir, amma liçi hiç te fena değildir. Size gayet eyi jbakarız, emin olun. Annem ihtiyardır, fakat modern hayatı anlayan dır. Fazla masrafınız da olmaz. Bana; ber ay iki yüz lira verseniz, kâfi! Ok maz mı?. Ali Daim: — Müsaade ederseniz, bir yere t& ilefon. edeceğim.. Şimdi gelirim! dedi ve bir daha dönmemek üzere, ağir ağır, oradan ayrıldı. Balkan Antantı Konseyi Ankara 14 — Balkan antantı başkanlığının Tevfik Rüştü Arasa devredilmesi üzerine Yugoslavyı u ve Romanya dış işleri bakanı Titülesko ile İsmet İnönü a rasında telgraflar teati edilmiştir. Yunanistan, Romanya dış işler, bakanları ayrıca Tevfik Rüştü Ara. sa da muvaffakiyet temennisi tel grafları göndermişlerdir. Icra Vekilleri Heyeti Ankara 14 — İcra Vekilleri he yeti bugün Başvekil İsmet İnönü nün reisliği altına toplanmıştır. Bigada Bir Mahkümiyel Biga (Özel) — Karahamzalar kö“ yünden Sadiye adlı kızı kaçırmaktan, suçlu Nizam Hüseyin oğlu Mustafa beş yıl ağır hapse ve kıza 200 lira taz- minat vermeğe mahküm olmuştur. j | 4 » Son Posta * İstanbul Gelir ve Para BORSASI 14-2. 1936 m Gazetelerin Neşriyatı Paris 14 (A.A.) — Gazetelerin ekse risi, Leon Bluma yapılan tecavüz aleyhin- | de yazılar neşretmekte ve bikümetin, ted- bir almakta gösterdiği sürat ve ciddiyeti takdirle karşılamaktadır. Echo de Paris diyor ki: «Bu tahammülü aşan adetleri kuvvetle tel'in etmek ve kendini koruyamıyan bir! kimseye yapılan hücumu o cezalandırmak| ismide. | Fakat bu gazete bunu yazmakla bera - ber şu mütaleayı da ilâve ediyor: «Hükümetin verdiği karar tehlikeli ve fena neticeler doğurabilecek mahiyette - dir.» Populsire gazetesinde Paul Faure, 305- yalist partisinin nefretini izah ederek diyor! ki: | «Müfrik sak cenah gazelzleri, her gön! bizden bazların, katilerin hânçerlerine, #övabvarlerine ve oopalursu üdaE: gözle” weliledir. Da sebil yanlar mez olarda semeresini göstermez? Buna artık niba - vala» Ere Nouvelle gazetesi diyor ki? «Hakikaten bükümete lâyık bir hareket | Hele, yalnızlığında israr o ederek, Saatlerce süren âfaki sohbetlerden sonra, onunla birlikte köprüye kadar iniyor, onu Kadıköy vapuruna bindi- riyor ve gerisin geriye dönüyordu. Kendisine, vaktini memnuniyetle | hasreden bu kızı Ali Daim eyiden eyi- ye benimsemişti. Seviyordu. Ve sevgi ile kendini bahtiyar hissediyor- du. Bir akşam, yine şundan, bundan bahsediyorlarken, isminin Leylâ oldu- ğunu söyleyen genç kız: — Bana şimdiye kadar hiç kendi- nizden bahsetmediniz.. dedi; (o Sizin hayatınızı o kadar bilmek isterim kil, Ömründe ilk defadır ki, bir kadın, kendisiyle bu derece alâkadar oluyor- du. Ali Daim, gönlünde, en hassas bir telin ihtizaz ettiğini duydu; ve uzun || 97 © uzadıya, hayatını, mesleğini, yanl ğını, emellerini anlattı, durdu. $1S| O, 5 Hazine B.4$ 9073T.B.IM, Dahili istikraz 95,60 © 18 T.B.IE 220 / Lira Lira İş B.M < 9469) İst Tramvay 2280 9,50 | Bomonti 3,00 1,60 || Terkos Mağ 62,15 (| A Çimento o 10,2$s Krş. 167,00 garipliğin, kimsesizliğin bütün acıları nı, en müessir ifadesiyle saydı, döktü. Akşam olmuş, caddedeki lâmbalar yanmıştı, Ali Dair de, kendi kendine

Bu sayıdan diğer sayfalar: