25 Nisan 1936 Tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 10

25 Nisan 1936 tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 10
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

A 10 Sayfa OLUMMANCAS “ Son Posta ,, nın tefrikası: 63 Cemil, Nâsır Mebhütu öldürmeğe karar Yazan A. R. verdiğini İbrahim Efendiye söylemişti İkide birde üçer beşer riyal (1) mu-| biliyorsunuz?.. kabilinde başına binlerce adam toplu- yor. Âdeta hükümeti tehdit ediyor. — Ya, Seyit Kasım? — Seyit Kasım, davasında haklı ol- makla beraber servet ve kuvvetçe İmam Yahyaya kıyışamadığı için gün- den güne eziliyor. Diye cevap verdi... Cemil, büyük bir soğukkanlılıkla mukabele etti: — Ben onu, çok iyi biliyorum. Ve, bütün bu işlerde onun çok büyük bir tesiri olduğuna da hükmediyorum. Öyle değil mi İbrahim Efendi?. İbrahi — Efendi, bu suale de cevap — Pekâlâ... Hükümetten hiç bir| vermek istemedi. Onun için sözü der- yardım görmüyor mu?.. — Efendim... Görecekti... Lâf a- hal değiştirdi: — Nâsır Mebhütun nerede oldu - ramızda kalsın ...Bir aralık hükümet- | ğunu niçin sordunuz? le gizlice müzakerata girişti. İstanbul- — Çünkü.. Ben.. Onunla görüşe - daki vükelâya, vüzeraya, saraya tel-|ceğim. graflar çekti. Burada bulunan — ordu — Siz.. Siz mi onunla görüşecek - müşiri Feyzi ve Şakir Paşalara da sa- | siniz?.. raydan şifre ile emir verildi; Seyit Ka- sım ile müzakereye girişin. Bu mese- leyi halledin; denildi... Müzakerata, girişildi. Seyit Kasım; bir taraftan hü-|den saklamak istemem... kümetin İmam Yahyayı sıkıştırmasını, diğer taraftan da hükümetle müştere- ken hareket edebilmesi için top, tüfek, cephane istedi... Fakat saraydan der- hal cevap geldi. Seyit Kasım, ahaliden maduttur. Ahalinin eline ise, top, tü- fek, cephane verilemez; denildi, — Hay, Allah müstahakını versin.. Ebediyen sadakat vadeden böyle bir a- dama, bunları vermekte ne beis var. Bahusus, topçuların zabitlerile asker- leri de hükümetin adamı olduktan son- ra... — Dinle Cemil Bey... İş bu kadar- la kalsa, gene bir şey değil... Seyit Kasım ile hükümet arasında cereyan eden bu müzakere, çarçabuk Seyit Yah- yaya haber verildi, —Kim haber verdi?., — Bunun için şahıs tayin etmek — Evet... Ben... Bizzat ben. — E, kendisine ne söyliyeceksiniz? — Haaaa.. Ona söyliyeceğimi, siz- Ben onun karşısına dikilerek; sen.. Çevirdiğin entrikalarla.. Binlerce Türkün katili ol- muşsun, Sonra da, hükümetin elli to- punu, on beş bin tüfeğini, bilmem kaç sandık cephanesini almak suretile, bi- zim haysiyet ve şerefimize bir darbe indirmişsin... Bu darbeye, hükümet tahammül etmiş. Fakat ben, bunları işittikten sonra bir Türk sıfatile ta - hammül edemedim. Ve.. Tek başıma seni tedibe geldim; diyeceğim. — Sonra.. Sonra?.. — Artık, sonrasını sormıya lüzum var mıi, a İbrahim Efendi. Derhal ta - bancamı çekeceğim, İki kaşının tam ortasına bir kurşun yerleştireceğim. İbrahim Efendi, elindeki çatalı ma- sanın üstüne birakmiş; birdenbire ka- pıldığı heyecandan bayılma derecesi- ne gelmiş; oturduğu yerde, arkasını “doğru değil. Yalnız şu kadar söyleyim duvara dayayıvermişti. (Arkası var) ki, bu kadar mahrem cereyan eden bir müzakerenin derhal Seyit Yahyaya ha- ber verilmesi, size hakikati çok iyi öğ- retebilir. — Sonra?... - Sonra, efendim ...Şakir Paşanın ye- rine ferik Ferit Paşa geldi. Bu zat ta saraydan aldığı talimat üzerine tekrar Seyit Kasım ile müzakereye - girişti. yram yapmayan çocuklar (Baş tarafı 1 inci sayfamızda) — Ne yemeği bilirsin?. — Fasulya. — Başka yemek yok mudur?. Küçük uzun uzun düşündü ve: — Yoktur, dedi. Etcümend Ekrem de bu mükâlemeyi Hükümet tarafından kendisine yirmi dinliyordu. «Yemiş alv diye eline «25> bin riyal verilmek şartile Seyit Kası - / yuruş verdi, Yüzü öyle değişti, öyle şaşır- mın artık bu imamlık davasından vaz | geçmesi teklif edildi. — Para verildi mi? — Verildi. dı ki... Suallerimiz gözlerini bir müddet a- Yucundaki paradan ayıramadı. — Ne alacaksın bu para ile?, — Babama götüreceğim, ekmek ala « — Seyit Kasım bu işten vaz geçti|cak. mi?.. İbrahim Efendi kısa bir tereddüt devresi geçirdi. Sonra, bir sigara yak- makla meşgul olarak; — Bilmiyorum. Diye cevap verdi. Bu menfi cevap, Cemile tuhaf gel- di. Demek ki, İbrahim Efendi de, bu işte, Emine kadın kadar fazla tafsilât wermek fikrinde değildi. Cemil, vaziyetini hiç bozmadan, İbrahim Efendinin gözlerinin içine ba- ka baka: — İbrahim Efendi!.. Nâsır Mebhüt genilen adam şimdi nerededir?.. Dedi. Böyle bir sual karşısında kalacağı- nı hiç beklemiyen İbrahim Efendi, bü- yük bir hayret gösterdi: — Nâsır Mebhüt mu?.. Siz onu ne (1) Riyal, o tarihte bir gümüş mecidiye hynıünhnhıyiuiiindıl*lnıîhli. — Sen niye yemiş almıyorsun?, — Olmaz, sonra babam beni döver, — Döver mi?. — Ekmek parası götürmediğim günler beni döver ya: , Naci Sadullah: — Sana bu kadar para veren olmadı mı hiç?. dedi. — Bana bazan &«l0» kuruş veriyorlar. — Kim veriyor?, — Yüklerini taşıdığım efendiler. Sonra bizim muhavereyi — uzattığımızı görünce! — Ben mektebe gitmek istiyorum, di- ye tekrarladı. Birbirimize bakıştık. Ne cevap vere - cektik? Nihayet bir başka arkadaş yeni bir sual ile imdadımıza yetişti: — Bugün çacuk bayramı biliyor mu - sun?. — Biliyorum. — Sen de bayram yaptın mı?. Dalgın dalgın omuzlarını silkerek söy- lendi: — © benim değil, mektep çocuklarının yası idi. Yemende, sadece bu para geçer-| bayramı! | Orhan Gazi, » erine kurul: Makta olan büyük köprünün — yapılışını gözden geçiriyordu. Kalabalık yaklaşınca © tarnfa döndü. Erkek gibi olan bu genç kadının onun sürüyüp getirdiği erkeğe me- yakla baktı: — Ne oluyor? Bu kimdir? Dedi (Alan Katın) ona yaklaştı, sarhoşluktan güçlikle ayakta durabilen ve ikide bir düşe- | Muazzez FAİK — Orhan bey. onun suçu yoktur. Er - keklerimizi bu hale koyan sensinl... Diye bağırdı. Ortalıkta tıs yoktu. Herkes şaşkın şaşkin bakıyordu. Kasım, tozlu yolun üstüne yüz üstü yu- warlandı. (Alan Katın) atını mahmuzladı ve bir anda dönerek kalabalığa haykırdı: — Savulunt... Kurbacını al atının gergin — sağrısında cek gibi olan genç kocasını kırbacının ucu | şaklatarak geldiği yola sürdü ve bir iki ile gönterdi dakika geçmeden artık görünmez oldu. —SON POSTA Fransa notamıza cevabını dün resmen bildirdi (Baş tarafı | inci sayfamızda) leri, protokol ve matbuat umum müdürle- ti bhazır bulunacaklardır. Ayni akşam ge- nel sekreterimizle maslahatgüzarımız M. Titüleskonun evinde hususi ziyafete davet- lidirler. Pazar günü hariciye vekâletinin Bay Numanın şerefine vereceği tesmi öğle ziya- fetinde Balkan ve Küçük Antant ile İngil- tere, Fransa, Sovyet, İtalya ve Polonya se- firleri hazır bulunacaklardır. Bay Numan Menemencioğlu — pazartesi sabahı Moskovaya hareket edecektir. İtalyanın vaziyeti Roma 24 (A.A.) — İtalyan hükümeti- nin Boğazlara dair olan Türk notası hak. kında henüz hiç bir vaziyet almadığı bil - dirilmektedir. Numan Menemenci oğlunun beyanatı Belgrad 24 (ALA.) — Avala ajan - 31 bildiriyor: Türkiye dış işleri bakanlığı genel sekre- teri bugün Belgraddan Bükreşe mütevecci- hen hareket etmiştir. Bu sabahki Politika gazetesi, Türk bü - yük elçisinin bilhassa Boğazlar — meselesi hakkındaki bir beyanatını neşretmektedir. Numan Menemeaci oğlu bu beyanatında ayni zamanda iki hükümetin düşünceleri ve metodları arasındaki tam mütabakatı da tebarüz ettirmişlir. Boğazların yeniden — askerileştirilmesi bir suale meselesinin inkişafı hakkında «Mesele normal bir tarzda inkişaf et - mektedir. -Malümunuzdur ki hükümetim, Lozan muahedesini imza etmiş olan bütün devletlere bir nota yollıyarak — Boğazlar mukavelesinin tadilini istemiştir, Bu iş için toplanacak olan konferansın ne zaman ve nerede içtima edeceğini bilmiyoruz. Fakat, bu konferansa, yalnız, Boğazla- yın gayri askeriliği rejimi altında Türkiye- nin arazi emniyetini zâmin dört büyük devletin değil, fakat ayni zamanda, Lo - zan müzakerelerine iştirak eden bütün dev- letlerin de İştirak eyliyeceklerini ümit edi- yoruz. Daha ben Ankaradan ayrılmadan evvel, Sovyetler birliğinin, Büyük Britan- yanın ve Yunanistanın tasvipkâr cevapları- ni almıştık. Diğer memleketlerin de ayni tarzda cevaplarını vermekten hâli kalmı - yacaklarına eminim, Bu meselede, ' Yugoslavyanın hattı ha- zeketine gelince, bunun hakkında, yalnız başbakan Stoyadinoviçin ezcümle Belgrad hükümetinin cevabının Türk tezini tasvip eder mahiyette olacağını kaydetmek su - retile benim yanımda gazete mümessille - rine yaptığı beyanalı batırlatırım. Bu esa- sen başka türlü olamaadı. Çünkü Balkan antantı içinde dost ve müttefik memleket- lerimiz arasında abir müttefik ne derece kuvvetli — olursa — bütün camia da ayni derecede küdretli olur» hissi mevcut bu- Tunmaktadır. Memleketlerimiz arasında mevcut dost münasebetler nazarı dikkate alınır ise böy- le bir vaziyette Belgradda birbirinin ayni menfaatler üzerinde noktai nazarlarımızın mütabakatını teyit etmekten başka yapa. cağımız bir şey olamaz.» v Dün naip ptens Paul tarafından kabul edilen büyük elçi Bay Numan Menemen - cioğlu Belgradda bütün siyasi mahfellerde hususi bir ehemmiyet ve çok sıcak bir hüs- nü kabul ile karşılanmıştır. Seherin Cesedi Mezardan herin gaybubeti kadar ölümü de esrar- h ve dedikodulu olmuştur. Dün Seherin babası olduğunu iddia eden bir adam istida ile müddeiumu - miliğe müracaat ederek Seherin cese - dinin gömüldüğü yerden çıkarılması - nı, morga gönderilmesini ve ölümün hakiki sebebinin anlaşılarak kendisine bildirilmesini iatemiştir. Bu adam Maltepe vapuru ateşçile - rinden Ömer Hilmidir. Şunları söyle - mektedir: —-BSeher dört sene evvel Büyüka - dada Çarkçı İsmailin evinde idi. Bura- dan portakal tüccarı İbrahimin evine geçti. İbrahim benim evimi ve adresi- mi bilir, Kızımın kaybolduğuru bana bildirmesi, ve ber yerde kızımı arattı- gı halde - babası olduğum için benim eee A b KERT L DA Nisan n . . 2i Habeşlerin muvaffakiyeti (Baj tarali V inci öylümizda) İ Sagaga varmış olan Libyalılar kolu bugünde Daggahmedayı tutmuşlardı!. Bu şehir, müstahkem Habeş mevzilerinin garp müntehasındadır. General Augustininin kumanda ettiği kol ise Sassabenehin cenubu şarki" sindeki Gunugadu civarında bulunma ktadır. Merkez kolu da Fafan vadisini takip eden yol boyunca ilerliyerek bu uhhw"m“' İtalyan tayyareleri İmparatoru arıyorlar ğ Paris, 24 (Hususi) — Adisababadan gelen haberlere göre imparetör # | mal cephesinden Adisababaya W.Ruhnüwll:' raberdir. Bununla beraber imparatorun nerede bulunduğu derece gi H tutulmaktadır. Bilhassa İtalyanlar imparatorun nerede TA—HJ keşf için büyük gayretler sarfetmektedirler. İtalyan tayyareleri bu işle guldürler. ğ İtalyanların resmi tebliği $ Roma 24 (A.A.) — Mareşal Badoglio 194 numaralı tebliğinde bildiriyor! e$Şimal cephesinde harekâtta bulunanve Dessisden hareket eden Eritre ) maruz kalmadan işgal etmiştir. 2 İtalyan kataatı Somali cephesindeki lılhınl:hl“hıllııiıdı—* İtalyanlar Faf vadisinde bulunan Godaddoyu ve Gabrehoru işgal etmişlerdir. — TWH,WIMM&NMUI" dıman etmişlerdir. t İtalyada sukutuhayal 4 Paris, 24 (Hususi) — Sinyor Musolininin bugün küşat resminl yaptığ Avrili kasabasında Adisababanın sukutunu haber vermesi M Fakat buna dair bir haber gelmemesi nmuınîlı'uhkiaıilıyılıyd_ğ— tır. Eli silâh tutan bütün Habeşler orduya iltihak etti i Adisababa 24 (A-A.) — Haber verildiğine göre, eli silâh tutan erkeklerin 0f duya iltihakından ve şehir bombardıman tebdidine maruz kaldığındanberi, Adilt” baba bomboş ve bütün dükkânlar kapalıdır. 4 Habeşistanda ikametine devam eden bir kaç bin ecnebi dokuz elçiliğin ? altındadır. Yunan elçiliği Adisababada 550, vilâyetlerde 1500 ccnebiyi himaye etmiştir. — Bütün elçilik binalarında yeraltı — sığınakları yapılmıştır. Bir çok kimseler git | diden buralara sığınmış bulunuyorlar. Hollanda seyyar hastanesi geri dönmek Üüzere trenle hareket etmiştir. Bugün İtalyan tayyaresi Adisababa üzerinde uçmuş, şehirde hiç bir panik olmamıştır. İtalyanlara göre verdikleri zayiat MZ!(M)—SRI_&J—d/lIWh&rI»hM“ Meü—%muoüm_ıımlunbiw.—-* ea - barbin başlangıcındanberi ölen zabitlerin sayısı 1188 zi bulmuştur. 1 © Bir Habeş şefi daha İtalyanlara mı geçti? ; M24(M)—MWMMMÜÖ grafı: Habeşlerin en mümtaz süel şeflerinden biri olan ve velihate Desti* tavaat etmiştir. İtalyanlar bu mevsim — içinde Adisababaya giremezler! (Baş tarafı 1 inci sayfamızda) yında ve onların tepelerine asılmış bir (Da- mokles) kılıcı vaziyetinde kaldılar. Her ne kadar bu kılıç İtalyanlarınki ile mukayese edilemez ise de ne kadar yüksekten ve ne kadar geriden düşerse o kadar tehlikeli o- kur. Bu tehlike İtalyan nı&:;:ı ::ı;: vaş anlaşılmış olacak ki gü mi ı:l'ırı nihayet vermiş ve yeniden klâsik usülde ilerlemeğe çabalamakta bulunu - yor. Habeşler de bir taraftan yolları tah - Tip ederek, diğer taraftan İtalyan kıt'ala- fının yan ve gerilerine baskınlar yaparak bu çabalamayı büsbütün aksatıyörlar. 48 saattenberi gelmiş olan haberler şimal cep- hesindeki vaziyetin âdeta Habeşler lehine bir manzara arzetmeğe başladığını farzet- tirecek — mahiyettedirler. İtalyanlara (6000) zayiat verdirildiğini bildiren dün- kü haberler bu meyandadır. İtalyan kıt'a. larının 150 kilometre geriye atıldığını bil- diren ve Habeş kaynaklarından gelen dün- evimde aratmaması şüphelerimi mucip oldu. Kızımın kaybolduğunu — ben ceset çıktığı gün tesadüfen bir gazete okunurken öğrendim. Okuyup yazma bilmediğim için o güne kadar hâdise- den haberdar değildim. Duyar duy - maz Anadoluhisarına koştum, kızımın cesedi ile karşılaştım. Bana: — Morga göndereceğiz, git orada bekle, dediler. Ben de kefen hazırla- dım, Eyüpte aile kabristanında mezar kazdırdım, geldim, morgta bekledim. Fakat kızı morga getirmediler. Götü - rüp Anadoluhisarına gömmüşler, Bü- tün bu işler benim şüphelerimi mucip oldu. En bu işi fen halletsin, morgta ölümün hakikf sebebi ve kızı- mın vaziyeti tayin edilsin. Müddeiumumilik Ömer Hilminin talebini kanuna uygun bulmuş, cese- din mezardan çıkarılmasına ve morga gönderilmesine karar vermiştir. — Ce- evime gelmesi pek tabil iken - benim|set bugün morga nakledilecektir. fakat | kü haberler ise evvelce münferit bir vazi” yette ilerlemiş olan motödlü İtalyan kat'#” | larının kendilerini tehdit eden yan ve g€ riden kuşatılıp imha edilme tehlikesi kâf sısında geriye çekilmiş olmalarına delilei | edebilir. $ Dün gece gelen 194 numaralı İtalyan ret' mi tebliği Deasienin 50 kilometre cenubi garbisindeki Varrailu (Uorraillao) mev * künin, hiç mukavemete maruz kalınma * dan, işgal edildiğini bildirmektedir. Det' — Bie işgal olunalı (10) gün olduğu hald? | İtalyanların ancak 50 kilometre ilerliye * | bilmiş olmaları da gösteriyor ki İtalyan € zalmıştır. Bu mevki ile (Adirababa) af? sında ise daba (200) kilometrelik vardır. Demek oluyor ki ayni süratle il lerse İtalyanların Habeş payitahtıma gif * meleri için (40) gün lâzımdır. Kİ daha cenupta hem bütün yollar tahrip dilmiş, hem de icap eden boğaz ve geçi! Habeşler tarafından — tutulmuştur. — Yi İtalyanlar bundan sonra hem manilere, de mükavemete maruz kalacaklardır. İ Diğer taraftan Habeşler son İ rile kuvvetlerini de takviye ! Muhtemelen İmparator ve veliaht kuv * vetleri ile Ras Kassa, Seyyum ve İmru ku'” vetleri de birleşecekler ve Desaie ile An ” göber arasındaki Şelem dağlarında İtal * yan ordusunu küvvetli bir şekilde kafi yacaklardır. Bu dağlar şimalden y inen üç yöla da hâkimdirler. Eğer Habel” ler bu mıntakada yağmur mevsimine kadt' zaman kazanamazlarsa daha cenupta "'î Angober civarındaki müdafaaya el en müsait arazide muktezi zamanı elde © — meleri ihtimal ve imkâni pek çoktur. Bi * | naenaleyli İtalyanların bü sücvsim ÇSİİ #imalden Adisababaya girebilmeleri nt temel değildir. v Cenup cephesinde ise Graziyani ku” ” | vetleri Harrar ordusunun kuüvvetli tahki ” | matı karşısında takılıp kalmıştır. Onun V işi başarması ise hiç te varit değildir. — Celâl Dincet —

Bu sayıdan diğer sayfalar: