13 Mayıs 1936 Tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 6

13 Mayıs 1936 tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 6
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

; — Kadın, sanşın, güzel, hoppa — Şuma gitmiyor. 6 Sıv[ı Baan ae L Londra civarında tü yler . ürpertici bir cınayet Bir adam yeni evlendiği güzel dulun iki çocuğunu habersizçe nehre atarak boğdu, fakat yakalandı Londra gazeteleri eşine ender tesadüf e- dilen tüyler bir cinayet tafsi ürperti âtını vermekle meşgüldür- ler. Mesele şudur: Feren Ravlan — ix- minde bir cani aldığı kadının öldürüp nehre çocuklarıı atı işlediği cinayet —mey- dana çıkınca adalet pençesine düşmüştür. Ruvlan Londradan Üç çeyrek saat mesa- ğ fede Flid isminde bir yerde ikamet etmek tedir. Orada iki sene evvel dul kal, bir kadınla tır. Ruvlan kadına ev- bir dost tanişiniş- welâ samimi gibi sokulmuş, onun bütüm işleriyle meşgul | olarak, hürmet ve muhabbetini kazanmış. Bir gün pek beğendiği Elizabeth'e fik- rini açmış ve kendisiyle evlenmek — niye- tinde olduğunu söylemiştir. Elizabeth ölen kocasından çok çekti Bi için bu teklife pek yanaşmıyarak teklifi teddetmiş, hararetli fâşık kendisine göste- fikrinde israrla durmuş ve Elizabeth kendisiyle ev- lenmediği takdirde, teğini söylemiştir. Tevali eden ısrarlar kar- gısında Elizabeth bir gün: rilen soğuk muameleye rağmen ilânihaye evlenmiye- — İki kızın batırı için evlenmemeğe ka- | tar vermiştim, bütün hayatımı onları ye- fakat a tahkikat müsbet ne- tiştirmeğe hasretmek hakkınızda yaptı; tice verdiği için bu kararımı bozuyorum, demiştir. Meğer © sıralarda, Ruvlan araya bir klavuz koymuş ve kadına kendisinin zen- gin olduğunu söyletmiş, sevgilisine de: — Çocuklarınıza — kazyı gösterdiğiniz tefkati ben de beğendim, zavalh babı zının yokluğunu hissettirmiyeceğim — diye fynca teminat vermiştir. Nihayet bir ay içinde düğün yapılmış, ve karı koca, bal ayı seyahatine çıkmış- lardır. Avdetlerinde Elisabeth yeni koca sının mali vaziyetinin kendisine söylendi- ği gibi çıkmadığını anlamış. istiyordum, Avdet ettikten bir kaç gün sonra Ruv- hlan, Vi ve Keti ismindeki — çocukları, görmeğe tahanimül edemediğini, fevkalâ karısının mâzisi kendisini daima kıskandırdığı için çocukların leyli bir mek- tebe verilmesi lâzım geldiğini, zaten ter- biyeleri için bunun zaruri olduğunu söyle- meğe başlamıştır. Nihayet günün birinde Londranın en asil ailelerinin çocuklarını — gönderdikleri bir kız mektebi müdiresiyle mutabık kal- Hığını ve burada çocukları fevkalâde tah- sil ve terbiyelerine itina edileceğini anlat- mış. Zavallı kadın çâr nâçar, bu işe razı an güzelGazel Elizabet ve çocukların öldüren kocası olmuş, ve göz yaşları arasında çocukları * |üveği babalarına teslim ederek Londraya yollamıştır. O akşam eve büyük bir sevinç içinde dönen Ruvlan kansına bir takım masallar Güya, mektebin kızları bir ana şefkatiyle kabul etmiş, ve Luydurmuştur. müdiresi edeceğini söylemiş, Keti ile Virjin de çok | memnun imişler, annelerine puse gönder mişlermiş. Aradan bir halta geçince — çocukların Janalarına mektebin müdiresinden bir mek- |tup gelmiş ve hiç bir şeyden güphe etm mekte olan Elisabeth mektupları — büyük | bir sevinçle okumuştur. Mayısın ikinci günü sabahleyin Eliza- beth hergün olduğu gibi gazeteyi okurken gözlerine birdenbire büyük yazılarla şu sa- tırlar ilişmiştir: #Tayınis nehrinde boğularak iki çocuk cesedi bulunmuştur. » Yazının da altında bir de resim dır atılmış var- Felâketzede anne derhal Londraya git- miş kızlarının bulunduğu mektebi aramış, fakat böyle bir mektebin mevcut olmadığı- mı öğrenmiş, kocasının bir cinayet — işledi- ğinden şüphelenmeğe başlanış ve hemen polise giderek şüphelerini anlatmıştır. Zı setleri teşhis etmiş ve düşüp bayılmıştır. Bu arada polis Ruvlan'ı yakalamış ve herif hemen ilk — istievabında cinayetini |itiraf ederek, karısının eski kocasından iki çocuğu olmasına tahammül edemediğini, çocukları boğduktan sonra bağlayıp nehre attığı cesedlerin suyun üzerine çıkmama: |ları için ayaklanna taş bağladığını, yeti, çocukların babalarından kalan ve Elisabeth tarafından kendisiyle evlendik- cina- vete konmak istediği için işlediğini söyle- miştir, —— ——— — GÖNÜL İSLERİ Kocamı Kaybetmemek ü İçın ne yapayım? taşındı. bir şey. Komşuluk iktizası tanıştık. Fakat ko - gam bu kadına karşı müstesna bir alâka gösteriyor. Onun bu alâkası benim ho- Muühtemel bir felâketin önüne geçmek istiyorum. Ne yapayım? » Neclâ Kocanızın bu alâkasından korktu - Şunuzu kendisine bissettirirseniz, onun © kadına karşı olan meylini arttırmış ©- Tursunuz. Evlenmek, insanın bütün dün- «Komşumuza yeni bir aile — yaya karşı gözünü kapaması demek de- #ildir. Kocanızı bu kadına bakmaktan, onunla konuşmaktan — menedemersiniz. Tehlikenin önüne geçmek için yalnız bir “yol vardır: Mahalleyi değiştirmek, kom. — gunuzdan uzaklaşmak. * *«Nişanliım benden evvel başka bir B kızla nişanlı idi. Ondan muhtelif se - beplerle ayrılmış. Fakat bu kız bizim semtimizde oturuyor, ve nişanlıma karşı çok büyük bir alâka gösteriyor. Onu bundan mettedemem. Fakat ifişanlımı elimden almasından korkuyorum. — Ne yapayım? » Bedia Bu kız sizi kıskamyor. Onun bu duy- gusunu tabii görmek gerektir. Siz de - nun yerinde olsaydınız, başka türlü ha- reket edemezdiniz. Fakat asıl mesele nişanlınızım ona karşı aldığı vaziyettir. Eğer evvelce aralarında sevda var ise, ve erkek bir kapris olsun diye ondan ay- rılmışsa, tekrar anlaşıp — birleşmelerine imkân vardır. Fakat aralarındaki mü nasebet resmi nişanlılık derecesini geç- memişse, ve ayrılmak sebepleri kuvvetli ise korkmağa lüzum yoktur. Maamafih siz nişanlınızın mümkün olduğu kadar bu kazla karşılaşmamasını temin için eli- nizden geleni yapmaktan geri kalmayıe niz. TEYZE bita kadını morga göndermiş, orada ce-| ten sonra çocukların üzerine yapılan ser- | Bigada kâğıt oyunları : 4Bu- yasak ! S rada belediye tarafından kâğıt © - en Postaya Bigadan yazı yunları yasak edildi. Fakat kumar oynama- Vö alışmış olan kimseler zar ile barbut oy- İnamağa başlamışlardır. Bu, günden güne şehirde bir salgın halini almaktadır. Bu- nun önüne geçmek için belediyenin tavla |oyununu da yasak edeceği söylenmektedir.» Eğer bu söylenen tahakkuk ve Biga be jlediyesi, oyun kâğıdından -sonra tavlayı da yasak ederse, Son Postanin Biga muha - |birinden aşağıdaki haberleri kuvvetle tahmin ederim: «Oyun kâğıdın -| |dan sonra tavlanın da yasak edilmiş olma alacağımızı sna rağenen, kumar oynamağa alışmış o lan kimseler sokaklardaki taşlarla kumar oynamağa başlamışlardır. Bu, günden gü« ne şehirde bir salgın halini — almaktadır. Bunun önüne geçmek için belediyenin *0: kakları asfalt yapacağı söylenmektedir.» Yaraya asfalı bu sefer kaş gi nacaktır. Bence, — Biga yapacağı — kâğıdi ve — tavlayi — yasak Jetmek değildir, kahveleri sıkı bir kontrol |altında bırakmaktır. Zira nihayet, kâğıt ve tavla, kumar oynamıyan vatandaşları iş - merhem olamıyacaktı işareti ile kumar oyna - belediyesinin Tan, ona neşe, şetaret veten vasıtakı Oyun k Ve oyun kâğıdı, Hindistanda, dört kişi ta rafından oynanır şatranç gibi bir harp ©-| yunu idi. Hindistandır. nlar va- işikliklere uğradı. ve Avrupada işsiz hal- |kın elinde bir talih oyunu vasitası oldu. — | en büyük rağbeti saray - Zira, «işsiz öadegâne ye- gâne faaliyeti kumarda büluyordu. Büyük | Fransız ihtilâlinin arifesinde, Fransa şa - işsiz güçsüz siması kraliçe «Ma- bir llli görmemli olan kralice oyğa Lüd| dadını elinden bırakmıyan bir kadındı. O zaman «Fir'avuno denilen bir oyun vardı Kral bu oyunu yasak etti. Kraliçe kocasın- dan yal rTayının en ri Antuvanet» idi. Fikren de pek geri, ( z bir dela için izin istedi ve gün- | lerce, uykumunu ve yemeğini unutarak ©- yun oynadı ve müsandeden azami dere- cede istifade etmek istedil Kristof Kolomp Amerikanın keşfi - ile |neticelenecek olan meşhur seyahatine çı- |karken, tayfalarının en büyük endişesi, ay- Tarca sürecek olan bu uzun de huğunda işsiz geçecek zamanları düşü olmuştu. Ve yanlarına, eskimek korkusile bakır levhalar üzerine yapılmış iskarzbil | kâğıdı desteleri almışlardı. Reşad Ekrem Koçu | üll& K'ı Bolerolar Bu sene bole » * rolar çok moda. Bilhassa zayıf ka- dınlar için en za « İboldur. Tami yirmi iki çeşmemiz jsık seferler yapmı Çöken Boğaziçi : 16 Mayıs 13 S aai Emirgân bu sene her yıldan daha tenha... *« « * Bir Emirgânlı “Cihanın cenneti İstanbul, İstanbulun derlermiş... Nerede o eski Emirgân!,, diyor cenneti Boğaziçi, Boğaziçinin cenneti Emirgân,l Emirgündan gü bi ağaçların gölgelendirdiği bir mey- dan. Ortada büyük bir çeşme... Karşımız- çocukların sıhhat ve tahsillerine çok itina *İZ vekitlerde oyalıyan, onu yeisten kurta- İda mavi sulan hafif çırpınışlarla vıhtıma |sarpan bir deniz. Kahvecinin kaldıtıma koymuş olduğu bir masanın başında sabık belediye 10 un- (cu daire başkâtibi mütekaid Bay Ömer ile konuşuyoruz... Eski bir Emirgânlı olan bu zat bize bun- ları anlatıyor: — Burası üç mahalleden ibarettir. Re- 1 köy, Emirgân. Nüfusumuz 2381 çıktı. Üç Lokantamız şit paşa, Boyı son tahritinüfusta miz, üç mektebimiz vardır. yok bir kahvemirz var. Mekteplerimizin bi- Türk ilk mektebi biri Rum ilk mektebi bir de orta mektep. Köyümüzün suyu pek vardı; camii Ve Kanlıkavak suyu da işta güzünüzün & nünde. Buraşı eskiden çok n |büyük yalılar, en muhteşem binalı güzel hayat burada idi. Fakat yavaş yavaş öldü. Burasını öldüren rağbetten düşüren se- bep evvelâ: Şirket biletle fazlalığı, sonra da vapurların buraya muntazam ve ası ve Bebeğe kadar ya- vn pılacağını işittiğimiz yolun da hâ maması... Yolsuzluktan buraya otobüs iş- lemiyor. Bu sene (50) den fazla ev boy tur. Bunların hiç biri daha tutulmadı. Yaz geliyor. Fakat havalar daha açılmadı. O- nun için (Emirgân korusu), (Kısıklı bağı), (Orta çayır) mesirelerine rağbet olacak mi bilmiyorum. — Eskiden bu yerlerde hayat daha eğ- lenceli olur muydu?.. — Şirket 2 kuruş bilet aldığı devirler- de yalnız cuma pazar değil, hafta içlerinde bile kahveler adam almazdı. Şimdi görüyorsunuz, işte bugün pazar bava da güzel bir tek insan gezmeğe gelmedi. Ex kiden burada Cezayir Babrisefid kapı ket- hüdası Firdevsi Şakir Bey vardı. Kendisi 103 yaşında vefat etti. Üdebadan, füzelâ: ) |dan bir zattı. O: Z. Küçük bolero « lar, hem güzel ha- vaların slar günlük — ropların yerini tutuyor. Bunların içine giyilecek bluzle « rin şık ve elbise ile arasında bir âhenk olması Vâ - zımdır. Resimdeki bo - lero etekliğile gü- zel bir takım ya « pıyor. Kendi ma- vi renkte üzerin - deki puanları be « yazdandır. Bluz şapka ve ekliven- ler de beyazdır. Portföy, şapka » nin kokardı. ve pabuçlar lâcivet - tir. tayyörü hem del y «Cihanın cenneti İstanbul, cenneti Boğaziçi, Boğaziçinin Emirgân, E- mirgi etki Emitgün, ah o eski günler, — koruda Güllü Agop oynardı. Seyre giden halkın bir ucu iskelede bir ucu tâ koruda idi, Sonra yalılardaki mehtap — ülemleri, Bonra sazlar, buradaki büyük yalıları vak- yapıl- | hali | İstanbulun | ın da köşe pencerem.» derdi. Ah o! zel bir görünü, tiyle Şehtemini Emin Bey istimlâk ettirdi. Onlar-yıkıldı ümma, doğru dürüst bir yol- da yapılmadı. Bu seneye kadar biz Emir- |günın gözden bu kadar düştüğünü bilmi- yorduk, Bu sene hal çok berbad. — Vapur Lücretleri hakiki bir yıkım. Düşününüz bir kere iki çocuğu İise tahsili yapan yahut Ü- niversitede olan bir aile, bir de babası ça- lışıyor yani günde Üç kişi vapura biniyor. Bu para aile bütçesine ne müthiş bir yara açar. Şirket Boğazın L.ı.ı_.ııu.-,....._.,..l güya teshil etmek üzere Boğazda ev yap-| tıranlara bir senelik meccani paso veriyor amma üç ev yapılsa onu da kaldınır... Bur bet bir şey yap- mdirse daha iyi! meccâni pasolar yerine sa da şa bilet ücretl, bedecek... Bu sene buranın itibarsızlığı ge/ çen seneden çok daha fazladır. I Sükt Derviş ni İnhisarlardan ı;ıkarılınI;ıı;ın ikramiyeleri İnhisarlar idaresinden tekaüide sev; |kedilen 351 memura verilecek ikrami; yelere ait hazırlıklar bitmek üzeredir; İkramiyeler bu ayın sonunda verile « cektir. wCumamsı günü 3600 göçmen geliyor Hisar vapuru cumartesi günü Ro - manyadan alacağı 1600 kişilik — ikinci göçmen kafilesini hâmilen limanımıza |gelecektir. Nâzım vapuru da, ayni gün, Bul ; İgaristandan iki bin göçmen. getirecek, dir . İnşaat ruhsatnameleri Ev, apartıman inşaatında plân, fen: ni hesaplar, ve ruhsatname bir levha- a ah Olarak Gürketia yörebileceği bir yerde bulundurulacaktır. TAREC mlrlanları he Benii 5 öi kontrolda bu şekle riayet etmeyenler cezalandırılacaktır. Ruhsatsız tamirat ve inşaat yapan: lar da tecziye edileceklerdir. j |

Bu sayıdan diğer sayfalar: