17 Mayıs 1936 Tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 2

17 Mayıs 1936 tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 2
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

2 “Sayfa SON POSTA ŞEEEEEA DAT Hergün Tahsil Memurlariyle Mükellellerin Münasebeti . Bulgarlar Balkan Paktına Niçin G'rmediler? . — Tahsil Memurlarile Mükelleflerin Münasebeti M liye teşkilâtının 1slâhı münasebeti- le Büyük Millet Meclisi eden müzakerelerde üzerinde mak istediğimiz nokta şudur zihniyeti ve tahsil memurlariyle mükellef- lerin münüsebeti. Memurlar yurddaştan ziyade — devlet hazinesini düşünüyorlar. Onların zihniyeti ide cereyan lhassa dur. Memurların «Ben devletin varidatını artırmakla mü- kellefim, ufak bir ipucu bulunca — vergiyi yazıveririm.» Amma yurddaş bu vergiyi evvelce ver-| idir, tarhedilen vergi miktan — hakhı ve ma'kul müdür? Bunu düşünen yok, Bu zihniyetle tarhedilen vergi bir çok baksızlıklar doğuruyor. Bu haksızlıklar tah- sil memurlariyle yurddaşlar arasındaki mü- nasebetin fena bir şekil almasını intaç ed yor. Tarhedilen vergiye itiraz — edersiniz. Memur dinlemez. — Siz bir dela vergiyi ödeyiniz, itiranı- ma varın mahkemeye murscnat edip hak- kınızı arayınız, diyor. Hakkını müdafaa etmesini veya edemiyecek vaziyette olan parayı verip işin içinden çıkıyor. Diğerleri de aylarca mahkemelerde para — ve vakit kaybediyorlar. Asıl olan vergiyi bir işkence haline koy- mak değildir. Bilâkis bütün dünyada ver giye karşı yurddaşlar hassasdırlar. Onları verginin adaletine inandırmak — ve vergiyi seve seve vermeğe ikna etmek İüzımdır. Çünkü vergi, hem vazife, hem de bir borç- tur. Daha kötüsü şu ki, yukarıda kaydetti- iınılı zihniyet memleket dahilindeki ecne- Elektrik ister. İtiraz bilmeyen yurddaş e de sirayet etmiştir. veyn su şirketi sizdan bir pı edersiniz, dinlemez. «Siz evvelâ parayı ve- yaparsınız.v derler. Para vermezseniz suyunuzu — veya elektriğinizi kesiverirler. Yurddaşla tesmi ve hususi müesseseler arasındaki bu para münasebetini etmek ve yurddaşı lüzumsuz iz'açtan kur- tarmak gerektir. Yeni maliye — teşkilâtının hizmet edeceğini umuyoruz ve - girketlerle olan münasebetin de tanzimini dileyoruz. * Bulgarlar Balkan Paktına Niçin Girmediler? B alkanların tâ göbeğinde bulunduğu halde neden — Bal kan Paktına girmemekte 1srar etmiştir? Eski Bulgar hariciye nazırı Bürow bu suale cevap veriyor. Gösterdiği sebepler şu: Bulgaristan mevcut muahedelerle bir takım haksızlıklara uğramıştır. Hudutları- nin tashihini ister. Derdeağaçtan Akdenize inmek arzusundadır. Halbuki Balkan Pak- ti Bulgaristanın bu arzularının tahakkuku- na ebediyen sed çekecektir. Fazla — olarak Balkan Paktını menfantleri ve cografi va- ziyetleri birbirine uygun olmayan devlet- ler arasında aktedilmiştir. Binaenaleyh belygelmilel bir hâdise çıktığı zamandan kendiliğinden dağılmağa mahkümdur. Bu iddia komşumuzun hırs ve arzuları- gü için dikkati çek- meğe lâyıktır. Balkan Paktına girebilmesi için onun evvelâ kendisince haksız telâkki ettiği noktaların tamiri — lâzımdır. Bizim bildiğimize göre Balkan devletleri sulh ve sükâün içinde Bulgaristanın bu — dileklerini e hazırdır. Diğer Balkan devletleri- nin endişesi Bulgaristanın bu emellerini cebren ve askeri vasıtalarla temine teşeb- )>iıv cinnetini göstermesidir. Bunun önüne geçmek istemek ise gayet tabildir. tanzim Bulgaristan Bulgar komşumuz, Balkan Paklına gir- | mek arzusunu göstermek şartiyle, bu dilek- lerinin halli teklifi ile ortaya çıksa, umarız ki bir hal çaresi bulunur, ve bu suretle Bal- kanların en mühim meselelerinden biri de kat'i surette halledil bulunur. Özlü sözler: Akıl kendini itham ettiği zamanki ka « dar hiç bir vakit parlak olamaz Shakespeare Aak bir sanattır. Arcene Houssaye Sabırsız insan gazsız lâmbaya benzer. Alfred de Musset bu gayeye 'R simli Makale mez. hak- |kında ittifak vardır. Bu altı şey şunlardır: Yemek, içmek, çalışmak, eğlenmek, mak, ve sevmek. | | Fakat hayatın en güzel altı şeyi uyu- | — Hayat bunlarla kaimdir. Hayat'a her şeye bıkılabilir. Güzel bir manzaraya, rahata, tenbelliğe falan bıkıla- bilir. Hayatta bu altı şeyden başka bıkma- İyacağımız hiç bir şey yoktur. Fakat bu altı yeyi her gün tekrar ettiğimiz halde bir gün |bikkınlık gösteremeyiz. Yemeğe, içmeğe, Jayumağa ve sevmeğe bılalır mi? | Şüphesiz hayatta pek çok — istekl, olabilir. Eyi bir artist, yüksek bir âlim, mü- kemmel bir adam olmak isteyebiliriz. Fa- |kat ne olursak olalm, ne istersek — isteye- |lim, hayatta bu altı şey kadar ihmal ede- miyeceğimiz ve mahrum edildiğimiz —tak- dirde arayacağımız bir şey bulunamaz. ümiz Hayat bize bunları bedava vsınîç;i'ı. Onun için kıymetini anlamış değilizdir. Fakat bu altı şeyden bir tanesinden mah- rum edildiğinizi düşününüz, hayatın ne kö- tü şey olacağını o vakit anlarsınız. B Hayatın en mükemmel altı şeyi Bi Zevkler ve kanaatler münakaşa |bhir-[ Mayıs Sözün Kısası Yıkılan berhnnenîn Son kurdu E, Ekrem-Talı ne, ahşap bir paşa konağı yıkıldı mumi harbin kopardığı kasırga- dan, Şarkta muazzam fakat köhs: Rus- ya çarlarınım asırlık saltanatı, temeller yi sarsilerak, tüzla buz, dağılıverdi. Ve çürümüş bu bir yığın tahtanırf arasından fışkıran kurtlar, 6 konağın arsasına bitişik olan bizim bahçemize yayıldılar, evimize bulaştılar, kemir& kemire çökerttikleri o köhne bina gibi burada da kendi muzir - faaliyetlering$ zemin bulmak istediler, 4 Bu memlekete, bu tertemiz muhit& kokain, moörfin, kumar iptilâlarıni, fuhşun en mütereddi, en marazi şekih lerini, bir inkılâbın önünden — kaçan Vrangel ordüsunun peşistra akın ederf beyaz Ruslar saktu. Çarlar saltanatı Türkün coğrafi varlığına kastetmişti. Çarların mütefes. sih tebaası Türk unsurunun bünyesl« ne kastettiler. Mütareke — devrindeki — İstanbulun monografisini yazacak olanlar, Vrana; İgel döküntülerinin fezahatini lâyıkiyle, İtasvir etmekten hayâ duyacaklardır. Petersburgda, vatan gayreti güderi —a ——— — A (SÖZ ARASINDA 300,000 Frank sahibi Bir dilencide Meslek muhabbeti İspanyada birkaç gün evvel bir dilen- €iyi otomobil nemiş adamı evine götürdükleri zaman tam 300,000 frank serveti olduğunu an lamışlar. Birisi merak et- miş: — Sen bu kadar tengin olduğun hal- de neden hâlâ dileniyorsun? demiş. Dilenci göz kapaklarını aralayıp mu- hatabının yüzüne baktıktan sonra şu ce- vab vermiş: — Ne yapayım, ben mesleğimi severim! demiş. İngiltere Kralının karısı Bu mevzu etrafında bu sütunlarda bir çok defalar konuştuk. Buna tağmen seki- zinci Edvard'ın evlenmesi meselesi — hâlâ taze bir mevzu olmaktan çıkmamıştır. Hükümdarın, şimdi de Danimarka Kra- hnın yeğeni Prenses Alaxandrine ile ev- leneceği söylenmektedir. Prenace Alexan- drine 1914 de doğduğuna göre henüz 22 yaşındadır. Ve fevkalâde bisiklet meraklı- b ere Aristokrat mahafili, genç Premi Je tek bir mahzur olarak bu bisik- let iptilâsını bulmakta ve «Avamın bindiği bir âlete Kralın karısın binemez, demekte- | dirler. * Mektep — çocuklarının Sul Şimali İngilteredeki ilk mektep talebe leri toplanarak bütün dünyadaki arkadaş- larına aşağıdaki beyannameyi gönder - meği karar altına almışlardır: «Arkadaşlar, babalarımız, harplerde öl- | | reştedir. dü çoğumuz öksüz kaldık, annelerimiz se- fil ve pçrişan oldu. Buna rağmen büyükler hâlâ akıllanamadılar, harp hazırlıyorlı Biz göz yaşlarını durduralım, bizim çocakları- mız, baba, ağabey acısı görmesinler? Dün- |yada yapılacak iş mi yok, ilim, fen ne gü- ne duruyor. Biraz da o #ahada çalışalım.» —— sülhperver olalım, — annelerimi İSTER İNAN İSTER İNANMA! Hükümet doktorlardan kazanç vergisi almak için doktorluk edenleri sınıflara ayırıyordu. Maksat doktorlardan kazançları nisbetinde vergi almak, çok kazananla, az kazananı birbirin - den ayırmak'ı. Te A yapıldı. Doktorlar arasında böyle bir tasnif yap - | İSTER “İmanyada büyük bir çiftlik hediye CHERGON BİR FIKRA- | Kolayı var! Şair H.. F.. biraz dalgındır. Bu dal- ginlik buhranları a: yet tuhaf sözler söyler. Geçenlerde, Erenköy taraflarında yazlık bir ev arıyordu. Bir tane buldu, beğendi.. Jâkin hat boyunda. Evin sahibi ile pazarlık edeceği mra- da, yanında bulunan bir arkadaşı: — Ücmtad! dedi; iyi düşün. güzel, fiyatı da ucuz amma, korkarım ki tren gürültüsüne bir zaman alışa - Bu ev mazsın| Şair bu esnada yine kim bilir nasıl dalmıştı. Rüya görür gibi: — Kolayı varl de rültüsüne alışır, sonra buraya taşını - rama l ; önce tren gü- * Sinema yıldızları Evlenmek için Cemiyet kurdular Holivudda 'on üç genç sinema yıldızı. aralarında bir cemiyet kurarak, zengin ol ve erkeklere vermiş- madan evvel evlenmemeğe kat'iyyen itimat etmemeğe kı lerdir. Cemiyetin reisesi olan Patriciş Fi bir gazeteciye şu beyanatta bulunmuştur. «Biz mesleği aşka tercih etmek istiyo- ruz. Fakat her birini teker teker, aşkın ca- zibesindey kendimizi kurtaramıyacağımızı anlayınca, birleşerek müttehid bir kuvvet teşkil etmeğe karar verdik.» * General Despereye Romanyada verilen çiftlik Umumi harbin sonuna doğru itilâf dev- letleri ordularının başında olarak Roman- yaya giren General Despere, elyevm Bük. Kendisi Romanyaya, Kral ve hü- kümet tarafından resmen davet — edilmiş- tir. Ro- etmişe Romanyalılar, Franşe Despereye İerdir. General bu ziyaretten istifade ede- rek, çiftliğinin hesaplarını da rü'yet ede- cektir. — havale edildi. İNAN İSTER İNA manın güçlüğü anlaşıldı. Nihayet keyfiyet Etibba cemiyetine Birinci sınıf doktorlar yılda Bin lira vergi vereceklerdi. Etibba odası tetkikat yapmış ve senede bin lira vergi vere- bilecek bir doktor bulamamıştır. ıb(r asılzadenin kurşunlariyle ölen pa * pas Rasputin'i o meş'um devir, az kaldı İstanbulda hortlatıyordu. Ahlâk ve fazilet rejimi olan cümhür riyet bu pisliği temizledi.. Bu çarlık artıklarım küredi. Onların meş'um yadigârı olan kokain ve morfin iptilâ« sına karşı şiddetli nizamlar, kanunlar koydu. Fakat görüyoruz ki cümhuriyet gü« .İneşinin muzadıtaaffün, mikrop öldü « rücü huzmeleri henüz her tarafa tesli edememiş. Dün, çarlık ordusunun Ü- K Profesöre niformasmı senelerce sırtında taşımış * ran bu çare şudur:|leim bir herif, bir kaç tane masum î Akdenizi doldur-|'Türk yavrusunun ırzına tasallüt et. “ mak.... — Akdeniz| mek cür'etini göstermekle yakalandı. | dolduğu takdirde, İngiltere ve İtalya ara-| — Ümit ederiz ki bu, yıkılan berhane: İsında Akdeniz — rekabeti - kalmayacaktır. (nin köşede bucakta kalmış son kurdu« ıı alya, boş toprak bulacaktır. Yalnız İtal- İ dur. Değilse bile, bunun da kafası ezil: İya mı? Bu fikri ortaya attığı içi: dikten sonra artık ötekiler baş kaldıt İya, oradaki boş toprakların yarısını müs- ramaz! temleke olarak kullanabilecek, İngi |Fransa da fazla dekovillerini bu arada ça- hştırabileceklerdir. Sulh için Yegâne çare: Akdenizi doldurmak Alman profesör- lerinden biri dün- yadaki hiyane bir çare bul- muştur. naza- * Coğratya âlimi çocuk Cenubi Amerikada — bir lise talebesi cografyaya fevkalâde merak etmiş. Uzun uzun çalıştıktan sonra, bütün dünya hari- h e tasında, kâç 'tane kaza merkezi bulundu- | banna büküm süren ve sal lemi Bafc olan Hunü; Böralesinin b olduğünu bildiğini 3- | Venedikli Valde Sultan kimdir? din “öderik tmtbdn Gdlkresini - küçmüştie |2 — Amazanlar kimlerdir? hayet bir hey'et seçilmiş, bu hey'et büs| ? — Sam amca nedir, kimlere derler? tün dünya haritalarını önüne — yığmış en| — * — Şeyh Sâdi kimdir? umulmadık yerlerde en ufak köy isimlerini, XCesepleri Tüm) talebeye sormuş, talebe de bütün bu isim- * leri bilmiştir. Dünkü Suallerin Cevapları: 1 — Osmanlıların mebdei Kayıhan aşt tetinden başlar. 2 — Fillerin ceddi mamuttur. Asya « Biliyor Musunuz ? 1 — Osmanlı sarayında senelerce tek * Kulaksızlara sonradan kulak takıyorlar da ve Avrupada yaşamıştı Amerikada Kansas eyaletindeki tbbi| —3 — İsmi iki hayvan isminden müte - bir cemiyet kulaksız olarak doğan bir insa- | şekkil olan hayvan devekuşudur. na sun'i kulak imal ederek takmış, ve a-| —4 — Neptün eski Romalıların deniz ilâ- damcağızın kulaklarının sonradan — takma | hıdır. İlâh Saturnun oğludur. Kardeşleri olduğu hiç belli olmamıştır. gene ilâhlardan Jüpiter ve Plutondur. * Masallara göre kendisinin deniz kena « Baron Alolizi uzun etlama — İrında bir sarayı vardı. İstediği zaman al- gamahronü tın saçlarını coşan denize açar, dalgalara j s tutulan gemileri kurtarırdı. Fransız gazeteleri İtalyanın Cenevrede $ — ” ibili Avnğakler dnu < murahhası olan Baron Aloiziden bahse-İbi Amerikayı istilâ etmeden evvel Peru - derlerken diplomatın eski bir bahriye zabiti da büyük bir medeniyet kurmuş bir mil- ve sabık uzun atlama şampiyonu olduğunu | lettir. Bunların Asyadan geldikleri, Türk haber vermektedirler. ırkıma mensup oldukları, eserleri ve dilleri özerinde yapılan tetkiklerden anlaşılmış « tır. Ozlü soılor ——— Neşe ekseriya bir çok deliliklerin ana . sıdır. Kadınlar gülerek kendilerini kaybe « derler. Richardson Aşk. hakikat kumaşı üzerine — işlenmiş muhayyelenin nakşıdır. Cariyle Eğer adalet kaybolursa, insanların dün- yada yaşamalarının manası kalmaz. NMA!

Bu sayıdan diğer sayfalar: