12 Temmuz 1936 Tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 9

Kalan görüntüleme: 0

Saatlik sayfa görüntüleme limitine ulaştınız. Daha yüksek sayfa görüntüleme limiti ve diğer özellikler için abone olun!

Aboneler yüksek görüntüleme limiti, sayfa indirme ve diğer özel özelliklerden yararlanır.

Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

ın toplanıyor (Beşkerali 1/inci sayfida) Teknik komite artırma miktarını 8000 ton olarak tesbit etmiş, bunun için Türkiyeden 48 saat evvel müsaade istenmesini ve onun delâletile Kara- deniz devletlerinin muvafakatlerini şart koşmuştur. Eğer o sırada Karadeniz harici devletlerin Karadenizde bulund;ırduklan kuvvetlerin mecmuu 30,000 tonu bulmıyorsa yalnız Türkiyenin müsaade- si kâfi görülmüştür. Talik edilen ihtilâflı bir nokta daha Talik edilen ikinci noktaya gelince bu da şudur: İngiliz projesindeki 5 inci madde mukavelenin mer'iyete girmesi - için bütün âkitlerin tasdikine ihtiyaç olduğunu bildirmektedir. — - Heyetimiz buna itiraz etmiş, yakın tarihten bir misal göstererek muka- velenin herhangi bir suretle mer'iyete girmesini geciktirmiyecek bir formül teklif edeceğini söylemiştir. Bunun üzerine bu nokta talik edilmiştir. Fransız matbuatının neşriyatı Paris, 11 (A.A.) — Anadolu Ajansının Paris muhabiri bu sabahki Paris gazetelerinin Boğazlar konferansı etrafındaki yazılarını şöyle hulâsa ediyor: Pöti Parisien gazetesinin Montrö berde diyor ki: «Esaslı meselelerde bilkuvve itilâf elde muhabiri gazetesine bildirdiği bir ha - edilmiş denebilir. Konferansta hazır bulunan devletlerden hiçbiri Türklerin Boğazları tahkimi- ne muhalefet etmiyecektir.» Eko dö Paris, «münakaşa nazaridir. Ankara Boğazlara hâkimdir. İngiliz politikası mânidardır. Fransa Londra tadır.» diyor. ile Roma arasında açıkta ve muallâk- Pari Midiye Londradan bildirilen bir haberde: «Titüleskonun Montröde kullandığılisan ve takındığı harekete hayret eden İngiliz mahafili pekaz bedbindir. Mün akaşa akademiktir. İstediğini elde eden Türkiye vaziyete hâkimdir.» deniyor. İngiliz gazetelerinin neşriyatı ş Londra (Hususi) — Deyli Telgrafın diplomat muhabiri yızıyğr: Boğazlar meselesi bir hayli dallanıp budaklanmış bulunuyor. Bunun bir çok se- bepleri vardır. Fransız hey'eti Fransanın Fransız - Sovyet paktı dolayısile elde ede- |. ceği istifadeyi düşünerek Boğazlarda deniz ve hava hürriyetini temine çalışıyor. Fran- sızlar, Rusyadan gelecek bir hava kuvvetinin Boğazlardan geçerek Fransaya yardım etmesini istiyorlar. Çünkü Rus tayyareleri ancak bu yoldan, başka bir devletin ara- zisinden geçmeksizin Fransaya gidebilirler. Halbuki Rusya bu noktai nazarı kabul etmemektedir. Çünkü başkalarının ayni yoldan istifade ederek Karadenizde toplanmaları ihtimalini göz önünde bulunduruyor. Buna mukabil Fransa da nakliye gemilerinin Rus askerlerini taşıyıp hiç bir enge- le tesadüf etmeksizin Fransız limanlarına İngiltere bu nokta karşısında bitaraf gibi görünüyor. Fakat varmalarından endişe etmektedir. İngilizlerin 15,000 tondan fazla olan herhangi geminin Boğazlardan geçmemesi hakkındaki teklifi Rus- ya ile İngiltere arasında da ihtilâf çıkmasına sebep olmuştur. Çünkü Rusya, büyük gemiler inşa etmekte ve bunları Akdenize ve daha başka yere göndermek hususunda serbest kalmak istemektedir. Bu nokta üzerinde uyuşma- ga imkân görülmediği için Litvinof talimat istemiştir. Halbuki şimdiye kadar Litvi- nofun talimat istediği görülmemişti. Rusya, Almanyanın vaziyeti Şarki Avrupada daha tehdidiâmiz mahiyet aldıkça Garbi Avrupanın kendisine yardım için taahhüde girmekte yan çizdiğini hissediyor. Italyanın noktai nazarı Londra, 11 (Hususi) — İtalya Montröde toplanan Boğazlar konferansına karşı şimdiki vaziyetini tarafından tutulan hattı harekete karşı, muhafazada devam edecektir. Bununla beraber Romanın Rusya İngilterenin noktai nazarına taraftar oldu- ğu anlaşılıyor. Roma da, Rus donanmasının Akdenize serbest çıkmasına ve buna mu- kabil Akdeniz devletlerinin Karadenize serbest girmemelerine aleyhtardır. Türk tarihinin Altın yaprakları (Baştarafı 7 inci sayfada) hillerinde kiymetli esya yüklemiş olan tüc- caı' gemilerini zaptederler, sahildeki şehir- leri vurmağa lüzum görmezlerdi. Buna mu:- kabil lrlândamn sahil şehirlerini vurmağa başlamışlardı. İrlândanın cenup ve cenubu “:b isinde Türk korsanlarının ayak basma- a _hîçbi' şehir kalmamıştı. 1631 de Kork Tni zapteden Türk korsanları şehri yağ- ma eı_mîçlel' ve 100 kadar esir almışlardı. Büu esirlerin arasında karısı ve yedi oğlu ile beraber Wilkam: Gunter adında bir de a- lı!'zade vard. Ayni sene içinde diğer bir 'ı:urk filosu Böltimor limanına girmiş, şeh- ri ele geçiren korsanlar buradan da ka - » erkek ve çocuk olarak 108 esir almış- |Türk gemicileri Amerika sahille- l'll'ıdc: leriîı:k E"“nıl?l Atlas Okyanus sefer - * gösterdikleri cesaret, cüret ve mes- lek bilgisi ile Yeryüzünün en yüksek ge- icileri olduklarını isbat etmişlerdi. Fakat ::ımı—ılık gemici destanı bu kadarla da bal alşu.ştı Bir 'Türk korsan filosu, insan W .rehmn üstünde bir cüret ile şimale doğ- ru ıîerlerniş_ İzlândayı geçerek şimali A - Merika sularına girmiş, — New-Founland'a kadar gitmiş, bir çok tüccar gemilerini zap- tetmişti. Bir İngiliz müverrihinin yazdığı- h_l göre zaptedilen gemilerden birinde Vir- tjıiye gitmekte olan gayet güzel bir İngi- Bz kızı esir alınmıştı. Cezayir gemicileri bu kızı İstanbula getirerek o sırada padişah bulunan dördüncü Mehmede takdim et - mişlerdi. * Reşad Ekrem Kaçır Ücretsiz Leyli talebe Mekteplere bu sene alına- cak talebe için koşulan şartlar Kültür Bakanlığından bildirildiğine gö- re bu sene leyli meccani imti mları, My lülün birinde başlayacaktır. İmt?hına gire- ceklerin 29 ağustos 1936 tarihine ki;ıdar lâzımgelen vesaik ile, ilbaylık merkezinde hselere, lise bulunmıyan yerde orta okul- lara ve orta okul bulunmıyan yerde de Kültür direktörlüklerine müracaat eyleme- leri lâzımdır. n Seçme sorguları, her sınıf için ayrı ayrı olmak üzere Vekâlet tarafından gönderi- lecektir. İmtihanlar, Türkçe, edebiyat, Ti- yaziye ve tarih coğrafya zümrelerinden ya- ' pılacaktır İlk imtihan eylülün birinde Türkçe ve edebiyattan, eylülün ikisinde riyaziyeden, eylülün üçüncü gününde de tarih ve coğ- rafyadan olacaktır. Komisyon başkanı son imtihan kâğit- larile birlikte talebenin adları ve baba ad- larile geçim vaziyetlerini gösterir bir liste hazırlıyarak Vekâlete — gönderecektir. Bu listede başkan her talebenin geçim duru- mu hakkındaki kanaatlerini de yazacaktır. İmtihanlarda ayni dereceyi kazanan ta- lebeler arasında şehit çocukları tercih edi- lecektir. İmtihanlar İstanbulda, kızlar için kız li- sesinde, erkekler için de erkek İisesinde a- çılacaktır. İmtihanlara girmek için Jlâzım olan şartlar şunlardır: Türk olmak, lise ve orta okullar talimatnamesinin her sınıf için ara- dığı yaşlarda bulunmak. Bedence illetli ve ruhan malâül bulunmamak. — Ebeveyninin --sSON POSTA- Konferans akim kalırsa... | (Baştarafı İ inci sayfada) Bu itibarla Montrö müzakereleri bey- “ nelmilel meselelerin halli bakımından bir imtihan yeridir. Bizim tuttuğumuz yol müsbet hnetice verirse, o vakit Neavilly muahedesinden şikâyet eden Bulgarlar, Trianon muahedesini boz- mak için fırsat arayan Macarlar da bu yola girecek ve kendi davalarını müzakere ve sulh yolu ile halle te- Fakat Montrö müzakereleri iflâs ederse, biz yine Bağazları tah- kim edeceğiz. Çünkü Boğazla- rın Ve memleketin emniyetini tesadüfe terkedemeyiz. Netice ne olacak, bu müzakerat bütün dünya barış ve müzakere yolunun yanlışlığını anlatacak ve emrivaki si- yasetinin yegâne muvaffakiyet yolu olduğunu göstermeğe yardım — ede- cektir. Almanların ve İtalyanların emrivaki si- yasetlerinde muvaffak oluşları, diğer devletlerin de bu yolu tercih etmele- rine sebep olacaktır. Onun için Avrupa siyaseti bir im- tihan geçiriyor, bu imtihanda kaybedecek olan biz değiliz, yine Avrupadır. Çünkü o vakit daha mühim, daha sarsıcı, da- ha vahim meselelerle karşıla- |müze koridorunda zanneder. şacaktır. Türk analarının sıhhatları için alınan tedbirler . (Baştarafı 1 inci sayfada) n dikkatini celbeden iki yazı yazmıştı. Sıhhat Vekâleti Cumhuriyet — rejimine yııkqırbitdikkılveciddiyetilebumeıı-_ le üzerinde durmuş ve neşriyatımıza hak vermekle beraber, Türk analarının sıhhat ve istirahatlerini temin için neler yapıldı- ğını bildiren bir cevap göndermiştir. Gazetelerin neşriyatından mutlaka si- nirlenerek, ulu orta tekzipler yağdıran ba- zı makamlara nezahetile ve kıymetile ibret olacak mahiyetteki bu cevabı — seve seve derç ve Sıhhat Vekâletimize bizi aydınlat- tığından dolayı hassaten de teşekkür edi- yoruz. * «Gazetenizin 30 haziran 1936 tarihli nüshasının birinci sayfasında, Haseki has- tanesi doğum kliniği hakkında, intişar eden fıkra tarafımızdan okundu: Haseki hastanesinde eski bir binada bu- lunmakta olan bu doğum kliniği, gerek keyfiyet ve gerek yerinin kifayetsizliği ci- hetile, şehrin bu husustaki ihtiyacını kar- gılayacak durumda olmadığı çoktan anla- şılmış ve ihtiyacın teminine çalışılmaktan geri durulmamıştır. Bunun için, şimdiye kadar yapılan ve yapılmakta olan işler şun- lardır: Asıl hastane binalarının bulunduğu ci- hette olmak üzere, yeniden yirmi beş ya- taklı modern bir septik doğum paviyonu yaptırılmıştır. İşbu hastanede halen bulunmakta olan, Fakülte ikinci hariciye kliniği, bu yıl, Gu- raba hastanesine nakledileceğinden, bu - fun yerine, bahsedilen doğum kliniği geli- tilecek, ve bu suretle bu klinik, hastanenin en mükemmel ve en büyük bir binası olan hariciye paviyonunda, 95 yataklı olarak, kadın hastalıkları ile beraber yerleşecek - tir. Ve hastanenin karşısındaki şimdiki bi- na büsbütün bırakılacaktır. ÂAyni zamanda, şehrin karşı tarafı için de, Üsküdardaki Zeynep - Kâmil hastane- si doğum evine çevrilmiş ve 40 yataklı ola- rak tamamen doğuma tahsis edilmiştir. Keza Haydarpaşa Nümune hastanesinde 25 yataklı bir doğum şubesi açılmıştır. Bundan başka, Yeni - Bahçe Guraba hastanesinde, bu yıl, yeniden 95 yataklı ikinci bir doğum ve kadın hastalıkları kli- niği kurulacaktır. İşte, bu suretle, bu yıl içinde, İstanbul- daki Devlet müesseselerinde bulunacak do- ğum ve kadın hastalıkları yatak sayısı ye- künu 255 etmektedir ki, bundan evvelki senelerdeki yatak sayısile mukayese edilir ise, şehir için oldukça bir inkişaftır. Bütün bir tarihin geri kalmış işlerini e- muzlarına almış olan bugünkü neslimize dü şen vazifenin ne kadar ağır olduğu göz ö- nüne alınacak olursa, yalnız bir mücssese değil, daha bir çok müesseselerdeki işle - rin tekâmül için ne kadar çok ve sıkıntı i- çinde senelerce çalışmak mecburiyeti ol- (duğu kendiliğinden tezahür eder.» çocuğunu okutamıyacak kadar fakir bu- lunmaları, ve çocuğun sınıfta kalmamış ol- _ işi tırmağa gelenler: — Aman, diyorlar, san'atinde, şıklığın- da değiliz. Yazısı ne kadar küçük olursa, o kadar makbule geçer. Ve biz, onların haklı isteklerini yerine getirebilmek için tabelâ değil, âdeta mus- ka yazıyoruz. Bu gidişle, İstanbullular, dükkân tabe- lâlarını okuyabilmek için sokaklarda. per- tavsızla dolaşmaktan başka çare bulamıya- caklar. Halbuki tabelâ sade reklâm — vasıtası değil, bir şehrin süsüdür de. Gözünüzün önüne, tabelâları bir renkte, bir boyda bir cadde getirin. Tabelâlar hep usta ellerden çıkmış ol- sun. Bence insan böyle bir caddede kendi- sini, duvarları san'at eserlerile süslü bir Halbuki bir de bizim caddeleri düşü- nün. Meselâ Mahmutpaşa yokuşunu tasav- vur edin. Biçare esnaflar, ağır vergiden kurtulmak için, dükkânlarının kapısı üs- tündeki levhaların yazılarını beyaza bo- yatmışlar. ' / Yani sizin anlayacağınız bütün dünya- da gün geçtikçe daha fazla bilenen propa- ganda silâhı, bizim Mahmutpaşa yokuşun- da kefene sokulmuş. Halbuki meselâ Fransada, — tüccarlar, hemen hemen haftada bir tabelâ yeniler- ler. İtalya-Almanya -Avusturya- Macaristan ve Leh bloku «Almanya ile Avusturya arasında bugün şu anlaşma şeraiti kabul olun- muş ve bu suretle iki memleket ara - s.mdıı normal münasebet teessüs etmiş- tir: 1 — Almanya, Avusturyanın tam | istiklâlini tanır. 2 — İki taraftan her birinin dahili işleri kendine aittir. İki taraftan hiçbi- ri bunlara müdahale etmez. 3 — Avusturya kendini bir Alman adam asmaktan güç geliyor, Tabelâ yap- | — Bizde ise, tüccarlar, esnaflar, Hıpki ruhsatiyesiz mal satan seyyar işportacılaj gibi, tabelâ kaçakçılığı yapıyorlar. Ş Bir çok yerlerde, dükkân sahiplerii bayrak gibi kolayca çekilip indirilen tabel lâlar yaptırmışlar. Sokak başına nöbetçi dikiyorlar. Vq vergi memurları görünür görünmez, den hal, büyük tabelâları aşağı indirip küçüks leri asıyorlar, ve bu suretle de ağır vıd, vermeden büyük tabelâ kullanmanın yoş lunu buluyorlar. e Vergilerin kesiliş tarzında da değiştix rilmesi lâzım gelen cihetler vardır. . Meselâ bazı lokantacılar, mağaza saş hipleri, berberler, dükkânlarının ıeı-.ıı-n.ı'ııiqt vitrinlerinin üzerine yazdırmışlar. Memurlar onlara: — Efendim, diyorlar, siz, bu vitrin ba, yunda tabelâ vergisi ödeyeceksiniz. yoktur sanırım. Halbuki, tabelâ vergileri — ucuzlatılsg hem suüstimallerin önüne geçilmiş ohcâ hem tüccarlar, hem belediye, hem tabe cılar, hem boyacılar, hem de esnaflar kar zanacak. Ve bu gidişle, yakında İstanbul tüccat larr müesseselerinin kapılarına tabelâ deş ğil kartvizit asmaya bile cesaret edemiye- cekler. Çünkü o takdirde, bugün kapılarının üstüne sigara paketi boyunda birer yafta koyamayan tüccarlar, esnaflar, boyunları; na bile tabelâ asacaklardır. Selim Tevfik —— EEES' / OA GÖM İngiltere - Mısır anlaşması Kahire, 11 (A.A.) — Gazetelerin o.î rendiğine göre, müzakerelerin — neticesini tesbite memur muhtelit İngiliz - Mısır ko! mitesi askeri müzakerelerin neticesi hak« kındaki raporu tanzim etmiştir. Bu metin bugün İngiliz ve Mısır hey'eti murahhasaş lart tarafından tetkik olunacaktır. Her M tarafça kabul edildiği takdirde yeni MH sır - İngiliz muahedesi için yapılacak iptix dat müzakerelerin hitamında da asıl kdıl nuşmalara Londrada başlanabilecektir. Zecri tedbirleri kaldıran devletler Londra, 11 (Hususi) — Zecri tedbir, devleti tanır. ve Almanya ile münase-| lerin ilgasına dair kararnameler neşreden 4 — Bu anlaşma 1934 ve 1936 ta- rihlik Avusturya 4 İtalya protokolleri üzerinde müessir olmıyacaktır. 5 — Umumi af şeraiti iki taraf ara- sında iki tarafı tatmin eden şekilde tesbit edilecektir. Bu anlaşma neticesinde Avusturya ile Almanya arasında ayrılığa sebebi- yet veren bütün propaganda ve tahri- kât kendiliğinden duracak, Naziler A- vusturyada tahrikât yapmıyacak, Al - manyadaki Avusturya lejiyonu infisah edip Avusturyadaki Naziler vatan cephesine girerek onun içinde çalışa - cak, Avusturya istediği zaman Habs- burgları getirecek ve Almanya buna itiraz etmiyecektir. Alman seyyahları, Avusturyaya ga- yet serbest şerait içinde gideceklerdir. Avusturya şeraiti derhal tatbika başlayarak Alman taraftarlığı ile maruf Her Hoştnan'ı kabineye almıştır. Anlaşmayı bilhassa Sinyor Musao - linin hazırladığı söylenmekte, İtalya Başvekilinin Avusturya - Almanya ya itilâfını sağlamlamak istediği anla- şılmaktadır. Paris mahafili ve matbuatı İtalya ile Almanyanın Avusturya meselesi üze- rinde anlaşmalarının hiökmünü birden- bire anlayamamışlardır. Hitler ile Musolininin bu mesele ü- zerinde anlaşmalarına ihtimal verilmi- yordu. İtalyanın kararı Londra, 11 (Hususi) — İtalyanın Brükselde toplanacak olan Lokarno devletleri içtimama iştiraki ve bu su- retle Lokarno misakının kendisine yüklediği vazifeleri yapması beklen - mekteydi. En son haberlere göre İtalya Brüksel içtimama vuku bulan daveti, ancak Al- manyanın da ayni içtimaa daveti şarti- meselesini hallederek Almanya - İtal-| devletler şunlardır: Belçika, İngiltere, Ha- landa, İsviçre, Çekoslovakya, İsveç, Nors veç, Avusturalya, Finlandiya, Sovyet Rus« ya, Fransa, ve Estonyadır. Diğer devletler de birer birer bu yolda- ki kararnamelerini neşretmektedir. | Zecri tedbirlerin ilgasına muhalefet & den cenubi Afrika ile Yeni Zelanda henüi bu yolda kararmameler neşretmemiş bulu4 nuyorlar. Fakat bu iki devlet de umuümi karara uyarak yakında zecri tedbirleri il- ga eden kararnameler neşredeceklerdir. Parlâmentolar konferansı Budapeşte, 11 (ALA.) — Parlâmente birliği konferansı müzakerelerini bitirerek dağılmıştır. 1936 yilı için birlik riyasetine |Kont Carton de Wiart intihap edilmiş ve gelecek könferansın Pariste toplanmasına, karar verilmiştir. TAKVİM TEMMUZ -Rumi sene 1862 12 Haziran |Resmi sene 29 1936 PAZAR SN îRebiülâlur 56 | 22 Öğle | İkindi D. |S. |D. 4/387| 8 (87 iğ9|i6 | i9 o p NT h bildirmiştir. İ L BÖ ai n Te Si | AALLAR * " Zkzaylüği ee i'ki zi İ d, vi Ö- YAK Bi LESİI a

Bu sayıdan diğer sayfalar: