3 Ağustos 1936 Tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 5

3 Ağustos 1936 tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 5
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

İzmitte su itiyacı g geçtikçe artıyor _Şehre kâfi gelmeyen Paşa suyundan başka, yeni ve ikinci bir suyun getirlmesi için teşebbüslere girişildi İzmitten güzel bir görünüş İzmit, (Hususi) — Bugün — şehirdeki *U derdi, halkın en çok üzerine düştüğü Ve alâka gösterdiği mevzulardan birini teş- l etmektedir. Cumhuriyetin 10 ancu yıl- önümünde getirilen Paşa suyu, günden Tüne nüfusu şayanı dikkat bir — derecede İzmite kâfi gelmemektedir. Bu yüz- belediye, su tesisatına su saatleri koy- Mak mecburiyetinde kalmış, diğer — taraf- fan ikinci bir suyun getirilmesi için teşeb- atlerinin — vaz'edilişinden — sonra halk arasında muhtelif şekillerde tefsirler ı.:u""'*' başlamıştır. İddialara göre, be- n e bu hareketiyle su buhranının önü- * geçmiş değildir ve su saatleri işi başlı #ına bir mesele halini almiştir. Ö Bu hususta İzmit belediye Reisi Kemal ile konuştum. Yapılan şikâyetleri ane tam. Bana dedi ki: __—lemmn.uah- çok artmıştır. Bu bi- tin 10 Kae€'ut bir neticedir. Cumhuriye- B v Yildönümünde şehre du geti *Vcut Olan ihtiyaç nisbetinde te- Pilmamıştı. Sonra yaz günleri su Ç Membamın azalışı ve şehir nühusu —ile bir tok müessesatın Bulunuşu, hesaptız bir su- ""l'—'ülıucının su, ihtiyaca kâfi gelmez gi- törünmeğe başladı. Belediye meclisi bu Maksatla ve fazla sarfiyatın önünü almak YN tesisatlarına saat takmak mecburi- Htini hissetti. Şimdi su kâfi derecede şe- ihtiyacını karşılamaktadır. 1Ğ Saat takma ve bundan fayda işlerine “nce bu aşikâr bir hakikattır. Saatler ta- Gisat yay ||lmir üzüm piyasası açılıyor 'zmir — Üzüm piyasasının açılması =ı'?m!şlu. İmalâthaneler lüzumu o- 'ymbatı almışlardır. Ağustos haf. üt içinde borsaya mühim mikdarda üm gelebileceği anlaşılmaktadır. 'îel'“' seneki mahsul çok iyi ve iri ta- idir. Rekoltenin 580,000 çuval ola- tahmin edilmektedir. Gölcükte faaliyet arttı İzmit (Hususi) — Gölcüğün kaza l?:"lezi oluşundan sonra başlıyan faa- d.::nd"am etmektedir. Kazaya jan - 'a komutanı, malmüdürü, nülfuz Ribi Uru, evrak kâtibi, tahrirat kâtibi diye Memurlar tayin edilmiştir. Bele- teşkilâtı da kurulmak üzeredir. Ereğli bez fabrikası &“Üî — Patiska, salaşpur ve saten olan Ereğli bez fabrikasının "“’ğ'liı tamamlanmıştır. “h.aılı kuvveti — muharrekiyenin tak 'v:mzı? bir kaç gün sonra başlana - A 0 ilkteşrinde bitirilecektir. kılınca fazla sarfiyatın önü alınmış oldu. Belediye su saatlerini bir müteahhide vermişti. Müteahhit ilk defa 600 #saat getirdi. Ve bunların yandan fazlasını 14 liraya ve 3 ilâ 6 taksitte halka verdi, su saatleri bu- gün pahalılaşmış olmasına rağmen, — ayni müteahhit ikinci defa getireceği saatleri de gene 14 der liradan halka verecektir. Halkevinde Şehrimiz halkevi pehlivan — güreşleri tertip etmiştir. Güreşler ayın 16 sında ya- pılacaktır. Bu güreşlere Mülâyim pehlivan da iştirâk edecektir. Hava Kurumunun Balosu İzmit Hava Kurumu Kadınlar Kolu, ayın sekizinde Belediye bahçesinde bir kır balosu tertip etmiştir. Balonun güzel olma- # için hazırlıklar yapılmaktadır. Şiddetli Yağmurlar İzmit köylerine yağan şiddetli yağmur- lardan bilhassa tütünler zarar görmüştür. Bu arada Aksıkın köyünde 13 koyun ve keçi yıldırımdan ölmüştür. İzmit Valisinin Tetkik Gezintisi İzmit Valisi ve Parti Başkanı Bay Ha- mit Oskay, Karasu ve Gölcük kazaların- da bir tetkik gezisi yaptıktan sonra İzmite dönmüştür. Yeni Bir Biçki Yurdu İzmitde (Onar) adlı yeni bir biçki yur- du açılmıştır. Bununla sayısı ikiyi bulan biçki yurtları, İzmitin genç kızları için çok faydalı birer müecssese olmaktadırlar, Müreftede güzel bir park yaptı Mürefte (Hususi) — Evvelce Mü - reftenin sahilinde sıralanan eski ve harap barakalar kasabanın manzarasını bozmakla beraber bu eski evlerde yaşı- yan halk da sıhhi evlerden mahrum bu- lunuyorlardı. Müreftede başlanan imar faaliyetinden sonra bu barakalar kâmi- len kaldırılmış, yerlerine büyük bir -. Bir manda B I Koca bir şehri Altüst etti Azgın hayvm.4 kişi yara- ladıktan sonra öldürüldü İzmit, (Hususi) — Evvelki gün de- li bir manda, İzmiti altüst etmiş ve bu arada bir kaç kişiyi hafif ve ağır suret- te yaralamıştır. ş Süleyman adlı bir adama ait olan manda, delirmiş ve olanca hızı ile çar- şı içlerinde koşmıya başlamıştır. Paj mevkiine diğru giden manda, Şeref, Pakize adlı iki kadınla, bir çocuğu ve sahibi Süleymanı yaralamış, tutulması: na imkân görülmediğinden İzmit po- lislerinden Celâl tarafından öldürül « müştür. Yaralılar hastaneye kaldırılmış, şe- hir halkı bir hayli korku ve endişeden de bu suretle kurtulmuştur. Korkunç bir Cinayet ' Bir köylü tırpanla arkadaşı- nın başını uçurdu Kızılcahamam, (Hususi) — Kaza - mıza bağlı Güvem nahiyesinin Salın köyünde bir kaç gün evvel bir cinayet olmuştur. Köyden İbiş oğullarından İzzet ile, Nallı oğullarından Osman ve kardeşi Hasan köye bir saat mesafede Emekli dağında Asaz ormanı civarın - da ot biçerlerken, bir sınır meselesin « den kavga çıkmış, üçü de birbirlerine girmişlerdir. Evvelâ ağız dalaşmasile başlıyan kavga, nihayet yumruk ve silleye dökülmüş, Osmanla kardeşi Ha- san, İzzeti altlarına alarak- dövmeğe başlamışlardır. Osman hiddetini yene- memiş, elinde tuttuğu tırpanı birden- bire İzzetin başına doğru savurarak zavallının kellesini bir anda uçurmuş- tur. İzzetin vücudu kafasından ayrılın- ca, katil Hasan şaşırmış, bir- müddet korkunç bir şekilde çırpınan vücuda ve başa baktıktan sonra birdenbire bütün hızile ormana dotru kaçmış, kaybol « muştur. Vak'a kaza merkezinden haber alı- nınca müddeiumumi ve jandarma ku- mandanı Güvem'e gitmişler, katillerin her ikisi de bir kaç saatin içinde yaka- Tanmıştır. Bir bostan bekçisi de iki kişiyi vurdu Kızılcahamam, (Hususi) — Kaza- j Şamda Tür Sergi müdürü muhabirimize: “ Şam sergisi ilk defa Sayfa 5 k paviyonu böyle güzel bir paviyon gördü. Sizinle beraber bizim de göğsümüz kabarıyor. ,, diyor —— Ka # Şamda büyük muvaffakiyetler kaz anan Türk paviyonundan bir köşe Şam (Hususi muhabirimizden) — Üç ay evvel Telâviv sergisindeki Türkiye paviyonunu ziyaret ederek in- tibalarımı yazmış ve kazanılan muvaf- fakiyetten bahsetmiştim. Şimdi de ba- zı dedikodulara sebep olan Şamdaki paviyonumuzu ziyaret ederek gördük- lerimi «Sof Posta» okuyucularına bil- diriyorum, Şam sergisi Telâvivdeki gibi ayrı ayrı paviyonlardan müteşekkil değil - dir, çok büyyük bir bina dahilinde mu- azzam salonlar her hükümet tarafın « dan kiralanmış ve kendi stiline, kendi zevkine göre tanzim edilmiştir. Büyük merdivenden çıkarken tam karşıya ge- len kısımda Mısır paviyonu vardır. Tö- rene yarım saat kadar bir zaman ol - duğu için dost memleket paviyonunu da ziyaret etmek fırsatını bulduk. Dört beş salondan müteşekkil olan bu sa - kanın işgal ettiği paviyona, üç bin Mı- sır İirası sarfettiklerini söyledi. Haki - katen çok emek sarfedildiği göze çar « pıyordu. Diğer işgal edilen salonları da gezerek tafsilât aldık. Bu kadar emek ve masrafla vücuda gelmesine rağmen bir sergi paviyonun- dan ziyadâ'büyük bir mağazayı andı - ran bu süslü salonu terkederken yanı- başında bulunan büyük bir methalin üzerindeki (Türkiye) kelimesini görür görmez kalbim çarpmağa başladı. Aca- ba bu kapıdan nasıl bir tesirle çıka- cağım diye düşündüm: İçeriye girdiği- miz zaman bol bir ışıkla karşı karşıya geldik. İnsan gayri ihtiyart bu kadar mebzul bir ziyanın göze görünmeden nereden intişar ettiğine hayret ediyor. park yapılmıştır, parka Trakyanın ge-İmıza bağlı Çeltikçi nahiyesinin Saray | Bir çok beynelmilel sergiler görmüş - nel spektörü Kâzım Dirik ismine izafe- |köyünde de bir cinayet olmuştur. Köy-|tüm, Türkiyenin iştirak ettiği sergiler- ten Dirik parkı ismi verilmiştir. Mü -|de bostan bekçiliği yapan Kulaf oğul- | den yalnız Budapeşte ve üç ay evvel de reftenin içtimaf hayatında büyük bir|larından Ali, bir kaç gece evvel dışarı-| Telâvivi gördüm, Çok açık ve sa-| — Telâvivde ve beş sene evvel Buda: değişiklik yapan bu park her akşam|da ayak sesleri işiterek kalkmış, dışarı |mimt olarak ifade edeyim ki bu kadar| peştede gördüğüm ve her eserinde bir dolmakta ve halkın mühim bir ihtiyacı- İçıkmış, ağaçlar arasında dolaşan iki| modern stilde ve zevkle yapılmış bir| adım attığına şahit olduğum bu Türk gölgeye doğru silâhını boşaltmıştır. Çı-|paviyon görmüş değilim. Daha kapı -| çanatkârını herkes gibi ben de tebrik kan kurşunlar bu iki gölgeyi de yere|dan girince insanı hayretten — hayrete | ettim, ni temin etmektedir. Adanada sıcaklar 38i buldu sermiştir. düşüren bir paviyon. Turizm ve gra » Adana — Burada havalar çok sıcak| Ali yere yuvarlananların yanlarına | fiğe tahsis edilen kısım bir harika. Her- gitmektedir. Hararet gölgede 38 dere- gidince bunların o civardaki Alpagot | kesi o tarafa cezbediyor. Otomatik iş - ceyi bulmuştur. Hemen hemen bütün şehir — halkı sayfiyelere çıkmış ve sıcak dolayisile şehir boşalmıştır. köyünden Ali oğlu Niyazi ve zurnacı Ahmet olduklarını anlamşıtır. Niyazi ve Ahmet bir kaç saat sonra ölmüşler, kâtil bekçi yakalanmıştır. z Ne o, Hasan Beyciğim? Kaç Binlir, ortalarda yoktun »ı> Seni merak - ettik: Acaba hasta mı idin?, Pazar Ola Hasan **4 Yoksa, Adada âşikane in- zivaya mı çekildin?, B. Dİyor Klr mi çıktın? liyen bir elektrik tablosunda dünyada- ki müşterilerimizi gösteren ufacık am- pullerin yanıp söndüğünü görüyorsu- nuz, bir tarafta İstanbulun eşi bulun - »». Yahut ki Avrupa seyahatine | - Hasan Bey — Hayır. Geçen yağmurda Aksaraydan geçiyor - ken, açıkta denize girmek yasak maz güzelliğini gösteren tablo vivanlar insana oralarda yaşamak arzusunu ve« riyor. Büyük bir bilgi ile yapılan kabart « ma grafik tabloları Türkiye ekonomisi- ni tebarüz ettiriyor. (Cumhuriyetten evvel - bugün) panolarında rejimin farkı büyük bir azametle göze çarpı - yor ve bu standın başında da Büyük Yaratıcının enerjik büstü mütevazi bir kaide üstünde duruyor. Ziyaretçiler o « radan çıkarken bu büstün önünde gay« ri ihtiyart dakikalarca tevakkuf edi « yorlar. Paviyonumuzu gezerken sana- yiümizdeki terakkiye bir çok yabancı « lar inanamıyor ve hayretlerle bakıyor: lar. Bize birer birer standları gezdirdi - ler. Standlar o kadar modern bir tarzk da yapılmış ve eşya o kadar iyi tarzim edilmiş ki, Telâviv sergisindeki pavi- yonumuzu gölgede bırakıyor. Serginin çok sempatik komiseri Baha Erker zi- yaretçilere izahat verdikten sonra açıl- ma nutkunu çok düzgün bir fransızca ile söyledi ve dakikalarca alkışlandı. Bu nutuk arapçaya tercüme edildi. Bu. nu müteakip Fransız delegesi ve sergi müdürü cevap verdiler ve takdirlerini alenen izhar ettiler. Bilâhare görüştüğüm sergi müdürü bana: «Şam sergisi ilk defa böyle güzel bir paviyon gördü. Sizinle beraber bizim de göğsümüz kabarıyor» dedi, Diğer paviyonları gezerken dekor « ların bazı ecnebi sanatkârlardan yapık dığını işitmiştim. Acaba biz de böyle mi yaptık, bu bana merak oldu, sergi komiserinden bunun hakkında malü - ma talmak istedim. Bana: «Gördüğünüz ve takdir ettiğiniz bu güzellikleri Ankaradan gelen ressame mız Hakkı yapmıştır» dedi. Paviyon gezildikten ve nutuklar tca- ti edildikten sonra davetlilere soğuk — Karahisar madensuyu ikram edildi. Bu- biç bir paviyonda görülmemiş orijinal bir içki idi ve büyük bir reklâm oldu. Ayrıca ufak torbalar içinde üzüm, in- cir ve likörler verildi, bol bol broşür dağıtıldı. Paviyondan büyük bir gururla, göğ- sümüz kabara kabara, polisin yardı - mile çıkabildik. Çünkü kapının önü ve koridorlar bijplerce halk tarafından iş- gal edilmişti. Ertesi günü gazetelerde okudum ki: İnzibatı temin için bir müfreze polis ve jandarma kâfi gelme- miş. Paviyonumuzun muvaffakiyeti çok büyük ve emsalsizdir. Muhitte yaptığı tesirden dolayı sergi on beş gün daha temdit edilmiştir. Arapça ve Fransızca gazeteler sütunlar dolusu yazılar yaz- maktadır. Genç Türkiye cumhuriyeti kendine lâyık bir surette ve muvaffa- kiyetle temsil edilmiştir.

Bu sayıdan diğer sayfalar: