26 Ağustos 1936 Tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 4

26 Ağustos 1936 tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 4
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

AAT L G S #SON POSTA. Ağustos 26 TAKSiTLE SiGORTA -— ANKARA ANONİM TÜRK SİGORTA ŞİRKETİ İstanbul'da Yeni postahane karşısında büyük Kınacıyan hanındaki idare merkezine müracaat ederek senelik yaptıracağınız sigortaları on iki aylık taksitle yapmaktadır. Mütemmim malümat ve sigortaya ait bilâmum müşküllerinizin halli için gişelerine müracaat ediniz. Telefon: 24294 egi ŞEHİR HABERLERİ Ayazağa cinayeti |— Hakkımız yok mu? —30 ağustos Bayramı Abdullah idama bedel 24 yıl hapse, Yunüsde 10 yıl hapse mahkâm oldular Calata postanesi veznedarı Hüse - yin Hüsnünün feci ölümü herkesin ha- tırındadır. Hüseyin Hüsnü bir Ramazan gece- si iftara gidiyorum diye evinden çık » mış ve bir daha dönmemiş, sonra da ölüsü Ayazağada bulunmuştur. Yapı- lan tahkikat neticesinde bu cinayeti Abdullah ve teyzezadesi — Yunusun yaptıkları anlaşılmış ve her ikisi de kendilerine tabancayı temin eden Mü- kâfat isminde bir kadınla beraber adli- yeye teslim edilmişlerdi. Ağırceza mahkemesinde rüyet edi- len bu cinayet davası dün neticelen - iniştir . Cinayeti işlediği anlaşılan, Abdul » lah 450 inci maddenin 4 üncü ve 7 nci bendine göre idama mahküm edilmiş, lâkin yaşı küçük olduğundan idam ce- zası tenzil edilerek 24 sene ağır hapse mahküm olmuştur. Yunusun suçu bu cinayete yardım etmekten ibaret olduğundan 10 sene ağır hapse konulmasına karar veril - miştir . Mükâfatın da cinayette alâkasi an - laşılamamış, beraetine karar — veril - miştir. Yunus ve Abdullah ayrıca Hüseyin Hüsnü veresesine 4000 lira tazminat vermeye mahküm edilmişlerdir. Bir katil mahkümiyet kararı tefhim edilirken küstahlık yaptı Beylerbeyinde oturan Mustafanın eviâtliği Vesileyi kendisine yüz verme- di diye Şehzadebaşında bıçakla öldü- ten Alinin muhakemesi dün Ağırceza- da neticelenmiştir. Alinin bu suçu sabit görüldüğünden 15 sene hapse mahküm edilmiştir. Lâ- kin Ai mahkemeden çıkarken kızmış ve heyeti hâkimeye karşı yakışık almı- yacak sözler söylemiştir. Bunun üzerine heyeti hâkime der - hal zabıt varakası tutmuş ve hazır bu- kunan©6 gazeteciye de imzalatarak guç| hayu bu yeni suçundan dolayı müddzıvı umumlliğe teslim etmşitir. Bir amelenin feci ölümü | masana verersara AAA LA Her şeyi hükümetten beklemek| doğru değildir! B u sabah matbaamıza İstanbula ci- var küçük gşehirlerimizin birinden bir okuyucumuz geldi. Derdi vardı, onu söyledi: — Bir kaç ay var ki mülteci Ruslar » dan bir makinist şehrimize geldi, bir hemşeri ile birleşerek onun adı al - tında bir dükkân açtı. Elektriğe ve tamirciliğe müteallik ne kadar iş varsa hepsini elinde topladı ve ben geçinemez oldum, diyordu. — Peki şimdi ne istiyorsun? diye sor - duk, Anlattı: — Bu Rusun bizde çalışması küçük sanatlar kanumana muhaliftir. Be- lediyeye söyledim, — anlamadılar, kaymakamlığa söyledim, ehemmi - yet vermediler, şimdi — gazetenizde yazmanızı, nazarı dikkati celbetme- nizi istiyorum. Ve aramızda bir sual cevap başladı: — Peki bu Rusun kovulmasını iste « meden evvel onun bütün işi ele ge- girmesinin — sebebini — araştırmadın mı? — Benden daha ustaydı. — Onun bütün bildiklerini öğrenmiye çalışmadın mı? — Elimde vasıta yoktu. — Bütün bu eksiklere rağmen rekabet etmiye çalışmadın mı? — Çok ucuz iş yapıyordu. Biz bu meselede polisle, belediyenin, bükümetin şikâyeti takip etmeme - lerini mühim — bulmadık. — Vekiller Heyetinin kararile geçenlerde Türk tabüyetine kabul edilmiş olan bir takım Ruslar vardıi, mevzuu bahse- dilen zatın onlardan biri olması, ya- but ta kanunda zikredilen istisna - ların arasında — bulunması — ihtimali bizce mühim olan mokta şikâ-« yetin tâ kendisidir. İşte bir vatan « daş ki sanatini bilmiyor. bildiğinin fazlarıni öğrenmiye çalışmıyor, u - cuza yapmıyor, rekabete girişmiyor, ve istiyor ki kendisine ezher cihet faik olan zat meydandan kaldın! - #ın, ve meydan rakipsiz kendisine kalsın! Biz bu zihniyeti evvelâ sa - hibi, sonra milleti için zararlı görü - yoruz, bir vatandaş kendisine lâ - zım olan kuvveti evvelâ bulmalı, nefsinde müzahareti sonra aramâalıdır, diyorüz. Hakkımız yok mu? hükümetten Topkapıda Acem Mehmedin halı yı- kama fabrikasında amelelik eden Ha- san dün öğle üstü kurutma kazanı içi- ne düşerek başı ve ayakları parçalan - mak suretiyle ölmüştür. Kaza etra - fında polis tahkikatı yapılmaktadır. Ortamektep muallimi olanlar Orta mektep muallimliği için açı « len müsabaka imtihanlarında kaza - nanların İlistesi Kültür Bakanlığına ar- | zedilmiştir. Liste tasdik edildikten son- ra öğretmenler mekteplere tayin edi - lecektir. Ortaköy fukaraperverinin kır eğlentisi Ortaköy Fıkaraperver cemiyeli 29 a - Hustos 936 cumartesi akşamı sabaha ka - dar devam etmek üzere Bebek bahçesin- de bir kır eğlentisi tertip etmiştir. Cemiye - tin bir çok yoksullara ve mektepli yav - rulara yaptığı değerli — yardımlar — nazan dikkate abnacak olursa, bu eğlentiyo git- mek, hem bir zevk, hem de bir borç ola - caktır. Sayın okuyucularımıza arzediyo - vüğ; Bir Belediye tahsildarı mahküm oldu Muammer isminde bir Belediye tah - sildarı Gislâvend Lâstik Şirketinden tahsil ettiği parayı zimmetine geçirdiği için ağırcezada muhakeme edilmekte idi. Dün muhakemesi neticelenmiş ve Muammer ( sene 10 ay hapse ve 40 Hira ağır para cezasına mahküm edil - miştir. | Şehremininde kavga ı Şehremininde manav Halit ile ar -| kadaşları Muzaffer ve Ali birbirlerile ! kavga etmişlerdir. Bu kavgada Halid! Muzallerle Aliyi ağır surette yaralı-| mıştir. Halit Fatih Sulh Ceza Hâkimi tarafından tevkif edilı Bir tramvay kazası Sultanhamamında oturan Nazmı oğlu Fethi Edirnekapıya giderken tramvay- dan atlamış, düşmüş, eli tramvay altın- da kalmış, parmakları kesilmiştir. | sesea Bayram programı tespit edildi, gündüz geçit resmi, gece fener alayı yapılacak 30 Ağustos Zafer Bayramı proğramı dün alâkadarlara tebliğ edilmiştir. Bu proğrama göre 30 ağustos pazar günü sabah saat 9,5 da kıt'alar, mektepler ve sivil teşekküller Beyazıt meydanın- | da toplanacaklardır. Saat 9 dan 9,45 şe kadar İstanbul kumandanlığında resmi kabul yapıla- caktır. Saat on da Beyazıt meydanın - da İstanbul kumnadanı kıt'aları teftiş edecektir. Teftişi müteakip genç bir sü- bay İstiklâl Harbi hakkında bir nutuk söyleyecek ve İstanbul kumandanı da buna cevap verecektir. Bu merasim nihayete erdikten sonra geçit resmi başlayacak, alay Beyazıttan Taksime gidecektir.. Mühtelif teşekküller tarafından me- rasimle âbideye çelenk konarak geçit resmi nihayete erecektir. a Nizip'de Sönmez yazıyor: — Geçenlerde gazetenizin Bözün Kiısası sütununda Ercümet Ekrem Talu'nun gaze- tecilik hakkımda yazdığı yazıyı okudum, Bu yazı bana çok eseki bir hâtırayı da eanlan - dırdı. Vaktile padişahlar, tüfeyli bir hayat I- çinde ömür sürerlerken ben de bir medrese- de okuyordum. Bir gün elime İzmirde çıkan Ahenk gazetesi geçti. Höcremde bu ga - zeteyi zevkle okurken birdenbire kapı açıldı ve içeriye hocamız girdi. Beni gazete okur görünce gazete ve gazeteciler aleyhinde dün- yanın en mantıksız, en galiz küfürlerlai sa- vurmağa başladı. Sonra bana dündü. Bir da- ha gazete okumak sevdasına kapılmıyaca - dıma düir benden namus sözü istedi. Bittabi, bu mantıksız isteğe karşı yarım yamalak söZ verdim , =î*lâdireyi nasıl soymuşlar? Şehir gündüz bayrak, gece de elek- triklerle donanacaktır. Gece ayrıca bir de fener alayı yapılacaktır. Vatmanlarla - biletçilerin istedikleri Tramvay vatman ve biletçileri ayak üzeri fazla çalıştırıldıklarından - şikâ- yetle yeniden alâkadar makamlara mü- racaattş bulunmuşlardır. Bunlar gün- de 9,5 saat kısa fasılalarla ayak üzeri vezifa' götmele' yüzünden akhatlarinin de bözulduğunu iddia etmektedirler. Bu korkunun tesiriyle biletçi ve vat- manlar belediye ve Nafia' Vekâletin - den başka Sıhhat Bakanlığına da mü- racaat ederek Vekâletin sıhhat bakı - İmından bu hale bir nihayet vermesini istemeğe karar vermişlerdir. Vatmanlar, yolcuların ön sahanlık- ta durmamaları şartiyle tramvaylar - da kendilerine oturacak bir yer yapı - lacağı kanaatindedirler, Biletçiler de hiç olmazsa arabalar boş iken oturma- larına müsaade edilmesini istemekte - dirler . Ekmek fiati İstanbul Belediyesinden: Ağustosun yirmi altıncı Çarşamba gününden itibaren birinci nevi ekmek yon bir, ikinici ekmek on buçuk, fran- <ela on altı kuruştur P | Nöbetçi Eczaneler İstanbul cihetindekiler: Aksarayda: (Sârm). Alemdarda: (A- li Rıza). Bakırkâyünde: (İstepan). Be- yazıtta: (Cemil). Eminönünde: (Hüs- nü Haydar). Fenerde: (V ). Ka - ragümrükte: (M. Fuat). kpazar- da: (Yorgi). Samatyada: (Erofilos). Şehremininde: (A. Hamdi). Şehzade- başında: (Üniversite). Beyoğlu cihetindekiler: Galatada: (Hidayet) Hasköyde: (Barbut). Kasımpaşada: — (Vanf). Merkez nahiyede: (Galatasaray, Ga - tih). Şişlide: (Maçka), Taksimde: (Kemal Rebul, Kurtuluş). Üzsküdar, Kadıköy ve Adalardakiler: Büyükadada: — (Şinasi). Heybelide: (Tanaş). Kadıköy Pazaryolunda: (Ri: fat). Modada: (Sıhhat). Üsküdar Ah- mediyede: (Ahmediye). İzmirde yakalanıp getirilen İsmail vak'ayı bülbül gibi anlatıyor Bir müddet evvel Aksarayda Nadire- nin evini soyan İsmail, Necati ve Mehmet polis tarafından yakalanmışlardı. Bunlar- dan Necati ile Mehmet adliyeye teslim e- dilerek tevkif olunmuş, fakat İsmail — İz- mire kaçmağa muvaffak olmuştu. İzmirde yakalanan İsmail İstanbula ge- tirilmiş, polise teslim edilmiştir. İsmail hâ- diseyi şöyle anlatmaktadır: — «Ben askerden kaçmıştım, gibi dolaşıyordum, bir gün Kapalı çarşıda Mehmede rastgeldim. Beni — Aksaraydaki Necatinin bakkal dükkânma — götürdü. O gün beraberce civardaki meyhanede rakı içtik. Orada Necati bana Aksaray civa- rında Nadire inminde bir kadın oturduğu- nu, zengin olduğunu, paralarını almak im- kânı bulunduğunu söyledi. Ben de muva- fakat ettim. Vak'a günü elektrikçi gibi müracaat ettik. Nadire kapıyı açtı ve içerdeki oda- serseri ya girdi. Kadını yanımıza getirmek geçen ayın elektrik faturasını istedik. Ka- '|dın faturayı getirirken birdenbire üzerine atladık. Mehmet elindeki bayrakla ağzını kapadı. Necati bana: — Yukarı odada, yatak odasında kar- yolanın altında bir kemer vardır, onu al dedi. Ben hakikaten yukarı çıktım. Necati- nin dediği yerde kemeri buldum. Mehmet kadının özerinde oturuyordu. Necati a- yaklarını tutuyordu. Necati: — Daha elmaslar olacak, sen Nudire- nin üzerine otur, ben bir kere evi araya- yım dedi. Bu sefer ben Nadirenin üzerine oturdum. Bu sırada kadının nefesi kesili- yordu. Can havlile yüzümü — tırmaladı. Mehrmede: — Galiba kadın ölüyor, ağzındaki sar- gıyı biraz bafifletelim, dedim. Ve kadının ağzındaki bezi aralamaya başladım. Fakat Mehmet bağırdı: — Deli misin sen. Kam bağırır. Burada bizi yakalarlar, dedi. Ben de bezi olduğu gibi bıraktım. | Necati evi aradıktan sonra kadını bay- İyın bir halde bırakıp kaçtık. Doğru Neca- tinin dostunun evine gittik. Orada bir haf- ta saklı durdük. Ertesi günü — gazetelerde |Nadirenin. ölmediğini görerek — sevindik. Polisin de bizi giddetle aradığını |dik. Ben İzmire eski bir dostumun gittim. İzmirden de beraber Karaburuna gittik. Orada jandarma kumandanı — ben- den şüphelendi. Nüfus kâğıdımı tetkik et- Ööğren- yanına Üi Yeni nesie gazeteyi ve gazeteciliği sevdirmeliyizle sabun fabrikası sahibi Fehmi| Şimdi bu hâdiseyi hatıçlıyorum da, Oİ ilo bugün arasındak! mükayeseyi bir yapamıyorum. O devirde hocalarımız gazeteyi menederlerdi, gazetey! tena GÖ rirlerdi. Çönkü gazete ve gazeteci halkâ İ verirdi, halbuki bizim hocalarımız müf ver balk karşısında değil, cahit bir halk & gısında kalmak istediler ve bir müddek | arzularında muvaffak oldular. Halbuki şimdi talebe ile muallim arasf tam bir anlaşma vardır. Mualtimin buçi nesle gazeteciyi, gazeteciliği, memleketli iyüksek bir mesleği olarak göstermesi dir . Hocalarımız gaflet içinde katıp da, * nesle gazeteciliği ve gazeteyi sevdirmi tekâmülümüzün daha uzun yıllar geri Küf cağından eminim. Et ucuzlayacak Belediye etleri kendi vesti ile parasız nakledecek Belediye et nakliyat tarifesi üzef' de tetkiklerine devam etmektdir. Ta rifede tenzilât yapılması kararlaşti! miş olmakla beraber belediye nat” yat işini Kasaplar Şirketinden alıp'f disi ve parasız olarak yapmayı düşi mektedi ü Bu cihetin kabil olup olmyat tetkikat sonunda anlaşılacaktır. Yapılan bir hesaba göre belefli parasız et taşıdığı takdirde şimdiki | yatlar asgari on beş kuruş tenzil ©© cektir. İktisat Vekili şehrimizde | İktısat Vekili Celâl Bayar dün şam Ankara vapuriyle İzmirden $' mize gelmiştir. Vekil doğruca keriff sinin Ayaspaşadaki evine gitmiştif Kısa hizmetlileri davet Eminönü Askerlik Şubesinden: 'Tam ehliyetnameli —kısa — hizmi 1/ Eylülde ihtiyat zabit okuluna dileceklerinden muamelelerinin çin 31/8/936 pazartesi günü şubedt lunmaları ilân olunur. Yoklamaya Çağırış 1 — 332 Doğumlu yerli ve yf erlerin son yoklaması 1/9/936 T- itibaren her gün zevale kadar — yapıl tır. Bu doğumlular ve bunlarla muâf) ye tâbi erlerin hangi gün şubeye &” leri nahiyelere bildirilmiş ve kendi de tebliğat yapılmiştır. 2 — 1/9/936 T. de kuluna sevkedilecek kısa hizmetli V* |) ehliyetnamelilerin de son — yoklar 1/9/936 T. de şubede yapılacakti” © gün sevkedileceklerdir. : 3 — Yüksek ehliyetnameli kıt? || metli er mahallelerinin davet — ede” tarihte muayeneye geleceklerdir. 4 — Her mahallenin ne gün geleceği kendilerine yapılan tebliğt! lertde yazılı olduğu gibi nahiye mü' ne verilen cetvellere de tarihleri Y#F Vat duğundan uzun müddet işlerinden * mamak gayesile istenilen tarihlerdt ye gelmeleri lüzumu ilân olunur. ıkıı'u yedek sübir ——ilksmimeniyıa ti, asker kaçağı olüp olmadığımı #t üzere köyüme telgraf çektiler. Ben karak tekrar İzmire kaçtım. Paretf | mişti. Dostum olan kadınla aram Beni ele verdi. Ben bu işe arkadâi kile girdim.» — -..—EEE

Bu sayıdan diğer sayfalar: