3 Ocak 1937 Tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 7

3 Ocak 1937 tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 7
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

6 Sayta _—__—#————m__ Adana Slk Slk vukubulan l “Son Posta,, nın resimli zabıta hikâyeleri I i feyezan facialarından nasıl kurtarılabilir? Felâket günlerinde Adanada yapîın müşahedeler ve bir su işleri mütehassısının tavsiyeleri Bir numaralı kroki İki numaralı kroki İki gün evvel Adana muhabirimiz-|leketin uğradığı zarar korkunun pek den aldığımız bir telgrafta bildiriyordu. Kânunuevvelin 4 ünde ve beşinde Seyhan taşıp da bütün memleketi ke- dere boğacak şekilde büyük bir facia- mütemadi yağmurlar yüzünden Seyhanın bu sene | ikinci defa taşmak tehlikesi arzettiğini de yersiz olmadığını göstermektedir. Adanadan İstanbula döner dön- |mez, Seylâp faciasını bütün tafsilâtile yazdım; gazetem Adananın senelerden beri ihmal edilen bu işinin biran evvel düzeltilmesi üzerinde ısrarla durdu. Dün elyevm Sivasta bulunan su iş- nın meydana gelmesine sebep olduğu leri ve betonarme mütehassısı Falih zaman ben de Adanada idim. Telgraf | Arimandan bir mektup aldık. Falih A- telleri bozulmuş olduğundan du. Bütün ovayı Adanada mahsur kalmıştık. Bir haftdanberi diriyordu. Bu halden kime şikâyet ettimse, ba- na şu hikâyeyi anlattı: Vaktile yabancının benim gibi Seyhanın için kaçmak fırsatını felâket hiç bir tarafa bildirilemiyordu. İstan- buldan gelen tren Pozantide durmuş- tu. Diyarıbekirden gelip İstanbula gi- decek olan posta da Adanada bekliyor-| su kaplamış, biz de durup dinlenme- | den boşanan yağmur insanı endişelen- riman, Seyhanın niçin taştığını ve bu felâketin önüne geçmek için ne gibi te- sisat yapılması lâzımgeldiğini izah et- mektedir. Bu mektup beni tekrar bu bahsi aç- maya sevketti. Mektubu' aynen nakle- diyorum: «Ben Adanada iken, Seyhan ırmağı nın bir kaç saat zarfında 4,00 m. ka- dar yükseldiğini gördüm. Sonra Cey- hana gittim. İstisnat bir feyezan olma- dığı halde su idaresinin ölçeğinin yas biri Adanaya |rım metre su altında (!) bulunduğunu gelmiş, inevelm böyle kışmış, o da bes nim gibi yağmurlara tutulmuş... Ve taşmasını gör- müş... Fakat tren yolları bozulmadığı da bulmuş... A- radan seneler geçmiş bir gün Adanayı Ceyhan 'fen memuru ile beraber gör- dük. Döküntüler sayesinde ırmakların yatakları da yükselmektedir. Kurulan Ülçekler ve yapılan bendier ; bir.sar mandan sonra yetmiyecek. İstisnat bir sel Saltında — terkeden — adamca-|feyezan karşısında belki Adananın ğızın tekrar işi düşmüş ve A-|bendleri yetmez. Irmağın bir yılda kaç danaya — gelmiş.. Ziyareti ge-|metre mik'abı döküntü getirdiği taba- ne kânunlara tesadüf yağmur yağıyormuş. İstasyona çıkar çıkmaz: — Hey Allahim hey demiş.... Rah- metini on beş senedenberi hâlâ kesme- din mi? Ve işini gücünü görmeden tekrar trene binerek savuşup gitmiş... Adananın yağmuru bol bir memle- ket köşesi olmasından dolayı uyduru- âyenin bir tek doğru tarafı vardır: O da Adana yağmurunun bil- hassa alışık olmıyanları çok korkuttu- lan bu ğudur. Bu yağmurlar, her defasında Seyha- nı azdırıp, köpürtüp taşırdıkça mem- etmiş ve gene nının senevi yüksekliğini tetkik etmek de su idaresinin vazifesidir.» dedim. Bu kadarla kalmayıp Fransız işgâ- li zamanından beri Adana belediye- sinde tatbik edilmekte olan «müstak- bel pliins ı müvalik eser ölmüdığını da söyledim. Şimdi Adana felâketinin sebepleri- ni göstereceğim. — Adananın garptan şarka'alınan peafili şöyledir; (Bir numaralı krokiye bakınız) Yani Karşıyakada bulunan sed şe- hir - tarafındakinden daha alçaktır. Kurak zamanda ırmak seviyesi alçalır. (AS) OS orta seviyesini, AAS senede bir kaç defa vukubulan âdi aşma sevi- (Devamı 8 inci sayfada) Ürük temel izerine kurulmuş Bir yuva Samatyadan bir mektup, altında #Ümitsiz» diye bir imza, söylediği de Hain bir kocam'var, çok mağrur, çok hotbin, herkesin yanında beni tahkir eder, cevap vermeye teşebbüs €etsem beni dövmeye kalkar, fazla olarak gözü de daima çapkınlıkta, yaşının epeyce geçmiş olmasına rağ- men, Yıllardanberi evliyiz, çocuğumuz da yok, evi benimseyemedim gitüi, e yapacağımı bilmiyorum.» Bu okuyucuma her hâdisenin mut- laka bir sebebi olduğunu hatırlatmak isterim, Adam bu vaziyeti ne vakit ve ne münasebetle almıştır, Ve o zaman tekerrürünün önüne geçmiye neden “CÖNÜL İŞLERİ' teşebbüs edilmemiştir, hüküm ver- mek için bilinmesi lâzimdir. Fakat her ne olursa olsun bana mesele gö- nül işlerinin çerçevesi dışına çıkmış gibi görünmektedir. ... Afyonda oturan «Mo. O» adında bir erkek okuyucum diyor ki: « Dört senedir bir kızı seviyorum. Sevdiğim kız benden 6 yaş büyük, bu itibarla bu aşkın makul bir neti- ceye bağlanamıyacağını da biliyo - rum. Fakat buna rağmen kadından vazgeçmekliğim mümkün değil, ge- celerim hep kâpus içinde geçiyor. Bana bir akıl veriniz.» * Bu okuyucum benden akıl almıya muhtaç değildir. Kendisinin düşün- miye başlamış olduğunu görüyorum, Bakikati de görmüştür. Geceleri bit aspirin alırsa sinirlerine sükün ge- leceğinden hiç şüphem yok, TEYZE SON POSTA İkincikânun —3 Zengin ihtiyarı kim öldürdü? Pol Beçer, altmışlık bir mütekattti. Hay- h zengin bir adam dı. Şehirden epeyce uzak ta, kâgir bir evde oturu: yordu. Semtinde onu ta- nıyan pek azdı. O kadar ki, hizmetçisi ondan daha Yazla tanınıyordu. 2 çağırdı. Amca mektubunda — mirasımı kendilerine bırakmaktan vaz- geçtiğini, bir misyoner teşkilâtına terkedeceğini bildiriyordu. Genç - ler buna amcalarını kandırarak mâ ni olmayı kararlaştırdılar, amcasından mektup vincinden eser Derhal kardeşleri, Dikle Roberti telefonla evine Foks evvelâ ihytiyar Dik bir sigorta kumpan yasında kâtipti, Çalış « Alışına sevindi. Fakat kan, işinden başka birşey mektubu okuyunca bu se düşünmiyen bir — gençti Foks ile telefonla görüşün- ve derhaj geleceğini bildir 6 rak içeriye akdı. Ertesi gece, Mister Beçer şöminenin ya- nında oturürken, kapının çalındığını duydu. Hizmetçi evde olmadığından, şöyle ra hatça dinlendiği ocağın yanından kalktı, ka- pıyı açtı ve misafiri bizzat kendisi karşılaya- Robert ise haylaz bir gençti. Piyes muharrirliğine özenbe yor, fakat muüvaffak — olamıyordu. Dalma kardeşlerinin kesesinden geçinirdi. O akşam Foksun evine gidince, onu Dikle birlikte mektur: bu okurken buldu. Gelen ziyaretçi, yeğen lerinden biri idi. Deli kanlı, bütün gayretini, ta- lâkatini kullanarak, ihtiyar amcayı, servetini gene ken disine ve kardeşlerine bi- rakması için zorladı. Halbuki Mister Beçer Nuh diyor, pey« gamber demiyordu. Nihayet kestirip at tı: «Kendini boşuna yoruyorsun. Sabaha ka- dar söylesen beni fikrimden Caydıramazsın|» 9 Mister Beçer, bu sözlerile büyük bir Bgaflet eseri göstermiş ol. Misafir de nihayet bit Insandı. Asabiyetine hi- kim olamadı. Evvelâ ağır bir 10Arhdın ihtiyarın kafasına in- dürdi, bu darbe MisterBeçeri ye Te yıkmaya kifayet etti. Mister Beçer yasiyetnamesini henüz değiştirmemiş olduğunu açıkça söylemekle pek büs yük bir hatâ işlemişti. ıı!ruıl sabah vak'a mahalline ilk gelen zabıta memuru işinin ehli bir polis mü fettişi idi, Cesedi muayene etti. Bütün eşyayı gözden geçirdi. Odayı tetkik etti. Parmak İz- Teri dikkatle silinmişti. olis haliyesi, yeğenlerin üçünü de ayrı ayrı yetli bir ipucu sayesinde, delikanlılardan ikisi devrilmişti. Ve yerde bir gün evvelki bir gazete var dı, ıBOM hizmetçi kadından ma- ada sorguya çekilecek canlı bir şahit yoktu. O da hâdise esnasında ev« de bulunmamıştı. Yalnız kendisini ye ğenlerinin ziyaret edebileceğini, efen: disinin evine onlardan başka kimseyi aldığını görmediğini söyledi. dinledi. Eline daha ilk dakikalarda fevkalâde ehemmi- 'ı'ııı' bir ııı:'l:ı bırakarak, hakiki mücrimi bulabilmek imkânını elde etti. Ba ipucunu siz de bulabilir ve hakiki suçluyu meydana çıkarabilirsiniz. Tecrübe »di niz. Bulamazsanız 8 inci sayfaya bakınız! KERA AAA

Bu sayıdan diğer sayfalar: