7 Mart 1937 Tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 2

7 Mart 1937 tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 2
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

i Hergün İsmet İnönü sn Yazan: Muhittin Birşen. — Gr“ bir iki gündenberi bir mevzu var; İsmet İnönünün on ikinci yıldönümü, Başvekil olarak on iki senedenberi memleketin siyaset dümenini elinde tutan bu, şimdi saç - ları ağarmış inkılâb gemicisinın me - ziyel ve faziletlerinden bahsediyorlar, Hayatlarını, muayyen bir idealin ta - hakkukuna vakfetmiş olan insanlar için, eğer, aradasırada bu suretle ba - tırlanmak, ağır mes'uliyetler altında sarfedilen mütemadi emekler için bir mükâfat teşkil edebilirse, gi lerin bu vazifeyi ifa etmeleri çok yerinde - dir. Pakat, İsmet İnönünü hatırlamak için fasılasızca on iki senedir devam eden Başvekilliğini gözönünde tutmak kâfi değildir. O on iki senenin iki mis- lini öldürüp geçen bir tarih devrinde mütemadiyen çalışmış ve her zman hangi işte bulundu; pan ve yaptığı şeyi evvelâ kendisi be- ğenip sonra da herkese beğerdirmiş ©“ lan bir insandır. Onun ismi, daha inkılâbın ilk gün - lerinde, kendi y bir muhit için duydum rulmaz b Harbi gelir yo han iciye kadar, harb. içinde! harbden sonra, ne zaman ve nerede İs-| 781 Madlen de 76 met İnönünden bahsedildiyse orada| duyduğum vasıflar bunlardı. Onun bazan İttihad ve Terakki ida resini tenkid ettiği olurdu. İttihad ve Terakki erkâm ise, bütün insanlar gi- bi tenkid edilmekten hoşlanmazlardı. Bununla beraber onun tenkidlerini işittikleri zaman gene onun hakkında iyecek söz bulamazlar, onun ahlâ- kındaki salâbeti, kafasındaki kuvveti ve çalışma kudretini takdir ederlerdi. Buna pek çok defa şahid oldum. Bil hassa onun Kafkas cephesinde İzzet Paşamn kumanda ettiği orduda erkâ - nıharbiye reisi olduğu sıralarda, geceli gündüzlü sarfettiği sây kuvvetini duy- muş olanlar, İsmet Beye karşı uzak- tan uzağa derin bir hürmet ve muhab- bet beslerlerdi. kadar sokulmuş bir Rus ordusunun ev- velâ yürüyüşünü durdurmak, sonra da kemiyetçe faik bir düşmanı moksan kuvvetlerle geriye atmak mecburiye - tinde bulunan bir orduyu, hakiki ma nasile binbir türlü olan müşküller ara sında harekete getirmek için sarfetti ği emeklerin bir efsane gibi dilden dile dolaşmış olduğu devri ben pek iy; ha - tırlarım. Bunun için, İsmet İnönünü on ik? se- elik mesaisile değil, belki de otuzun- cu senesine basmış olan bir tarih dev- rinin en çalışkan ve en y pıcılarından biri olmak sı! lamak daha doğru olur. Milli Mücadele başladığı tarihte o zaten yorulmuş bir adam olmak lâzım gelirdi. Yalnız, Kafkas cephesi karar İ yların yorgunluğu | bir insanı ezmek için kâliydi Fâkal, fâni dünyanın kemevi pis ihtir Da karşı kendini kapamış olan bu ide- al yolcusu, çalışmak, ezilmiş olmayı kabul etmek şöyle dursun, onunla öte- kini ezmeğe azmedecek kadar cesur ol- du. Bir mücadeleden çıktı, ötekine gir- di. Türkiye teknesini otuz senedenber, çalkalıyan fırtına içinde denizin bir dıramamış olduğu pek az in- sanlardan biri de odur. Fırtınanın en korkunç çalkantısı esnasında dahi, o, gene, elindeki dümenle büyük kapta- nın işaretlerini bekledi ve bu suretle bugünkü limanda bulunuyoruz. İhti - raslâra karşı tamamen kapadığı kafa Mn e yalnız birşey yaşadı: Otuz evvel başlamış olan inkılâbın için de İş başaran bir unsur olmak, a günden güne kuvvetlendirmek için ça- gâhında geçirdiği lışmak... O, başka hiç birşey bilmedi. | Bütün bunlardan dolayı, İsmet İnö- nünü sade on iki Başvekillik senesile değil, belki de bütün hayatile birden hatırlamalıyız. Böyle bir hatırlanmağa çok lâyıktır: Onun Bündan başka bir mükâfat istediğini hiç bir Zaman işit - medik ve bundan başka bir Arzusu, bir derdi olduğunu görmedik. Gökal pın bir kaç kelime ile tasvir etüği bü- yük kalbli, iyi ruhlu adamlardan biri Anadolunun göbeğine | İResimli Makale: SON POSTA B Zayıf karakter düzelebilir YG Bazı insanlar azim ve iradeden mahrum oarak O yaratılmışlardır. Bunlara zayıf karakterli denilir, ce- miyet hayatının en aşağısından, en yukarısına kadar her yerde binler, milyonlarca nümunesi vardır, (söz 56 yıl devam eden Nişanlılık devresi Piyer Lemoin ile Madlen ismin- de bir çiftin »i- kâhları bundan bir ay evvel Paris belediyesinde kı- yılmıştır. o Piyer İ Lemoin 82 ve ka- yaşındadırlar. Pi- yer 1870 Alman - Fransız harbine iştirâk etmiş, muha- rebede yaralanarak hastaneye yatırıl- mış, orada basta bakıcı Madlen'in müş fik tedavisi sayesinde muhakkek bir ölümden kurtulmuştur. Piyer hastanede yattığı müddet es nasında Madlen ile sevişmiş ve kendi- sine de izdivaç teklif etmiştir. O zaman zengin olan Piyerin ailesi bu nikâha razı olmamışlar, Madlenin ailesi de bu gayri tabii vaziyeti beğen- miyerek kızlarım Piyer ile konuştur- mamışlar. Fakat son defa birbirlerin- den ayrılırken, bu iki sevgili ilk fırsat- ta tekrar kavuşmağa yemin etmişler ve ilk Arsatta yani 56 yıl süren bir nişan- hık devresinden sonra tekrar birbirle- rine kavuşmuşlardır. Romanyalı kızların şikâye- üni kimse dinlemedi Romanyalı kızlar hep birden, meş- hur bir kitapçı aleyhine müddeiumu- miliğe bir istida vererek hakkında do- landırıcılık davası açmak istemişlerse de, müddeiumumilik, kitapçının fili ni dolandırıcılık mahiyetinde görme- miştir, Bir gün bütün Romanya gazetele- rinde bir ilân görünüyor: «Bir kız için İevlenmeden evvel bilinmesi lâzım © (lan her şeyi mühtevi yeni bir kitap! neşrettik. Fiatı 50 leydir.» Bu kitabı isteyenlerin ve satın alan- ların miktarı kıymetinden çok fazla ol| muş ve kitap bir hamlede satılmıştır. | Fakat birer ambalâj ile gizlice kız-| ların eline geleceği bildirilen bu kitap! çıka çıka, birer ahçı kitabi çıkmış, ki-! tapçı raflarında tozlanıp duran bu ki- taplarını elden çıkarmak için başka ça- ve bulamamış ve muvaffak da olmuş. Gözlerimi kaparım, Vazifemi yaparım! Muhittin Birgen İSTER arkadaşımız anlattı birlik eden Yurdumuzun uzak köşelerinin birinden bize muha- Bakkal Ali biraz lavazım tedarik etmek maksadile sağdan soldan üç yüz lira kadar ödünç para alarak vi- | lâyet merkezine gitmek üzere yola çıktı. Giderken de — Tesadüfen karşıma eşkiya çıkıp da beni soyarsa aman borçlu bırakkma, ödeyiver, dedi. Bakkal Alinin hususi bir maksadı vardı: dan beş on saat ötede durarak soyundu. Elbiselerini ve İSTER İNAN | Zayıf karakterli insan kendiliğin- den iş yapamaz, harekele geçmek için emir bekler, emir ajmadıkça benzini kalmummuş bir motör hük « k I kalır, HERGÜN BİR FIKRA | MERCİN. BiR FIKRA Gibisi | fazla Bir memlekette cenaze namazına gitmeyenleri idam ederlermiş, gü - li birinde cenaze namazına git- bir adamı yakalamışlar. TR Mebkamede Kadı idamına hükmet- MİŞ. Adamı asacakları zaman nemle. ketin hükümdarile kadı da hazır bu- nuyorlarmış. Hükümdar asilacak adama: — Artık asılacaksın bizden iki şey İste ikisini de yaparağız. Demiş, adam hükümdara bakınış: — Sizin çok güzel bir kızmız var diye duydum. onu İsterim, bir.. Beni idama mahküm eden kadının başını isterim, iki, Hükümdar, kadıya bakmış: — Bana, cenaze namazını kılar - ken bu adamı yanımızda gördüm gibi geliyor, demiş. Kadı derhal cevap vermiş: — Gibisi fazla, sizinle benim a- ramda namazı kılmıştı. * Zaharofun serveti zannedildiğinden çok azmış Pariste Rumca Tisanile intişar eden haftalık Kiriks gazetesi Avrupanın es- rarengiz milyoneri müfeveffa Zaharo- fan servet ve vasiyetnamesi hakkında şimdiye kadar dünya matbuatında neş- redilen havadisleri tekzip edecek yeni malümat vermektedir: «Paris noterlerinden Barrillot Za- harofun, nezdinde mevcut iki vasiyet- namesini mahkemeye ibraza karar ver miştir.» Kirika gazetesi o mütevelfanın bir değil iki vasiyetnamesi bulunduğunu İve ebeveyn, evlât, gibi kanunen mitaş- ci olacak kimsesi de bulunmadığı ci. İhetle servetini istediğine ve istediği ye. | Te vasiyet edebilmesinin kanun naza nında makbul bulunduğunu Yazıyor, Vasiyetnamelerin münderecatı az| bir müddet sonra mahkeme tarafından ilân edilmekle malüm olacaktır Diğer taraftan Londrada çıkan) (Deyli Meyil) gazetesi de 18 tarihli hasında Vasil Zaharofun 10 milyon! İngiliz liralık servetinin nereye gittiği. hakkında bir anket yaparak şu haberi! ea İNAN İSTER İNANMA! paralarını bir kaya dibine sakladı. Sonra bir saat öte- deki jandarma karakoluna giderek: orüyorsunuz ya halimi, eşkiya tarafından *0- yuldum, dedi. — Ne yapayım, Kasaba Allaha şükür yurdumuzda eşkiya yoktur. Adamın hali de garipti. Jandarma zabiti şüphelendi, o bakkalı sorguya çekti. Neticede de kurnaz bakkal suçunu itiraf etti ve şöyle söyledi: yulduğumu işitince belki merhamet ederek beni affe- derler, diye düşündüm, dedi. STER İNANMA! Azim ve irade tabiatten mevcut değilse, sonradan iktisap edilebilir. Kendinizi tedrici şekilde denemiye tâbi tutunuz, neticeyi görürsünüz. Z ARASINDA Tabat koleksiyonu Yapan meraklı adam Amerika gaze- teleri Blcar ismin. de zengin bir» damın — gerip bir merakından bah: setmektedirler. Bu adam tabut meraklısıdır ve or manlar © içindeki büyük köşkünde 7428 çeşit tabut vardır. Bicar bu tabutları (toplamak için her sene üç ay seyahat yapmakta ve en iptidai kavmlerden başlayarak, en medeni milletlerin mezarlıkları arasın- da dolaşmaktadır. Danimarka Kralına verilen selâmlar Bir Fransız tiyatrosu geçenlerde bir turne tertip etmişti, Kopenhag'a gitti. Bir seri temsil verdi. Epeyce de rağbet gördü. İçlerinden bir aktör anlatıyor: — Bir gün sokağa çıkmıştık. Hal kın arasına katıldık, geniş bir caddede! dolaşmaya başladık. Anlaşılan üç beş gün içinde şöhret bulmuş olacağız ki herkes bizi tanıyordu.“ Gelip geçen şapkasını çıkararak O hürmetle selâm veriyordu, O kadar ki elimiz yoruldu. Bir aralık arkamıza dönmüştüm. İki adım geride Danimarka Kralın gör. miyelim mi? Meğer selâmlar bize de- il, halkın arasma karışıp kendi halin. de dolaşan Krala ait imiş. veriyor: Dün Londrada neşredilen Zaharo- fun vasiyetnamesine göre İngilterede- ki gayrimenkul emlâkinin kıymeti 193,103 İngiliz lirasına baliğ olmakta. | ——— dir. Dün akşam Paristen alınan bir ha- bere göre de Zaharofun iki kız evlât lığı Fransadaki servetinin 100,000 İn- giliz lira olduğunu söylemişlerdir. Fransız kanunu gayri menkul emlâkin İkiymetinin neşrine müsaade etmedi. ğinden Zaharofun Fransada bulunan hakiki servetinin miktan anlaşılama- İmaktadır.» . Deyli Meyl gazetesine nazaran Lon- 3ldra ahalisinden Madam Hristino Gu- sulfort'un da Zaharofun evlâtlığı ol. şduğunu iddia ederek mirastan hakkını etetnektedir. aaa ere İİ çok borcum vardı, alacaklılarım s0- 1 Sözün Kisa Yag Su borusu Yazan: E. Talu h, Adali niz oldu!. Uzun etmeyin.. bun dan sonra da yüzünüz gülmezse, neş'e" niz arimazsa, sevinelnizden şıkır da Şi“ kır kalkıp oynamazsanız, ne diyeyimi Nankörlüğün bedbinlikle karışarak tâ çiğerlerinize işlemiş olduğuna hükme" derağim Bu sözlerim neden mi icap etti?. Ha, bakın, sahi onu söylemeyi unuttum. Fakat ne hacet? Sizler, hepiniz kulak* lari delik, gözleri açık insanlarsını& Elbet bunu da duymuşsunuzdur. İn * san, kendisini candan alâkadar eden bİF meseleyi takip etmez, yıllardır üzüntü ile, sabırsızlıkla beklediği müjdeyi her kesten önce almaz olur mu? Nasıl? Sö; imi de, benimlig eder misiniz? — Höş geldin hemşehri! Bizim ondali çoktandır haberimiz var. Sen boşun zahmet ediyorsun. Deyip-de beni mahcup kılar mısınızf Tabi! gaflet bende, * Malümu ilâ etmenin ne kadar gülünç bir şey oldü* unu *akdir edip, ağız açmamalıyınk in.ne yapayım? İçinizde pek çöl aşinalarım, bazı ahbaplarım, bir kaç ta“ Onların r, yaşadınız gene! İşi” alay yorsam, bunu duygularmın samimili # ğine bağışlayın. Fakat, ne 0? Hepiniz yüzüme nedef öyle bön bön bakıyorsunuz? Ne varfi Ne oldu?. Sakın, farkında olmadan, o güzel yâ maçlarınızı süsleyen sakız kokulu V& zümrüt renkli çamlarınızdan birini mi devirdim, yoksa? 4 Hayır: Tecrübeli ayağım, en kuytu * en sik çam ormanlarında bile ihtiyatlâ adım atmağa alışmıştır. Onun için, size hitabım, beledıyeni9 sizlere ait bütün vaitleri ve teşebbüs * leri kadar ciddidir, emin olun. O balde?, Ha, bakın.. olabilir. bel duydunuz sanırım da, siz belki de duy” mamışsımzdır. Öyle ise, bırakın da gene müjdeyi si? ze ben vereyim: Su derdiniz halledildi yakında çağıl çağıl, gürül gürül sular& kavuşuyorsunuz. Nasil mi?, Belediye, arteziyen kuyuları tesisini tetkik ediyormuş. Bu tetkikat bitineğ evvelâ Bakırköyünde tecrübe edilecek” miş. Ve bu tecrübe iyi neticeler verirsör sonra da sizde tatbik olunacakmış.. bU az bir müjde mi? Sizi Adalılar, sizi!, Nasrettin hocanın alacaklıları gibi, yakında suya kavuş#” cağınızı işittiniz de, nasıl gülüyorsu * Biiyüz maili musunuz ? | — Türkiyede ilk mecmua hangi tarihte çıkarılmıştır. İsmi nedir? İ* kinciliği hangi mecmua alir? 2 — Haheşistandaki Danakil çölü " nün ismi hanki Jisandandır? 3 — Şimdiki Bulgar Kralı kaçın Boristir ve kaç yaşındadır? (Cevabları yam) * Dünkü suallerin cevabları) I — Türkiyede ilk gazete 1831 d€ Esad Efendi tarafından çıkarılmıştı” İsmi Takvimi Vakayidir. 2 — Rio Grand de Norte nehri Brezil yada,Rio Grand de Santiagö nebirl! Meksikadadı 3 — Budojo: vice şehri Çekoslovek$'#* da Bohemya topraklarındadır. Viztavâ Mütevejfa Hazer denizi Hazer denizi sularının gittikçe £© kilmekte olduğu malümdür. Rus mü hendisleri, bu tehlikenin önüne &*” mek ve bu büyük denizi kurumak kurtarmak için müteaddit projeler mışlar, fakat ameli hiç bir fayda © edemiyeceklerini anlamışlardır. Bunlardan birisi artık ümidini ta” mile kestiği için, yazdığı bir yaz&ı. «Müteveffa Hazer denizi» tabirini K' lanmağa başlamıştır.

Bu sayıdan diğer sayfalar: