24 Mart 1937 Tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 2

24 Mart 1937 tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 2
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

2 Sayfa .- — - ——— ——— Resimli Makale: .. Hergün İki taç arasında Bir dünya meselesi Yazan: Muhittin Birgen B iri düşmüş, diğeri giyilecek iki taç: Biri Habeş İmparatorunun, öteki İngiliz Kralının... İngiliz Hükü- meti, Habeş İmparatorunun tacın: he- nüz düşmüş saymıyor; onu İngiliz Kra- lının taç giyme merasimine resmen da- vet ediyor; İtalya hükümeti de Habeş İmparatorunu — omuzlarının üstünde taçlı bir baş taşıyan bir insan saymı- yor; onu sadece Tafari ismlüle anıyor. İngiltere hükümeti, Habeş İmparatoru nu, taçlı bir hükümdar olarak, İngiliz Bazıları gazete düşmanıdırlar, o - sarayının en büyük düğününe davet ee) Kumazlar, 'okunduğunu dince, İtalya dâ orada davetli bulunan| Muhite yayılmasını hoş görmezl Tafari ile karşı karşıya germemek için _hlh'" açılınca ;leyhinde bulunurlar. — eder. icabet etmiyor. iyor mu? Evet etmiyor. Bir ara- imal olarak bahsedilmiş bulur a 1 birkaç gühn € l - Deyli Meyli - gazetesi tarafından nc: katta, bizzat Mu- Sarışınlar dünyâdü!l hattâ, hiç 'bir su- Kalkacakmış dahi ediyor. - KTT vetle., * 'Taç giyme merasiminde Habeş İm- paratorunun çağırılması bir selesi ise İtalyanın bu mer tak etmeyişi de sidir. Diplo rinde şekil lerinin, şekil meselesi olmaktan çıkıp esaslara dokunmaması için bir şekil bulmasını da diplomatlar — pekâlâ bi- Mirler. Fakat, hiç te gözden üzak tutma- malıdır ki bu iki şekil meselesi arasın: da koskoca bir dünya meselesi yaşıyor; Bir İngiliz - İlalyan ve dolayısile bü- tün bir dünya meselesi... İngiltere dip- stemiş olsa, hem İtalyayı gü- emek, hem de Milletler Cem yelindeki hukuki vaziyetini bozmamak için münasip bir «şekil» bulabilirdi. Demek ki Habe al, kını İngiltere Morrison isminde bir İngiliz biyo- ya ilha-İloji mütehassısı bir makalesinde & neti hen şın insanların dünya yüzünden kalka- tmiş değildir. â âdi p SA değil d Haitâ bar hödia İcaklarını bildirmektedir. Buna başlıca kabul etmemiş olmakla da izah edile-| t E Mmez; het kabul etmemiştir. hem de|*<bep olarak da, sarı kadınların esmer kabul etrnemiş olduğunu bu vesile ile| Kadınlardan tabiatça daha müşkülpe- yişkâr bir surette gös-|*ent olmaları ve kolay kolay iştir. memeleri imiş. Morrison bu iddiasını Son günlerde İtalya ile İngiltere ara-|geçenlerde İngilterede yapılan bir ista- sında, matbuat vasıtasile açıktan açığa, |tiştiğe istinat ettirmektedir. Bu ista- der damları vasıtasile uzaktan uza-|tistiğe göre esmerlerle sarışınların ev- a ve üstü tamamen örtülü olarak, fir- İlenme nisbeti - sekizde bir imiş. Yani sat düştükçe meydana vurulan sinirli- |bir tarafta sekiz tane esmer evlenirken Hk alâmetlerinin bütün sebepler, bu-| .. * L b diğer tarafta ancak bir tek sarışın kız evlene- * evlenebiliyormuş. «— Libyanın askerleri ve müslü-| Eşeğin ölüsü sahibine manları namina, ey şanlı, muzaffer ve kâ: tirir ? yenilmez Düce, sana islâmın bu kılıcı- BT ÇKS nı tevdi ediyorum.» Kayseriden gelen bir mühendis ar- ğ Bu g.ı.zeı-cı;, 'Trablusun Türk asıllı es | kadaşımız anlatıyor: i lerinden biri, Bedikleri Süleyman Başianların Prene | — .Bir gün bana bir haber getirdiler. Tâmın kılıcını - kılıcın üzerinde Seytül, | Havat bir elektrik teli kopmuş ve bir islâm yazılıdır - Duceye tevdi ediyor. eşeğin üzerine düşerek hayvanı öldür- İslâm, kılıcını Musoliniye vermiştir, o| müş- Ben insanca bir zayiat olmadığı artık islâmın kumandanı olmuş, kah- |için memnundum. Mahalli - vak'aya ramanı olmuş, hâmisi olmuş demektir'| gittim. Bir de ne göreyim, ölen eşek- nnuî'ı'nîî';b:: ':emb(mk »hfd*_—,ey, ve le_nn miktarı üç, ondan başka yerde i- yi Jir, yarım ünvam ve|ki de beygir upuzun yatıyor. Bir de ir yarım vazifeyi alıp kabul etmiş o-|kuzu ölmüş. lan Müsolini bir nutük söylüyor: «Ey Trablusun ve Libyanın genç Hayret ettim. Fakat çar ve naçar, rapları! Benim muazzam ve kuv bunların bedellerini tazmine karar hükümdarım üçüncü Viktor Emanuel | verdim. Hayvanlarının öldüğünden beni, sizin ahvalinizi görmek ve arzu- | şikâyet ederek ağlaşanlara: larınızı dınk-rn_ı'lı için bundan on bir| — Baytardan birer kâğıt alınız da sene evvel de, üç renkli bayrağın bek- İsize bunların parasını vereyim dedim. çilik ettiği bu memlekete göndermişti. Ba i a y Şimdi siz bana en büyük bir hediye elti Vîlh'.:!dl' BT gESL SE verdiniz; kuvvet ve adaletin timsali o-| —— — Finrella siçkidik” selatin ; tesirlle lan bu kılici Romaya götürü ya gölürüp bayatır | y z yalkra tlhtana şaki var, dedi; Dü mın en aziz ve en kıymetli hâtırası o- Ğ Mrek' saktyemağil gerleri tefessüh bile etmeğe başlamış- Bu sözlerden sonra Duce, bütün İtat| &" ya İmparatorluğunun müslümanlarına Meğerse açık gözler, tazminat al- ( 'SÖZ ARASINDA SON POSTA Gazete bir projektöre benzer, iyi kullanılmak şartile muhite ışık ve- rir, hakikatin görünmesine yardım Gazeteyi sevmiyen ışıktan hoşlan- mıyandır, ya cahildir, yahut karan- lıkta kalmasına Jüzum gördüğü bir işi vardır. Dünya yumurta Kraliçesi | HER GÜN BİR FIKRA | Böylesi daha iyi Übeydullah Efendi Beyoğlu Be- | Plediyesinde nikâh memuru ikea ken disile mülâkat yapan bir gazeteci sormuştu: || — Efendi Hazretleri, siz bekârsı - nız değil mi? — Evet ! — Evlenmeyi düşünmüyor musu nuz ? — Bilhassa bu memuriyette iken hayır, | — Niçin ? — Evlenmiş olsam, evliliğin iyi veyahut fena birşey olduğunu anla| yacağım. İyi şeyse evlendirdiğimi in sanlara karşı iyilik ediyormuşum gi bi bir tavır takınacağım. Fena bir azabı hissedeceğim, ne o tavri takımabiliyorum, ne de vicdan azabı hissediyorum. | |Böylesi daha iyi, İt ——— İsveç Kralının Yaptığı yanlışlık Amerikada hayvan besleyenler bir İbayram yapmışlar, ve bu bayramda tavuklar, kuşlar ve ehli hayvanlarla düşüp kalkmışlardır. Bu arada bir de güzellik müsabakası yapılmıştır. Re- simde gördüğünüz kız banyoya yatı- rılmış, üzeri yumurta ile örtülmüş- tir: Genç kız yumurtü kraliçeii ölarak ilân edilmiştir. En nazlı hayvan Bülbül hiç şüphe yok ki hayvanla- rın en nazlısıdır. Bülbül sesine mec- lâp olan insanlar, gramofon plâkların- İda hakiki bülbül sesi dinlemek — iste- İmişler ve bunun için de meşhur şirket- |lerin birine müracaatta bulunmuşlar- |dır. Şirket bu sesi plâğa almak iste- miş, bülbüllerin dem çektikleri meş- hur ormanlara adam göndermiş, bun- lar bülbülün nerelere konduğunu tet- kik etmişler, âletleri onları ürkütmiye- cek tarzda tanzim etmişler, — ve işlet- meğe koyulmuşlar. Derken havalar bozmuş, âletler perişan olmuş ve bir bülbül sesini almak için 40,000 dolar sarfetmişler. Onün için bu plâk da fevkalâde pahalı satılıyormuş. kası olan bayan bir gazinoda bulunu- yormuş. Bir kaç masa da ötede oturan bir ihtiyar, kulağına Madam Simpson ismi çalınınca gazino sahibini çağırt- mış: — Madam Simpsonu bulup bana Fransız gazeteleri yazıyorlar: Avrupada Madam S.mpson ismini|getirir misiniz, kendisile tanışmak is- taşıyan bayanlar bir tane değil, iki ta-|tiyorum, demiş. üedir. Bizi bizim " biülüğümiz Dük döl — Gaziho sahibi vaziyeti izah-etmip: Vindsorun müstakbel zevcesi bayan,|Madam Simpsonun o madam Simp- diğeri de onun akrabası olan bir baş-|son olmadığını anlatmış, yaşlı zat ta büyük ve kuvvetli vaitlerde bulunu: | mak için ahırlarında tabif ölümle aımlk---- yerine oturmuş. — Bu yaşlı zat tenise yor: Adalet, refah, terakki... hayvanlarını da oraya getirmişler..» Bir gün Montekarlo'da işte bu baş-İmerakı ile meşhur İsveç Kralı imiş. * — - —— —— — Ducenin bu mutkuna, Trab'ustaki bu nümayişe ait tafsilâtı gazetelerda okur | ken insanın zihni, yavaşça geriyo doğ- ru kayıyor ve hiç farkında olmıyarak Apga hâdisesine kadar gidiyor. Bun- dan otuz altı sene evvel, biz Alman kru vazörünün Agadır limanına demir at- lığı gün Alman İmparatoru da Berlin- de bir nutuk söylüyordu. Bu nütük ta Duceninki gibi ateşli ve heybetli idi. O zamanki kruvazöre mukabil, şimdi Akdenizde İtalyan manevraları var. Arada, yalnız bir de küçük fark: Kay- (Devamı 6 ncı sayfada) «Si nın orta yerilide büyük bir çukur va: bazı kimseler gelirler, bu süprüntüyü İSTE İSTER İNAN İSTER İNANMA! Kayseride oturan bir dostumuz anlattı: hrin Düven Ünü adını taşıyan çok işlek bir sokağı- arabaları topladıkları süprüntüyü getirip buraya boşal - tırlar. Fakat tanzifal arabaları çekilip gidince de re alıp bahçelerine götürürler, O tarzda ki iki yıldanberi mütemadiyen süprüntü atıldığı halde bu çukur bir türlü dolmak bilmez. C: nin iki kenarında evi olanlar koku- dan bizardırlar, fakat bu çukuru kapatmak için sarfettik- leri müşterek gayret hiç bir semere vermemiştir.» Bu dostumuzun anlatmış olmasına rağmen bir şehrin orta yerinde bir sü; tü çukuru bulunacağına biz ınan- madık, fakat ey okuyucu sen, ndır. Bazı tanzifat halklan | gübre yapmak üze- R İNAN İSTER İNANMA! Yazı Çok Olduğu için Bugün Konamadı Wİİ;Iyamn Müslümnı.r- Siyaseti İnkisaf yolunda (Baştarafı 1 inci sayfada) sında geçmekte olan büyük faciadan bi haber değildir. Ehemmiyet verdiği nokk ta müslüman âlemine herhangi bir Av rupa bükümetinden daha yakın bulun maktır. Şüphesiz, bu siyasetin bir güm Habeşistandaki İtalyan imparatorluğul na müsait bazı kumanda cihazlarını İtalyanın elinde bulunduracağını dü « şünmektedir. a Zaten İtâalyanın müslüman dostluğu: hareketi henüz başlangıcındadır, 'Yaptı ği hareketi diğer hareketler takip ede cektir. Bu cümleden olarak 1941 yılım ılacak beynelmilel Roma sergisini eamlinin bulunmasi er taraftan bazı rivâ yetlerde Türkiyenin 1924 de terketti « i İtalyanın ele almasi ihtimali de ima edilmektedir. iŞahsen biz, uzun müddet önce mazi ye kazışmış oları bir müslümanlık şek lini meyzuu bahseden bu gibi bir temâ yüle inanmıyoruz. Muhakkak olan Şu dür ki birçok müslüman halkı daha iyâ istikbal beklemektedir.. Müslümali in büyük istihale devresi geçiriyor. Bu müslümanlık ile anlaş * mak büyük ve kurnazca bir olabilir. Bu münâsebhetle anlatıldığına göre Yakın Şarkın bazı müşlüman şef leri geçen yıl Bay Musoliniye müslük man emellerinin tahakkuk ettiirlmesi için bir proje vermişlerdir. Ve Bay MW solini de bu defa o projeden ilhamı al* mıştır. Meselenin mühim noktası bür tün bu hareketlerin devletler arasındil ayırlı bir rekabetten ilefi yangi bir af asıdır. Lâzım olan dâ laşmaya vüsıl ol budur.» Sancakta şapha Giyen 17 Türk Tevkif edildi (Baştarafı 1 inci sayfada) rikât yapmaktadırlar. Bu yüzden tecf vüze uğayan köylülerin nıkdarı art * maktadır. Bir Fransız zabiti din dersi veriyo? Hama, 23 (Husust) — Martın on Ü çüncü günü Halep jandarma kuman * danı Feri ve Raco zabitlerinden biri il€ Kürtdağı mebuslarından biri yanlarıli da olduğu halde köyleri dolaşmışlaf» şapka aleyhinde tahrikât yapmak ist€” mişlerdir. - Meydanlıköyde kumandali Feri halkı toplamış ve onlara «şapkâ giymek müslümanlara lâzımdır. uıı_ıı enaleyh siz de giymı meti de T temez de ir.» a Halk bu Fransız zabitinin nutkunu? iz frenklen din dersi alamayız!? Bibi alay karşılamışlardır. Müsli manlığa dair verdiği hütbenin alaylâ mukabele görmesinden dolayı kumâall dan Feri rast geldiği bazı köylüleri kaf çılamıştır. 17 kişi tevkif edildi Lâzkiye, 23 (Hususi) — Trablus ©F varında dolaşmakta olan jandarmalâfı elbeyli aşiretinden bitçok — gençlerif şapka ile dolaşmaktâ olduklarını göfe” rek bunları tevkif etmiştir. Bu sure! tevkif edilenlerden 17 kişı Halebe gÖT Gerilmiştir. Halepteki Fransız makami ları şapka giymenin bir cürüm la“ğ edemiyeceğini bildikleri için kendilef mevkuflar hakkında bir muamele yaP madan bunları vatanf polisine tesli etmişlerdir. Vatani polisi tarafın! 5. şapka giyenler hâlâ tazyik görmekte dirler. Kırmızı mendil yüzünden bir tevkif Kırıkhanda Mehmet adında bır_zü"' ceketinin göğsüne kırmızı ınendlnm'kıı tığı için polis Sabri tarafından tey, edilerek ve elleri kelepçeli olarak ke kenderun adliyesine tevdi edilmist” |Mehmnedin, hareketinde hiç bir sU€ miyen Adliye tarafından serbesi _b“; kılmıştır. Fakat memleketine döne Mehmet Sabri tarafından yenid!nm. suçsuz olarak tevkif edilmiştir. Mchw din ailesi tarafından hükümete vukü İti lan müracaat cevapsız ve tesirsiz l mıştır. Ü”

Bu sayıdan diğer sayfalar: