11 Mayıs 1937 Tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 12

11 Mayıs 1937 tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 12
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

<i Beğe — 303 — Kadın eşinin nazarını yalnız kendi üzerinde toplamasını bilmeli | Hayalimde yaşattığım kadın şudur: Böyle bir kadının sarışın veya esmer olması benim için bir mahzur teşkil et- mez, Çühkü bunların biri vefasızlığı, di- -ÜGeri de vefasile kalpte ayni hissi tevlit ederler, Hayat hakkında az çok fikir e- dinmiş, kadımlığın mevkiini, vezaifini id rak etmiş, hayat arkadaşının gözünü yal nız kendi üzerinde toplamak için her gün | yeni, bambaşka taraflarırı gösterebilecek kadında orta bir boy, mütcnasip bir vü- cut ta bulunmalıdır. Fatih Çarşamba Sultanselim caddesi Cihat Esin —ü Erkekte yüz güzelliği değil, ahlâk güzelliği ararım! Hayalimde yaşattığım erkek tipi: Erkekte güzellik ve çirkinlik aranmaz. Erkek yalnız yuvasını mes'ut bir yuva haline getirsin, kâfidir. Bence, erkekte yüz ve vücut güzelli - ğinden ziyade seviye ve ahlâk güzelliği mevcut olmalıdır. Yuvasını ve yavrularını mes'ut eden bir erkek, yavrularınım bütün ihtiyaçla- rını temin cden şefakatli bir baba olma- b, yaşamasından hem muhiti, hem de in- sarlık istifade etmelidir. Kazancı ayda 60 - 7TO lira olmalıdır kt yuvasını rahat yaşatabilsin. Fazla olması saadetinin art- ması demektir, Ankara: Gursu (Sarih adres ve teminin neşrini istememiştir) — 'V — Güzel kadının rengi ve şekli olmaz. disine tapındırabilmek kurdretini haiz o- lan kadındır. Önun rengi ve şekli yök- tur, Çankırı: N. K. (Sarih adres ve isminin neşrini islememiştir) n ĞĞ üi Kadın kıskanç olmalı Beğendiğim kadın tipi şudur: Boy orta, ufak ve tombul eller, siyah kıvırcık saç, elâ göz, çehre uzunca, ağız burun ufak, dudaklar ince, balık etinde, tahsili benimkinden az olmalıdır. Ev iş- lerini ve yavrularına bakmasını bilme- H, ağır başlı, sıcak kanlı, kıskanç olma- lıdır. Yalova: S. E. C. (Sarih adreş ve isminin neşrini istememiştir) -— Son Posta'nın 'elrikası: 30 ndiğiniz kad erkek tipleri hangileridir? ve Güzel kadın erkeğin yaradılışın- daki karakter ve evsafı haiz olan kadındır Kadın yafadılışında erkeğin bir cüzü | tamı olarak halkedilmiştir. Güzel kadın | da, erkeğin yaradılışındaki karakter ve evsafı haiz olan kadındır. Bu itibarla ka- dının güzelliği de şahsa göre değişir. U- mumiyetle bulunduğu muhilte iyi bir sük se bırakan, cazibeli, bar ve masum çehreli kadın tah: nisbette temiz bir seciye ile en ideal bir kadındır. Anadoluhisarı Otağtepe N. Tonguç — 308 — Erkekte kafa zenginliği lâzım Anketiniz çok hoşuma gidiyor. Bu se- beple sualinize cevyap veriyorum: Erke- | ğin yok boyu uzun, yok omuzu geniş di- | ye birtakım şeyler saymak lüzumsuzdur. Bunlar görünüşten başka bir şey değil- dir. Asıl aranması lâzmmgelen kafa zen- ginliğidir. Kafası kuvvetli olan erkek hem kendini, hem de eşini mes'ut ede- bilir. Kafası zayıf erkek ise ne kendini, ne de eşini bahtiyar edebilir. Her gün renkten renge giren, bukale- mun erkeği hiç sgevmem. Erkek ciddi ve vakur olmalıdır. İşini, eşini, evini yuva- sını bilmelidir. Hetşeyde ifratkâr olma- malıdır. Şımarık, çok lâübeli, cıvık erkek ne kadar güzel olsa denilmez. Son söz pa Ya kazanmasını da bilmelidir. Salkımsöğüt: Enise > Ai c Romantik kadın değil, realist kadın ! Beğendiğim kadında şu vasıflar bulun malıdır: 1 — Herşeyden evvel ciddi bir aile ter- biyesine ve metin bir ahlâka sahip bu- Junmalı, 2 — Kendi seviyeme yakın veya müsa- vi bir seviyede olmalı. (Seviye derken içtimal, iktısadi ve il- mt hususlar nazarı itibara alınmıştır) 3 — Beğendiğim kadın normal bir ka- dının haiz olabileceği şefakat ve nezahe- ti haiz olmalıdır. 4 — Soğuk bir güzellikten ziyade zekâ- ya delâlet eden sempatik bir güzelliğe malik bulunmalıdır. Bence sarışın veya esmerlik mevzuu bahsolamaz. $ — Evlendiği zaman evine, kocasına ve çocuklarına bağlı olabilecek bir ka- mevzun vücutlü, ki- Lugünkd krogram Y1 Mayıs 837 : Salı İSTANBUL Öğle neşriyati: kla Türk musikisi. 1250 Hava - oğlu Halkevi Gösteri! kolu lara- Akşam neşriyatı: 17: İnkilâp dersleri: Üniversiteden naklen Yusuf Kemal Tengirşenk taralından, 18,30 Plâkla dans musikisi, 19.25: Konferans inönü Halkeri hteşriyat kolu namına Nus- tet Befa, 1950 Konferans: Spor fevaidi hak- kında Bay Sami Karayel tarafından, 20: Bel- ma ve arkadaşları tarafından 'Türk musi- kisi ve halk şarkıları, 20,30: Bay Ömer Rıza tarafından arapça söylev, 20,15: Cemal Kâ mil ve arkadaşları tarafından Türk mu kisi ve halk şarkıları: Saat ayarı, Z1,15: Orkestra, 22.15; Ajans ve borsa haberleri, 82230: Plâkla sololar, opera ve operet par- çaları. YARINKİ FPROGRAM 12 Mayıs 987 : Çarşamba İSTANBUL Ökle neşriyatı: 12.30: Plâkla Türk musikisi. 1250 Hava - dis. 13.08: Muhtelif plâk neşriyatı. Akşam neşriyatı: I7: İnkilâp dersleri: Üniversiteden nak - len, Yusuf Kemal Tenğirşenk — tarafından, 18.30: Plâkla dans musikisi, 19.25: Mando- lin orkestrası: Berk ve arkadaşları, Konferans: Spor fevaldi hakkır di Emin Çap tarafından, 20: kadaşları tarafından Türk müustikisi ve halk şarkıları, 20,30: Bay Ömer Rıza tarafından arabpça söylev, 20,445: Bimen Şen ve arka- daşları tarafından Türk müsikisi ve hajk şarkıları: Saat ayarı, 21,15: Orkestra, 22,15: Ajans ve barsa haberleri, 22,30: Plâkla solo- lar, opera ve operet parçaları. İSTANBUL Ticaret ve Zahire Borsası 10/5/937 FİATLAR CİNSİ — | Aşağı Yukarı K K. P. 6228 6 25 6»n 6N $ 38 4 ÜS 415 o 4 25 4 30 20 o 52 00 00 00 $7) 00 5$80 25 00 29 15 72 55 D0 Buğday yumuşak Buğday sert Arpa Anadol Arpa Kars Çavdar Anadol Çavdar Trakya Yapağı Anadol Alyon ince Peynir beyaz Peynir kaşar e yi Buğday 2 Ten Çavdar Arpa Un Nohut Misir Fasülye Fındık Pamuk rakterde bulunmalı. 6 — Romantik olmaktan ziyare realist olmalıdır. Ankara Kadastro müdiriyeti Ka- dastro memurlarından F. Akalin Bu kadar fazla romantik olmıya ne lüzum v z O aralık Lebibe de yatılarına gelmiş- ti: — Ne var, bir köşeye çekilmiş neler konuşuyorsunuz, yoksa beni mi çekiş- tiriyorsunuz?. Nüveyre atıldı; gözünün ucu ile Tur- hanı gösterdi: — Aman ab'a, dedi, neler söylüyor! bilsen... Haniya zengin kadınların bir korkuları vardır, kendilerile evlenmek izteyen her erkekten şüphelenirler, aca ba beni param 'çin m istiyor, diye üzü- lürlet yaz.. O da tuttur disinin bugünkü Mmevk Üünün birinde hayat ortağı diye i kadın, onun bu mahrumiyet- lerine göz yumat mı imi: — Yalan mı, sen olsan öyle düşün - isin, ben de böyle değil miyim?, Turhan, tı. Pek ü yordu. Lebibe bile: Neniz var, ne oldunuz?., Diye sordu. Yazanı Kemel Razıp — Bilmem, diyordu, pek karışık iç- tim, galiba ondan olacak... Biraz ba - şım da ağrıyor... — Vah vah... Akşamdan beri ne ka- dar iyi idiniz, ne kadar neş'eli görü - nüyordunuz. Kabahat bizde oldu; biz zorladık. Rahatsız olacağınızı bilsey - dik... Geliniz, isterseniz biraz şuraya çıkalım; hava alırsınız. Salonun arkasında kış bahçesini an- dıran, camla bölünmüş bir yer vardı; oraya girdiler, Birkaç dakika sonra| Nüveyre içeriy misafirlerin yanına yalnız biraktı, Lebibe bu akşam, her zamankinden daha kıvrak, daha canlı görünüyordu. Birbirlerini tanıyalı şurada kaç gün ol- Öyle iken aralarında, yıllar - irbirine kaynaşmış - kalpleri bile kıskandıracak bir anlaşma vard Bunu şimdiye kadar ikisi de bir türlü ortaya vuramamıştı. Fakat bu akşam genç kız, işte o gizli kaynaşmayı bile ifşa edecek kadar sokulgandı, bir: — Haydi artık söylesene... Bunu ilk önce söylemek bana düşmez ki... Aruda |£ — —— Demiye getiren bir eda ile başını çe- viriyor, öha doğru bakıyordu. Kiş bahçesinin pencereyi andıran camlarından bir kaçı açıktı; Turhan bu açık camların kenarına dayanmış, göz- leri uzaklarda kayboluyordu. Lebibe de yanında idi. Dakikalar — geçti; ikizi de susuyordu. Biz aralık genç kiz, ar - tık dayanamamış gibi: — Sahi, neniz var bu akşam?. dedi. Turhan da başını çevirdi. Uzun uzun onun yüzüne baktı, Yutkundu liyeceğini bilmiyor gibiydi. isterse de birtürlü anlatam nunu getiremiyecekti. Yenii dakika daha öylece ikisi d&ses çıkarma dan durdular. Genç kız birdenbire eli- nin üstünde bir damla islaklık duydu. Başını kaldırdı. Salondan oraya kadar özlerinden sı- üzülen Birbirlerine biraz daha sokuld Genç kızın parmakları, Turhanın elle- rinden kaçamadı! Avuçlarının - içinde kayboldu. Öylece kaldılar. İçeride mi- erin gürültüsü düyulmasa; arada Diye bağrışanların sesi onlâra kadar eydi, kim bilir daha ne kadar Turhan, bir âralık yavaşça doğruldu. Artık ne olursa olsun, için için kendisi: — İktisat Veküâleti iç ti- mış ve ticaret odasında tüccarlarla hasbıhal ederek İnebolunun, iktisadi ve ticari salın- larda kalkınmalar için ne” düşündüklerini sormuş ve izahat alarak not etmiştir. «Bilhi selmacılık» üzerinde pek ziyade durularak İneboluda bir elma kurutma ve ispirto ve Sidz şarabi yapılması İçin bir fabrika kurulması ve bu fabrikadan Istifade edilerek yumurtalar için soğukhava depo- ları yaptırılması temenni edilmiştir. Bu fabrika kurulunca iyi cins sı tra ekstra elmalar renkli ince kâj rılacak ve meyv: inde 1 balâjla 25 Nâ 50 sevkedilecektir. nevi elmalar dahi ambalâjla gönderilecek, ikinci ve ü- - şarab. yapılacak k, ıskarta ve çürük el > çıkarılacaktır. Anı Trabzonun pazar ye - rinde yapılan fabrikalardan müsbet netic: a yılda 10 Nâ 14 milyon kilo kadar 1 edildiği söylenmektedir. 9 sene evvel 8 mülyon küsur el- ken halihazırda ihracat 3 milyonu geçime; ktedir. Bunun da bir kaç sebebi olduğu ve piyasa- amadığını 930 senesine kadar bo - yu (110) en ve denirliği 60 santimetre olan sandıklarla ve istiabı bu hesaba nazaran an- cak 60-70 kilo gelmesi icap ederken bü Bal dıklar zor ve tazyile ile 110-120 kiloya kadar doldurulduğu ve bittabi ekserisi mahalline varmadan çürüdüğü ve başlıca alıcımız olan İskenderiye ve diğer piyasalarda - bilhassa İelmanın muhtelif cing ve kıt'ada ve çürük olması - gönderen tüccarın firması ve dola- nde fena bir tesir bırak- c iplerimiz bu vaziyetten Vistifade etmeği de gözden kaçırmıyarak seç- |me ve temiz ve iyi ambalâj va binbir türtü reklâm ile 20-40 kiloluk sandıklar içinde pi- yasayı Kimalarımızdan fazla rüsum alındığı da söylenmektedir. Bir elma ihracat nelerine ait İskenderiyeden ge- nni çıkararak 4167 kilb elmadan 1828 kuruş rüsum ve 185 kuruş komlsyon a- İlmmış olduğunu gösterdi. Bu para Mısır pa- rasıdır. | Ba fabrika kurulduğu taktirde İnebolu el- ma husuzunda Karadeniz sevahilinde başlıca mühim ihracat merkezi olacaktır. | Kastamanu, Ayancık ve Cide havalisin - |den de 20 milyon kilo elma geleceği hesaba katılırsa otuz milyon kilo elmadan 20 mil- yon Kilasunun mülli servetin çürüyüp beba Volmasının önüne geçilmiş olacaktır. Te - | mennimtz bu kurulacak fabrikanın kurulmuş olan eşinden müsbet neticeler alınmasıdır. İç Ticaret Umum Müdürü Mümtaz Trab- İzondan şehrimize dönmüştür. Mümtaz, şehrimizde de ihraç maddeleri- miz hakkında tetkikler — yapmaktadır. Dün Ticaret Odasında — yumurta — ihrasatçıları | Mümtazın riyasetinde toplanmışlardır. Son | hafta içinde yumurta ihracatında durgun- luk vardır. Halbuki, yumurta —mahsulünün en çok İdrak olduğu mevsimdeyiz. İhracat- Çılar dileklerini söylemişlerdir. Vekâlet, ih- Ş ve İspirto fabrikası kurulacak istanbul Borsası kapanış fiatları 10 - 5 - 1937 PARALAR 1 Sterlin 1 Dolar 20 Pransız Pr. 20 Liret 20 Belçika Pr. 20 Drahmnl 20 İsviçre Pr. 20 Leva 1 Filorin 20 Çek kuronu 1 Avusturya Ş 1 Mark 1 Zioti 1 Pengâ 20 Lev 20 Dinar Ruble 1 İsveç kuronu 1 Türk altını 1 Banknot O« B. ÇEKLER İ Açılış — Kapanıj Londra Nev-York Parla Milâno Brüksel Atina Cenevre Bofya 0.7904 17.595 15,0136 4.6818 87.51 3,455 640512 14395 22.6B70 22,6668 42180 18.8510 1.9662 4.16B0 39192 107.6060 Y.MIS 2.7150 2415 3.1060 ESHAM DA 00.00 00.00 0,00 00.04 00.08 9,80 8.00 10.60 Şark Değirmeni vaıs Terkos 1100 İSTİKRAZLAR — 241675 34036 Anadolu gn © 60 peşin A Şin. ©» 60 vadeli Bomonti - Nektar Azlan çimento Merkez bankası racatın artması için alıcılar bulacaktır. Bursada koza fiatları Bursa (Hususi) — Koza flatları yüksel - meğe ve Avrupaya ihracat yapılmağa baş - lamıştır. Müstahsiller, vaziyetten memnun- durlar, Tacirler de, alış verişe hararetle devâm öt- mektedirler, ni yiyen üzüntüyü ona da anlateacı tı. Lebibe, €llerinin birisini onun “âvtüi larından Kurtardı; sanki önu sustur » mak - İstiyormuş : gibi - parmaklarının uciyla ağzını köpattı; — Hiç söylemeyiniz, daha iyi... Bir tek kelime bile bütün o söylemek iste- diklerinizin şiirini Jekeleyebilir. Zaten, ne lüzumu var?. Ben de biliyorum; on- ların hepsini sizin kadar ben de ken - dimde duydum. Sonra, sırası gelince, annemin, babamin ellerini öperiz; hep- f anlatırsınız, Turhanin, ateş gibi yanan dudakları, © ince parmakların üzerinde korka kör- ka, koklaya koklaya dolaştı. Bu kadarı ikisine de elvermişti; bir- kte içeriye girdiler. Turhan artık hiç kimsenin yanında duracak gibi değil- di; gitmek istedi, Kendi kendine dert- leşecek neleri vardı. Bülent: | — Acelen ne?.. Daha erken... Bera-| *|ber giderdik. Diyecek oldu; o da söz geçiremedi. |Lebibe ile Nüveyre kapıya kadar hera- ber geldiler, Genç çocuk, onların yüzü- ne bakmıya bile korkuyor, - çarçabuk | şuraâdan kaçıp gitmek istiyordu. Lebi- benin elini sıkarken gözgöze geldiler. |Çitlenbik, sanki şu öon gün içinde bü- tün konuştuklarını, kaçamak bakişlar la birbirlerine anlatmak istedikierini, sonra deminkış bahçesinde “başbaşı' kaldıkları zaman aralarında geçenleri,; eeeti n li » debürümeetillliküin — lll I vadeli n pe, » Ha Anadolü mü. peşin hepsini çu bir saniye içinde hatırlataf iğr İtekrar yaşatan, sonra da adetâ imzalâ” iyan, mukaveleye bağlıyan tatlı bir edi ile gülümsedi. Nüveyre de sanki kendini tutamıy0? gibi büsbütün gülüyordu. —10 — Turhan o gece hemen hemen hiç V yuyamadı. Ertesi günü matbaaya gitli” Öğle saatı geldiği zaman içi içine $ mıyordu. ğ — Artık hiç telefon etmesem?.. Bif daha yüzlerini görmesem?.. Hiç olmt7” sa, bu böylece tatlı bir hatıra gibi Dü" tün ömrümce yaşasa... iye düşünüyordu. Yalnız kalır kalmaz, gene Igleld“’_ koştu. Lebibe de onu bekliyordu. ÂY * tık birbirlerini anlamış, pek eskidef beri birbirlerine bağlanmiş gibi konuşuyorlardı. Söz arasında genç kız dedi ki.: — Akşam üzeri babamıa su getirM? ğe gideceğim; işiniz yoksa, birlik Büyükdereye kadar gider — gelirdik” Kaçta çıkabilirsiniz?.. Gelip sizi nert” den alayım?.. a8 Onun otomobil kullanmak merak! Ç vardı. e kiş yük saatin altında buluştujar “'“,':f_ re de beraberdi. Sarıyere kadar g!! (arkası var)

Bu sayıdan diğer sayfalar: