Saatlik sayfa görüntüleme limitine ulaştınız. 1 saat bekleyebilir veya abone olup limitinizi yükseltebilirsiniz.
a " ü e İA dd Var, r : Ka k.;&w A havlıyor, — ” NL Hapishane gardiyanı ailesile birlikte gezmiye gidiyor. Ne diye Anne insanın bütün ömründe uslu kalması için ne yap- ması lâzımdır. ' — Baştan uslu ol- ması lâzımdır. Peki öyleyse, kalmanın sırları» başlıklı yazıyı oku - yorsun?.. İadet ziyaret Kadın merhametli idi. Hapisanelere gider, oradaki düşkün fakirlere para verirdi. Bir gün evinde bir adam gördü. Derhal polise telefon etti; yakalattı. Yakalanan adamı tanımıştı. Bu, mua- venet ettiği mahpuslardan biri idi; Ka- | dini hiddetle sordu: t — Benim evime girmeye utanmadın mı? — Niçin utanayım, siz ben hapisane- de iadeiziyarette bulunuyorum. x- Fiatı Bu ayakkapların ne başkalığı var da bir çifte on iki lira diyorsunuz.? — Ne başkalığı mı var? Fiatı! — Bu ncsıl gidiş? Onun için korkusu yok! x kalaca - — Kocamızın fiyevrisi 38 buçuk.. — Gölgede mi, güneşte mi? Yalancılar Bütün — hayatında tık çok ihtiyardı. Fa- kat gene yalan söy - lerdi: , — Ben, dedi, tam üç yüz yaşımdayım. İnanmıyan- lardan biri uşağına sordu: — Senin bay ha - kikaten üç yüz ya - şında mı? — Bilmiyorum. He- nüz ben iki yüz ya - şımdayım. Daha ev - velini bilemem! ....... ç Ü b koydunz * Tereyağın üzerine mi - D ha D Tm, şimdi kaldırırım. Yim, _e böyle şeyler görmiye - TMedin meş N kirleneceğini düşün- Getirdim Bir İngiliz, Fransada bir lokantaya girmişti. Mantar yemek istiyordu. Fa- kat Fransızca bilmediğinden garsona istediğini anlatamadı. Bunun üzerine cebinden bir kâğıt, bir de kalem çıkar- dı. Bir mantar resmi yaptı. Garson: | — Anladım! Dedi ve koşa koşa ayrıldı. Biraz son- ra geri döndü. Elinde bir şemsiye var- dı: ğ — İşte, istediğinizi getirdim, * Pot Müdür, memur namzedine söyledi: — Ben daima terakki etmeyi istiyen memurlardan hoşlanırım. — İstediğiniz gibi bir adamım, daha şimdiden gözüm sizin makamınızda, Yaşını söyledin mi? Vet, kismen söyledim, hqmîyur dört m y m. Tere Ür. Herhaıde' yi KA beş mi iyi _ddudu_m olduğu için! irmi dört, demişsin - ” — Hey, ayağımı kaldır... basıyorsun! — Hayır on Sakal — Şeker hastalığı tehlikeli midir? — Ne diyeyim.. Bilmem ki! — Çekinmeden söyliyebilirsiniz dok- tor; seker hastalığı olan ben değilim, kocamdır. » Beyni zayıf — Nezle oldum mu başım, beynim ağrımaya başlar tahammül edemiyo - rum, — Katlanacaksınız.. Nezle mikropla- rı insanın en zayif Uuzvu hangisi ise ona musallat olurlar. * — Zahmet değil — Kızınızı istemiye gelmiştim. — İmkânı yok, kızımı size veremem, bunun için buraya kadar zahmet de — Zahmet değil, esasen bu tarafta bir işim vardı. a * Müreccah Doktor muavenesini bitirdi.. sordu: — Doktor ne kadar borçiuyum? — Beş lira. — Zannettiğimden valhimmiş! Hasta ' Memleket röportajları Zonguldak varlığını, yaşayışını uzun Mehmede borçludur ü Zonguldak (Hususi) — «Uzun Meh- met» hakkında yıllardanberi neşriyat yapılmaktadır. Hele Ankarada açılan enternasyonal kömür sergisi münase- betile yapılan neşriyat Uzun Mehmedi romantik bir kahraman haline getirmiş- tir. Malümdur ki, Uzun Mehmet, Tür- kiyede maden kömürü damarlarını ilk bulan adamdır. Bu buluş, zamanın de- rebeyinin gayzini körüklemiş ve Uzun Mehmedin hayatına mal olmuştur. Memlekete bir servet hazinesinin anahtarını hediye eden bu halk çocu - ğunun değeri, ölümünden yüz bu kadar yıl sonra bilindi; kömürün Türkiyede ilk bulunuş tarihi tesbit edildi ve beş 'yıl var ki 8 ikinci teşrin tarihi Zongul- dakta merasimlerle kutlulanıyor. Uzun Mehmet bayramının ilk yapıl- dığı sene, o zaman halk partisi Zongul- dak reisi olan rahmetli Mithat Akif söylediği bir nutukta, Uzun Mehmedi, burada, milyonlar kazananların «Veli- nimeti»r diye tavsif etmişti O zamanın belediyesi Uzun Mehmet bayramında ciddi bir alâka göstermişti. Yeni vücuda getirdiği bir parka «Uzun Mehmet» adını verdiği gibi, parkın or- tasına da Uzun Mehmede izafe edilen bir âbide dikmişti. ı Âbide, hiç şüphesiz ki basit ve ipti- miş bir halk çocuğunun ölümünden yüz bu kadar yıl sonra olsa da değerinin tanınacağını ifade eden bu hareket mâna ve genç nesle terbiye bakımından çok mühim bir şeydi. İlk heyecanlar geçtikten sonra, var- lığını, yaşayışını kömüre, onun için de kömür kâşifi Uzun Mehmede barçlu olan bir şehrin belediyesi, Uzun Meh- mede gösterdiği ilk alâkada yeni bir adım daha atmamıştır. 'Zonguldak belediyesi son zamanlarda fena çalışma.nağa bâaşlamıştır. Bu bir hakikattir. İmarcı bir vali olarak tanı- nan Halit Aksoyun devamlı alâka ve müzaheretile Zonguldak - belediyesi şehrin caddelerini güzelleştirmiş, stat dat bir şeydi. Fakat yurda hizmet et -| Uzun Mehmet adına âbide diye yapılan beton yığınını manalaştırmak, Mehmedin değerini tanıtmak Zonguldak belediyesinin borcudur Zonguldakta Uzun Mehmet âbidesi yapmış, deniz sahilinde vücuda getir - diği güzel bir park ile halkın büyük bir ihtiyacını gidermiştir. Bundan başka belediye bir şehir bandosu kurmuş, çocuk bahçesi inşasına başlamıştır. Bütün bunlar memleket hesabına hiç şüphesiz ki iyi ve faydalı şeylerdir. Ancak, bu iyi ve faydalı şeyler yapılır- ken bu şehrin banisi olan Uzun Meh- medi düşünmek de bir kömür şehrinin belediyesine düşen bir değer tanırlık “ borcudur. Uzun Mehmet bahçesinde Uzun Meh- met adına dikilen âbide natamam ve bilmeyenlerce mânası olmayan garip bir beton yığını halindedir. Bu müânasızlığı mânalaştırmak, Uzun Mehmedin lâyik olduğu değeri tanımak bakımından Zonguldak belediyesinin bir borcudur. — * Slavya Ankaraya da . , Gidecek Galatasırayın 33 üncü ytlıdönümünde İstanbulda Galatasarayla iki maç yapa- cak oları Çeklerin meşhur Slavya takımı Ankarada da iki karşılaşma yapacaktır. Bu. sebeble dün Ankaradan Galatasa- ray klübürne bir müracaat vaki olmuş; Slavyanın Ankaradaki maçlarının temini için tavassut isteniimiştir. Galatasaray bu müracaatı tetkik etmektedir. Macar atletleri geliyor Macaristar.ın Budapeşte atletizm klü- bü atletizm federasyonumuzun — yaptığı teklifi kabul etmiş ve yirmi bir, yirmi iki ağustosta İstanbulda müsabaka yapaca- ğını bildirmiştir. Macarlar İstanbula on atlet göndere- ceklerdir. ve buradaki müsabakalar iki günde ikma! etilecektir. | - .-. - Reşadiye Maarif Müdürü ve - Bir teşekkür timediğimiz için edebi mecmualardan biri- ne göndermenizi tavsiye ederiz. * Ankarada Zekeriyya Gürleyen ve Os- Reşadiye kazasının Bereketli nahiyesi köylüleri namına bize bir mektup gön - deren okuyucularımızdan E. B. Alp, na - hiyenin senelerdenberi bir manrif müdü- tü görmediğini, geçenlerde kaza — nahiye müdürü Alişan Tonuralın refakatinde kültür enspektörlerinden —Ali Aslan ve kültür memuru Tahsin Yücel olduğu hal- de Bereketliye geldiklerini, orada nahiye talkı tarafından sevinçle karşılandıkla - rını, köy mekteplerini gezdiklerini, bina- farın tamiri ve ihtiyaçların lemini için kararlar aldıklarını yaziyor ve nahiye hal kı namına Reşadiye maarif müdürüne te. gekkür ediyor. i " * Vaniköyünde Bay Memdüh Erberk'e: — Şiiriniz güzeldir. Ancak şiir nöşret - man Özkan: — Bedbin olmaymız. Derhal arkada - şınızla beraber Sümer Banka —müracaat ediniz. Kayseri, Karabük vesair fabrika - lar için memlekete mütehassıs makineci lâzımdir. Banka sizi belki de bu iş için tahsile gönderir. Siz de memlekete iyi bir işçi olarak yetişirsiniz, * Buldan dokumacılarından Sadık Çak- nuxk: — Hafta tatlline' kartunen rlüyet etmek (üzmmdir. Mevzuu bahs işde, o işi tanzim ederek yoluna koymak İmkânı mevcur ol- duğunu. sanıyoruz.. Kanunun haricinde hiç bir şey yapılamıyacağını siz. de tes - üm edersiniz