16 Temmuz 1937 Tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 10

16 Temmuz 1937 tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 10
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

İttihat ve Terakkide o;ı“ sene Azerbaycanda ;İın İttihatçı Yazan: Eski Tanin Başmuharriri Muhittin Birgen Azerbaycanda ilk mücadeleyi ilim diline ve kitabına karşı gelenlerle yaptım. Ve herkes Azeri dilinin yükseltilmesine çalışmak icap ettiğine kani oldu.. BON POSTA (SON POSTA nın TARİHİ TEFRİKASI —32 — Yazar: |ÜN Rasim Özgen l , İ | Biraz sonra kapı M tarfmd an bir güültü îşitildi. Kanat Bu müşkülâl) gördüğüm zaman, ev- welâ, ısrarlara mağlüp olarak orayâ ne maruftular. Sabire gelince, yeni za- man şairi olan bu yaman adamı karşım- B hızla açıldı ve mabedin içi zabitler ve askerle doldu gittiğime pişman oldum. Fakat, dön -|daki en katı cahiller bile benimsemiş- meğe de imkân bulunmadığı için bü- |lerdir. tün gayret ve dikkatimi toplıyarak bir| Bunları ortaya attıktan sonra iş kan- sene olsun oturmaya karar verdim. |diliğinden kolaylaşır. Çünkü Türkiye Bereket versin ki ben Azerbaycana, 'türkçesi denilen şey de bu dört şairin muhitin büsbütün yabancısı olarak git- / kullandığı türkçeden başka bir şey de- < Hiş değildim. Tifliste bir buçuk senelik | Şildir. Bu mesele üzerinde yaptığım üç — fkametim esnasında Azerbaycana ait |konferans esnasında ortaya bir takım bütün meseleleri öğrenmiş, cereyanları 'sualler atarak bunlar etrafında müna- fanımış, insanlar hakkında uzaktan hi-|kaşalar çıkarark gösterdim ki İstnbul küyelerle olsun bir takım malümat sa- bibi olmuştum. Bundan başka, ayni muhit içinde lâf anlar, ilimden haber- dar insaşlar da vardı. Bunların irfan ve iz'anlarına dayana- — Tak çalışmaya karar verdim ve kendi- me bir program yaptim. Program şu tdi: Evvelâ, İstanbul Türkcesine kargı, komünistler arasındaki husumeti yen- Mmök ve Azerilerle Türkler arasında iki Türkce olamıyacağını anlatmak. Sahniyen, siyasi adamlarla resmi mü- Hasebetler haricinde, her türlü şahsf münasebetlerden kaçınınak ve bunun — İçin de datma işimin çokluğundan bah- |— sederek haddizatinde yalan olmıyan bu — bahanenin arkasına saklanımak. Salisen, her kim bana siyasetten bah- sederse, benim siyaseti sevmediğimi ve bir hayli zamandanberi ondan uzak- — İaştığımı söyliyerek hiç bir siyast mü- — Makaşaya girmemek. Bunun bir de — Mahzürü vardı: Komünistler, ilmi si- |— yaşetten ayırmazlar ve siyasi olmıyan — İnsanları sevmezler, Arada sırada, ben- den ilmi siyasileştirmek te istiyecek - lerdir. O zaman da kendilerine benim yabancı olduğumu söyliyerek bu sıfat- la siyasete karışamıyacağımı, siyasete karıştığım zaman vazifemi hakkile yar Pamıyacağımı anlatmak suretlle mu - kabele etmeği kararlaştırdım ve bu programa son derecede dikkatle sada- kat gösterdim. Bu dikkat, bu muhitle Mücadele mecburiyeti, beni fevkalâde yordu. Fakat, müşkülâtla mücadeleyi seven ve artık pişkinleşmiş bir adam olduğum için, bunda zevk de bulduğu- müu söyliyebilirim. Azeri gençliğinde gördüğüm ilim aşkı, sıcak ruhlu tale- belik te bana ayrıca bir şevk ve heves , Wwerdi. Bir müddet beni tereddütle seyre- den muhitin, iki ay sonra bana, karşı gösterdiği hürmet ve muhabbet de bu şevk ve hevesi arttırdı. Bu suretle, Ba- küda bulunduğum on dört ay içinde hayatımın en kesif bir çalışma devresi- ni yaşadım. İlk mücadeleyi Türkiyenin ilim ve Giline ve kitabına karşı gelenlerle yap" xı_ııı Fakat, bunda bir mücıdeley; de- ğil, münakaşa yolile hülül usulüne mü- racaat ederek harekel ettim. Bunun için henüz işe başlarken «Türkçenin bugünkü hali» diye bir konferans serisi yaptım, Azerl;ayun, Rus usulünde münakaşalı konferansla- Tı pek sever, Ben de bu tarzda bir kon” ferans yapıyor ve kendi tezimi izahtan sonra dinleyenler arasında bir münaka- Şa açıyordum, — Kullandığımı taktik şu oldu: Füzuli, Seyyit Azm, Vâkıf, Sabir, Azeri şairleri midir, değil midir? Bun- ların Azert şairi olmadığını kimse iddia — edemez. Fuzuüliyi Azerbaycanda tanı- -— Miyan insan yoktur. En küçük köylü- nün bile dilinde Fuzulinin, biraz bozul- müuş şekilde de olsa, bir kaç gazeli dola- — gir. Vâkıf ve Seyyit Azm o kadar mün- — teşir ve maşhur olmamakla beraber ge- saretem eee şsesARAA aresseaA ea sa ada AAA Ev kadınının şeker kuponu: Ev kadım, taze yemiş mevsimi geçmeden kilerini reçal ve şurupla doldur. Bu kuponları 30 gün neşredeceğiz. Onları hergün saklayınız. 30 tanesin! bir seri halinde biriktirip idaremize gotirenlere ve gön- numara vereceğiz, Banra ulusal — ekonomi ve munun İstanbul şubesi tarafından tayin olunacak bir günde bu numaralar ara- sında kur'a çekilecektir. İlk 28 numaraya yirmişer kilo, müteakıp 25 numara- ya onar kilo, bundan sonraki $0 Dumaraya beşer kilo, 280 numaraya da ikişer * detenlere — bir kilo şeker vorilecektir. türkçesi, Azeri türkçesi diye bir şey yoktur. Belki de müşterek bir edebi dil, bir de yer yer tehalüf eden halk şive- leri vardır. Bunları gösterdikten sonra da Kası- mof ve Dadaş gibilerinin zihniyetlerini yıkmak için bu şairlerden bir takım parçalar alıp kendilerine okudum ve anlamadıklarını itiraf ettirdikten son- ra bizim yeni edebiyat neslinin hece vozinli şiirlerini okudum ve bu de - fa da bunları tamamen anladıkların: onlara itiraf ettirdim. ettiğini anlattım. Azeti halk şivesini onlar gibi söyler bir halde bulunuşum da bana ayrıca yardım ediyordu. Ede- biyat dilini halk diline indirmek kabil olmayip, bilâkis halk dilini edebiyat di- line çıkarmak icab ettiğini kendilerine anlattıktâan sonra nasıl Türkiyadeki halkcılık hareketi türkçeyi değiştirmiş ve onu arabca ile farscadan bir hayli temizlemişse Azerbaycandaki halk hs- reketinin de aynı şeyi yapması icab e- deceğini onlara kabul ettirdim. Esas |- tibarile, ilim bakımından çok doğru ö- lan bu tezi ortaya atar ve bunun etra- fında münakaşalar çıkarırken araya, basit kafalı Insanlar: mağlüp etmek mec buriyetinde bulunduğum için, biraz da demapoji karıştırırdım. (Arkası var) Mürettiplerin deniz gezintisi Mürettipler Cemiyetindet: «Türk Müret- tipler Cemiyeti>, hasılatı cemiyetin yardıma muhtaç Azasına ve emektarlarına sarfedilmek üzere bir deniz gezintisi tertib etmiştir. Gezinti ağustosun 28 inol cumartesi günü gecesl yapılacaktır. O gün saat 10 da Şirketi Hayriyenin 68 numaralı vapürile Köprüdan hareket edilecek ve Boğaziçi ile Adalara gi- dilerek gece yarısına kadar eğlenilecektir. Matbuat uğrunda gayret gösteren, bu fe- dakârlar menfaatine tertib edilen gerintiye | cemiyet mensubininden başka bir çok kim-| selerin ve münevverlerin iştirak edecekleri | şüphesizdir. Kırkağaç İcra Memurluğun- dan : 987-11 Kırkağaçta Riza Dolmana ezgayri masraf «126» lira vermeğe borçlu sabık Kırkağaç Kaymakamı Ali Fuat namına tastir kılınan ödeme emrinin borçlunun ikametgâhi meç- hul bulunduğu mübaşirin meşruha- tından ve müteaddit defalar yapıan arama nelicesinden — anlaşılmış ol- makla ilânen tebligat icrasına karar verilmiştir. İşbu ilânın neşri tarihin- den itibaren on gün zarfında borç- lünün itirazı varsa bildirmesi ve yine bu müddet içinde mal beyanında bulunması aksi takdirde borcu kabul ad etmiş n.zarile bakılacağı ve öde- me emri makamına kaim — olmak üzere ilânen tebliğ olunur. <4228>» kesiniz, arttırma kuru- Haai ö ee Gent li İi x v Bu sırada, bir gardiyan, kapıdaki de- likten içeriye baktı. Rüstem, onun bak- tığını görünce, gardiyanın kendisini çıplak görmemesi için kapı tarafındaki duyara dayanarak saklandı. Gardiyan.. elbiselerin yerde sürük- lendiğini görünce, mahbusu aradı. Gö- remedi, Meraka kapıldı. Yavaş yavaş kapıyı açtı. Aralıktan başını uzattı. İki larafa bakarken, boynunun sıkıldığını.. hücrenin içine doğru çekildiğini duydu. Bağırmak istedi; fakat boğazından ses çıkmadı. Kapının içine, boylu boyunca uzandı, kaldı. Rüstem.. ayaklarının dibine yuvarla- nan gardiyana baktıktan sonra, acı bir tebessümle güldü: — Parmaklarımı o kadar sıkmadım; ama herifin canı pek yufka imiş! Hık gemeden, birdenbire, çıkıverdi. Dedi. başını kapıdan uzattı. Koridor loştu; ortada kimse görünmüyordu. Yerde düran yaş çamaşırlarını, sür'at- le giydi. Höcreden fırladı. Eh.. gün ar- tık onundu. Şimdilik, ellerinden başka müdafaa ve taarruz âletleri yoktu. ilk önce geçecek adamdan, kılıç, hançer tedarikine mecburdu. Yürüdü, Dehlizi geçerken, hizmetçilerinin, belki de Giv- le, Hurapın orada, kapıları yanyana duran odalarda olduğunu hatırladı. On- lara seslenmemek için kendini güç | zaptetti. Onlara seslenmek, hattâ ka-| pılarmı açıp onları serbest bırakmanın | zamanı değildi. Dar koridorlarda, si - lâhsız bir kalabalık, onun istediği gibi hareket etmesirle mani olabilirdi. Rüstem.. elli adım yürüdükten son- rTa.. dehlizi dönünce durdu. Biraz öte- de, bildiği kale avlısı görünüyordu. O- nı acıkmıştı. Putun etrafina, ekmek, (için arkası üstü uzandı. Saatlerin geV — tereyağı, kımız vesaire gibi yiyecek - / rnesini beklerken, vücuduna — ral 4 lerle dolu kaplar konulmuştu. Bun -| geldi. Gözleri kapandı. Uykuya daldi. İ lar, ilâhıin namına nezredilmiş şeyler-/O, böyle tatlı tatlı uyürken, rüya BÖ — di. Ertesi günü, Kâhinler - tarafından | rür gibi bir takım sesler duymaya bü$” ğ fukaraya dağıtılacaktı. O, bunların ö- |) 4, Bu şesler, biraz sonra mabedi *N nüne oturdu. Karnını güzelce doyur -| inde dalgalanmaya başlayınca, büyük — du. Ondan sonta du heykelin içine gir- | yi0 heyecanla, gözlerini açtı. Telâişla â* di. Kulağı kirişle, beklemeğe başladı. | 5. fıyradı; fakat çabucak * Rüstem.. biraz sonra, girdiği kapı tarafmdan bir gürültü geldiğini düy - du, Kapı açıldı. mabedin içi zabitler - le, askorlorle doldu. O, öturdüğü yer- de, putun kolayca sökülebileceği dire- gini, gözlerile araşlırırken, ötekiler de: T G Kİ e e e ıBu.'ag)a gı:lmzmîtir.ı Bu kapıdan gir- | Palini düşündü. Bir müddet endişe S A miş.. büyük kapıdan çıkmıştır.» gibi|çinde kaldı; fakal aradan yarım saüf * — münakaşalar içinde, heykelin içini yok|Beçince, kimsenin gelmediğini lamayı hatırlamadan büyük kapıya doğ(endişesini unuttu. Dışarıda ne olduğu” Tu yürüdüler ve biraz sonra çıkıp git -|nu görmiye de o kadar merak ediyor * tiler, Rüstem, geniş bir nefes aldı. du ki, nihayet dayanamadı. Başını pi Rüstem.. tehlikeyi, böyle kolaylık-tun kenarından uzattı; baktı. Ta savuşturunca, biraz istirahat etmek (Arkan ver) gee 5| topladı; çünkü mabedi dolduran cemaâ- — tin dua okuduğunu anladı. Muhakkak bir dini âyin yapılıyordu. Rüstem.. cemaatten birinin bir mü” nasebetle heykelin içine gelmek ihti “ İnhisarlar Umum Müdürlüğünden : I — Malatyada tesis edilecek Tütün Atölyesi binası ve müştemilâtı kapalı zarf usulile eksilt- meye konulmuştur. H — Keşif bedeli 360231,67 lira, muvakkat te- minat 18160 liradır. Hi — Eksiltme 3-VIN-937 tarihine rastlıyan Salı günü saat 15 de Kabataşta İnhisarlar Levazım ve Mubayaat Şubesindeki Alım Komisyonunda rada, epeyce silâhlı insan vardı. Bu kadar silâhliya hücum etmeyi muvafık bulmadı. Ona, ilk evvel,bir, nihayet iki adam lâzımdı. Bunlardan, bitinden na- sıl olsa, bir kılıç alabilirdi. Rüstem.. böyle düşünerek geri dön- dü. Bu defa, koridorun aksi tarafına yü- rüdü. Yan taraflara sapmadan ilerledi. Dehiizin nihayetinde bir kapı ile kar- şılaştı. Kapıyı yavaş yavaş itti. Kapı, gicirdayarak açıldı. Burası, bomboş, büyük bir yerdi. Zâl oğlu, büyük bir dikkatle ilerledi. Duvarın önünde ko- caman bir put görünce aklı başına gel- di. Bu put, büyük ilâh Tübiliyi temsil eden tahtadan yapılmış bir heykeldi. O, böyle büyük tahta putların, içleri- nin boş olduklarını biliyordu. Duvarla putun arasındaki aralığa girdi. O taraf, hakikaten açıktı ve oradan, putun bir ük odaya benzeyen içine girilebilir- di, Demek, ki gündüzün cephesini gür- düğü mâbete yan kapısından girmişti. Rüstem., bu keşfini yaptıktan son - re, büyük kapıya doğru yürüdü. Onu aralıklayıp harice baktı. Bir kaç ssat evvel gördüğü şeyleri.. taracayı, kale duvarlarına tırmanan — merdivenleri gördü, Burada kimse yoktu. Dikket et- tiği bir şey de güneşin arlık gurup et - mekte olduğu idi. . Rüstem.. kapıyı kapayarak geriye döndü. İlâh Tubitiye doğru yürürken kendi kendine şöyle — düşünüyordu: Gündüz gözile bir şey yapamıyacaktı. Acele işe şeytan karışabilirdi. Belki de, gardiyanı ortada göremiyenler, onu a- ramışlar ve kendi hücresinde bulmuş- lardır. Bütün muhafızlar ayaklanarak kendisini aramaya başlamışlardır. Tek rar o taraflara giderse, herhalde, on - larla karşılaşacak ve her taraftan sarı- lacaktır. Al sana bir mücadelel Bir gü- rültü! Netlicesi şüpheli bir iş! Halbuk! | » o, şimdilik, gürültlüye pek meydan ver mek istemiyordu. Eh.. onlar, onu ara - mak için mabede de gelirlerse iş de - ğişirdi. Burada, hiç olmazsa, İlâhtan sökülecek direkler.. şuratla burada yağ dolu toprak kaplar.. hattâ duvar kena- rında büyük taşlar vardı. Bunların hep si, sırasında işe yarayabilirdi. Rüstem,. gece olmasını, hattâ gece - nin ilerlemesini beklemiye.. ondan son ra harekete geçmiye karar vergi, Kar- Sötöye nn 5a gll nee BN E ö el 1 el yapılacaktır. IV — Şartname, keşifname, proje vesair münaka- sa evrakı 18,02 lira mukabilinde hergün İnhisar- lar İnşaat Şubesinden ve Ankara Malatya Baş- müdürlüklerinden alınabilir. V — Müteahhitlerin Nafıa Vekâletinin 937 se- nesi müteahhitlik vesikasını ve lâakal 200000 liralık bir binayı taahhüt etmiş bulunduklarına ve bizzat Mimar veya Mühendis veya yukarıdaki şeraiti haiz bir Mimar veya Mühendisle şerik ol- duklarına dair noterce musaddak vesaiki eksilt- me gününden en az 3 gün evveline kadar İnhi- sarlar İnşaat Şubesine ibraz etmeleri ve eksiltme- ye iştirâk edebileceklerine dair vesika almaları lâzımdır. VI — Mühürlü teklif mektubu, kanuni vesaik, şartname, keşifname vesair lüzumlu evrak ile eksiltmeye iştirâk vesikası ve muvakkat teminat akçesini ihtiva edecek olan kapalı zarflar eksilt- me günü en geç saat 14 e kadar yukarıda adı ge- çen Alım Komisyonu Başkanlığına makbuz mu- kabilinde verilmiş olmalıdır. “4158,, Nafıa Vekâletinden: 1 — Eksiltmeye konulan iş: Eirzincan ovasının şimal kısmında mevcut Nof> gÂh, Bulazıkgöze, Çermik ve tevabil bataklıklarının kurutma ameliyatı. Keşif bedeli 155,680 liradır. 2 — Eksiltme: 28/7/937 tarihinde çarşamba günü saat <l15» de Nafıa Vekâletit” de Sular Umum Müdürlüğü Su Eksilime Komisyonu odasında kapalı zarf usulilt apılacaktır. 3 — İstekliler; eksiltme şartnamesi, mukavele projeti, Bayındiflık işleri genel şartnamesi, fenni şartname ve projeyi «7» lira «79» kuruş bedel mukabilinde Sular Umum Müdürlüğünden alabilirler. 4 — Eksiltmeye girebilmek için isteklilerin «9034> «Ilrahk muvakkat teminei vermesi ve 50,000 liralık Nafım Su İşlerini taahhüt edip muvaffakiyetle ine ve bu kabil su işlerini başarmakta fenni kabiliyeti olduğuna dair Nafik Vekâletinden alınmış müteahhitlik vesikası ibraz etmesi, 4 İsteklilsrin teklif mektuplarını ikinci maddede yazılı #aatten bir enat evvelipf kadar Sular Umum Müdürlüğüne makbus — mukahilinde — varmalari - Mâcımdık — Postada olan gecikmeler kabul ödilmem — <97 — <4übü

Bu sayıdan diğer sayfalar: