9 Kasım 1937 Tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 14

9 Kasım 1937 tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 14
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

SON POSTA Yazan: Ziya Şakir Bir gün hemşiresinin sarayına giden Abdülhamid, o zaman bir caziye olan Nazikedayı görerek sevmiş ve onunla bir aşk macerasına girişmişti Bu münakaşayı da gene kısa bir sü- de Abdülhamidin dairesine yollamış- küt takib etmişti. İşte bu süküttan son” tı... Abdülhamid, sevgiisini” görünce ra, Nedim ağa derhal arka cebinden emsalsiz bir sevinç içinde kalmış; ona küçük bir rovelver çıkarmış: derhal muhteşem bir daire hazırlat- mıiş.. artık o günden itibaren diğer göz- delerini ihmal ederek Nazikeda ile ya- şamıya başlamıştı. Nazikeda, Abdülhamidin bu muhab- — Sus, Bana dil uzatma., yoksa bu- nula seni ebediyyen sustururum, Demişti. Ve rovolveri, Firuz ağanın Üzerine çevirmişti. Firuz ağa, yerinden kımıldamamıştı. Dudaklarında acı ve muhakkirane bir tebessüm olduğu halde: — Sen iyi bir adam olsan; efendimi- zin haremi hümayununda silâhla gez- mezsn. Ayıb değil mi sana tulumbacı- lar gibi silâh taşıyorsun?, Diye söylenmişti. Fakat son kelime- zaketi, terbiyesi, ve bilhassa herkesin kalbine hulül edecek derecede sevim -| liliği ile, Abdülhamid sarayının hâki - Mesi oluvermiştir ve bu aşkın mahsu- lü olarak ta, (Ulviye sultan) dünyaya gelmiştir. betine cidden liyakat göstermiştir. Ne-| «Karisruhe» son sistem bir hafif kru-|falihli kumandam olan ben Son Postanın tefrikası: 94 Denizlerin Makyaveli Kaptan Bum - B Çeviren: Ahmed Cemaleddin & Leopard iki İngi'liz kruvazörü ile karşılaş harp ederek düşmanlarını batırmak iste kendisi denizin dibini boylamıştı Bunun üzerine « Wolf » un zabi -|vazzuh etmeden gitti. fan ve efradının — ailelerine — bir| «Leopardsın böyle esrareng mektub — yazılarak — bakılışa — göreşrette gaybubetinden sonra İf « Wolfe un feci bir âkibete uğramış| «Orkades» adalarile Norveç $i olacağı bildirildi. Geminin sureti ziyaı|sındaki mıntakaya mayn döf hakkında müteaddid şayialar döndü: |nazarı dikkate alan Alman bö) Münekkidler muhtelif nazariyeler ser-|zareti abluka hattını yarmak dettiler, ekseriyet «Wolfe un da tıpkı|nizaltı gemilerinden başkatlt «Karisruhe» kruvazörünün başına ge- dermenin faydasız olduğuna £| len felâketle karşılaşmış olduğu fik- ' diler. rinde idi. Halbuki bu korsan gemile Harbin başlangıcında «Karlsruhe>|rincisi ve en şöhretlisi «Mövt kruvazörü «Karaib» denizinde ve At- / duruyordu ve ben Çin denizii las Okyanusunun bu havaliye civar'kaptanı «Singapur» isyanının mıntakalarında — akına — başlamıştı.| vik ve mürettebi ve tuzak f? vazördü ve «Rio Negro>» vapuru:kömür kumandasını ele almış bulüf! nakliyesi olarak kendisine vefakat edi-| Fazla olarak bir şeyler yapfü yordu. den kendimi göstermek arzu$) «Karlsruhe» iki sefer düşman pemi- ' tutuşuyordum. Evet bir şeyle lerile karşılaşmış ve gecenin karanl:>|caktık, yapmalı idik!... Peki ğında vaki olan bu tesadüflerde kru -/zaman?.. İşte bu suali hergül nin son harfini ikmal eder etmez; silâh patlamış, tam ağa ,kanlar içinde yere serilmişti. Öteki ağalar, birer feryad koparmış- Abdülhamid, bu kızını son derecede| vazörün düşman tarafından görülme- sevmişti. Evlâdlarına karşı daima ağır'sine ramak kalmıştı. ve ciddi davranan Abdülhamid, Ulvi-| Bir gün öğleden sonra «Karlsruhe»- ye sultanı dizlerinin üzerine bastıra-| de ani bir infilâk oldu ve zahiri hıçbir Tak onunla oynamaktan büyük bir zevk| sebeb yok iken kruvazörün torpille- kalbinden vurulan Firuz kendime soruyor, bir an evVi açılamadığımdan dolayı adeti makl oluvordum lar; birbirini çiğniyerek odadan fırla- yıp kaçmıya başlamışlardı. Nedim ağa- a ya gelince; © da odadan fırlamıştı. Elin- saadeti uzun sürmemişti. de tabanca olduğu halde: Bir gün Abdülhamid, ava gitmişti.' — Efendimiz, nerede? Efendimiz, ne-| mişti. Fakat Abdülhamid, bununla da| Henüz dört yaşlarında bulunan Ulviye| n:d»_ * iktifa etmemişti. sultan da, anneşinin odasında idi. Ka- Diye, bağıra bağıra koşmıya başla-| — Evrakı, bir kere de şeyhülislâm dın, piyano çalıyordu. Küçük sultan da, mıştı. Ve, garib bir tesadüf eseri ola-| tetkik etsin. Şer'i kararını versin. kendi kendine oynuyordu. rak; tam bu sırada; mabeyin dairesin - Demişti. Şeyhülislâm kapısına gön- (Arkası var) ve saadet hissederdi. Fakat onun bu den, harem dairesine gelmekte olan| derilen evrak, yatsı zamanına doğru Za .slanbul borsısı kasanı; fiatları 8 -11- 1937 Abdü'hamid ile karşılaşmıştı. isde edi Abdülhamid, Nedim ağayı bu vazi- m vıdı:w Evraka merbut yette görünce, birdenbire — şaşırmıştı.| — -Elcevab: — Kısası lâzım gelir.» Derhal rovolverini çekerek, Nedim a- Denilmişti. UA [ Baya nişan almış: Nedim ağa, ertesi sabah, Beşi ÇEKLER z , İş ktaş ka- | — Orada dur. Kımıldanma, diye ba- v Ki ŞOT Btnedü y ;ıır::::’“u karşısında, salben idam e- Aştış Kasruiş İl l . L 450) V3 5) Nedim ağa; elindeki rovolveri, Ab- âdi: Tni İ n * Bi e CA saır 1,8) dülkamidin ayaklarının altına - fırlat- nu": :lîgr;!xw.:n'"îlndn sükü- 2334 — 23.5918 l tıktan sonra, yere kapanmış: #damirn sitâh ':.'- Te biş 132200 15887 — Efendimiz.. o, beni tahkir etti. Be Baştir hat vekla CK GT Karanat, T is endimiz . o, retti. Ben madığı için başmüsahib Tahsin ağa ite,'| atına 8746 de onu öldürdüm. [ırkıda.ilın olduğu halde, Nedim ağa- | Cenevre $ 3, 625 Dive bağırarak hıçkıra hıçkıra ağla- / nn silâhinı haber vermedikleri — için j Setya a ) miya bM*.X. Müsahiblerden Hüsameddin, Rasim, | pasterdam H ıı:î;i Abdülhamid, mühim bir hâdise ce-| Halil, Şakir, Saffet, Rüstem ağalar, er- | vışdaa 415) reyan ettiğini anlamıştı. Sağ elinde TO-'tesi gün Plevne ismindeki küçük vapu- | Madrid ğ SD 6 volverini tuttuğu halde, sol elile Ne -/'ra bindirilmişler; (Hicaza) göüderile- | Beriin DESİZ dim ağayı kaldırmıştı. Aralarında, şu|rek orada müebbeden ikamete memur | YSrora d kısa muhavere geçmişti: edilmişlerdi, | W 6181 — Kimi öldürdün, İfedımî Abdülhamid, kızlar ağası makamına, Ş * 4325 — Firuz ağayı. Beni tahkir etti. Yaver ağayı getirmişti ve o günden iti- e DŞ | — Böyle, koşa koşa nereye gidiyor-| baren de harem dairesinin inzibatına |* Mi İ dun? bir kat daha ehemmiyet verilmişti. A SRÜ YT — Size geliyordum, efendim. Silâhı- * LSHAM ; mı teslim edecektim. Beni, ne isterse- v ; ASA İT AR z niz yapın? diyecektim. Abdülhamid, kadınları sevmek — ve' Ü Meva <Mi Abdülhamid, kısa bir düşünce geçir- gok hürmet göstermekle beraber, on-' =du a. ..) ., a mişti. Gürültüyü duyan tüfekçiler, ha- | AT1 Simarimaktan çok ictinab ederdi.'| A Şm. & 60 vaden| Y0 n || rem kapısının önüne birikmişlerdi.| Ytlidesi, pek genç yaşında, 11269 ta- | Bomonti - Nektar 1L1 | Hepsi de ellerini silâhlarına dayamış- M] veru_"d“" vefat etmişti. Ga- | Aslan cimente wse lar; tetik üzerindelerdi, ribdir ki, az bir zaman sonra, hemşire- | $ gankası VAĞl Abdülhamid, başımı onlara çevirmiş:| * Cemile sultan da, ayni felâkete uğ- aa v Telefon l ; yermişti. u 65 — Ağayı alınız. Bir yere kapatınız. f'y“('îmışh,v || Htthas ve Değir. | Fakat keynıdune dokıî'nmıyınıî. de-| Abdülhamid; öksüz kâları oğlu ile kı- | Şerk Detirmeni ?:s 02 Mişti. zıinı, Sultan Azizin dördüncü kadını, | Ttztes — AZA A Abdülhamid, derhal mabeyinci Os-| (Presto kadın efendi) nin dairesine B TUKGA LLAR vermişti, Bu kadın, bu iki Çocuğa kendi man beyi çağırmış: z e ” e bir cinayet Vvar. Katil, 9: evlâdı gibi şefkat göstermiş; onlara mevkuftur. Zabıtaya ve adliyeye heber| *Süzlüğü hissettirmemişti, veriniz. Resmen tahkikat ve muhake-|, Hünkâr, o kadar minnettar olduğu me icra edilsin. Katilin cezası da ve- bu kadma, bu parlak ve şerefli ünvanı rilsin, diye, irade etmişti. vermekle beraber; ona hiçdir. zaman ÖĞ Derhal, Beyoğlu mutasarrıflığına| SKi valide sultanların imtiyazlarını Azatila 1 gü 049 haber gönderilmiş. Polis müfettişi (M.| “*Psetmemişti. 1 vadeli » 20 Bönen) yıldırım sür'atile saraya gel-| Muhteşem bir daire tahsis etmişti. N pe. ö dü mişti. O tahkikata başlar başlamaz, ar-| Maiyetine, kâfi derecede adamlar ver- SEİRİ $eti kasından da iye nazırı ile müddel-| mişti. Fakat, ne sarayın, ve ne de hü- umumüi ve müstantik te yetişmişti. — | kümetin işlerine zerre kadar müdahale Abdülhamid, adliye nazırımı huzura' ettirmemişti. celbederek: Abdülhamidin ilk zevcesi, (Nazjik — Yarın akşama kadar, bu cinayetin eda) kadındı. Bu kadın ile, şehzade- kanuni muamelesi bitirilecek. Adliyej liğinde sevişmişlendi. Nazikeda kadın, heyetleri, Malta köşkünde işlerini gör-| Abdülhamidin hemşiresi Cemile sul- sünler, diye, emir vermişti. tana, düğün hediyesi olarak takdim e- O gece, polis tahkikatı bitmişti. Er-| dilmiş bir cariye idi. Bir gün heııışı'reaı tesi gün de, bidayet ve Istinaf mahke-| sinin sarayına ziyarete giden Abdül- maeleri heyetleri Malta köşkünde top-|hamid, bu tatlı buğday renkli ve çok lanmışlar, katili, «derecatı mehakim>-|sevimli cariyeyi görür görmez onu sön den geçirmişler. Bir takım «esbabı mü-| derecede sevmiş.. Onunla, bir aşk ma- yeddede» göstererek, Nedim ağanın ida| cerasına girişmişti, mına karar vermişlerdi. İkindi üzeri,| Cemile sultan, çok geçmeden bu ma- bu mahkemelerin kararı; temyiz heve-|cerayı haber almıştı. Günün birinde, tine sönderilmişti. Karar, tasdik edil-| Nazikedayı giydirip kuşatarak, şehza- , TAHVİLAT 1 Türk altını * | 1 Banknot Os. B KEMAL ALTIN İŞLER Kadın, erkek ve askeri terz si "[ka"Bsğenilmiyou elbiselerin bedeli iade edilir. Karaköy Neceti bey Caddesi N, 79 |filvaki biraz sonra «Wolf» «Kiel» lima-|| — kimse ilan «See Adler»e isimli yelkenlisinin karşılaşmış ve harp ederek düşmanla- rinden birisinin kendiliğinden ateş al- miş olduğu görüldü; infilâk o kadar şid-| BİR BAHS NETİCESİ EVLİ detli olmuştu ki koca gemi ikiye bö-| VE FİNLANDİYA MACER lünmüş ve mürettebatından yarıs: telef h olmuştu. Ben «Möve» nin kumandas «Karisruhe» ye refakat eden — «Rio yılı ikinci kânununun birinci | Negto» kömür gemisi kruvazörün sağ' almıştım. (Arka kalmış olan mürettebatını toplamış ve -— kruvazörün ikinci süvarisi «Rio Neg- ro » kumandayı — ele ak — bul| Bir Doktorun vapurla İngilizlerin abluka hattını||/ Günlük sal yarmıya ve Almanyaya avdete muvaf- T fak olmuştu. Notlarından Maamafih «Karlsruhe» nin feci âkı- betini uzun müddet gizli tutmuş ve Gene romatizma hattâ kömür gemisi «Rio Negro» nun Meselesi avdetinden sonra bile hakikat halktan ve düşmandan gizlenmişti. Maksad da düşmana akıncı korsan kruvazörünün bizzat kendi torpilile batmış olduğunu bildirmemekti. Binaenaleyh «Wolf» un tıpkı «Karls- ruhe» gibi bir kazaya kurban gitmiş elmasından endişe ediyorduk. Herhal- de şurası muhakkaktı ki «Wolf» daki arkadaşlarımızı tekrar görmekten he- pimiz ümidimizi tamamile kesmiştik. Halbuki ağustosta aldığımız bir tel- siz «Wolf» un bâsübâdelmevt sırrına mazhar olarak birdenbire ortaya çık- da: Gd " mış olduğunu hepimize bildirmişti ve Gdörlüde vücedili Romatizma meselesi artık tamaf yal bir hastalık haline gelmiştir sa umumi harb sonu tabal malizma o zamana kadar ehemmiyetini tekrar iktisab Tunuyor. Hâd romatizma ile müzmin arasında çok fark vardır. rın ayrı birer hastalık old çokları iddia etmektedirler. tizma için çok bir şey söy Bundan da ayrıca — bahi müzmin romatizma bugün dar her tarafa yayılmıştır Kİ runa girerek funda demir ediyordu. Eski ve candan dostum Kont «Felix Von Luckner» in akılları durduran maceralarına gelince, bu son seneler zartında bu maceralar bütün cihanda duyuldu ve hayretle karşılandı. Dostu- mun ve artık şöhreti tarihe geçmiş o- düşmanlara verdiği zarar diğerlerini gölgede bırakacak derecede ehemmi - yetli olmuştur. Dünya kurulalıdarberi hiçbir korsan cesur dostum «Luckner» kadar cür'etkârane maceralara atılma- puru «Yarrovdale» nin yeni ismi idi. Bu — düşman gemisi korsan kruvazö- rü haline ifrağ edildikten sonra Fon «Leffert» isminde bir arkadaşın ku- mandası altında denize açılmıştı. Gidiş © gidiş oldu ve hiç birimiz «Leopard>- dan bir daha bahsedildiğini işitmedik. Bazıları bu geminin bir İngiliz denizal- | tı gemisi tarafından ihtarsız toı-pıdo-ı lanmış olduğunu iddia etmişlerdi. n iğime göre «Leopard» iki İngiliz kruvazörü ilel Nöbetci Eczaneler rını batırmak isterken kendisi dibi boy- lamış imiş... Maamafih « Leopard »m sureti ziyat bugün bile kat'i bir surette iaayyün etmiş değildir. Ölülerden tabil . bir havadis beklenemez, « Leöğard » | gokarişi, Kadıköy, A i işinde diriler de bu acip sırri aydınlat-|İ| Üsküdarda: (Selimiye), & ._ madılar, yahut aydınlatmak istemedi-|| saf, Kadıköyünde: 'ı",:,ul' ler. hülâsa bu mesele de bir türlü ta-,| Büyükadada; (Halki, - tada: (Hüseyin Hüsnü), monciyan), Pangaltıda'

Bu sayıdan diğer sayfalar: