28 Kasım 1937 Tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 10

28 Kasım 1937 tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 10
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

-— Son Posta'nın tefrikası: 57 Yazan: Ziya Şakir Bir gün Maslak köşkünün boğaz cihetindeki duvarının dibinde maktul bir hünkâr yaveri bulunmuştu Doktor Bayram efendi, deyip de geç-|dalya kabul etmemişti. Hattâ Abdülha-;man geçmişti ki saray halkının pek az miyelim, Ah bu adam, sarayın ne mü-|mid tahta çıktığı zaman diğer bcnde;:â-ikısmuıııı vakıf olduğu kanlı bir hâdise him bir tipi idi, İri gövdesi, kulakları-|nı gibi ona da rütbe ve nişan verdiğil vukua gelmişti. Ha kadar geçen narçiçeği al fesi, giyin-|zaman, derhal hünkârın huzuruna çık-| Mmesindeki, gezmesindeki, yürümesin-| deki, söyleşmesindeki — garabetleri ve| bilha: Abdülhamid nezdindeki e-| hemmiyetli mevkiinin verdiği gurur ile daima asık duran çehresi; sert, kt- Sa, kat'i ve emri andıran nafiz sözleri- ie, görülecek bir adamdı. Kendisi, mektebden yetişmek şu ta-| rafa dursun; lâyıkile okuyup yazmak bile bilmezdi. Vaktile, askere alındığı zaman, sevkedilmişti. Orada, bir doktorun ma- iyetine verilmişti. Her halde meraklı bir adam olan bu doktor, o havalide a- sırlardanberi cari olan tedavi usulleri- ne merak etmişti. Otlarla, nebat kökle- rile, dağlama suretile yapılan bu teda- vi üsüllerini tamamile ğ Bayram efendiye de öğretmişti. Bay-| ram efendi, doktorluğu bu derecede elde ettikten sonra, Mekkede eski bir Arab hekiminden (Tıbbı Nebevi) yi de tahsil etmişti. Malüm ya, Hazreti Mu- hammede atfedilen bazı nebati ilâçlar- Ja tedavi usulüne, bu ismi veriyorlar. rendikten s0 (allâme) kesilmi tanbula gelmişti. Ve Abdülhamide şehzadelik zamanında tesadüf etmişti. Ve bu garib adam, şehzadenin üzerin- de çok nafiz bir tesir husule getirmiş- ti. İşte o zamandan itibaren de Abdül- hamidin hususi bendegânı sırasına gir- m Ne kadar hayrete şayandır ki; Abdül- hamid hususi doktoru; (Mavroyani pa-| şŞa) nın hakiki ilim ve fen kudretine ne kadar inanır ve balğanırsa, Bayram e-| fendiye de © kadar itimad ederdi. Hat- tâ, Mavroyani paşanın verdiği reçeteli ilâçları uzun uzadıya tedkik ettiği hal- de, Bayram efendinin ot köklerinden tertib ettiği devâları, hiç tereddüd et- meden kullanır; zerre kadar çekinmez- di. Bayram efendi, âğeta saray doktor- larının ve saray eczanelerinin müthiş bir diktatörü idi. Onun emniyet ve iti- fMmadını kazanmıyan hiçbir doktor bir parmak bile ileri gidemezdi, Aynı za- manda, verdi; hükümler de, gayet kat'i idi, Onlara itiraz etmek mümkün değildi. Onun en zıddına giden şey, (mikrob) bahsi idi. Yanmda, hiçbir doktor mikrob hakkında bir fikir be- yan edemezdi. Şayet böyle bir söz açıl- sa; Bayram efendi derhal kaşlarını ça- tar: — Ben, elli sehedir doktorJuk ediyo- rum. Daha ömrümde bir kere — bile mikrob denilen mahlüku görmedim.. derdi. Bayram efendi, (operatör) leri, hiç sevmezdi: — Onlar, insan kasablarıdır. Derdi. Ne gibi sebeb ve ihtiyaç ile olursa olsun; insan âzalarından birinin kesilmesine şiddetle itiraz ederdi. O- nun fikrine göre; insanın her hangi bir uzvunu kesmek; Cenabıhakkın yaptığı binanın bi? köşesini hedim — ve tahrib etmek demekti. Bu ise, doğrudan doğ- ruya Cenabıhakka karşı İşlenmiş bir ci nayetti. Pek çok defa, Mavroyani paşa ile de mücadeleye girişmişti. Zavallı Mavro- yani paşa; hem Abdülhamidin gözdesi, hem de bir ilim adamı olduğu halde korkak tabiati yüzünden, doktor Bay- ram efendiye karşı mağlübiyeti kabul da bu adam çok zeki, çok ti bilirdi. Eğer Mavroyani gibi bir ik rütbesile birçok elmaslı ni- şanlara malik olması; işden bile değil- di. Fakat bu kurnaz adam, ne en küçük “bir rütbe ve ne de bir tek nişan ve ma-| girmi miş: — Ben, rütbe ve nişan âşıkı değilim. Şu fani dünyanın saadetine tama ede- rek de senin yanına gelmedim. Sana hekimlik etmek şerefi, bana yeter. Öm- rümün sonuna kadar böyle kalmak İi terim. Eğer verdiğin rütbe ve nişanları şeri almazsan, şimdi yatağımı toplayın- ca saraydan çıkıp giderim. Demişti. Onun bu sözleri Abdülha- Hicaz ve Yemendeki kıt'aluı|mıdm son derecede hoşuna gitmiş; ar- k ona bütün kuvvetile itimad etmiş- İşte, hünkârın üzerinde bu kadar ü müessir olan bu adam; Naime sultan meselesinden sonra, Abdülhamidin bu şiddetli hareketlerine - sebebiyet ver- mişti. FECİ BİR DÜELLO Bu vak'anın üzerinden, kısa bir za- RADYO Bugünkü program 28 İkimciteşrin 927 Pazar İSTANBUL Öğle neşriyatı: 12.30: Plâkla Türk musikisi. 12.50: Havadis. 13,5: Beyoğlu Halkevi gösterit kolu tarafın- dan bir temsil, Akşam neşriyatı: 18,30: Plâkla dans musikisi. 19: Safiye; Keman ve piyano refakatile, 19,30: Konfe » rans: Selim Sırri Tarcan (İnsanlar ve hay- vanlar, aksel munte), 19,65: Borsa huberleri, 20: Müseyyen ve arkadaşları tarafından Türk müsikisi ve halk şarkıları, 20.30: Hava raporu, 20,33: Ömer Rıza tarafından arabea söylev, 20,45: Muzaffer İlkar ve arkadaşları #arafından Türk musikisi ve halk şarkıları, (Bast ayarı), 21,15: Orkestra; 1 - Luligini: Bailet Egyptien, 2 - Grossmann: Osardas, 3 - Borodin: Dans les steppes de L'Asle cen- tral, 4 - Brahms 3 Danses Hongroises, 5 - Behubert: Serenade, 22.15: Ajans haberleri, 22.30: Plâkla gololar, öpera ve operet Dar- çaları, 22.50: Sön haberler ve ertesi günün programı, Yeni nmeşriyat ı Binl A Bd da yi Halk şairleri hakkında küçük notlar — Eminönü Halkeyi neşriyatıdır. M. — Halid Bayrı tarafından yazılmıştır. Nöbetci EFezaneler Bu gece nöbelçi olan cezaneler şanlar - dır: İstanbul cibetindekiler: Eminönünde: Agop Minasyan, Patih Şehzadebaşında: Asaf, Karagümrükte: Ali Kemal, Bakırköyde: İstepan, Aksa - rayda: Etem Pertev, Fener Balatta: Hü- sameddin, Beyazıdda: Asadoryan, Kü - gükpazarda: — Necati, Alemdar Ankara caddesi: Neş'et, Yedikulede: — Teçfilos, Şehremininde: Ahmed Hamdi. Beyoğlu cihetindekiler: Şişli Pangallı: Nargileciyan, Taksim- de: Limonciyan, İstiklâl caddasinde: Del lasuda, Tepebaşında: Kinyoli, Galatada: Hüseyin Hüsnü, — Kasımpuşade: — Vamıf, Hasköy Halicoğli' Barbud, Beşiktaşda: Nall, Sarıyerde: Nuri, Tarabya, Yeniköy, Emirgân, Rumelihisar, Bobek, Arnavud- köy, Ortaköy eczaneleri. Kadıköyde: Hulüsi Osman, — İskele caddesinde: Saadet, Üsküdar: — Merkes, Heybelinda; Tomadis, Büyükada: Mer - kez. İküşnada e Bir gün, Maslak köşkünün Boğaz ci- hetindeki duvarının dibinde kanlı bir 400;0& bulunduğu Şişli polis karakoluna haber verilmişti. Karakolun serkomi- İseri Ahmed bey, derhal yanına bir iki memur almış, bir arabaya atlamış, İçak'a mahalline Bgitmişti. Görülen man- zara, cidden feci idi. Göğsünde hünkâr :yaw».r,er'uıe mahsus sırmalı kordon ta- şıyan bir piyade yüzbaşısı, kanlar için- de yere serilmişti. Elbisesi, kesici bir âletin darbelerile ik deşik edilmişti. Gene bu âlet ile dirilen kuvvetli bir darbe, ba- şını yarmış; hurdahaş etmişti. Maktulün hünkâr yaveri olması, i- şin ehemmiyetini büsbütün artırmıştı.' (Arkan var) —— —. — GEKrage TF L CAO SAÇ BAKIMI Güzelliğin en birinci şartıdır. PETROL NİZAM Kepekleri ve saç dökülmesini tadavi & - den tesiri mücerreb bir ilâçdır. Beyoğlunda Taksimde mukim ve tütün in- hisar idaresi sigara fabrikasında müstah- dem Nuri vekili avukat İbrahim Enüstün ta- rafından Fatihte İtfalye caddesinde — Çinili odalar sokağında 6 No da Müyesser aleyhi- ne mahkememizin 937/604 Nolu dosyasile a- çılan nez'| velâyet davasında; Müddelaleyhin ikametgâlı meçhul olması hasebile dava ar- zubali ilânen tebliğ edildiği halde cevab ver- memiş olduğundan 24/12/937 saat 14 muha- keme günü olarak tayin kılınmıştır. Mumal leyh Müyesserin mozkür gün ve saatte mah- kemeye gelmesi veya bir vekili kanuni gön- Germesi ve aksi takdirde hakkında giyab ka- Tarı İttihaz edileceği tebliğ makamına kaim olmak üzere Hân olunur. Ölçü üzerine Fenni Kasık Bağları Mide, barsak, böbrek düşkünlüğüne Fenni | Korsalar ||i letiyenlere ölçi tarifesi gönderilir Eminönü İzmir sokağı Tel. 20219 ZAHARYA Oreopulos Taklitçilerden sakınınız. Mahallesi Sokağı No. Üsküdar Selâmiali 29 Üsküdar Haci hes- nahtun İhsaniye İhsaniye Beylerbeyi Abdul- iahağa Bostancı 'Tekke 29 B Kireççi Bostan 11-15 8 bin Dereboyu Küçükyalı Cinsi Aylık kirası -Kira müddeti Lira 5 81/5/938 Ev » , » 6 Bostan ve baraka Bostan Se. 100 1/11/940 G dünkü maç —a ODünkü maçtan Yunanistanın — tanınmış - takımlarından Enosis, dün Taksim stadyomunda — takviyo- N Güneş B. takımile bir maç yaptı. Havanın oldukça fena ve maçın da evvelden lâyıkile reklâm edilememesinden dolayı seyirci ade- di gayet axdı. Çamurlu sahada iki laraf da bir oyun tutturamadılar. Bu yürden maç sevksiz ol - du. Oyuna Güneşlller başladılar. 19 uncu dakikada sağdan gelen topa Me- lNh kafa ile çıklı. Kaleci yanlış bir hareket yaptığından top kaleye girdi. 28 inci daki « kada sağ açık topu ortaya gönderdi. Önü baş duran sol açık Murad yavaş bir vuruşla 1 - kinci gölü attı, 32 inci dakikada Yunan kale- si önüne biriken oyuncuların arasından ku! tulan top sağ açığa geçti. O da sürdü. Ya vaş bir şütle sol köşeden Enoais'in birinçi go- dünü attı. Devrenin sonlarına doğru bir frikik cezası çekeceği sırada hakeme karşı gelen sağ mü- dafi oyundan çıkarıldı. İkinci devrede onun yerine bir diğer ar- kadaşı geçti. Güneş takımında değişiklik Ol- du. Reşad, Yusuf, Salâhaddin, Kemal, Re -| şad, İhsan arkadaşlarının yerlerini aldılar. Oyun devam ediyor. Güneş adamakıllı hâ kim.. Eaosls kalesi çember içinde. fakal teh Hkeli hiç bir hareket olmuyor. 23 üncü dakikada Safa topu 18 pas ha - rlelnde tuttu. Hakem İrikik verdi. Merkes muavin çekti. Üst köşe direğine vurdu. Geri dönen topu Safa çok güzel kurtardı. Bir a- zalık Yunan kalecisi birbir arkasına — güzel kurtarışlar da yaptı. Maç 2 - 1 Güneşin galibiyetile bitti. Güneş: Safa - İİhami, Hrista, Daniş, Muh terem, İbrahim, Abdurrahman, Ömer, Me - Uh, Murad, Niyazi. Hakem: Nihad Bekdik (Galatasaray) Fenerbahçe - Bnasis Yunanistanın Enosis takımı bugün Tak- gim stadında Fenerbahçe ile karşılaşacak - tır. Fenerbahçe bu —müsabakaya en sağlam kadrosile çıkacaktır. Müsabakaya on birde başlanacaktır. İstanbul llg Şşampiyonasının dördüncü baftası Oyunlarına bugün Taksim, Kadıköy ve Şeref stadlarında devam edilecektir. Fenerbahçe . Sülı Lig maçlarının en sağlam takımlarından olan Fenerbahçe bugün Taksim — stadında Yanan Enosis takımlle de oynayacağına gö- —a ae aai şeeasanene Eğlence şehirl (Baş tarafı 7 inci sayfada) noda bakara, rulet oynanan büyük bir sa- lon, onun yanında bir bar, karşısında d sinema... Oyun salonu gündüzleri dörtte açılı- yor; meraklıları da pek çok... Onların ço- hu da kadın: Giyinişleri, saçlarının kesili- gi, taranışı, rengi birdenbire göze çar- pan, pek süslü, pek boyalı kadınlar... Yalnız oyuncular pek o kadar hovarda değil, Yirmi ley, ki on sekiz kuruş kadar tutar, onu ya kırmızının, ya siyahın üs- tüne koyup bekleşenler; ellerinde kalem kâğıd, çıkan numaraları bir yana yazan- lar, çıkacak olanları da ona göre hesab edenler, iece bir riyaziye ilmi gibi ku- mardan servet bekliyenler.. sorsanız, gö- nül eğlendirmek, vakit geçirmek için oy« nadığını söyliyenler de olur ama pek . nanmayınız... Hemen herkesin gözlerin- de bir koyup otuz altı kazanmak, bir gün- de zengin olmak hırsı tutuşuyor. Sinayada uzun uzun oturmak isteyen- ler, ya on on beş günlük otel paralarını öneeden yatırıyorlarmış; yahud da kazi- noya hiç uğramıyorlar. Zira bir günde zengin olayım derken birçoğu ceblerinde ne var ne yok hepsin! yarım ssatte boşal- 2M. Yukarıda mevki ve cinsleri yazılı yerler kir: beşte Kadıköy Müdürlüğünde ihaleleri yapıla: tıp çıkıyorlar da ondan... Taliine güvenip, gözü kapalı, biyer nu- maraya para koyanların arasında, belki milyonda bir, kazananlar da oluyor. üneş B takımı Yunan takımını 2 - 1 yendi Yunanlılar bugün Fenerbahçe ile karşılaşacaklar, zevksiz oldu bir enstantane re bugün Süleymaniye ge hangi takımın' maç yapacağını bilmiyoruz. Fenerbahçenin Süleymaniyeye karşı B ta kımile maç yapacağı söylenmektedir. Lig maç larını en nazik bir zamanda yalnız Pener « bahçenin değll, hiç bir takımın ihmal etme- mesi Vâzımdır. Galatasaray - İstanbulspor Geçen hafta Beşiktaşla yaptığı maçın son dakikasında berabere kalar Galalasa - rayın kaybettiği tek puvanı telâfi için çâ - Hşacağı ümid edilmektedir. İstanbulspor'un henüz kendini toparla - mamış olmasına rağmen hiç bir vakit ih - mal edilmiyen bir takım olduğunu biliyoruz. Güneş - Beykoz Dün yazı oyuncusunu Yunan — takımına aş olan Güneşin bugün olduk « vaziyette olan Beykos karşısın- da biraz zorluk çekeceğini kabul etmek l4 - zımdır. Güneş - Beykoz maçı gününe rastgelirse haftanın en güzel ve heyecanlı oyunu ola - bilir. Bugün karşılaşacak olan diğer takımlar şunlardır: Vefa « Topkapı, Beşiktaş - Ryüh Askeri liseler voleybol ikinettiği Askeri liseler arasında yapılan — senelik jvoleybol müsabakalarının ikinciliği için Bah riye ile Kuleli takımları dün Beyoğlu Hal - kevi salonunda karşılaştılar. Neticede Deniz lisesi 15 -8 ,1$ -18,15 4 11 İle müsabakayı kazanarak ikinci oldu. İstanbul mmtakası ikinci rekdiği İstanbul mıntakası ikinci relsi Weemi A - taman'ın yerine bölge muhasebecisi Muhtar Uygur'un getirilmesi kuvvetle mühtemeldir. Muhtar Uygar mintaka ikinci rels vekili olarak dünden itibaren vazifeye başlamış- tır. Beyoğlu Halkevi turnuvaları Halkevi tarafından tertib edilen valeybol turnuvalarına bugün öğleden sonra devam edilecektir. En mühim müsabaka Galatasarayla - W 141 arasında olacaktır, Bakırköydeki maçlar Bugün Barutgücü alanında: Rarutgücü Davudpaşa spor klübünün A. B. O. takımla- TI karşılaşacaklardır. Ve gene; Bu klüblerin voleybol takımları bir maç yapacaklardır. erinde 60 gün Hoş, onlar da bu gece kazandıklarını er- tosi günü kaybetmeğe mahküm ya, o da aşka... Fakat ben bir akşam Sinayada Jbirisini gördüm: Oyun masasınım üstüne bir sepet koymuş, kazandığı fişleri onun içine dolduruyordu; oyun bittikten son- ra da para almak için fişleri gene öyle sepetle kasaya götürdü!.. Şeytan ba ya, insanın aklına neler getiriyor. Haniya, bir zamanlar Yüksekkaldırımda, şemsiye üstüne üç tane iskambil kâğıdı dizip: — Çok koyan, çok kazanıyor!.. Diye bağrışanlar vardı; polis geliyor mu, diye içlerinden birisi serketecilik, e- der, köşe başlarını beklerdi; şemsiyenin etrafında toplanan zavallıları hevese ge- tirmek için de gene içlerinden birisi, san- ki yabancı İmiş gibi oyun oynar, ne za- man elini iskambil kâğıdının üstüne ats& bir tane papas bulup çıkarır, paraları dâ alırdı. Onun gibi böyle sepetle kazanan örünce insanın içine tuhaf tuhaf heler doğuyor. Dağlar, dağ yolları çok güzel. bu serin çam ormanları, hep sevişen insanların, başları birbirinin göğsünde, kendilerin” den geçmesi için yaratılmış; zaten de he- men hemen yalnız buna yarıyor. Saray çok muhteşem, gezmek için ay- Tıca izin alınıyor. Kaplıcalar, dinlenme yerleri de var. Fağat yolcu, yolunda ge- rek... Kemal Ragıb a

Bu sayıdan diğer sayfalar: