19 Ocak 1938 Tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 7

19 Ocak 1938 tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 7
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

“> SÖON POSTA ir t “ Ben bir Tımarhanede V. 4 * * : w'h' ziyaretçisini bekliyenler mahzunlaşıyorlar. 'Ağızla- ösinde adan oturmuşlar, başları kapıya dı &özleri parlıyor, sonra kendileri yerine çağırılanın bir baş- kazı olduğunu anlayınca mağmumlaşıyorlar. Röportajı yapan: *Tercüme ve iktibas hakkı mahfusdur! Tımarbane Pi - işlarışıde doğrü ilerliyör. Beriki pa- - V eline alıp kaçıyor: Ma, | tezsen seni evlendiririm &- e ş Söy'eme | 'EÜY. bana böyle şeyler —O ,,, ©* babam darıl Ö hat arılır.. — Bekl'de pabuçları ver.. Tetek yağıı ETİYOrum ama.. s0 l mi?, m bozuldu. iyen telefon işliyor: biaa ” Aksaraylı Yusuf, Ma- İad... Elhasıl ziyaretcisi ge- Kony, iltyalı N ' Bidiy 'abil ç larmı l'h::_“' koğuşta kalanın pabuç- Gkit iler liyenler ')“_I'dıhe ziyaretci 3Çnadan / Azunlaşıyorlar. :-rı hm_y"fıîîınnz oturmuşlar, Sti Parlır, Gönük., her zil sesinde göz Yor, sonra kendileri yerine bek- arını İr başkası olduğunu anla- Mağmum! yi | laşıyorlar. Rörüp avdet edenler o::;: Ellerinde paketler güle gü- "uY;nlıı- ve en samimi ar- ân, Snlatmağa başlıyorlar.. Valide gelmiş, sizara getir- da gelecek. Söz verdi. — Be rmesini söyledim. heye d tembih ettim. Perşem- h'“].""hk beni alacak. Artık iyi- h:&mq:ymı kalmadı. h"'huk söyledim.. bana güzel bir ki lım hu.y':&leşmuğe başladı. lar — somurtuyorlar. kar ) li iyan İzzet bir türlü : Veremedi... Pijamalı hastaya da ziyaretci- p Çü:k.»t Börüşmesine müşaade a kü“hndısini «Bey» gör- ııBill'ılıııdeıı ziyaretcilerle ini birer birer muaye- - p, Pilamalıya pasta filân ge- z Te üne ikram etti.. baj h:hh di.. Tübir Caizse, etekleri Shyor: elinde iki kese kâğıdı.. miş Bükın İ Bana _k'"- bey babam ne gelir: %hhh";h—u Yok.. vermem.. i konüştuğum, — fakat bir İ ka SaMadığım hasta, ayak ucum- Mit yti Haya gie'SAk açmıyor. Gözlerini bir â,,_““ıı. dalgın dalgın düşünü- sevinçli gördükce Yo » tane tane, güyet tat- Bitürmuy nn ü ları baş- | Ya balığı suratlı Hüseyin Ona ziyaretci gelme- | 'Yor, * Yavaş ;“;“'ql Bözlerle bata bakı- İl marhane kaçkınıyım!,, ziyaret günü Faruk Küçük bahçesi — Cananım, bana mı söy diyar. t... Bir sigara vereyim mi?. » Cananım.. n aldığım gazete kâğıdına alardan bir tane ikram edi- yorum. şim adın ne senin?.. — Cananım benim adim mı?.. — Evet, Sananım, aldanmiyorsam benim adım ı aldanacakmışsın? — Üyle ya cananım.. bana fani di- “yorlar ama.. acaba ben sahiden fani mi- İyim? e bileyim ben cananım.. ben ç ama neyim? Sonra acaba ölü müyüm, diri miyim? — Dirisin.. — Yapma cananım. Ya isem? Belki de burası cennettir. Ah nerede olduğumu anlıyabilsem! Gardiyan İzzet de yanrmıza sokul- müş, kıs kıs gülüyor. Herifle biraz daha konuşsam oynata- cağım.. gardiyan da bunu anlamış ol- mahı ki lâkırdıya karışıyor: —- Faruk, Fani'nin bir şeyi yok(ur.' Onun ilâcını ben biliyorum. Bu sözlet üzerine Fani'nin gözle parlıyor: — Evet cananım diyor, benim bir şe- yim yok. Benim hastalığım cismani de-! güdir; ruhanidir, ruhani.. şişman, to-| rlak, tombul bir İstanbul kızı beni| eder. Doktorun güzel bir kızı varmış ' *yorlar, acaba bana verir mi der niz? Gardiyan İzzet işin alayında: | Neye vermesin, fakat ben sana' aha iyi bir kız buldum. — Kimi buldun cananım? — Tanımazsın.. gayet zengin, iki a- partırmanı var.. hamamı var, tarlası var. Evlenir misin? Olmaz cananım, ben yalnız dok- torua kızını istiyorum. Onun kızı çok güzelmiş. — Neye başkasını iştemiyorsun? — Doktorun kızını alırsam babası bana hergün mahallebi gönderir. Üste: lik pabuçlarımı da kimse alamaz, kaşı- ğımı da.. Bu defa söze ben karışıyorum. İzzete yavaşca: — Nesi var, neye gelmiş? diyorum. Gülerek: | — Kendisine sor... diyor. Fani bey, seni ne demeğe buraya geltirdiler?.. — Sorma canan mezlikten buraya g dürüne kızmı: sorma, Çekeme- Baktı, memuriyetinden olacak, aç Jacak, beni dalavere ile yakalatarak — Sen ona ne yaptın? — Arkası var -— DdD n *|Voda tutmak istiyenler üç ay evvel müra- |diş fırçası, Amerika oteller kralı Hitz kimdir, nasıl yetişti ? Amerikanın en muazzam sekiz oteline malik bulunan bu adam, işe asansörcülükten başladı Çok fakir bir Avusturya muhacirinin eğlu olan Mr, Ralph Hitz sön seneler i- çinde Amerikan sosyetesinin en dikkate değer simalarından biri olmuştur. On beş yaşında işe başlamıştır. İlk va-| zifesi asansöreülük idi. Sonra bulaşıkcı- hk, ağçılık, kahvecilik, otobüs biletciliği yapmıştır. Bugün Amerikada sekiz muazzam © telin yegâne sahibidir. Üç sene evvel iflâs halinde bulunan bu müesseseler bugün Amerikanın en mü - him ve en yüksek otellerindendir. Bu o- tellerden geçen sene Mister Hitzin elde eylediği kâr: 15,420,000, safi kârın mik- darı ise: 3,570,000 dolar idi. Hitzin muvaffakiyeti 0 derece yük - sektir ki senenin herhangi bir mev minde otellerden hiç birinde boş bir oda | bulunmamaktadır. Bu otellerden birinde | eaat etmektedirler, Bu muvaffakiyetinin sırrı mı nedi Basit, Mister Hitz mükemmel bir orga- nizatör ve ayni zamanda mükemmcı bir insan sarafıdır. S. M. müşteri!.. Mister Hitğin otellerinin «Amerikanın en iyi idare edilen» otelleri sıfatı larının başlıca sebebleri şunlardır: 1 — Otel teşrifat memurları, müşteri | yorker otelinin asansörcülerine ve garsonlarına ders — verilirken henüz ismini fişe dercetmeden kendisine | ismi ile hitab ederler. 2 — Asansör memurları müşterirerin sigaralarını yakmak için çakmak kulla. nırlar, ! 3 — Lüks daireler kiralayan müstori-| ” ler, kendi isimlerinin başlıklarını taşıyan ! moektub kâğıdı ve zarfları alırlar. ş 4 — Sabah kahvaltısı ile beraber oku- ında bulunduğunuz herhangi bir şehir gazetesi gelir. 5 — Rejim takib eden derhal hususi yemekler he 6 — Bazi Mmüşterilere orlanır. jsz gelen Müşteriye pijama, un vesaire verilir, | 7 — Elbiseler bergün ötü >,ve p".'.-: talonun cebine bir kutu kibrit konur. 8 — Yatak, yorgan ve yastıklaz müş- terinin arzusuna göre hazırlanır , 9 — Otole gelen Mmüşterinin - çocuğu veya çocukları varsa, çocukların duğum günlerinde tebrikâtta bulunulur. 10 — Otele ikinci yahud üçüncü defa gelişinizde ayni tarzda oda isteyip iste- mediğiniz sorulur. Ayni oda istenilmez se sebebi hakkında otel müdürü derin! tahkikat yapar. 11 — Otel her müşteri için bir tarihçe tanzim eder. Bunda müşterinin her ar - zusu yazılıdır. Tekrar — ötele — gelişinde müşteri adetâ evinden fazla rahat edor ve kendi zevkine uygun bir muhit br- -— |bombardıman edildi, Amerikalıların Pa- İdurmadan tevsi ediyorlar. Şimdi tâ Si- İsene Japunyada 2 Vemin bulunuyor. Amerikanın kendisine Yacağına emindir. 2000 maddelik bir nizamname!. Mister Hitz bir nizamname tanzim et. miştir ve bunu her bir öotelinin müdürüne vermiştir. Bu nizamnamenin 2,000 Ka ü İNT 5 SO e İEDAYMNENA seveağ mad-| Fakat iyi bir Rusya patlam Büyük Okyanus —taf-ihiıî i en büyük deniz harbine şahid olacak mı? arasında çok wuhtemel bir harb nasıl cereyan eder ve ne gibi netice- ler verebilir ? ponlar Çinde ilerliyorlar. Şanghay nay harb gemisi batırıldı. Uzakşarkta harb, bütün şiddetile devam ediyor. Görünüşe göre bu harb sadece bir Çin - Japon harbidir. Fakat, hakikat bundan ibaret değildir. İşin içinde bir ırk mese- | lesi var, Japon dahiliye nazırı A.mlnlı Suetsugu'nun sözleri henüz — unutulmuş | değildir. Şu halde acaba büyük Okyanus bir harbe şahid olacak mı? * Japonya harita üzerinde küçük bir le- kedir. Mesahal sathiyesi 675,000 kile re murabbamı geçmez. Fakat Japo: 20 inci asrın bidayetindenberi muhtelif mahallelerle güneş imparatorluklarını birya önlerinden Hindistan önlerine, A- | vusturya adalarına kadar uzanmış bulu- nuyorlar. Japonların siyasetlerinde asla gizli bir | şey yok. Her arzularımı ve hisle çıktan açığa söylüyorlar ve sö; ni yapıyorlar. Milletler Cemiyetin ettüler, Deniz anlaşmasını bozdular. İk- tısadi bir seferberlik ilân etiller, Şimdi | de harbediyorlar. Japonyanın nüfusu 1815 senosinde 25,000,000 idi, Bu rakam 1910 da 45,000,000 ve 1938 de de 71,260,000 olmuştur. —Her | 00,000 çocuk âoğı ürücü hızla artar am, — bunları tadır. Bu başdı fasu yerleştirecek yer |: besliyecek gıda lâzım. Böyle olduğu halde bugün Japonya, | İngiltere - Sovyet Rusya - Amerika gibi dünyanın en muazzam üç kuvvetinin or- | tasında bulunuyor. | 18834 de gene bir nutuk söyliyen Ami- ral Suetsugu Rusya ile Amerikanın Ja- ponyayı ihata etmek istediklerini pe 1931 de mşehür tayyareci Lindbergh'in karı- sile Japon adalarında yaptığı uçuşlarda gasusluktan başka hiçbir maksad gü diğini iddia etmişti. O zaman bu sözler, büyük bir gürültü çıkarmıştı. Japonya bugün deniz ve hava filosuna nisbetle bir hayli yüksek olan tonaj ve tayyare adedine frağmen. kendişinden korkmuyor. Amerikanın 15 zırhlı, & tayyare gemi- si, 30 kruvazör, 216 tarpido, 85 tahtelba- 2,885 tayyaresine mukabil Japonya- nın 9 zırhli, 4 tayyare gemisi, 25 kruza- zör, 112 torpido, 37 tahtelbahir ve 1670 tayyaresi var. Amerika — filolarında 30,5 luktan 40,6 lığa kadar 148 topa mü- kabil Japon filolarında 355 luktan 40,6 hığa kadar 88 top mevcud. Amerika donanması nasıl rakam iti- barile Japonyaya karşı kayabilecek bir vaziyette ise, Asya topraklarında Sövyet ordusu da Japonyaya karşı durabilecek bir vaziyettedir. «set-ups» demektedirler. Bu maddelerin en şayanı dikkat olan- larından dört tanesini nakledelim: 1 — Bir müşteriye gelen mektublar dâima müşterinin eline verilmelidir. Ka. rısı yanında olsa dahi ayni veçhile hare- ket edilir. 2 — Erkek müşteriler daima isimleri ile çağrılmalıdırlar. Yanlarında bulunan kadınlar tanınmayorsa iş değişir “O tak- dirde sadece «Mister» demeli, 3 — Barda viski ısmarlıyan müşteriye viskiyi şişe ile vermeli. İstediği kadar içer. 4 — Erkek müşteri otele erkek veya adın bir tanıdığını gelirip onu gizlice odasına misafir elli ise hiç ses çıkarma- mah. Fakat faturaya müşteri — adodine | göre flat yazılmalı. | Mister Hitz büyük bir müstebiddir. | tarafı vardır. O da her söy- | Fakat Araki « ki o da Amira? Suetsuğu'nua başka bir nev'idir - bir A« merikalıya: «Soövyetler Japonların canı« nını sıkmakta devam edecek l Japonlar Sibiryayı bir odanın sinekleri kovar gibi Sovyetlerden te lemeğe mecbür olacaklardır. demişti. Bu da Japonların bir harbden asla çe« kinmediklerini göstern Mançukoyu alır almaz bir dak kaybetmeden hep şimale müte mak üzere durmadan şoseler, de ları, sevkulceyşi mevziler inşastı dir. Bugün her Japon şunu biliyor ve ina- , | niyor | Japon mutlaka Ruslarla bir - delfa daha çarpışacaklardır. Bir anda Vladi- vostok teç edilecek ve Rus'ar Bay gölüne kadar geri atılacak. Fakat bu iş öyle kolay Belki bugün Sov, bir taarruz y ldir olak erin Uzakşari pacak derec Fakat Japoön taarruzu karşısın. yapatnaz mt? Tadivostok'ta- recektir? unu da | n ki Japonların 300,000 — müteorrız askeri — karşısında 800.000 müdaefi bulacaktır. Velhasıl bu karışık vazi < şu gsözleri söyli et karşısında riz: vatanseverlik — ve a n kaydetmediği kadar müdhiş bir deniz harbine namzed kılı- Fakat rakamlar, sahilden 5000 kilo- tetre uzaklıkta böyle bir harbin vuku- bulmasına şimdilik imkân vermiyor, a İşin kara tarafına gelince, esasen Çin- de harb cereyan etmiyor mu? meri nusu (Renâ Maine . Pariş Soir) Pertevniyal lisesi mezunları cemiyeti kuruldu - Pertevniyal Lisesi — Mezunları, Halzevinde toplanarak Mezunlar Ci tinin kurulmasını kazarlaşlırmışlğt ve mü- teşebbis hey'etten Naki Tezelin cemiyetin gayesinin ne olacağına dair verdiği izahati — dinlemişlerdir. Verilen Hahattan sonra hazırlanan ni - —— zamname okunmuş ve kabul edilmiştir. Ya- pılan intihapta: Fahri Reisliğe mekteb mü- dürü Edib Ergüven, Relsliğe Necati Volkan, — umumi kâtibliğe Naki Tezel, muhasibliğe Necmi, veznedarlığa Kemal, âzalıklara Ka- vi, Necdet, Onör hey'etine de Lise Başmu « Avini ve felsefe hocası İhsan Raşld, coğraf- ya hocası İhsan İlhami ve Müdür muavini Fazil seçilmişlerdir. Kurümün merkezi Pertevniyal Lisesidir. — Boğaz medhalinde gemi enkazıvar Karadeniz boğazının Sünne ağzına 43 mil uzakta her biri 40 kadem uzun- luğunda ve seyrüseferi tehlikeye koya: cak gemi enkazı görülmüştür. Tehlike- den kaçınmaları vapur — acentalarına bildirilmiştir. —e ea aa |desi vardır. Amerikalılar bu maddelere|lenen sözleri dinler... Yeni bir şey tat « bik edecek olduğu vakit onu ilk önce bizzat bulunduğu Newyorker — otelinda tatbik eder. Amerikada atelciliklte en mühim, en na- zik mesele ekredi meselesi>dir. seven bir otelci müşteriye İstediği vermek mecburiyetindedir. Mister Hitz şu usulü tatbik c tedir: Zenginlere hürmet ve itimad... ”j Mister Hitz, müşterilerinin çek ile te. diyede bulunmalarını kabul eylemiştir. — Fakat müşterileri büyük bir tedkik ve mürakabeden geçiren hususi memurları vardır. Müşterinin — sıkıntıda duğu hissedilir. edilmez * hemen bulun- ona — İekredi. teklif edilir. Fakat, ayni zaman- da hayatı, şerefi ve itibarı hakkında sür'atle tahkikat yaptırılı. Herhalde tediyeyi üç dört gün geciktiren müşteri

Bu sayıdan diğer sayfalar: