19 Mayıs 1938 Tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 13

19 Mayıs 1938 tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 13
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

ise SON POSTA — AT İİ (Her hakkı mahfuzdur) Kafesten uçan kuşlar © Serkomiser yarı şaşkın: > iv Alish belâsını versin! Serkomiser: «Bu yanı şimdi mumi muavini ise cesedleri gördükten onra yukarı, salona çıkmıştı. Kendisi- rür görmez tanıdım. (Valide sul- n gerdanlığı) meselesinde tahkika- tı idare eden genç adliyeci idi. Bu tesa- süf doğrusu adam di boşuma gi O da memnun olmuştu. Serkomiseri se- lâmladıktan sonra gülerek yanımıza geldi ve hararetle ellerimizi siktı, Rıdvan Sadullaha: — İki biçarenin ölümü ile neticelen- meseydi sizinle tekrar beraber çalış - mak fırsatını verdiği için bu vak'aya bayaği sevinecektim, dedi. Ne menhus iş değil mi? Serkomiser atıldı: — Diyebilirim ki hayatımda rastla- dığım en belâh vak'alardar biri. İnsan- lardan başka işin içine cinler, periler de karışiş Hay Allah belâsını ver- sin! - Bir an evvel meselenin iç yüzünü yor. kavramak arzusile sabırsızlandığını an mi Rıdvan Sadullah bahsi kısa i: — Arzu ederseniz, hemen isticvabla- ra başlıyalım. Ev halkı ile görüşürsek zannediyorum ki bir hayli karışık görünen mevzu biraz basitleşecek. Serkomiserle müddelumumi muavi- ni de bu fikirde idiler. Evvelâ maktu- lün kardeşlerinin çağırılması kararlaş- tı. Serkomiser polis memurlarından bi- rini zabıt kâtibi olarak bir köşeye o - turttuktı an sonra kapıda bekliyen nö - . Bu yazı şimdi yazılmış. Bi- Ya, yet iyi hatırlıyorum, yazı o z0- m ik Ne diyeceğim, perili konakta oy- im. a e Taki, Muamma gittikce daha me: silerek mukabeleye hazırlandı, Bini, ha buna imkân vermedi. Bunu ü- Kendimizi menedemiyorduk. ei başlıyan Rıdvan Sadullahı takib ver zaman ilk karşılaştığımız > Zavallı kız bir kanapenin üs - — ik bir yay gibi üzerimize hü- ve kızı odasına götürdükten sonra isi üç erkek kardeşinden oldukları neticesine vardı. e idiler, Ailenin üç erkek ço-| ki ülüp elle tutulur bir varlığa wi Pomiser Rıdyan Sadullahın ten- Gönderilmesini istedi. Bundan yim e vadiyeti anlattı. Zabıta Meşin, li iyeye keyfiyetin ihbar edil- Bu İntizaren bu şayanı hayret piri mahküm eden suç sarih adreslerini bırakmak İka arasina uzaklaştılar. np elriler de dahil olmak üzere © iin in bildirir mesini tembih etti. V8 parmak izi memurunun diye m Mv karanlıkta aşağı inerken fe- m inle duvarın bu kısmını aydınlattı” mevcud olsaydı muti, aka görür - Ew Ocam, sen bu işe ne diyorsun? ! San Sadullah gülümsedi: bir faciada eşhas arasına böyle ay ramen karışmasaydı doğrusu şa- bir hal alıyor. | ös iser alnında biriken ter tane- İrini kattan yükselen mahud dkp de belki beşinci defa duyuyor- İN en Pakat her defasında sinirlenmek- Serkomiser kaşlarım çatarak aşağı acakimış gibi bir hareket yaptı, son- aşi sallıyarak merdivenleri çık - hi o iğ se salonun kilitli kapısını Selma hanımın acınacak hali m Müteaddid defalar baygırllıklar meşe bitâb yatıyordu, Bizi görünce bo- Kili Kendisini teskin ve odasına Ye ikna etmek hayli müşkül Serkamiserle Rıdvan Sadullah düler. Üçümüz birden sölona ae yaptığımız ufak bir ted- bükün misafirlerin salondan dı-|& Bayyg dakları ve orada şimdi de| Demek facin esnasında ev dahilinde bulunanlar hizmetçi! den baş-| Ve maktulün tabiri (le asabi bir 8eçiren valide... Bunlara bir de Mahi deri hayaleti ilâve etmek lâzım geli- li *vvelâ Eyüb polis merkezine “derek. perili konağa üç dört Polis müdüriyetini buldu. Nö - İle parmak izi memurunun Müimere talep etti, Ayni 7a - Muvafık olacağını anlattı. Wretle tahkikat safhasının baş - ça ik Perdesi kapanmış oluyordu. gece yarısını çalıyordu. —4.— e Polis merkezinden istediğimiz gelince misafirlerden arzu Üy EVİ terkedebileceklerini bildir- aa pen beş on dakika içinde bilâis-| m yi Tm eakip serkomiser memurları i noktalarına nöbetci dik- cianın haber verilmesi m dışarı çıkmamaları lâzım sonra Rıdvan Sadullahım tek* Tunun, müddeiumumt ile zabıta intizaren hem biraz hava e di mz doyurmak ü- p” 3 maa çi ip Sütcü e bip dikin açtırarak glelâ- A Bezi m bir şeyler yedikten mini Müay düğümüz zaman müddei- Pa ile zabıta doktorunu İzi uk. Op memurunu iş başında di, beş dakika evvel gelmişler- da Parmak izi memuru aşağı” Yanında idiler, Müddeiu- Bugünkü proyram İSTANBUL 19 Mayıs 1938 Perşembe Öğle neşriyatı: 1230: Plâkla Türk musikisi. 1250: Hava- dis, 13.09: Plâkla Türk musikisi. 13.50: Muh- telif plâk neşriyatı. Akşam neşriyatı: 18.30: Spor ve gençlik bayramı: Hâmid Öz- Yüksek Öğretmen okulu direktörü. Tâkla dans musikisi. 19.15: Spor mu- sahabeleri: Eşref Şefik. 19.55: Borsa haberle- ri, 20: Sadi Hoşses ve arkadaşları târafından Türk musikisi ve halk şarkıları. 2045: Hava raporu. 2048: Ömer Riza tarafından arabca söylev. 21: Radife ve arkadaşları tarafından Türk musikisi ve halk şarkıları, (saat âyarı). 2145: Orkestra. 2215: Ajans haberleri. 22. 30: Plâkla sololar, opera ve operet parça- ları. 22.50; Son haberler ve ertesi günün prog- ramı, o ANKARA 19 Mayıs 1938 Perşembe Öğle nesriyatı; 1230: Karışık plâk neşriyatı, 1750: Plük: Türk musikisi ve halk şarkıları, 13.15: Dahili ve harlel haberler. Akşam neşriyatı: 1830: Plâkla dans musikisi, 1915: Türk musikisi ve hali şarkıları (Makbule Çakar ve arkadaşları). 20: Saat Ayarı ve arabca neşriyat, 20.15: Radyofonik temsil: (Gençler Grupuw). 21: Konferana: (Ordu saylavı Selim Sırrı Tarcan), 2115; Stüdyo salon orkestrası. 2: Ajans haberleri. 2218: Yarınki program ve İstiklâl marşı, yazılmış!» diye kekeledi — Baksana oğlum, evvelâ doktor Baha beyi istiyoruz. Odasına çık da söyle, lütfen buraya kadar zahmet et- sinler... e İki dakika sonra Sabur paşazadeler ailesinin maktul Kenan beyden sonra en büyük oğlu olan doktor Baha kar- şımızda idi. 35-36 yaşlarında kadar görünüyor- du. Oldukca uzun boylu idi. Mütenasib İbir çehresi, geniş bir alnı vardı. Ma İruştu. Lâkayd bir eda taşıyan simasın- daki iri mavi gözleri hayretle bakıyı İ gibi idi. Tavrı biraz mütaazzım gibi gö- rünüyorsa da bu halin lâkaydiden mü- tevellid olduğu anlaşılıyordu. Arkasın- da iyi dikilmiş lâciverd bir kostüm var- dı. Serkomiser raştırmak için vakit kazanmak bir iki kere öksürdükten sonra sualle- rine başladı: — Faciadan bizim de sizler kadar te- es ya şahid olmakla beraber katili yaka- ıyamayışımız bizim bu teessürümüzü arttırıyor. Eğer bize bu hususta yar - dım ederseniz size karşı müteşekkir kalacağız. Evvelâ mütad suali soralım, Kimden şüpheleniyorsunuz? Doktor nazarı dikkati celbedecek kad kindi. Âdeta insanın kardeşi- nin ünden fazla bir teessür duy - madığina hükmedeceği geliyordu. (Arkası var) İmtisale şayan bir hareket Anamurda esnaftan Agâh Çilingir| oğlunu evlendirirken köylü ve şehirli sine hediye etmiştir. Bu imtisale şayan hareket şube tarafından el ilânlarile bütün davetlilere ve kasaba halkına bildirilmiş, âyni ilânın sonunda davet- lilerin kendisini düğün affetmeleri için Agâh Çilingirin de bir mektubu dercedilmiştir. Agâh Çilin - girin bu jesti Anamurda memnuniyet uyandırmıştır. © Resimli zabıta hikâyemizin hal şekli Salonda, şöminenin Üzerinde duran saat elektrikli saat idi. Dallas ateş edince, kurşun karısının vücudünü delip geçerek, saate bağlı olan kordonu par- çalamıştı, (1 ve 6 numaralı resimler) böylelikle cinayetin işlendiği anda da taat durmuştu. Reymonun einsyetin iş- lendiği sıralarda, otomobile binmek üzere olduğunu ispat edişi, katilin parçalanmış kordunu görüşü ve o saatlerde, nerede olduğunu katiyetle söyliyemeyişi Dallasın iradesini elinden aldı, Onu bakikati bülbül gibi söylemeğe, karısını kendisinin öldürdüğünü itirafa sevketti, . İmülnakat r duyduğumuza erin olun. Vak'a-| dostlarına vereceği ziyafetin bedelini! Türk hava kurumunun Anamur şübe -| ziyafetinden |“ Bibâ$ada ham deri ve kösele buhranı var 2/8213 numaralı kararnameyle genel idha- İlât rejimi kararnamesinin $ maddesi İtadil edilmiş; kam deri, jüt mensucat, pamuk ipliği, kopra, kebraho, kauçuk vesai- reyi ihtiva etmek üzere on kalem maddenin memleketimize idhall hususi bir rejime tabi tutulmuştu. Bu vaziyet, bazı sa“ nayi şubelerini müteessir etmeğe başlamış- tar. Bü sıkınla, şimdi, en ziyade, deri ve bil- hassa kösele fabrlkasyonunda hissedilmek- tedir, Deri ve kösele fabrikatörlerinden bazla- rı, iptidal madde tedarikinde çektikleri müş- külâttan dolayı ameleden bir vermek Üzere iş bölgesi âmirliğine müracaat etmeğe karar vermişlerdir. Derlellerin söy- Jediklerine göre, bu sıkıntı devam ederse on beş yirmi gün sonra ameleden yüzde ellisi- Bin işlerine nihayet vermek zarureti hasıl 6- lacaktır, - İptldai madde tedarikinde çekilen güçlük dericilerden sonra pamuklu mensucat fabri- Kalarile nebati yağ fabrikalarını da mütees- sir etmektedir. Bu on kalem iptidal maddeyi işleyenler yeni Amerikan anlaşmasile veya hükümet ta- rafından alınacak yeni bir tedbirle bu işin hallolunacağını ümid etmektedirler. Şimdilik elde bulunan stoklar iki aylık ih- tiyacı karşılıyacak mikdardadır. Yazlık lâstik ayakkabı fabrikalarının elin- de bu mevsim! idare edecek derecede kauçuk bulunduğu için gelecek seneye kadar iptidal mevruubahs değildir. Yünlü mensucat hakkında yapılan tedkikler Yünlü mensucat sanayiinin himayeye deki beyet tarafından yapılan tedkikler bit- mek üzeredir. Müşavir, yakında Ankaraya gidecek, tedkiklerine aid raporu Vekülete verecektir. Üryüpte patates ve soğan fidesi istihsali Ürgüp (Hususi) — Bu sene-kasabamız ve ında yetiştirilen kıska arpacık 89- ganı mikdari 900.000 kiloya baliğ olmuştur. Bunun 150 bin kilosu Anadolunun muhtelif vilâyetlerine fhraç ve 160 bin kilosu da ka- sabanın kendi ihtiyacına sarfedilmiştir. Geçen sene patates ekme mevsiminin pek yakmurlu geçip tohumların toprakta çürü- İmüş olması yfizünden patates istihsalâtında Aptidal | Kısmına yol! madde tedariki sıkıntısı bu fabrikalar için! mühtac olup olmadığı hakkında İktasad Ve-| kâleti müşaviri Fon der Porten riyasetin-| tihsal edilmiş, bunun 900 bin kilosu İstan bul ve Ankaraya ihrac, 600 bin kilosu da ka za dahilinde sarfeditmiştir. Ankara borsası Açılış» kapanış fiatları 18-5- 938 ÇEKLER Açılış 20.00 0,788587 14,9762 4,6840 06,7460 3.4575 6,0714 14252 22,6190 Kapanış 28,935 0,7883 10,0476 4,7065 47,1610 3,4740 63,675 1,4320 2,7275 13.0780 1.9726 4.2010 3.9872 | 106.379 4,7687 2,7375 8.094 47, 24 13.0168 1,9630 4.1810 3.9082 5.4730 4,600 1,1200 3.0787 630, 43,9550 Varşova Budapeşte Bükreş Belgrad Yokohama Stokholm, Londra Moskova j Anadolu şen. $ 60 peşin A. Şm. © 60 vadeli Bomonti - Nektar Aslan çimento Merkez Bankası *j Bankası Telefon İttihat ve Değir. 2ş liseli » I vadeli 1 vadeli > Hpe » Em. Anadolu mü. peşin » yüzde on nisbetinde bir tenezzül vardır. Bu- ina rağmen gene 15 milyon kilo patates is- (Baş tarafı 1 inci sayfada) 031 yılında Cuamovası yolunda işlenen bu müdhiş cinayetin ikinci suçlusu olan Ahmed yirmi yıl hapse mahküm edilmiş- tir ve halen mevkuftur. Temyiz mahke- mesi İzmir ağırcezasmın idam kararım iki defa bozmuş; fçüncüsünde temyiz mahkemesi birinci ceza dairesi ölüm”ce- zesını tasdik etmiştir. Gecenin saat ikisinde İzmir cezaevin- de bulunuyorduk. Başgardiyan, yanında iki jandarma neferi bulunduğu halde, münferid hücrede mevkuf bulunan idam mahkümu Osmanin yanına girmiştir, A- İğir uyku halinde bulunan Osman gözle- rini açınca: — «Demek vakit geldi» demiş ve ce - ketini giyerek yürümeğe başlamıştır. Mahküm, bundan bir hafta evvel bir İs - tanbul gazetesinde Idam hükmünün tas-| dik edildiğini okumuştu, bu itibarla in - faza muntlazırdı. Osman, iki jandarma neferinin orts - sında koğuşlar arasından geçerken ar - kadaşlarına: — «Hoşça kalın, ben gidiyorum, mu » kadderat!» Demiştir. Mahkümlardan biri teessü -| rünü ifade eden bir sesle konuşunca, Os-| i man; — «Ne ağlıyorsun, hem sand ne olu - yor» demek suretile idam sehpasına ne ka dar metanetle yürümekte olduğunu mey- dana vurmuştur. İdam mahkümu, cezaevi otomobilile hükümet meydanına getirilmiş ve sehpa- nın yanıbaşında, saat kulesi önünde na“ kineden inmiştir. Kendisi vasiyeti olma- İ dığını söylemiş ve: — Başımıza bir kazadır, geldi. Hükü - metimizin kestiği parmak acımaz. Ben Allaha selâmetle gideceğim, siz de hoşca İyumeularından birine bir yüzük sat kalın, demiştir. Bir atlet çevikliğile sehpanın altındaki masaya atlıyan mahküm, orada bekliyen |. ipini kendi elile çeken idam mahkümu cellâd Ali'ye: — Delikanlı, bu nedir, neden ipi sa »* bunlamadın. Cefa e öldürme beniade- miş: — Cefa yapmam! cevabını alınca da, ipi kendi elile boğazına geçiren mahküm son olarak şu cümleyi söylemiştir: — Arkadaşlar, Allah taksiratımı affet» sin. Başefendi (baş gardiyan) sen yanı « ma gel, gözlerinden öpeyim. Hepiniz 1s lah çocuklarsınız doğrusu.. bana iyi muâ- mele ettiniz. Allaha ısmarladık. Ve mahküm, şimdiye kadar seyrettiğim otuzdan fazla idam hükmünde hiç bir) mahkümda rastlıyamadığım bir cesaretle kendi ipini evvelâ kendisi çekmiş ve ce « zasını kendi elile kolaylaştırmıştır. A, B, Mersinde gizli bir cinayet meydana çıkarıldı Mersinden yazılıyor: Geçen Nisanın ortalarına doğru şehi, rimizde Pırlanta isminde bir kadının kaybolduğ uzabıtaya haber verilmiş, fakat bütün araştırmalara rağmen ka - dın hakkında müsbet veya menfi bir malümat elde edilememiştir. Kadının loldukça zengin olması, bilhassa bir çok mücevherlere malik bulunması, bu gaybubete cinayet kokusunu da ver - miştir. Zabıta araştırmalarına devam eder ken, nihayet katil meydana çıkmıştır. Cin Ahmed isminde biri Mersin ku- mak isterken, vaziyeti şüpheli görül « müş, zabıta tarafından sıkıştırılında her şeyi itiraf etmiştir. Cin Ahmed Pırlantayı bir gece iple boğarak öldürdükten sonra cesedini € vin bodrumuna gömmüş, kadının mü - cevherlerini alarak kaçmıştır. Zabıta Pırlantanın evinde bodrumu kazınca, zavallının cesedini meydana çıkarmış -

Bu sayıdan diğer sayfalar: