15 Temmuz 1938 Tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 2

15 Temmuz 1938 tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 2
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

Hergün Loyd Ge;;ge'un Hatıraları U Yızan: Muhittin Birgen ngiliz gazetelerinin uzun uzadıya bah- İ settiklerine göre Bay Loyâ George hatıralarını yazmakla meşgulmüş. Cihan harbini idare edip meşhur sulh muahe - delerini mağlüblara - 'Türkiyeden baş - ka! - birer birer dikte ettirmiş olan kahra- manlar arasında bu eski liberal lideri en lanlardandır: Hem uzun bir ö - talihli : mür sahibi oldu, hem de yaptığı işlerin neticelerini görmek gibi her devlet ada- mına nasib olmıyan bir talih lütfü gördü. Filhakika, bütün o kahramanlardan bu- gün meydanda kimse kalmış - değildir. Hattâ Loyd George'un fırkasının bile yer- lerinde yeller esiyor; kendisi ise, ak saç- larile, harıl harıl hatıralarını yazmakla meşguldür. Bu ihtiyar devlet adamının hatırala - fını bütün dünya, bütün milletler büyük bir alâka ile okuyacaklardır; bu - de, hiç olmazsa, cihan harbinden yirmi sene sonra, hâlâ, harb ile sulh ihttmalle- ri arasında korku ve helecan ile yaşa - makta devam eden insanlar, yirmi sene- denberi dünyanın neden dolayı sakin bir sulba nail olamadığını öğrenmek tesel- lisini duyacaklardır. Hakikaten, bu sırrın hikmetini bize yalnız o söyliyebilir. Bütün harb devam ettiği müddetçe, Loyd George, bize dünya için cennet ola- cak bir devirden bahsetti: «He kendi hududlarına sahib olacak; hiç bir millete diğer millet hâkim olmıyacak; Prusyanın hegemoniası kalkacak, yerine hiç bir hemegonia gelmiyecek, Bir keli- ile dünyada siyasi ve iktısadi geniş hürriyet olacak!» dedi. Halbuki, Çekoslovakyadaki milletler meselesi hâ- Jâ balledilmedi; hiç bir millet kendi hu- düdana nail olmadı ve bir çok milletler kendi hududlarını taştılar. Prusyanın he- e gemonlası kalktı, yerine uzun Za- man Fransanın heğgemoniası — gel - di. Siyasi ve iktısadi hürriyet - lere gelince Avrupamıt” bugünkü ha- li onun mahiyetini çok güzel gösteriyar: Her tarafta siyasi muhacirler kafilesi ve her tarafta kliring kontenjan, takas, ma- kas, hülâsa her şey! Hele şu Arabların hallerine bakınız: millet | Resimli Makale: Hikâye şudur: Seyyahın biri bir dağ | bir müddet hep ayni şeyi yaptıktan si — Bu delikanlı işin kolayına gitmedi, kaplıyan kayayı kaldırdı ve altında bir Lâstik bacaklı Bir genç kız Zavallılar, Osmanlı imparatorluğunu yık- mak için ellerinden geleni yaptılar da kendilerine vâdedilen şeylerin onda biri- ni bile alamadılar! * İşte, bütün bu işlerin sırrını ve hikme- tini bize ancak Loyd George öğretehilir. Poincart -Puvankare- ve Clemenceanx *Klemanso- söyliyemeden öldüler; yahud da, gördükleri zaman içi: yaptık!: işin fenalıklarını gördül lar. Harb tazminatı diye, Almanyay: ön tarihin devamınca barç ödemeğe mahküm de, de utanı bül Lankeşirli madmazel Veronika resim de gördüğünüz şekilde bacağını havaya kaldırarak şöhret kazanmak sevdasında- dır, Genç kız 4 saat, mütemadiyen ayağı- nı başına kaldırıp indirebilmektedir. ve bu müddet zarfında '7 bin hareket yap- maktadır. 2 saat 22 dakikada yaptığı 5121 kere edip te borcunun bittiğini değil, azaldığı- ni olsun görmekten n biraken Versalliles sulhu, bütün öteki muahede | kardeşlerile birlikte Fransaya yirmi sa -| nedenberi - para yerine! - gaileden, en-| dişeden, arada bir ric'arten ve nihayet bü tün dünya siyasetinde hezimetten başka| bir şey vermedi. Bu sulhun kahramanları | bunun alâmetlerini gürdükten sı leri ktzarmadan, ne söyliyel! Temenni edelim ki Loyd George öyle yapmasın. Yüzü kızarsa bile, korkmasın ve söylesin: Şu meşhur Amerikâlı misyo- ner vâizi Wilgon meşhur prensiplerinin nasıl doğup, ne suretle öldüklerini, harb esnasında Loyd George'un ilân ede ede bitiremediği yüksek insanlık hesabları- nn neden dolayı sulh pazarına uyama - dığını bize - ve bütün tarihe -en tam bir şekilde ancak o izah edebilir. Loyd George'dan, bizim Nasreddin Hc» Ca kadar olsun samimiyet beklemek hak- kımızdır. Bizim hoca kardan helva yap- mayı icad etti amma, bunun hiç bir şey benzemediğini bizzat itiraf etmekten de çekinmedi. Loyd George, 918-920 sulhu - nun da bir kar helvyası olduğunu açıkça söyliyebilecek mi? Göreceğiz. * Biz Türklere gelince, doğrusunu söy - liyelim, Loyd George'dan hiç bir şikâye- timiz yoktur. Türkiyeye onun kadar bü- yük iyilik etmiş Avrupalı bir devlet a- damı daha gelmemiştir. Eğer, dünyayı istediği gibi kesip biçmek hastalığını, o, Loyda George, kendi nefsinde azgınlık de- recesine çıkarıp ta Türkiye için bir Sevr bacak kaldırıp indirme rökorunu kırma- ya çalışan Veronika ile hiçbir Amerikalı kız boy ölçüşememiş. Müsabakaya gire- rek 200 hareket yaptıktan sonra müsa- bakadan vazgeçmişlerdir. — Bu rakamı 10 bine çıkarmayı dü- şünüyorum.. diyen kızı seyreden eski .| boksürlerden biri: Biz daha kolaylıkla para kazanımı- şız meğer.. diyerek hayretlerini göster- miştir. muahedesi hazırlamamış ve Yunan ör - dusunu kendi elile İzmire çıkarmamış bulunsaydı, bugünkü Türkiye — olmazdı. Bu himmetinden dolayı biz ona ebediy- yen minnettarız! Vâkıâ, kendisine karşı kusufumuz çoktur, biliriz: O bizl Dun- hupınar muzafferiyetine sevketliği halde, biz onu Londradaki tahtından bir daha belini doğrultamıyacak bir şekilde yere yuvarladık. Bu kabahatimizi her zaman Vitiraf ederiz. Ancak, bunu da bizim bu iş lerde toyluğumuza bağışlaması 1âzımdır. | Y Kusurumuza bakmasın! 15 TER anketi okuyorlardı. Sıra bir kitabemın, kitabcıların para kazanmadıklarını id- dia eden bir parçaya gelince içlerinden Ben şimdi ismi işitilmiyen birisini tanırım ki mütareke yıllarında memurdu, o zamanlar aylıklarda intizamsızlık İISTER kaplıyan bir kayaya tesadüf eder, çevresinden dolaşarak gi- deceği yere gider. Fakat babasının ölümünden sönra çocuğu kaldırıp atarak yolu kısaltmayı düşünür, kazma, kürek ça- lışmaya koyulur. Kayanın altında ne bulsa beğenirsiniz? Bir n madeni, Kıssadan çıkan ahlâki hisse meydandadır: İnsanların çoğu görenekle hareket ederler he; İNAN, Gazetede beş on arkadaş oturmuş, Son Postada çıkan bir SON POSTA E Çok çiğnenen yolda yeni şey bulunmaz — başında bütün yolu — leri ve alıştıkları yol lunmadığını düşüni rünür, araştırmaya ra bir gün kayayı — yürüyüp giderler. I biraz yoruldu, yolu servet buldu. gördü lanmak, biraz düşü! aksi halde yeni e tecereeaRcALALAAR AAA AELADLELAELALERAALAAALAACEA, Hergün bir fıkra Geri kalan üç lirayı gönderiniz Tanınmış avukatlardan biri yan hanesinde meşgüuldü. İçeri biri girdi. Kendisinin komisyoncu olduğunu ve bir şey soracağını söyledi; avukat: — Buyurun sorunuz! dedi, — Bir kedi bir eve girse ve bir ten- cere yemeği devirse, bu kedinin sahi- binden bir tencere yemeğin parasını istemiye hakkım var mıdır? Vardır. — Modem ki böyledir. Ben Kkomşunuzum, kediniz evime — girdi, bir tencere yemeği devirdi. İki lira masraf etmiştile, bu parayı isterim. — Hay hay kâtibimle biraz sonra size gönderirim. Biraz sonra, avukatın kânibi komis- yoncunun kapısını çaldı. Komisyon - cuya bir mektub uzatta. mektub av kattan geliyordu. «Kâtibimi gönderdim. Hukuki bir mesele hakkında yaptığımız Üstişare için beş Itra vermeniz lâzemdı. Bu beş liradan ilei lirasını kedimin tencere - mizi devirmesi sebebile alakoyabilir. sini lan üç Urayı lütfen kı tibime verip, gönderiniz » süSGükcescesecEdES! İ e 12 lira haftalığa mukabil kızını satan ana Amerikalı bir kadın 13 yaşındaki la bir doktora döktorla | kızını 12 Jira haftali satmıştır. Genç kız, 7 sene bu şekilde metres hayatı ra onunla zorla evl O bize dargın olsa da, bir Türk sı ben ona dargın değilim. Bütün dünya ile| birlikte hatıralarını büyük bir ıı'ıeı'ik'.ıW bekliyorum. Yalnız, hemen çıkar çıkmaz satın alacak kadar gaflet edecek — de - Bilim; evvelâ, bekliyeceğim, herkes ne diyecek? Hatıralarını açık ve samimi ola- rak mı yazmıştir, yoksa, yazı masasının önüne dünyayı bir kere daha aldatmak | maksadile mi oturmuştur? Malüm ya, sütten ağzı yanan Türk yoğurdu üfliyerek yer! ei lda yürürler, bir başka yol bulunup bu- mek kendilerine zahmetli gelir, güç gö- lüzum duymadan hep ayni hat üzerinde lalbuki çok çiğnenen yolda yeni şey bu- Junmaz. Olanı bizden evvel geçenler alıp gitmişlerdir. Buna mukabil hiç kimsenin geçmediği yeni yollarda birçok ser- vetler gizlidir. Bunları bulabilmek için biraz zahmete kat- inmek, biraz da yorulmak icab eder. Ser- vete kavuşmak istemiyorsanız eski yolda yürüyebilirsiniz, bulmak lâzım. Hâkimin suallerine Cevab veren köpek İngilterede güzel terbiye edilmiş peği mahkeme huzuruna Reis köpek sahibine sormuş: — Köpeğiniz bu mudur?... casında bulunan köpek havlamış. Reis gülerek: dik ediyor.. demiş. Ve tekrar sormuş: — Kaça almıştınız? Bir sterlin mi?.. dediniz?, Köpek gene havlamış. — Köpeğiniz geçen haftadanberi ka- yıbdı değil mi, Cevabı gene köpek vermiş. Bunun üzerine, köpek sahibi: — Bana lüzum kalmadı. Köpeğim hep- sine cevab veriyor.. demiş. Mahkeme de hırsızları onar İngiliz lirası tazminata mahküm etmiş! Kadın pehlivanlar erkeklere meydan okuyorlar Hindistanda Allahâbâdda tanınmış "|kadın güreşcilerinden Emin Banu, er- kek rakibi Firuzu iki saat süren çetin bir müsabakadan sonra tuşla yenmiş- Muhittin Birgen İSTER İ bir sayfiyesi vardır. itibaren kitabcıların yorum.> biri şunu söyledi: İNAN, başlayınca memuriye şehir içinde büyük b tir. NANMA! ini bıraktı, kitabcılığa daldı. bir apartımanı, şehir dışında mükemmel Ben bu vaziyeti öğrendiğim günden para kazanmadıkları iddiasına inanmi- Biz de tnanmıyoruz, fakat ey okuyucu sen: İSTER İNANMA! köpeği çalmışlar. Sahibi çalanları bul- muş ve mahkemeye müracaat etmiş. Kö- Adam cevabı vereceği sırada, şahid 10- — Gördünüz mü?, Kendi kendisini tas- Sözün Kısası Yazı Çok Olduğu İçin Bugün Konamadı (4 yaşında bir katil mahkemede “Eroin isterim,, diye bağırdı Ağırceza mahkemesi salonu dün acı, acı olduğu kadar da düşündürücü bir hâdl« seye sahne olmuştur. 14 yaşında Arif, Mercanda arkadaş. Hasanı bıçaklıyarak. öldürmekten maz« nundür. Suçlu çocuğun duruşmasına A « ğurcezada dün de devam edilmiş ve vak'a« yı görenler şahid olarak dinlenilmişler« dir. Şahidlerin Ginlenilmelerini müteakili suçlu Arife, şahidlerin enlattıklarına, bit diyeceği olup olmadığı sorulmuştur, O vakte kadar gayri tabii bakışlarla eta rafını süzen ve hiç sesini çıkarmadan yaix nız dinliyen 14 yaşındaki mazmun, bir « denbire tehevvüre kapılmış ve şöyle hay« kırmağa başlamıştır: — Şahidlerin ifadelerine cevab vere, miyeceğim. Oh! Ne olur bana ercin vex rin. Yoksa, ifade verecek halde değiltm. Bana, eroin verin! Çocuktaki bu tehevvür, bir an içinda en şiddetli bir buhran halini almıştır, Kendine hâkim olamıyan Arif, mamun | mevkiini salondan ayıran tahta parmak lıkları parçalamıştır. Derhal mahkema mübaşiri ve suçlunun afazasına mes mur jandarma Arifi yakalamışlar teskin 3 letmiye çalışmışlardır. 14 yaş i bu beyaz zehir kurbanı güçlükle sükünete avdet ettikten Bonra, duruşmaya devam edilmiştir. Trakya Umumi Müfettişliğinin tertib ettirdiği film Dün akşam Boeyoğlunda Halk Partisi binasında halka bir film gösterilmiştir. 5 kısımdan ibaret ve 750 metre uzun« luğunda olan film Trakya Umumi Mü- 'fettişliği tarafından hazırlanmıştır. | 1937 Ege manevraları, Trakyada yas jpilan muhtelif spor hareketleri, Ünis versitenin Trakyayı ziyareti v. «. den ibaret olan film, büyük bir ustalıkla çevrilmiştir. Bilhassa, Ege manevrala« rı-bütün teferrüatile filme alımabilmiş« tir. Bu kordelâyı bize hediye eden Trak: bir |'ya Umumi Müfettişliğini tebrik etmek lâzımdır. Hatayda Türk - Fransız dostluk tezahürü (Baştarafı 1 inci sayfada) tır. İki memleket askeri kıt'aları ay- ni geçid resminde, yanında Albay Fevzi Mengüç ve iki Genelkurmay sübayları olduğu bhalde delege Al- bay Kole'nin önünden geçmişler ve halkın bütün unsurlarından mü- rekkeb büyük bir kalabalık tarafın- dan şiddetle alkışlanmışlardır. Halk, iki memleket milli marşı şlarla ve yaşa sesleri il6 ır. Adana, 14 (ALA.) — Antakya'da bugün Fransız Cumhuriyet bayra- mı münascbetile Türk askerf kıt'a- larının merasime iştirak ettiği ve 'Türk Cumhuriyet bayramında da Fransız kıt'alarının ayni suretle ha- reket edeceği öğrenilmiştir.

Bu sayıdan diğer sayfalar: