23 Eylül 1938 Tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 2

23 Eylül 1938 tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 2
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

SON POSTA Eylöl 23 Hergün Çekoslovakyadan sonra Yaran: Muhittin. Birgçen ongdra ve Paris Südet davasını halle çalışırken, bf'ı,k!emld'.gi veçhile, ortaya yeni yeni meseleler gçıkı- yor: Macaristan, Çekoslovakya Macarl- ğını kurtarmak üzere harekete geçti. Le- histan ayni iddiada. İtalya da bu iki id- ilk iddiaya ilâve ederek, her üç davanan yardımcı müdafti olarak Alman-| yanın yanı başında bulunuyor; Bay Mus- solini, dramatik bir dille halka soruyor: «— Evvelce olduğu gibi benimle bera- ber yürümeğe hazır mısınız*> Halk ta cevab veriyor: — Evet'» «— Harbe de hazır mısınız?> e— Evet!> Ona da evet, buna da evet. Eğer ufuk- ta sulh havası iyi görülmese bu <evets ler ırdan kolay çıkmaz; fa e bize şunu isbat eder ki İtalya, Al- manyanın yanındadır ve Berlin - Roma mihveri, bugün her zamandan kuvvetli- dir, İtalyaya Almanyanın peyki diyemeyiz. Çünkü onun da bir dereceyo kadar müs- takil bir siyaseti vardır. Fakat, eski A- Resimli Makale: — Herkese anladığı dille hitab ediniz — Müdafaa ettiğiniz bir meselede haklı olabilirsiniz. Fakat | hakkınızı tesl'm ettirmek için anlatmanız, söylediklerinizin anlaşılması için de karşınızdakinin . anlıyabileceği bir dil ile söylemeniz lâzımdır. Zira anlaşılmıyan söz bir bir hik- met te olsa söylenmemiş gibidir. — Deliler içinde onu kendi seviy vaffak olursunuz. İngilizlerin atalar sözünde: akıllı, budalalar araşında zeki görünme- nin skıllıca ve zekice bir hareket olmadığı söylenir, karşı- nızdakinin seviyesini öğreniniz, ona İnmiş görününüz, sonra ze yükseltmiye çalışınız, daha çok mu- Aşk uğrunda vusturyanın oynadığı rolü, şimdi İtalya- nın almış olduğu muhakkaktır. Eski A- vuslurya, kontinantal, yani berri Avru- padaki siyaset burcunua ikinci derecede- ki parlak yıldızi idi. Bugün bu yıldız İ- talya olmuştur. Macaristana gelince, bir elini İtalyaya, diğerini, şübhesiz biraz da istemiye is- temiye, Almanyaya uzatmış olan bu memleket, bu iki yıldızın cazibesi için- dedir ve mihver hareketini bunların en kuvvetlisi olan Almanyaya göre ayar et- mekten başka çaresi yoktur. Polonyaya gelince, nazari siyaset he- sablarına göre, onun çu aralık Fransa gi- yasetinin başına hiç olmazsa bir gaile ilâ- ve etmemesi lâzım gelirken, kendisinin başka tarzda hareket ettiğine şahid olu- yoruz. «Ben de isterim!» diyor ve Çekos- lovakya ziyafetine davet edilmesi id- Giasını ileri sürüyor. Çünkü başka türjü yapamazdı. Almanya ile İtalyanın elele vermiş olduklarını gören Polonyanın bu iki kuvvete muhalif bir rol oynaması im- kânsızdı; kaldı ki artada bir de Çekoslo- vakyanın, paylaşılacak mirası var! * Demek oluyor ki kontinsntal Avrapa,| ettikleri bir siyasete doğru gidıyor ve bu siyaset içinde büyük Talü Almanyâ oy- huyor. İtalya, ikinci rolü almıştır; öteki- ler de peyk rolünü ifa ediyorlar. Fakat, iş bu kadarla da kalacak deği!- dir. Çekoslovakyanın ez veya geç değiş- meğe mahküm olan hududlarından son- ra, bu memleketi dört taraftan kuşatacak olan iktısadi şartlar, hududları değişen Çekoslovakyada, er veya geç, fakat daha ziyade yakın bir zamanda, siyasetin de değişmesini mucib olacaktır. Şimdiden Cumhurreisi Beneşin istifasından bahse- diliyor; henüz buna ihtimal vermeyiz; fakat, gün gelecek bu da olacaktır. Çün- kü Çekoslovakya, Almanyaya muhalif ve hattâ düşman bir siyaset takib ettikçe ta- hat yaşıyamaz; iktısaden muztarib olur. İktısadi hayat her şeye hâkimdir. Bunun için Çekoslovakyada, Almanya ile anlaş- maya müteveccih bir hareketin zuhur et- tiğini görmekte gecikmeyiz. Bilhassa, Fransa siyasetinin son dakikada, yaptığı dönüm hareketi, bu küçük Tuna devle- tinde, balkın fikirleri üzerinde büyük bir tesir vücude getirmiştir. Şimdiye kadar Fransayı, sırtında bir yumurta küfesile yürüyor zannedenlerin, birdenbire bunun aksini görmüş olmaları hayli derin tesir- ler bıraktı. Şimdi Çekoslevakyanın bü- yük bir kısmı Fransaya karşı ateş püs- kürüyor. Bunun için, Çekoslovakyanın asi adamları değilse bile iktısadi teş- kilâlı, yakıt bir zamanda Almanya ile Bulh yapacak ve anlışacaktır. Şu halde, koöntinantal “Avrupada, Berlin - Roma mihveri etrafındaki toplanma hareketi yavaş yavaş artacaktır, * Bu vaziyet Avrupanın bu kısmında sü- kün ve huzur temin etmeğe yaramıyacak değildir. Bu sahada Almanyanın nütuz ve hâkimiyetini kabul eden bir takım devletler arasında ahenkli bir siyaset yapmanın mümkün olduğunu zannediyo- ruz. Çünkü bu devletler Almanyanın nü- fuzunu kabul ve teslim etmekle beraber, Muhacir Olan Sultan Sevgilisi uğrunda, bütün istirahat ve zevklerini feda ederek Avrupalara kadar gelen Johore sultanı 24 ndaki es- kavuşmuştur. Röntgen gözlü kız Yunan köylülerinin azize mertebesine yükselttikleri 19 yaşlarında, ve Talyana Karitidu ismindeki bir kız İdomeniden — Atinaya getirilmiştir. Etibba cemiyeti tı—'Şikıgolu Kraus mahkemeye müracaat Almanya ile İtalyanın müştereken tayin| — p D Öitecektir. Genç kıza ederek karısı aleyhine boşanma davası röntgen kız işmi verilmektedir. Zira, her türlü madenf eşyaya nüfuz edebildiği id- dia olunmaktadır. Bir çok köylüleri bu — | Hergintirtikra | İki kabare artisti Lydia Hille Londrada | S- | | Bir dilenciye sadaka vermişti İskoçyalılar bir kahvede toplanmış- lar, konuşuyorlardı: — Benim babam cömerd adamdı, İ bir gece rüyasında bir dilenciye bir İ kefe sadaka vermişti. i — Bunu kendisi mi anlatiı? — Kısmen evet.. bir sabah babam; $ «dün gece rüya gördüm, bir dilenci | sadaka istedi.. ben de kovdume de- ? mişti. Ertesi sabah babamı yatağında ölü olarak bulduk. Ben derhal işi am- ladım. Ayni dilenci gene Labama til yasında görünmüş, sadaka istemişti Babam da nasılsa aldanmış vermi; Fakat verir vermez de yaptığına pi man olmuş, yüreğine inmiş, ölmüştü. | Karısından dayak yiyen meşhur boksör | Amerikanın tanınmış — boksörlerinden | açmış ve hâkime şüyle derâ yanmıştır: — Bay hâkim, karımdan müdhiş kor- kuyorum. Zira beni dövüyor, gömlekleri- sayede hastalıktan kurlarmış, icab eden 'mi param parça ediyor. Üstelik te tek- tedbirleri aldırmıştır. Bir keresinde bir | meler indiriyor. Böyle zalim bir kadınla genç kadının midesinde bir ur bulundu-| yaşıyamam. Onun için boşanmak istiyo- ğunu söylemiş, ameliyat tavsiye etmiş,| rum. doktorlar muayene etmişler ve kızın teş- Gene bnşka bir sefer de, ailesine para- sını nereye sakladığını söylemeden ölen köylünün 15 bin drahmisini gizlediği yer- den bulup çıkarmıştır. ——— — — onun lüzumundan fazla hâkim bir rollyeşik Amerika hükümetlerinde okuyup oynamaması için tertibat almayı da ih- mal etmiyeceklerdir. Bu hususta kuvvet- H bir tesir yapmaya da İtalya pekâlü muktedirdir. Eğer Almanya da, şimdiye kadar bazı alâmetlerini gösterdiği gibi, Alman olmıyan memleketlerin tabit hak- Tarını tanımakta kusur etmiyecek olursa, yani iddialarını, hak müsavalı içinde, ve karçılıklı bir ruh ile, dürüst iktısadi mü- nasebetler hududu haricine çıkarmıyacak olursa kontinantal ve Şarki Avrupa sa- hasında bugün için sakin ve iyi, yarın için de daha iyi hayat şartları vüdeden bir devir açılabilir. Bu devrin açılması Almanyanın elindedir. Almanya, işleri Avrupat ve beşeri bir hak ve müsavat ru- hu içinde tutarsa her şey yolunda gider ve her şey daha iyi olur. Aksi takdirde bugünkü mücadele havası değişir, başka şekillere girer ve yeniden devam eder. Mukhittin Birgen — İzeltmeleri dinleri iktizasmdandır. İSTER Kadıköy vapurunun alt kat salanunda kadınlı erkekli bir grup, ellerinde frânsızca gazeteler, bazan türkçe, bazan da yabancı bir dil ile Çek meselesinden bahsediyorlardı. İhti- Tâfın muhtelif bakımlardan vaziyetini münakaşa ettikten sonra kendileri için en mühim telâkki edilen bir nokta eai İSTER e Mahkeme daha kararını vermemiştir. Amerikada ne kadar okuma bilmiyen insan var? Bir istatistiğe göre 1920 tarihinde bir- yazma bilmiyen 4,250,000 vatandaş var- dı. Bu mikdar 1938 yılı başında 3 milyo- na İnmiştir. Ümid ediliyor ki açılan hu- sust mektebler sayesinde 3 yıl içinde sı- fıra inkılâb edecektir, Garib bir otel Londrada, İngilizin biri, bir oteli dev -| ren satın alıp ta odalarını gezdiği zaman şöyle bir levhaya rasigelmiş ve hayretler tçinde kalmıştır: 1 — Ağustos ayında ancak mübrem 5u- rette lâzım olduğu takdirde, sıcak su iz. tenilmesini müşterilerimizden dileriz. 2 — Pazar sabahları otel müstahdemle- rinin de kiliseye gidip dini vazifelerini yapmalarını temin için, müşterilerin ken- di yataklarını bizzat kendilerinin dü - İNAN, İSTER kalan Çek paraları İNAN, İSTER Uzun gezintilere Çıkan İngiliz Kadınlarının buluşu ça Londrada pazar günleri yürüyüş yapan genç kadınlar, müteaddid çantalar taşı- mak külfetinden kurtulmak için resimde gördüğünüz gibi bastonlarının üstüne bir torba geçiriyor, içine lâzım gelen eş- yayı koyarak, iki ucundan bağlıyorlar. Bu yenilikten bilistifade en lüzumlu eş- yalarından biri olan aynayı, bastonun Vindsor Dükünü evlendiren papaza boykot Bütün kilise Sleminin muhalefetine rağmen Vindsâr dükü ile düşesini evlen- diren, rahib Jardine, kilise mehafilinde azami güçlüklere maruz kalmaktadır. Şimdi de Amerikada Hollywoodda bu- hanan Tahibe, kiliselerde vüzettirmemek için türlü türlü engeller çıkarılmaktadır. Rahib, İngiliz gazeteleri vasıtasile İn - giliz halkına hitab ederek «Dükü evlen - dirmekle zengin olmuş değilim. Parasız da değilim, Hakikat anlaşılmalıdır. de - mektedir. İNANMA! üzerinde durdular, Ba nokta iki taraflı bir sual halindeydi, kolaylıkla dinlerken şöylece not ettik: — Peki, Çek topraklarının Almanyaya geçecek kıszmında oturmakta olan Yahudiler ne olacak, sonra da ceplerinda Alman parasile nasıl değiştirilecek? İNANMA! Sözün Kısası Bulunmuş mektub E Talti Ça Sokakta yere düşürülmüş şöyle bir mektub buldum: «Azizim, «Sizin diyarda cereyan etmekte olan vukuatı, biraz kendi aylakt#ım, biraz da sana'karşı olan alâkam dol: ile, büyük bir dikkatle takib ediyorum. Bu manzi- radan, bir insan olmak itibarile, miüteces- gir olmamaklığıma imkân yoktur. Ancak sin ve salim ve kendi nelsim üzerindeki büyük ve acı tecrübelerim, hiç şüphesiz seni son derece heyeca ran bu man- isarayı daha ziyade sükün ile temaşa ey -« lememi intaç ediyor, Filhakika, sizin bu- gün başınıza gelenleri henüz çok yakın bir mazide bizzat görmüş, geçirmiş bir milletin pişkin bir ferdiyim. Galib: Ten sizin hududlarınız dahilinde, |ki pek yakininde bulunan Mürşteğ şe rinde, bundan çeyrek asır evvel benim İmilletimin mukadderatı da, aynen bugün Bizinki gibi mevzuu bahsolmuş, Avrupa- nın aç gözlü kodamanları ben sağken, benim mirasımı aralarında pay etmişler- di. Lâkin ben, senin gibi bir zaferin p- marıklığından doğmuş gayri tabti bir te- şekkül değil, altı asır önceden başlıya « rak peyderpey dökülen kanlarla kened- lenmiş tarihi bir varlık olduğum için kendimi kolayca yutturmadım, ve eğerçi çok hırpalandı isem de leülhamd dirildim ve şimdi maşallah sapasağlamım. Bununla beraber senin şu anda içinde bulunduğun geçidden ben de geçtim. Ve onun için, bunun ne demex olduğunu pek iyi bilirim. Ve gene bildiğim içindir ki senin böşüna teessür ve beyhude ümid- Jerine, sana vakit ve enerji heder ettir - mekten gayri hiç bir şeye yaramıyacağı cihetle, acıyorum. Bu gibi veaziyetlerde ne hariçteki sefirlerinin göz yaşlatı, ne de milletinin mukadderatile İsa'nın 1z ? tırabları arasında müukayeseli edebiyat yapan beyannamelerin kat'iyyen fayda - sızdır. Sen, “ *rudan doğruya müsbet ve afaki halâs çarelerinin neler olabileceğini düşünmeli ve seni kurmakla esasen sana en bi enalığı etmiş olanlardan asla meded istememeli ve ummamalısın. Bizde düşenin dostu olmaz derler, Bu çök doğru ve denenmiş bir sözdür. Hattâ ben senin yerinde olsam bin defa şükre- derim ki senin o büyük hâmilerinin de senin topraklarında, senin nüfusunda ili- Şiklikleri yok. Zira olsaydı, bugünkü gün- 'e birer tırnak ta onlar takarlardı. Bizim eski şairlerimizden biri: Ehibba şivel yağmâda mebhut eyler a'dayi; Hüda göstermesin âsarı izmihlâl bir yerde! Beytini bilerek ve duyarak yazmıştır. Bunu sen de kendi diline tercüme ettir ve hükümet dairesinin her duvarına altın harflerle yazdır. Ondan sönra, zaruri olarak daralacak hududlarının içerisinde, vaktile bol ke- (Devamı 10 ncu sayfada) Büyük müsabaka Yalnız çocuklar için | 25 lira, 15 lira, 10 lira ve 100 kişiye de muhtelif hediyeler vereceğiz

Bu sayıdan diğer sayfalar: